Scudo Sports

Bisiklet Yolu Değil Otopark!

Bisikletli Gezgin

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Mart 2011
Mesaj
3.874
Tepki
4.603
Şehir
Altındağ, Ankara
İsim
Mustafa
Bisiklet
Sedona
İstanbul'da yaklaşık 100 kilometre uzunluğunda olan bisiklet yolları amacı dışında kullanılıyor. Bisiklet sürücüleri ceza uygulanmadığı sürece bu sorunun devam edeceğini belirtiyor. İstanbul’da bisikletli ulaşımı geliştirmek, sağlık, çevre ve ekonomiye katkı sağlamak için yapılan bisiklet yollarının kullanımlarına ilişkin ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu sorunların başında, motorlu taşıt sürücülerinin ve yayaların bisiklet yollarını bilinçsizce kullanmaları geliyor.

bisiklet-yolu-degil-otopark,dhl0lUbKt02n76AN_HHJiA.jpg


Kent genelinde bulunan yaklaşık 100 kilometre uzunluğundaki bisiklet yollarından yalnızca birkaçı kullanılabilir durumda. Geriye kalan diğer yollar motorlu taşıt ve yaya işgali altında. O yerlerden biri de Gaziosmanpaşa ilçesinde Küçükköy Meydanı ile Alibeyköy arasındaki 2,7 Kilometrelik bisiklet yolu. Yalnızca bisiklet sürücülerinin kullanması gereken yol üzerinde motorlu taşıt parklarından otobüs durağına, yaya trafiğinden çöp konteynerine kadar birçok engel bulunuyor.

"ARAÇLAR BİSİKLETLİLERİN HAKKINI GASP EDİYOR"
Semt sakinleri bisiklet yollarının amacı dışında kullanımlarından dolayı rahatsız. Bisikletliler için ayrılan yolda, engeller bulunduğunu belirten bir semt sakini, "Normalde burası bisiklet yolu. Buradaki araçlar, bisikletlilerin hakkını gasp ediyor. Bu çöp konteyneri da öyle. Çöpçü boşaltmış çöpünü, konteyneri atmış buraya. Orada yeri var. Yerine koysa daha iyi. Herkes, herkesin hakkına tecavüz ederse işte böyle karışıklık olur. Ben rahatsızım bu durumdan. Şayet ben bisiklet kullanıyor olsaydım, bu yoldan asla geçemezdim. Mecburen caddeye çıkmak zorunda kalırdım. O da sakat iş, tehlikeli yani. Araçların nasıl kendi yolları varsa, bisikletlilerin de kendi yolu var. Onları engellememek lazım" dedi.

istanbulda-bisiklet-yollari-isgal-altinda-4055-dhaphoto2,gKmPI7uNykCCl7sr2sdUbg.jpg


"30 YILDIR BURADAYIM BİR BİSİKLETLİ GÖRMEDİM"
Bölgede bisiklet yolunu kullananların olmadığını söyleyen bir kamyon sürücüsü, “Buranın bisiklet yolu olduğunu ve park yapmanın da yasak olduğunu biliyorum. Burada kaç kişi bisiklet kullanıyor. Bunun yapılmasının esas nedeni, buralara hep bina yapıldı. Bu arabalar nereye park edecek. Yeteri kadar otopark var mı, yok. Ben 30 yıldır bu mahallede oturuyorum, daha bir Allahın kulunu bisiklet kullanırken görmedim. Buraya bisiklet yolu neden geldi, bisiklet yoluna ihtiyaç yok. Birileri para kazanmak için ihtiyaç kendilerine böyle bir ihtiyaç doğurtuyor" şeklinde konuştu.

"BİLİNÇSİZ KULLANIMLARLA BİSİKLET YOLLARI ANLAMSIZ HALE GELİYOR"
Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz ise İstanbul’un birçok noktasında benzer sorunların yaşandığını belirterek, "Bisiklet yollarının kullanımı konusunda herkese sorumluluk düşüyor. Burada görüldüğü gibi, çöp konteynerinin bir cebi var. Ancak belediye ekibi bu konteyneri yerine koymuyor. Bunu birkaç yerde daha yaşadık. Belediyenin temizlik işçileri bu konuda yeterince eğitilmemiş demek ki. Bu yollara toplumun tüm kesimlerinin sahip çıkması lazım. Eğer bu sağlanırsa bisiklet yolları da kullanılabilir, olur. Bu yol üzerine araç park edenler, bu yolun güvenli olmadığını gösteriyor. Bu da bisiklet yollarını anlamsız hale getiriyor. Bisiklet yolu güzergahında park eden sürücülere cezai işlem uygulanmadığı sürece benzer sorunlar yaşanmaya devam edecek" dedi.

"PLASTİK ENGELLER ARAÇ SÜRÜCÜLERİ TARAFINDAN KIRILMIŞ"
Bisiklet yolunu, motorlu taşıt yolundan ayıran plastik engellerin, yola park eden sürücüler tarafından kırıldığına dikkat çeken Suyabatmaz “Aslında birçok ülkede, beton ve yüksek engeller kullanılıyor. Böylece araçlar kesinlikle bisiklet yollarına giremiyor. Bizde de öyle olması gerekiyor. Bu şekilde küçük plastik engellerle, eğitimsiz sürücülerimizi maalesef eğitmemiz çok mümkün görünmüyor" diye konuştu.

istanbulda-bisiklet-yollari-isgal-altinda-4055-dhaphoto8,HhSbAU7DbE-KOR0c4XIEZw.jpg


Suyabatmaz’a göre, kent genelindeki birçok bisiklet yolu yeterli ve güvenli değil. Bisikletin ve bisiklet yollarının, insanların kişisel sağlıkları ve ekonomileri için bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Suyabatmaz, “Bisiklet ve yolları ülkemiz için ayrıca ciddi bir ekonomik kazanç. Sadece petrol için 80 milyar dolar civarında bir para harcanıyor. Bunun büyük bir miktarı ulaşım için. Şayet bisiklet ulaşım aracı olarak kullanılır ve yaygınlaşırsa, bu 80 milyar doların azalması da mümkün olacak. Böylece cebimize de bir miktar para kalmış olacak. Bazı kişiler için bu, ayda bin lirayı buluyor. İşe, okula, pazara, camiye giderken bisikletle bedava ulaşım yapma imkanımız var. Yeter ki güvenli bisiklet yolları olsun ve sürücüler bisikletlilere saygı göstersin" dedi.

Bisiklet yollarını güvenli bulmayan bisiklet sürücülerinin trafiğe bisikletleri ile çıkmaktan korktuğunu söyleyen Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Hafriyat kamyonları özellikle dubaların üzerinden geçiyor. Yol üzerine park ediyorlar. Bu maalesef korkunç bir durum. Zaten trafikte saygı öğrenilmiş bir şey değil. Toplum mutlaka süreç içinde bisikletin önemini kavrayacaktır. Bu süreci hızlandırmamız lazım. Buna herkesin çok ihtiyacı var. Özellikle de ekonomik olarak buna herkesin ihtiyacı var ve olacak. Ancak bugün bisiklet yollarına yayalar giriyor. Bu bizim bir diğer sorunumuz. Araçların park etmesi ayrı bir sorun, yayaların girmesi motosikletlerin girmesi ayrı bir sorun. Avrupa’da olsanız bisiklet yolunda yürüdüğünüzde, şayet bisiklet yayaya çarparsa tazminatı yaya ödüyor."

"YAYALAR DA BİLİNÇSİZ"
İstanbul’da sınırlı sayıda bisiklet yolunun kullanılabilir olduğunu ifade eden bir bisiklet sürücüsü de "Bisiklet, trafikteki araç sürücülerinin bilinçsizliğinden dolayı bizim için tehlike arz ediyor. Biz bisiklet sürücüleri fırsat buldukça bisiklet yollarını kullanmaya çalışıyoruz. Ama bu yollarda da yayalar bu yolları yürüme yolu olarak kullandıkları için bize tehlike yaratıyorlar. Deneyimlerime dayanarak söylüyorum. İstanbul’da bisiklet sürmek biraz tehlikeli. Yayalar da araçlar sürücüleri gibi bilinçsiz" şeklinde konuştu.

Kaynak: (link)
 
Scudo
istanbulda-bisiklet-yollari-isgal-altinda-4055-dhaphoto2,gKmPI7uNykCCl7sr2sdUbg.jpg


Istanbulda cok fazla araç var neden ?
Çünki rant alacak devlet
Devlet bu istanbulu rant kapısı olarak görür ,bu millette ranta çanak tutar çünki köyden kente gelince arabası olanlara imrenir ,bu aşalik kompleksinden bu millet kurtulamaz şimdi bakıyorumda bu fakir mahalle fındıklıda maşallah herkeste araba var gariban dersin altında araba var ,adamın boyu beş metre uzadı bizim apartmanda köyden gelmiş eski arabayı satıyor yenisini almış ,ne diyeceksin adam beni görüyor ağbi diyor nasıl bisiklet ile gidiyorsun 12 km kadıköye diyor,
zihniyete bak 224 km gittim bir günde deyince gözleri faltaşı gibi açıldı ,murat. Suyabatmaz ile epey teşviki mesai yapmıştım 4yıl önce ,trafikte bisiklete saygı turunda 150 kişi gelmişti ama köprü turuna 5000 'i aşan kişi geldi ,bedava bisiklet çekilişide vardı ,anlaşılıyor herhalde bisiklet kullananların ne kadar duyarlı olduğu ,
Bisiklet yoluna park etme protesto sürüşü düzenlesin dernek 5000 kişiyi toplayamaz

istanbulda-bisiklet-yollari-isgal-altinda-4055-dhaphoto8,HhSbAU7DbE-KOR0c4XIEZw.jpg


Eski şampiyon doğru söylüyor burası amsterdam olamaz ,80 milyar dolar kazanacak petrol lobisi ve enayi istanbullu çanak tutacak onlara zati ahmaklar olacakki para babaları işi götürsün ,dünyanın efendileri petrolculer ve silahcilar ahmakları birbirine düşüreceksin silah satacaksın,
Ahmaklar bütün dünya insanları kimin nezdinde petrolculerin ve de silahcilarin
 
Kadınların, çocukların ve yaşlıların korkmadan ve rahatça bisiklet süremediği hiçbir yol "bisiklet yolu" değildir. Önce zihnimizdeki "bisikletli" imgesini değiştirelim, sonra altyapıyı ve güvenliği konuşalım. Bu forumda bugün paylaşılan iki ölüm haberinde hayatını kaybeden bisikletliler ne Murat Suyabatmaz'a benziyor görünüm olarak, ne de buralarda Gran Fondo polemiği yapanlara. İkisi de yaşlı başlı, kendi hâlinde, günlük giysileriyle sokağa çıkıp bisiklet süren amcalar. Her yıl 100-150 arası insanımızı kaybediyoruz trafikte. Haberlerin çoğunda "karşıdan karşıya geçmekte olan emekli amcaları" ya da "mahalle arasında bisiklet süren çocukları" görüyoruz. Bizimkinden çok farklı bir dünyaları var, hiçbirini derneklerimizde etkinliklerimizde yarışlarımızda görmüyoruz. Ne yapılması ve nasıl olması gerektiği hakkında bir kez olsun fikirlerini almış değiliz, hangi mahallede kimlerin bisikletli ulaşıma gerçekten ihtiyacı olduğunu bilmiyoruz. Ama onlar adına konuşmakta ve her şeyin doğrusunu bildiğimizi düşünmekte üstümüze yok. Ölenler onlar, konuşanlar biziz. Üstelik ölümler arasında bile ayrım yapıyoruz, ölen bisikletli "içimizden" biriyse, dernekçiyse sporcuysa falan daha yüksek sesle tepki veriyoruz.

Amsterdam'a benzemeye çalışarak da olmaz bu iş. Hollanda'nın bisikletli ulaşım başarısının ardında doğal afetlerle mücadelenin ürünü bir sosyal dayanışma ve iktidarı yerele dağıtan bir siyasal yapı var. Biz çözümü oturduğumuz yerde merkeziyetçi devletten beklerken onlar kasaba kasaba mahalle mahalle örgütlenip kendi sorunlarını çözmeyi öğrendiler. Kentlerin kasabaların birbiriyle rekabet ettiği bir ülkeden söz ediyoruz, büyük yıkımların üstesinden gelmiş bir "mühendis" toplumdan. Hollanda dümdüz ya, diyerek kendimizi kandırıyoruz. Hollanda çözümü kendi köklerinden ve pratiklerinden üretti, ona benzemeye çalışmak, orada olanı buraya aynen kopyalayınca bisikletli ulaşımın olacağını sanmak safdilliktir.

Ayrıca, otomobil bütün dünyada bir sosyal statü sembolüdür. Şehirlisi de köylüsü de zengini de yoksulu da bu statüyü talep eder. Bu konu sadece "özenti" ve "görgü" ile açıklanacak bir konu değildir. O konuya da girip uzatmayayım.
 
Ben 30 yıldır bu mahallede oturuyorum, daha bir Allahın kulunu bisiklet kullanırken görmedim
:D
 
Uzun yazıları okumadım. Kusura bakmayın. Ama şöyle 15 yıl genç olsam, şimdiki üşengeçliğim ve adam sendeeeciliğin olmasa, bisiklet yoluna parke eden arabaların lastiklerini indirirdim. Eğer keyfim yerindeyse iki lastik indirirdim ki, stepne si de atıl kalsın deyü.
 
Genelleme yapmak istemiyorum bununla birlikte açık konuşalım ; empati yapabilme seviyesi, saygı kelimesinin içeriğini kavrama düzeyimiz maalesef çok zayıf. Bu vasat kalitedeki güruh da günden güne daha hırçın ve asabi oluyor. Münazara yeteneğimizi kaybediyor ve eleştiriye kapalı hale geliyoruz. Alışveriş yaparken fiş fatura almasak fiyat ne olur diyoruz, altında Range olan firma zararda gözüküp vergi vermiyor, camına Cuma ya gittim yazan esnaf sigortasız yada düşük ücretten eleman çalıştırıyor ve hiç gocunmuyor, devlet dairesine bankaya işimiz düştüğünde hemen tanıdık bulup öncelik peşinde koşuyoruz, çocuklarımız okullarında iyi ögretmenlere düşsün diye torpil arıyoruz, vergisini zamanında ödeyeni cezalandıran af çıktığında deliler gibi seviniyoruz.. Bu yazdıklarım yakın çevremde dahi çok hem de çok sık gözlemlediğim olaylar. Samimi olarak söylüyorum bu kadar bisiklet yolu bize fazla bile... dikkatli dikkatli sürün sokakta kimseyle tartışmaya girmeyin, zarar görmeyin. Lütfen önce kendiniz ve sevdikleriniz için kendinizi koruyun. Çok yakın bir bisikletli arkadaşım , trafikte bir araç sürücüsünü medenice uyardı diye araçtaki 3 kişi tarafından dövülerek komaya sokuldu, dövenlerin yakınları davasını geri çeksin diye arkadaşımın ailesine iş yerine kadar taciz ettiler, sonuç kocaman bir HİÇ... kendinizi koruyun.
Syg
 
Aslında bisiklet yolu değil araba yolu yapılacak, yani var olan yollara arabaların girmesi yasaklanıp şu anki bisiklet yolu mantığında tek şeritli izole araba yolu yapacaksın. Arabayla gitmek isteyen orada trafiğe takılarak tıngır mıngır gidecek. Hızlı gitmek isteyen bisiklete binecek.
 
@Kook

Haahh tam da hayalini kurduğum şey :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan38
Çözüm basit aslında, mevcut plastik babalarla aynı boyutlarda, aynı şekilde, aynı renkte, aynı desenlerde çelik babalar yaptırılıp kamuoyuna hiçbir şekilde duyuru yapmadan bir gece ansızın tüm plastik babalar görünüş olarak tıpkısının aynısı olan çelik babalarla değiştirilirse hatalı park sorunları büyük ölçüde çözülür.
 
"30 yıldır burada oturuyorum, bisiklet süreni görmedim" diyen vatandaşa o kadar ama o kadar hak veriyorum ki inanamazsınız :) Devlet her yeri ultra güvenlikli bisiklet yolları ile çevirse - F tipi ceza evi gibi korunsa ne yazar? Arkadaş bizim ülkede bisiklet süren insan yok ki? Adam doğru söylüyor.

Ben bile aktif olarak bisiklet süren biri olarak yola çıktığımda 5'den fazla bisiklet süren insan göremiyorum. Talep yoksa arz da olmaz tabi.
 
@Gökhan Akkaya algıda seçicilik. Süz o 5 insanı bisiklet sever olduğunuz için görüyorsunız. Bahse Konu dayı belkide algısal olarak her yerse mini etekli görüyor, bisikletliyi görse de algısal olarak seçemiyordur. 25 yıllık ankara maceramda, bisikletli sayısı, ankara tepelerine rağmen o kadar arttı ki, inanın bisiklet yolu olsa, bu şayi en az 4 e katlar. Ama otobanşehir ankarayi 23 sene başta kalan sabık başgan, viyadük, tünel, köprü ile öyle bir döşedi ki, yaya ya bile yaşam hakkı bırakmadı. Atatürk bulvarından yokarı kuğulu parka doğru sağ cenahtan amarikan elçiliği taradından giderseniz yürüyerek, kaldırım önce 3 kişilik, sonra epeyce bir süre 2 kişilik ve nihayetinde bir kişilik. Kuğulu parka en yakın yerde merdivenlere yakın 20 cm bilemedin 30 cm ve en dar yerinde de bir 3000 usd lik aydınlatma direği ile süslü. İşte o noktada gtü kollayıp otomobillerin atardamarı yola inip 40 cm otomobillerin yolunu gaspetmek zorunda kalıyor hain tü kaka yayalar. Ve tabii ki ver ediyor kornayı kutsal arabalar. Şehirlerde insan yaşar. Bunu hatırlamak lazım artık.
 
Efendim salça olmuş 10TL, sesini çıkaran insan görebiliyor musunuz :) Devletin bu sömürücü düzenden vazgeçip halkın yararına işler yapması için halkın sesini çıkarması lazım.
Sokaklarda park edecek yer kalmadı, devlet hem satarken KDV - ÖTV olarak + hem kullanırken Vergi olarak + hem de benzin istasyonunda bir güzel döşüyor halka. Halk bu döşeme olayından rahatsız değil ki?

Benim anlatmak istediğim; bu işler bir tek siz veya bir tek benle veya bu forumdaki insanlar ile olacak iş değil. Herkesin sesini çıkarması lazım. Yalnız bisikletçilerin istemesiyle olacak iş değil, zaten bir avuç insanız hepi topu.
 
@Gökhan Akkaya dediğin gibi olursa tam da istenilen gibi terörist olursun ki, bir yandan da organize olmayan kalabalığın neyi neden nasıl yaptığı birdenbire yön değiştirebilmesi sokonusu oldugundan kismen dogru. Önce organizasyon. Dikkat et en iyi organize olanlar kimler? Işadamları ,müteahitler , esnaflar ,kulüp başkanları ,otelciler ,turizmciler, taksiciler.. sonuçta ise yapilan isler ,akıl, mantık vicdan ,ahlak, bilim yerine bunların menfaati gozonune alınarak yapılıyor.
 
@Abdullah ozturk
Forumda ''Sakın sürücülerle uğraşmayın,konuşmayın,didişmeyin'' diye arada uyarılarımı yapıyorum..Sakın ha..Bir şey biliyoruz da diyoruz bunu..
Her gün daha da kötüye gidiyor açıkçası..
Bu yüzden yolunuza bakın,sağınızdan/solunuzdan seslenenlere (köpek veya insan) kulak vermeyin..Gideceğiniz yere sağ salim gidin diyoruz..
Ben her yola çıktığımda kural ihlali yapan birilerini mutlaka görüyorum..Uzaktan değil,yakından..Mesela bugün,bir iniş esnasında karşımdan yanyana iki araç geldiğini gördüm..Öyle bir yer ki burası,asla ama asla sollama yapamayacağınız bir yer ama solluyor işte..Ben de yavaş yavaş iniyorum,dikkatliyim..Santim santim yanımdan geçti gitti..El kol hareketi çekseydim,ileride duracaktı veya peşime düşecekti..Haliyle kavga çıkacaktı..O mu beni gebertirdi,ben mi onu;orasını kimse bilemez tabi..Bu yüzden biraz düşünceli olarak bisiklet sürmek lazım..Biraz gelecekte yaşanabilecekleri hayal etmek lazım..Ben böyle yapabildiğim için,bu bön otomobil sürücüsüne ne bir şey dedim,ne de hareket çektim..Hiç bir şey olmamış gibi devam ettim..Durup bunu polise ihbar etmek lazım ama adalet hakkında olumsuz şeyler düşündüğüm için,uğraşmakta istemiyorum..Zaten dediğim gibi hangi birini polise ihbar edeceğiz?!

Arkadaşınız,umarım iyileşir..
 
kusura bakmayın da sanki avrupada herkes arabalardan inip de bisikletle mi gidiyor her yere,avrupada hollanda örneği dışında bence avrupada da bisiklet kullanımı pek yaygın değil gerçi avrupada bir araba sahibi olmak zor değil,imkansız değil,pahalı değil
 
Hollandalılar da otomobil kullanıyor. Nerdeyse her iki kişiden birinin otomobili var. Türkiye'de ise her yedi kişiden birinin. Peki nasıl oluyor da Hollanda'da otomobil sahipliği oranı bizdekinin üç katına varmışken bisikletli ulaşım böylesine gelişmiş oluyor? Otomobil kullanıp kullanmamak tek başına bir gösterge değil. Kimse otomobil kullanmasa keşke ama asıl kriterler otomobilin ne zaman, nerede ve hangi amaçlarla kullanıldığı. Aşağıdaki alıntı Reddit'in thenetherlands grubundan. Konuyu epeyce izah ediyor. Üşenmeyen bir arkadaş çevirir belki.

(link)

---------------------------
Reasons for not needing a car in the Netherlands (as opposed to other countries):
  • The Netherlands is small, and in addition it's densely populated. The 50-to-100km range you mention is literally half the entire country. The concept of 'getting away from things' by just driving off into the countryside doesn't exist in the Netherlands like it does in other countries, because there isn't a countryside like in other countries. The Dutch 'rural' areas are still densely packed with villages and never all that far from a major city. When Dutch people talk about 'getting away from things', they generally meaning getting out of the country, which is usually reserved for major holidays and not a random weekend.
  • Because of the smallness and density, it is very easy to get to places by bike. In addition the excellent biking infrastructure and even better biking culture makes it a perfect form of travel. Many people like to go on biking trips to the countryside. It might seem like they wouldn't get far without a car, but because it's such a dense country the distances between cities and villages are a lot smaller, so you actually can see a lot just going by bike.
  • Public transportation is also excellent. As much as Dutch people love to complain, compared to many other countries, even many developed ones, Dutch people have nothing to complain. There are very few spots, even in remote rural areas, that you can't get to by public transport.
  • There is a lot of discouragement for excessive car use inside the major cities. There car use is discouraged because car traffic is understood as being detrimental to the quality of life of city residents. In addition to health concerns from exhaust, car traffic creates a lot of noise and makes the streets less safe. And for city residents, bicycle and bus travel is more than sufficient, so they usually support such measures trying to keep cars off their streets.
Reasons for do needing a car in the Netherlands:
  • Public transportation is excellent, if you're transiting through a major city. There are always bus or train connections going to and from major cities to rural villages. However if they're not on the route to/from a major city, connections between rural areas are rare. There are many cases of neighboring villages, like 10km apart, with no public transport connection except going all the way to the nearest major city and back. In other words, if you're not living in a major city a car is a must to go anywhere in your neighborhood except to and from major cities.
  • In addition, train connections are great, but buses are slow, and there's only so many stations/stops to go around. Once you've got a job and family/friends spread out over the country to visit, the convenience of having a car to go door-to-door on your own is worth the cost. Having a car doesn't mean people stop taking the bicycle or train, it just opens up a new range destinations and travel convenience that tends to get more important the older people get.
  • Many Dutch people love camping, and there's only so much stuff you can take on your bike/the train before it becomes a pain. A family trip to the beach/lake? A weekend camping? Yeah you can take the train/bike, most people who can take the car because a car trunk is just more convenient than a duffel bag. (And I think most would say being stuck in a traffic jam is better than stuck like sardines in an over-crowded train.)
---------------------------
 
Evime giderken kullandığım bir güzergah burası. Bi ara neredeyse her gün kullanıyordum. Fakat bisiklet yolundan gitmek araç yolundan gitmekten daha tehlikeli bi hal almış burada. 2-3 defa ciddi kavga derecesinde tartıştım. Araç sahibi içindeyken sileceğini kaldırdım vs. Yani adama izah edemiyorsun. Nereye park edicez diye soruyor.

Etraftaki şakşakçı, yavşak dükkan sahipleri de bisiklet yoluna karşı. Bi süre sonra da kullanmayı bıraktım zaten. Alternatif yollar kullanıyorum. Baş edilebilecek gibi değil. Yani lastik patlatmak vs. bunlar vandalca hareketler ki, yapsanız bile merkezi bi yer olduğu için direkt yakalanır başınıza bela alırsınız. Neyse bıkıyor insan bi tane de böyle Üsküdarda sahilde bisiklet yolu var yazmıştım. Yayalardan sıyrılmanız mümkün değil.

Ceza yazan olmadıkça da bu devran böyle devam eder. İnsanlar da bisiklet güvenli değil, bisiklet yolları yetersiz diye araba almaya devam eder. Araba aldıkça biz bunu nereye parkedeceah diyen sığırlar çoğalır. Bisiklet yollarına parkederler. Böyle kısır bir döngü oluşur.
 
Geri