@Bora Doruk
olay şiddete dönerse onların seni çekmek istediği oyun sahasına girmiş olursun. adamların istediği zaten o. bunlar şiddetten beslenen tipler. hoş bu olayda karşı grup çok kalabalık, iki kişi çıkıp diklense muhtemelen kuyruğunu kıstırıp geri dönecek göt korkusundan. gidip falçata filan alması erkekliğinden değil, korkaklığından o ayrı. ama bu adamlarla şiddet diliyle konuşmak sadece bize kaybettirir. hapishanede yatmayı bile övünç kaynağı gören zihniyetten bahsediyoruz. ha dersen ki nasıl başa çıkacaksın, inan buna verebileceğim yanıt yok. kimi kime şikayet edeceksin ki? polise mi? emin ol sen suçlu çıkarsın. örgütlü cehaletle baş edemezsin. son 15 senede ince ince işlendi bu. toplumda saygı namına bişey kalmadı. kara cehalet şu an o kadar özgüvenli ve o kadar arkalarından destekleniyor ki bizim şu an buna yapacağımız birşey yok, akıl ve beden sağlığımızı korumaktan başka. daha bisiklete gelene kadar o kadar çok konu var ki...
bisiklet kültürü ve o medeniyet düzeyine erişmemiz için baştaki zihniyetin değişip, üzerinden 1-2 neslin geçmesi lazım anca. o zaman bile ancak bebeklik evresine girmiş oluruz, bir kültürü oturtmak, insanların o medeniyet seviyesine erişmesi geceden sabaha olacak iş değil maalesef. hele cehaleti şiddet ve din sömürüsünden beslenen mevcut siyasal düzlemde mevcut durumumuzu koruyabilirsek öpüp başımıza koyalım derim.
bende bu hafta katlanır bir bisiklet alıp aranıza katılmayı planlıyorum. mesela eşim türkiye de kesinlikle bisiklet kullanmayacağını söylüyor. nedenlerinden biri buradaki video. bu ve yüzlercesi. kendim için bile zor ikna ettim. şehir içinde bisiklet kullanmak ekstrem spor kategorisine giriyor artık. geçen sene kopenhag'a gittikten sonra bisiklet almaya karar verdim ben. o karda, kışta bisiklet kullanım oranı ve bisikletin yaşama entegrasyonu muazzam. aşık olamamak, imrenmemek mümkün değil. biz toplum olarak birbirimize saygıyı kaybettik. hoş hiçbir zaman medeni ülkelerdeki düzeye erişemedik belki ama son 10 senede bakın çevrenize. insanların birbirine saygısı... güldürmeyin beni.
kopenhag'da, karla kaplı kaldırımlarda yürürken, yürüdüğüm yolun bisiklet yolu olduğunu farketmedim bir sefer. arkadan gelen bisikletli hızını kesip durmak zorunda kaldı ben kenera çekilene kadar. utanç ve mahcubiyetle özür diledim, son derece nazik bir gülümsemeyle cevap aldım önemli değil diye. buradaki insanlar bırak utancı, mahcubiyeti falçatayla sana saldırma cesaretini bulabiliyor. milli irademiz maalesef bu kadar. sadece bisiklette değil. hangimiz yaya geçidinde yol veren bir şoför görünce sevinip, şaşırmıyoruz? halbuki normal olan, kurallara göre yapması gereken o. normale şaşırır haldeyiz.
kendimizi kandırmayalım. batı paketine sarılı orta doğu ülkesinde yaşıyoruz her ne kadar kabullenmek istemesekte. medeniyete bir hayli uzağız ve her geçen gün daha fazla uzaklaşıyoruz. cehaletin örgütlendiği, cehaletin övüldüğü, cehaletin yüceltildiği bir ülke haline döndük. insanlar kutuplaştı, insanlar saldırganlaştı, insanlar sınıflandırıldı ve sonunda insanlığını kaybettiler. açıkcası tünelin ucu bombok bir yere çıktı arkadaşlar. yeni bir tünel kazıp medeniyete ulaşmak ise uzun mücadele ve emek isteyen bir iş. ama imkansız değil.