Scudo Sports

Bisiklet Yolları Üzerine... Vol 1

Ali Kılıç 35.5

Çılgın Fixieci (fren yok, vites yok, kural yok)
Kayıt
10 Mart 2015
Mesaj
1.316
Tepki
3.898
Şehir
İzmir
İsim
Ali Kılıç
Başlangıç
2015—16
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
İnsanlar bisiklete bindiği için mi bisiklet yolu yapılır; yoksa bisiklet yolu yapıldığı için mi insanlar bisiklete biner?

Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan paradoksunun bundan daha karmaşık olduğunu kabul ediyorum. Ancak bu "insanlar bisiklete bindiği için mi bisiklet yolu yapılır; yoksa bisiklet yolu yapıldığı için mi insanlar bisiklete biner" paradoksu bisikletçiler arasında ciddi bir tartışma konusudur. Bisikletle uzaktan yakından alakası olmayan insanların çok da salladığı bir paradoks değil; fakat bisikletçilerin üye olduğu forumlarda ve sosyal medya gruplarında bu konu hakkında saç baş yolduracak kadar şiddetli tartışmalar yapılıyor. Bir grup, bisiklet yolları yapılırsa şehirlerde bisiklet kullanan insanların sayısının doğal olarak artacağını savunuyor. Bir şehirde bağlantı noktaları güvenli bir biçimde tasarlanmış, toplu taşımaya entegre bisiklet yolları yapılırsa o şehirde bisiklet kullanan insan sayısının artacağı tezini savunuyorlar. İnsanlar trafikte bisiklet sürerken kendilerini güvende hissetmiyor, bu yüzden de trafikte bisiklet kullanmıyor, bölünmüş güvenli bisiklet yolları yapılırsa daha fazla insan ulaşım için bisiklet sürmeye başlar diyorlar. İnsanlar kendilerini bisiklet yollarında güvende hissederse onları gören daha fazla insan bisiklet kullanmaya başlayacaktır ön kabulünden hareketle tezlerini geliştiriyorlar.

Diğer grup ise insanlar yoğun bir biçimde bisiklet kullanmaya başlarsa bisiklet yollarının kendiliğinden yapılacağını savunuyor. Ne kadar çok insanı bisikletli bir yaşam konusunda ikna edip saflarımıza kazanırsak o kadar güçlü oluruz. Bisiklet yolları olmadan bisiklet kullanmaya ikna ettiğimiz kitlelerle politik bir baskı mekanizması oluşturabiliriz. Böylece yerel yönetimlerden başlayarak merkezi idareye politik baskı uygulayacak bir kitlesel çoğunluk elde edebiliriz. Bu çoğunluğa ulaştıktan sonra yerel ya da merkezi iktidarlara baskı uygulama gereği duymadan dahi bisiklet yollarını kazanabiliriz. Ülkemizin her neresinde olursa olsun, her sabah binlerce insanın işe bisikletle gittiği bir şehirde, o şehrin yönetiminden sorumlu olanlar doğal olarak bisiklet yolları yapmak zorunda kalacaklardır. Zira modern insanın icat ettiği saçmalıklardan biri olarak liberal demokratik düzen bunu gerektiriyor. Binlerce bisiklet kullanıcısı aynı zamanda da seçmendir. Onların oyunu almak istiyorsan onlara hizmet götürmek zorundasın. Politik bilinç sahibi her seçmen kendi kişisel çıkarlarına hizmet eden politik öznelere destek verir. Yerel politikadaki politik tercihler ile ulusal politikadaki tercihler farklı olabilir. Yerel politikada bisikletli yaşamı inşa edecek kapasite ve kalitede bir adaya kendi görüşünüze uygun bir partiden olmasa bile oy verebilirsiniz. Modern insan, kişisel çıkarlarıyla en çok örtüşen adaya oy verir. Modern insanın ekonomik tercihleri politik tercihlerini belirler. İnsanlar bisiklet kullandığı için bisiklet yolları yapılır tezinin temel dayanak noktası kentsel yatırımların bir ihtiyaçtan kaynaklanması gerektiği ön kabulüdür. Bisiklet yollarını bir ihtiyaç haline getirecek oranda çok sayıda insan şehirlerde bisiklet kullanmaya başlarsa doğal olarak bu ihtiyacı karşılamak için bisiklet yolları yapılacaktır.

İki gurubun da haklı gerekçeleri olduğunu kabul etmek gerekiyor. Fakat bu noktada ülkemizdeki bisiklet yolu pratiklerinden öğrendiğimiz şeylerden hareketle bir teori inşa etmek zorundayız. Bisiklet yolları şu aralar yapılan "pop up bisiklet yolları" ile gündem olmasına rağmen ülkemizde bisiklet yolu yapma pratiğinin ilk örnekleri bunlar değil. Önceki örneklerden uygulaması yapılan ve başarı elde eden yol örnekleri var. Yahut yapıldıktan sonra ortadan kaldırılan bisiklet yolu örnekleri de var. Hepsini incelediğimizde şunu görüyoruz ki bir ihtiyaç dolayısıyla yapılan bisiklet yolları kalıcılığı yakalıyor. Bir ihtiyaçtan doğmayan, çeşitli sivil toplum örgütlerinin baskılarıyla yapılan bisiklet yollarının ömrü kısa oluyor, yapıldıkları hızla yok olup gidiyorlar. Tasarlamak kolaydır; ama yapılan tasarımın gerçekleştirilebilir olması daha önemlidir. Ben de şehir haritasını önüme alıp şuraya buraya bisiklet yolu tasarlarım; ancak bu yollar insanların ihtiyaçlarına yanıt vermezse, yani teori gerçek hayatın nesnel gerçekliğinde sınanarak onanmazsa bunlar soyut hayaller, kişisel fanteziler olarak kalacaktır. Gerçek hayat bizim kişisel fantezilerimize göre şekillenmez. Gerçek hayat zorunluluklar üzerine kuruludur. 5 milyon insanın yaşadığı bir şehirde 250 kişi bisiklet kullanıyor diye bisiklet yolu yapılamaz. Yapılırsa bu yol süreklilik kazanamaz, kalıcı olamaz. Aynı şehirde 1 milyon insan ulaşımını bisikletle yapmaya başlarsa bisiklet yolları bir zorunluluk haline gelecektir. Yerel ve merkezi iktidar bu kadar büyük bir kitlenin ihtiyacını görmezden gelemeyecektir.

Sahil kenarına yapılan bisiklet yollarında kalıcılığın sağlandığını görüyoruz. Şehir içinde çıkar çatışması yaşanan alanların çok olduğu (semt sakinleri, esnaf) noktalarda yapılan bisiklet yollarının ise kalıcı olamadığını görüyoruz. Çünkü insanlar hafta sonlarında -hatta hafta içinde bile- sahillerdeki bisiklet yollarını etkin biçimde kullanıyorlar. Şehir içindeki yolları ise kullanmıyorlar. Deniz kenarında trafik gürültüsünden uzak bir ortamda bisiklet sürerek spor yapmaktan zevk alıyorlar, zevkli geldiği için de sık sık kullanıyorlar. Aklı başında her insan doğal bir ortamda spor yapmak ister. Ben şehir içi rotalarımda bile trafiğin az ağacın bol olduğu rotaları tercih ediyorum, yolumu uzatmak zorunda kalsam bile... Deniz kenarındaki bisiklet yollarını kullanan insanlarımız da tam olarak bu yüzden o yolları tercih ediyorlar. O yolda bisikletlerini sürüp spor yapıyorlar, turdan sonra bir kafeye oturup yiyip içiyorlar (esnaf bisikletçiden para kazanıyor), doya doya denizi seyredip ferahlıyorlar. Bütün bu nedenler de oradaki bisiklet yolunu insanlar için cazip kılıyor. Bu cazibe merkezi de bisiklet yolunun kullanım oranını arttırıyor. Bu bisiklet yolu kullanıcıları, çoğunlukla bisikleti spor amaçlı bir hafta sonu etkinliği olarak kullanan insanlar. Aralarında ulaşım amaçlı bisiklet yolu kullanan kimseler de var tabii. Fakat bir şehirde kaç kişinin işi sahildeki bu bisiklet yollarının üzerinde olabilir ki? Doğal olarak çok az. Peki, ulaşım amaçlı olarak bisiklet kullanacak bireyler için ne yapabiliriz. Onları bisikletli yaşama nasıl kazanabiliriz? Asıl yanıt aranması gereken soruların bunlar olduğuna inanıyorum.

Şehir içinde ulaşımı sağlamak amacıyla sivil toplum kuruluşlarının baskısı ile yapılan bisiklet yolları var. Bu yollar yukarıda açıkladığımız birinci teze göre yapılıyor. Yani bir bölgede güvenli bisiklet yolu olursa bisiklet kullanımı da artar tezine göre hareket eden bisiklet sivil toplum kuruluşları belediyelere baskı yapıyor ve bu bölgelerde bisiklet yollarının yapılmasını sağlıyor. Yapılan yollar geniş halk kitleleri tarafından desteklenmeyen sivil toplum kuruluşları veya derneklerin arzusuyla inşa edildiği ve toplumsal bir ihtiyaçtan kaynaklanmadığı için de kullanılmıyor. İnsanlar bu yolları ulaşım amaçlı olarak kullanmıyorlar. Bomboş bisiklet yolları da bölge halkında tepki uyandırıyor. Bisiklet sivil toplum kuruluşları geniş halk kitlelerini örgütleyebilen bir yapıda olsalar, sözgelimi yapılan yolu her gün binlerce bisikletlinin kullanmasını sağlayacak kadar geniş bir halk tabanına dayansalar bu yollar kalıcılığı yakalayacak; ancak bisiklet sivil toplum kuruluşları böyle geniş bir halk tabanına sahip değiller. Bir sonraki dönem belediyeyi devralan siyasi irade tarafından bu yolların kolayca yok edildiğini görüyoruz. Bu yollar bir türlü kalıcı olamıyor; çünkü yapılan yollar geniş halk kitleleri tarafından kullanılmıyor. Bölgedeki semt sakinlerinin ve esnafın baskısı ile yok ediliyorlar. İşin ilginç kısmı şurası ki semt sakinlerinin ya da esnafın baskısı ile yok edilen sahil bisiklet yolu neredeyse yok gibi. Çünkü bu yollar etkin bir biçimde insanlar tarafından kullanılıyor. Oraya ayrı bir bisiklet yolu yapmasanız bile insanlar o bölgedeki kaldırımda bisiklet süreceklerdir. Şöyle bir anagram yapalım: Bir gece İzmir-Kordon'daki bisiklet yolu belediye tarafından yok edilse ve yerine kilit taşı döşeli bir kaldırım tarzında yürüyüş yolu yapılsa bile insanlar orada bisiklet kullanmaya devam edecektir. O bölgedeki bisiklet yolunu kaldırarak insanların orada bisiklet kullanmasını engelleyemezsiniz. Ciddi para cezaları içeren caydırıcı yasaklar getireceksiniz ki insanlar orada bisiklet kullanmaktan vazgeçsin.

Bir yerde bisiklet kullanmak kitlesel bir ihtiyaç haline gelmişse, iktidar sahipleri hangi yasağı koyarsa koysun, orada insanların bisiklet kullanmasına engel olamayacaklardır. Bisikleti insanlar için bir ihtiyaç haline getirecek kitlesel propaganda araçlarını etkin bir biçimde kullanmak zorundasınız. Kitleleri bisikletli yaşama kazanmayı başarabilirseniz, o kitlelerin oyunu almak isteyen politikacılar da bu realiteye duyarsız kalamayacaktır. Bir yere bisiklet yolu yaptırmak kadar kolay bir şey yok. Onu anladık. Birkaç dernek, kalabalık üye sayısına sahip birkaç sosyal medya grubu buna yetebiliyor. Asıl sorun yapılan bisiklet yolunu bisiklet süren insanlarla doldurmayı başarabilmektir. Onu başarabildiğimiz zaman bisiklet yolları kalıcılığı yakalayacak ve kent kültürünün bir parçası haline gelebilecektir. Politik bir eylemde başarının altın anahtarı kitleselleşmedir, bisikletli bir yaşama yönelik kentsel dönüşünü sağlamak da devrimci bir politik eylemdir, o halde geniş halk kitlelerini bisikletli yaşamın saflarına kazanmak zorundayız. Bisiklet şehri olma talebi geniş halk kitleleri tarafından dillendirilmeye başladığı zaman dönüşümün vakti gelmiş demektir. Bir şehirde yaşayan insanların ezici çoğunluğu bisikletli ulaşımın saflarında örgütlenmişse onların haklı taleplerinin önünde hiçbir lobi duramaz.

download.jpeg


Sonuç olarak yazının başında sizlere sunduğum paradoksa benim verebileceğim yanıt şu olacak: İnsanlar bisiklete bindiği için bisiklet yolları yapılır; bisiklet yolu yapıldığı için insanlar bisiklete binmeye başlamaz!

(link)
 
Scudo
Ulaşımda temel amaç nedir? Ulaşımda temel amaç ne olmalıdır? Tarih boyu insanlar yol yapmışlar. Yol kavşaklarında olan yerleşim yerlerinin hem demografik yapısı değişmiş hemde ekonomileri canlanmış. Şimdi bu iki canlılık kültür dediğimiz olguyu geliştirmişler. Kültür gelişince sanatsal faaliyetler artmıştır. Son nokta sanat. Sanat olduğu yerde insanı barındırdığı gibi insana dair yaşamın devamına ışık tutmuştur.

Yani ulaşımda temel amaç ihtiyaç olan kaynaklara doğrudan erişim veyahut doğrudan erişime giden kolaylıkları sağlamaktır. Kara, su ( göl ve nehir yolları), deniz, hava ve son zamanlarda uzaya açılan yollar. Demir yollarını hem kara hem su ve hemde yeraltı olarak görüyoruz.

Ne olmalıdır sorusunun cevabı yolların tamamlanmasından sonraki tüm süreçleri ilgilendiriyor. Bunun için yüksek mühendislikten ziyade yüksek ahlaka ve ilerigörüşlü üst düzey planlamacı yönetimlere ihtiyaç vardır.

Yol eşittir uygarlığın ilerlemesi diyebiliriz. Fakat günümüz modern dünyasında bu işler ince hesaplar ve gelecek rantlar üzerine amacı dışında uzatılarak yapılıyor. :) Arkadaşlar zehir gibi ne demek istediğimi anladı.

Bisiklet icad edilmeden insanlık yol kavramı üzerine çok yol almıştı. İpek yolu, mayaların yapmış oldukları mühendislik harikası yollar, antik yunan , hellenistik ve romalıların yolları, bizans yolları, selçuklu ve osmanlı yolları veya benzeri. Günümüzde ise Trans olarak başlayan ve dünyayı birbirine bağlayan bir çok yol.

Bisiklet yolu olmadan bisiklet sürülebilirmi ? Evet 2 asırdır sürüyoruz. Bisiklet yolu bisiklet sürenlerin sayısını artırırmı ? Kesinlikle arttırır. Olaya şu gözden bakmak lazım. Eski yolların düşmanları haydutlar ve denizlerde korsanlar. Günümüzde bisiklet yollarının düşmanları ise motorlu araçlar. Motorlu araçların olmadığı bir yol düzenlenmesinde bisiklet kabul görecektir. İş olsun, gezi olsun, turizm olsun.

Ali hocam yolların insanların bisiklete bindiği için yapıldığını söylemiş tabiki bisiklet yolları ile alakalı. Doğrudur fakat yanlış bir uygulamadır. Eğer bisiklet yolları yapılmış olsa bisiklete binmeyen kalmayacak. Esas doğru olan budur. Sebebine gelince İnsanoğlu doğası gereği can güvenliğini en yüksek seviyede tutmak ister. Bir sürü haydut yada düşman unsur barındıran yolları bisiklet sürmek için kullanmak istemez. Ne kadar bisiklet yolu o kadar çok bisikletçi.:harika:

Ali hocamın dediği gibi olsa bisikletçilik uzaya çıkması lazımdı. Fakat yolu önce yaparsan insanlar bir şekilde kullanır. Sonra bu yola özgü yerleşimler artar. Ekonomi canlanır. Sanatsal faaliyetlerle birlikte yol kıyamete kadar devamlılık gösterir.

Ali hocam senin hesabın tutmaması yolların az ve güvensiz olması. Benim hesabın kesin tutacağının kanıtı ise İnsanoğlunun ihtiyaçlarının ve tarihinin bu şekilde işlemesi.

Tarihten örnek vereyim bir zamanlar Akdeniz en büyük ticaret deniziydi. Daha sonra büyük gemilerle Afrika hattı kullanıldı ve Akdeniz düştü. Sonrasında Süveyş kanalı yapılınca Akdeniz yine gözbebeği oldu. Yanı bir kanal bir denizde yapılan yolculuk üzerinde ne kadar etkili.

Bu arada Ali Kılıç hocama şükranlarımı sunuyor ve beyin yakan başlıklarla foruma olan katkılarının devamını diliyorum. Sağolasın varolasın.
 
Valla bizim ülkede zaruri bi konuda bile önce talep gerekiyor. Türkiye için bisiklet süren sayısı önemli.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@necmeddin

Yol yapılması için bir ihtiyacın hasıl olması gerekiyor. Tarih boyunca bu böyle olmuş. Tabiî ki bir ihtiyacın sonucunda yapılan yol ticareti ve diğer ekonomik faaliyetleri arttırmıştır. Ama yol yapılmadan önce de o tarihi yol güzergahları üzerinde ticaret yapılıyordu. Yollar ticaretin yapıldığı bölgelere yapıldı.

Günümüzdeki Kuşak Yol Girişimi'ni inceleyelim. Bilenler bilir, bu yol Çin tarafından yapılıyor. Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak. Bizi ilgilendiren kısmı burası yoksa Amerika vs gibi ayakları da var. Çin'in bu projedeki amacı ürettiği malları kesintisiz bir yol ağı ile tüketicilere ulaştırmak, ulaşım maliyetlerini düşürmek, ulaşımı hızlandırmak diye özetlenebilir. Çin bu projeyi başlatmadan önce de bu bölgelere ihracat yapıyordu. Halen de yapıyor. Proje bitince bunu daha hızlı ve daha az bir maliyetle yapacak. Çin bu yola trilyon dolarlar gömecek. Çünkü şunu çok iyi biliyor. Bu yol yapıldıktan sonra kat kat daha fazlasını kazanacak.

Bisiklet yolları da bu mantık üzerine kurulmalı bence.
1. Bisiklet yolu bir ihtiyaçtan doğmalı.
2. Tüm çıkar gruplarına ekonomik kazançlar sağlamalıdır.
3. Ulaşımın hızını arttırmalıdır.

Necmeddin Hocamın yazısındaki yol yapıldıktan sonraki süreçte bisiklet kullanan insan sayısının artacağı tezine katılıyorum. Ancak buraya söyle bir ekleme yapmam gerekiyor. 5 milyon nüfuslu bir şehirde 1 milyon bisiklet kullanıcısı varsa bisiklet yolu bir ihtiyaç haline gelir. Yol yapıldıktan sonra 1 milyon insan daha bisiklet yolunu kullanmaya başlar, yol yapıldıktan sonra kullanıcı sayısı artar ve bu da daha fazla yolun yapılması gerektiğini anlatır. Tezi tersine çevirelim: 5 milyon nüfuslu bir şehirde 250 bisiklet kullanıcısı var. Onların çabası ile bisiklet yolu yapılsın. Yapıldıktan sonra 250 kişi daha yolu kullansın. 5 milyon nüfuslu bir şehirde 500 bisiklet kullanıcısıyla bisiklet yolları yaşar mı?

İkinci yazıda Strava ısı haritası verilerini kullanacağım. Karşılaştırmalar yapacağım. O zaman ne demek istediğim daha anlaşılır olacak diye umuyorum. Bir şehirde toplu taşıma ya da özel araçla ulaşım sağlayan insan sayısı ile bisikletli ulaşım yapanninsan sayıları arasında uçurum varsa bisiklet yollarının kalıcı olmasını beklemek hayal bile değil bence. Şehirlerimizde bisikletli ulaşım yapan insanların diğerlerine oranı en iyi olduğu şehirde yüzde 2'yi geçmiyor. Bizim asıl derdimiz bu oranı arttırmak olmalı öncelikle.
 
  • Beğen
Tepkiler: necmeddin
@Ali Kılıç 35.5 tavuk mevzusu basit. Önce tavuk sonra yumurta vardı. Çünkü yumurtadan civcivin çıkabilmesi için tavuğun kuluçkaya yatması lazım.
 
  • Hahaha
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@Ali Kılıç 35.5 hocam şimdi sonda söyledim beyin yakan bir başlık diye. Sadece 4 kişi etkiletişimde bulunmuşuz . 106 kişi okumuş konu bisiklet yollarının artması olduğu için böyle kaldı. Eğer bisiklet yollarının tamir yada tadilatı olsaydı, ütopik bir bisiklet dünyasındaki bisiklet hotel yada kafelerin durumu olmuş olsaydı ortalık bayram yerine döner sana bana iki kelam zor düşerdi.

İnsanoğlu kazanmadan bir şeye sahip çıkmıyor. Sen ve ben maceracı heyacanımızla kalıyoruz. Bu bana göre iyi bir şey. Kedi köpek mevzusu olsa birbirimize tıslamaya başlardık. Dünyanın birçok yerinde olay aynı. İnsanın olduğu heryerde aynı. Senin tüm bu konu hakkındaki tüm düşüncene imza atarım. İnsanoğlu sahip olduğu kadar savunuyor. Şimdi bu bahsettiğimiz yollar olsa onlara birşekilde sahip çıkardık.

Bize akıllı işler yapacak kişilerden ziyade çatal gönüllü delikanlılar bu yolları planlayıp yapacak yiğitler lazım. Her türlü zor duruma göğüs gerecek davasından ödün vermeyecek. Sonrasında işler bir şekilde yoluna giriyor zaten.

Şimdi çocuklarımızın okullarına her sabah pedalladıkları yolları hayal edin. Çocuk okula gelmiş bisiklet parka bisikletini park etmiş. Öte taraftan çalışan kesim bisiklet yolunda işine varmış. Diğer yandan Bisiklet Turizmi gelen talepleri karşılıyamıyor. İnsanlar sağlıklı , dünya kısmi olarak fosil yakıtlardan kurtulmuş. İlaç şirketleri çökmüş dünya doğa ile barışı sağlamış.

İyide dünya neden son yazdığım paragraf gibi bir yer olsun. Bunu kim ister yada istemez. Uzun zamandır takip ediyorum yazılarını kaos etkisi olduğunda konu ilerliyor. Akıllı birşeyler yazınca konu duruyor. Sebebi burdaki arkadaşların akıl yoksunu yada duyarsız olduğu değil. Maşallah çoğunluğu cin gibi. Olay bisiklet dünyası dahil herşey sınıflandırılmış ve sınırlandırılmış. İnsanı yönetmek istiyorsan zayıf ve çaresiz bırakacaksın. Kontrol etmek için basit çocuk mantığıyla eline bir oyuncak vereceksin.

Dünyayı yönetenlerin bize verdikleri kadarıyla yaşıyoruz. Vermek istemezlerse ya yeni oyuncaklar türetiyorlar veyahut kaos çıkarıyorlar. Eskiden yerleşim yerleri su kenarlarına, dağ diplerine ve ekilip biçilebilecek alanların dışına yapılırmış. Şimdilerde tarım ve su havzalarını bitirdik. Sen diyorsunki biz istersek bu işi başarırız. Bende diyorumki irademiz bağlanmış efendiler bize ne verirlerse onunla yetinmeye programlanmışız. İlk önce efendi olacaksın. Bu makama gelinceye kadar dönüşüyorsun zaten. Dönüşmezsen dönüştürüyorlar. Misal olarak 5 milyar doları olan zengin bir adam gibi adamsın. 2 milyar dolarlık bisiklet yolu yapacaksın. Karşına bürokrasiden önce ilk çıkan milli bir ilaç şirketi oluyor tabi perde arkasından. Bisiklet sürüp insanlar sağlığına kavuşacak e pes yani. Fakat dünya öyle bir hal almışki A grubu bir mega dünya ilaç şirketi senin milli şirketinden önce tetiği çekiyor. Bir bakmışın şirketin ya yolsuzluktan veyahut hukusuzluktan idam edilmiş. Bir gün önce efendiydin bir gün sonra tepeden indin.

Bu ülkede üst düzey siyasetçiler, devlet adamları ve ordudaki subaylar milli oldukları için şehadete gitti. Ruhları şad olsun. Dünyadada aynı iyi birşey yapmaya çalışanları bir şekilde infaz ediyorlar. Dünya öyle bir hal almışki ,çocuk kaçakçılığı, organ kaçakçılığı, köle tacirliği, toplu cinayetler yani şeytana özgü akla hesaba gelmedik bir dünya kötülük.Şimdi biz sessiz kaldıkça dönüşüme uğradık işte. İyi dönüşümler olması için kötülüğün yağmur gibi doyuma uğrayıp dünyaya yağması lazım. O zamanları yaşıyoruz şu an. Kıyamet kopmazsa yakında dünya ütopik bir bisiklet dünyasına dönecek kısa süreliğine çok değil 50 yahut 100 yıl. Sorun çok uzun sürmeyeceği.

Yol konu mevzu bahsinden yola çıktık. Bak nerelere çıktık. İnşallah senin dediğin gibi bisiklet kullanıcısı sayısı artarda yollarda artar. Mavi yollar bordo yan çizgilerle hayat bulur ve heryer Trabzona çıkar İnşallah. :harika: Yol deyince Allah Rahmet eylesin bu işin piri konuşsun

 
@necmeddin

Kesinlikle katılıyorum. Şurada bisiklet yollarını yapan belediyelere atıp tutsaydım, işi politik zemine taşısaydım, yok efendim yolun şurası şöyle burası böyle diye eleştirseydim konu alır yürürdü. Blogda en az okunan yazım bu oldu. İkinci yazıya başladım. Nasipse strava heat map verileri ile farklı bir bakış açısı sunacağım bu bisiklet yolları konusuna. O da fazla okunmaz muhtemelen. Hayırlısı...
 
  • Beğen
Tepkiler: necmeddin
@Ali Kılıç 35.5 Allah göstermesin bisiklet kazalarının çoğunluğu teknikten ziyade imkansızlıklardan veya yetersizliklerden kaynaklı. Bizim millet felsefe üretmeyi bırakınca ihraç eder oldu. Öyle sorunlara kafa yormak yok. E oyumuzu alıyorlar yapsınlar bir zahmet yahut ben sadece önüme bakarım sürüp giderim deyu. Şiir hakkın rahmetine kavuştu.

Değerlerimiz bir bir kayboluyor 5-10 tane saz üstadı ya kaldı yada kalmadı. Anadolunun her tarafı tarih kokuyor bi haber yaşıyoruz. Yukarıdaki yazılarımda çok değindim. Sanatta ne kadar ilerisin uygarlıktada ilerisin. Ha şevkim kırıldımı asla. Toplum olarak doğru şekilde doğanın ruhuna aykırı olan yaşam şeklimiz bizi hem spordan, hem sanattan ve hemde uygarlıktan geri bırakıyor.

Kainatta herşeyin bir kuralı vardır. Rüzgâra karşı bevledersen üstünü pisletirsin ve yine tükürük atarsan eline yüzüne bulaştırırsın. Bisiklet işi her ne kadar teknik, denge ve fizik kanunlarıda olmuş olsada , bisikletçiliğin estetik ve felsefi boyutunu yaşamazsak veyahut anlatamazsak bisikletle alakalı konularda toplum tarafından kabul göreceğimiz zanninde değilim. Diyebiliriz ki kabul görmek zorundamıyız. Değiliz ama sorunlarımız çığ gibi büyür gider eğer kabul görmezsek.
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
Alıntılayamadım en azından tırnak içine alayım:
"İnsanlar bisiklete bindiği için bisiklet yolları yapılır; bisiklet yolu yapıldığı için insanlar bisiklete binmeye başlamaz!"

Öncelikle hedef kitlemizi belirlememiz lazım. Hedef kitle evinden 10 km2'lik alandaki işine/okuluna/bakkala/çakkala hemen her gün giden kitle. Neden 10km2? Çünkü "Bisiklet şehri" denilen şehirlerde 7.5km'den uzun mesafelerde bisiklet kullanımı oldukça düşüyor. Bu kitle 7.5 km'yi yürüyerek gidemez. Ben de yürümem. 1.5-2 saatlik bir yürüyüşe denk geliyor. Taşıt kullanmak zorunda. Bisikletle yarım saat, trafiksiz bir yolda 10 dakika trafikli bir yolda ise yine yarım saatte varmak isteyeceği noktaya ancak ulaşır.

Yani... Hedef kitle biz değiliz. Biz zaten yol olmamasına rağmen bisiklet süren (benim durumumda süremeyen) insanlarız. Çok ciddi bir azınlığız ve bizim "talebimiz" doğrultusunda bisiklet yolunun yapılmasını beklemek hayalcilik olur.

Şimdi... Eğer hali hazırda toplu taşıma/özel araç kullanan birisine alternatif sunmazsanız bu alışkanlığını değiştiremezsiniz. Değiştirmez. Öncelikle alternatif sunmamız lazım. Evine elektrik bağlanmamış bir adama "Neden internetin yok? Neden dünyadaki gelişmeleri kahvedeki Ahmet Ağa'dan öğreniyorsun?" demek gibi bir şey bu. Bu adama Ahmet Ağa'dan başka bir haber alma kanalını açamazsanız, herhangi bir şey deme hakkınız da yoktur. Bisiklet için de bu böyle. Arz - talep ilişkisi içerisinde arzın talepten önce gerçekleşmesi şart.

Ben Karadenizliyim. Babam Karadeniz'deki dağ/tepe sayısının az olduğu sayılı köylerden birinde büyümüş. Bisiklet üstünde fotoğrafı yok ama köyün gençlerinin çekildiği bir fotoğrafta elinde 20 kilo olduğunu tahmin ettiğim bir bisikleti tutarken fotoğrafı var. Yıllarca bisiklet üzerinde tarlaya git gel yapmış. Gel gelelim babam 19 yaşında şehir merkezine taşındıktan sonra tek bir kez bile bisiklete binmemiş. Neden binsin ki? Önünde 2 alternatif var.
a) Diğer insanlar gibi otobüs/minibüs kullanacak.
b) Bisikleti ile otobüs/minibüsün arasında giderken hayatta kalmaya çalışacak.
Eminim ki etrafınızdaki insanlarda da benzer hikayeler vardır. Şehir küçüldükçe, insanlar bisikletle yola çıkmanın nispeten de olsa daha güvenli olduğunu düşündükçe bisiklete yönelebiliyorlar. Anadolu'daki ilçelerde şehir merkezlerine göre bisiklet kullanımının daha yaygın olmasının nedeni de bu. 50 yaşındaki Ahmet amca vitessiz, 15 kiloluk, pastan geçilmeyen bisikletini kullanıyorsa, güzergahındaki araç sayısının az olmasından, dolayısıyla kendisini nispeten güvende hissetmesindendir.

Bisiklet yolu yapılması için "talep" beklenemez. Beklenmemeli. Bisiklet yolu (öyle kaldırımı maviye boyama usulü değil ama... Bağdat Caddesi'ne yaptıkları gibi) yapılır, bisiklet yoluna park etmeye kalkan sürücüler park ettiklerine edeceklerine pişman edilir (okkkalı para cezasından bahsediyoruz) ancak o zaman insanlar "Aaa burada bir boşluk var, geçen ben bu yolda 1 adam görmüştüm. Takım elbise giyinmesine rağmen, bisikletle işine gidiyordu" demeye başlar. Başka türlüsü olmaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@caglara.

Siz de takdir edersiniz ki yorumunuzda ifade ettiğiniz fikirlerin büyük bir bölümüne katılmıyorum. Bugün koronavirüs sebebiyle yapılan yolların büyük bir kısmının ileride kullanılmadığı için yok edildiğini göreceğiz. Bu yollar bisikletle işe giden insanların sayısını arttıracak mı arttırmayacak mı bekleyip göreceğiz. Umuyorum ki ben yanılırım ve yol yapıldığı için bisiklet kullananların sayısı artar.
 
  • Hahaha
Tepkiler: necmeddin
Su forumda bisiklet yollarinin dolayli olarak konusuldugu bir suru baslik var, bu sefer ozel olmus iyi olmus. Ben de eksik kalmayayim, cok bilmislik edeyim.

Bunu yapmadan once bir takim kavramlari da bastan tanimlamak lazim.

1. Bisiklet yolu: Sadece bisikletlilerin girebildigi, arac trafigine kapali yol. Hemen ornek verelim

dedicated_bike_road.jpeg

2. Paylasimli bisiklet yolu: Araclar ile bisikletlilerin paylastigi, bisikletlilere ait seridin boyanarak tanimlandigi yollar.

shared_bike_road.jpg

Bi iki yol arasindaki farki once kafamizda oturtalim.


Daha sonra paradoksa gelelim

İnsanlar bisiklete bindiği için mi bisiklet yolu yapılır; yoksa bisiklet yolu yapıldığı için mi insanlar bisiklete biner?

Dunya uzerinde kisi basina en cok bisiklet dusen ve dogal olarak bisiklet kullanimin en yuksek oldugu ulkelere bakalim.

1. Hollanda
2. Danimarka
3. Almanya
4. Isvec
5. Finlandiya

Bu ulkelerde bisiklete binildigi icin mi bisiklet yolu yapilmis yoksa bisiklet yolu yapildigi icin mi insanlara bisiklete binmis sorusunun cevabini verebilirsek onumuzde paradoks kalmaz.
Cevap, insanlara bisiklete bindigi icin bisiklet yolu yapilmis. Yerel ya da merkezi yonetimler "ya biz bisiklet yollarini yapalim da insanlar bisiklete binsin" dememisler asla. Hatta Hollandalilarin bu yollara sahip olmak icin yaptiklari guzelce anlatilmis burada.


Paradoksu ve tanimlamalari geride biraktiysak eger, en onemli meselelerden birisi insanlarin bisiklet yolundan beklentisi. Forumdaki arkadaslarin cogu ilk fotodaki gibi bisiklete ozel yol bekliyor. Bunu ozellikle Istanbul icin unutun malesef. Dogru duzgun bir planlamasi olmayan sehre sonradan bu tarz yollarin yapilmasi neredeyse imkansiz. Anadolu yakasi sahildeki yollar da bu sinifa girmiyor. O yollar gezi/eglence amacli yapilmis olan yollar. Ulasim icin kullaniliyor elbette ama bisiklete adanmis/ozellestirilmis yol degil. Hollanda da bu yollar genelde sehir disinda ya da sehirlerin yeni yapilan semtlerinde.

Geriye paylasimli yollar kaliyor. Bu yollari da malesef arac yolundan ayirmak icin fiziksel engeller yapilmaya calisiliyor asagidaki gibi.

unnamed.jpg

Bu cikintilar, dubalar bisikletliler icin araclardan cok daha tehlikeli. Bisiklet kullanirken bunlara dokunarak, carparak ( bisiklet kullaniminin yogun oldugu zamanda serit disina tasmak cok normal ) dengenin kaybedilmesi durumda ciddi yaralanma hatta olumlere sebep olabiliyor. Dunyanin hemen hemen hic bir yerinde de bu yuzden kullanilmiyor.

Paylasimli yollar arac suruculeri kurallara uygudugu surece gayet guvenli aslinda. Bu yuzden bisiklet kullanimin artmasi icin altyapiya yatirim yapmadan once yollarda kurallarin uygulanmasini saglamak sart.

Bu durumda siralam soyle gidiyor.

1. Araclar kurallara uyacak
2. Bisiklet kullanimi guvenli hale gelecek ve artacak
3. Artan bisiklet kullanimini daha verimli hale getirmek icin bisiklet yollari yapilacak.

Bunun aksi malesef hem mantik, hem sehir planlama hem de muhendislik acisindan mumkun degil. Misal Bagdat Caddesinde bir serit bisikletlilere ayrildi ama bu yol ne kadar verimli kullaniliyor? Kac bisiklet geciyor gunde ve bu kac arac kullanimini azaltmis durumda? Muhendislik ve sehir planlamasi acisindan verimli mi bilinmiyor. Bisiklet kullanimi artmadan hali hazirda trafik yogunlugu yasanan bir yere verimsiz kullanilacak bisiklet yolu yapmak dogal olarak bisiklet kullanmayanlardan tepki gorecektir.

Diger bir konu da bisiklet yollarinin yapilma amaci. Arkadaslar cok guzel anlatmis, ise bisikletle gidip gelmek icin kritik mesafe 7.5 km. Istanbul'da kac kisi isine bu kadar yakinda oturuyor?
Eger amac insanlarin ise bisiklet ile gidip gelmesini saglamak ise, bu durumda toplu tasima ile entegre edilmeli. Istanbuldaki toplu tasima hublarina guvenli bisiklet parklari ve bu hublari merkez alarak genisleyen yollar yapilmali. Atiyorum Goztepe'de oturup Maslak'ta calisan birisinin bisikletle gitmesi mumkun degil. Bisikleti ile metro istasyonuna gidip, bisikletini oraya birakacak oradan metro ile isine gidecek.
Aramizda "Ev is arasi gunde 30 km, ben giderim her gun" diyen arkadaslar var da pratikte bu isler o kadar kolay degil. Ev is arasi 45 km olup her gun gidip gelen benim bildigim tek adam bu, o da senede 40 binden fazla yapiyor.

(link)

Yine bisiklet yollarinin antreman icin yapilacagini zanneden arkadaslar var ki bu da bir baska fantezi. Sehir icindeki paylasimli yollarda hiz yapmak mumkun degil. Bu yollar hem dar hem de temiz yuzeyli ( asfalt degil parke, kaldirim tasi ) olacaktir buyuk ihtimalle. Amac, bisikletlilerin guvenli sekilde yol almasi, hiz 2. planda. Misal Amsterdam'da ortalama hiz 14.9 km/s

Bir diger konu da bisiklet yollarinin entegrasyonu. Forumda bir kac kez cok guzel sekilde aciklanmisti bu konu, bisiklet yolu nereden geliyor nereye gidiyor, kavsaklara nasil baglanmis belli degil. Bu da guvenlik icin kurallara uyulmasi ile beraber en onemli meselelerden birisi. Buraya yine daha once foruma koydugum bir videoyu birakayim.


Bu tarz kavsaklarin Istanbul icine yapilmasi pek mumkun degil ama yapilsa dahi tek basina isi cozmuyor. Video'da gorulebilecegi gibi bisiklet ya da arac suruculerinin hepsinin uydugu cok basit bir kural var. Kavsaklarda, kesisimlerde yerdeki ucgene bakacaksiniz. Bu ucgenin sivri kosesi sizi gosteriyor ise yol vereceksiniz, bu kadar basit. Ben Turkiye'de ne zaman araba kullansam bu tarz doner kavsaklarda kaza tehlikesi yasiyorum. Dunyanin her yerinde uygulanan ve Turkiye'de de kural olan "Kavsak icindeki araca yol ver" kurali tam tersine isliyor. Kavsak icindeki araclar, kavsaga girecek olanlara yol veriyor ve kimse cikamiyor kavsaktan!

Neyse, ozetle once kurallar uygulanacak. Bunun icin de adres yerel yonetim degil, merkezi yonetim.
Ardindan bisiklet kullanimi artacak, bunun icin yerel ve merkezi yonetim vergi indirimi gibi bir suru tesvik yapabilir.
Bisiklet yollari en son gelecek.


Butun bunlar benim kisisel gorusumdur, bilirkisi degilim.
 
Başka bir platformda da yazmıştım....

Zihinsel dönüşümü tamamladığınız sürece, şekilsel değişimlerin hiç bir anlamı kalmaz. Öncelikle bisiklet metaforunun toplumdaki kavramsal altyapısını oluşturmalısınız ki, bunun fiziksel sonucunun bir sürekliliği olsun...basitçe yolları boyamakla veya ayırmakla hayallerimizi gerçekleştirmemiz pek mümkün görünmüyor. Öncelikle insanların bisiklete binmesini özendiren, bunun sağlıklı ve güvenli koşullarını oluşturan, bisikletin gerçek bir ulaşım aracı olarak kabul edilmesini sağlayan, kısaca bu metaforun fiziksel ve zihinsel entegrasyonunu tamamlayan bir dönüşümü yaşamamız gerekiyor. Bunu başaramadığınız sürece, ne bisiklete binen yekünü arttırırsınız, ne de yaptığınız bisiklet yollarının sürekliliğini sağlarsınız.

O halde benim sıralamam şöyle;

1. Toplum hafızasında bisiklet kavramının zihinsel altyapısını güçlendireceksiniz,
2. Bu güçten beslenen toplumun, bisiklete binmesini özendiren temel dönüşümü sağlayacaksınız,
3. Bu dönüşümün yasal ve ahlaki gereksinimlerini tanımlayacaksınız,
3. Bu dönüşümü içselleştiren toplumda bisiklet kullanımını artıracaksınız,
4. Bisiklet kullanımı artan topluma, bunu sürdürebilecekleri modern ve kullanışlı yolları sunacaksınız...

Şimdi çoğunuzun bilmediği bir haberi de vereyim...

Henüz taslak aşamasında ancak 3 cilt ve yaklaşık 600 sayfadan oluşan bir "Türkiye Bisiklet Yolu Ağı Master Planı" oluşturuldu. Bu taslak halen geliştirilme aşamasında. Yayınlandığında en azından bir başlangıç metni olarak, çoğu sorumuza yanıt verecek genişlikte çözümleri içerdiğini göreceğiz. Umuyorum bu planla birlikte, bizler de ülkemizde özlediğimiz uygar bisiklet altyapısına ulaşabileceğiz.
 
Bisiklet yoluna gerek yok.Bisiklete binmeyi bile bilmeyen insanlara yol yapılması doğru değil.Allah doğru düzgün bisiklete binen kardeşlerimin yardımcısı olsun.Amin.
 
@ömermurat131 bisiklete binmeyi bilmeyenler derken, bisiklet sürenlerin hangi yönlerini beğenmiyorsunuz. Dua şeklinde doğru değil duada maksat kabul olmasını ummaktır. Kabul olmasını istiyorsan kendin için istediğini kardeşin içinde isteyeceksin. Kendine bela ve zarar gelmesini istemiyorsan kardeşin içinde istemeyeceksin. Bu işin doğrusu budur.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@ömermurat131 bisiklete binmeyi bilmeyenler derken, bisiklet sürenlerin hangi yönlerini beğenmiyorsunuz. Dua şeklinde doğru değil duada maksat kabul olmasını ummaktır. Kabul olmasını istiyorsan kendin için istediğini kardeşin içinde isteyeceksin. Kendine bela ve zarar gelmesini istemiyorsan kardeşin içinde istemeyeceksin. Bu işin doğrusu budur.
Ters yoldan tek tekerle üstüme üstüme geliyorlar-
 
Ters yoldan tek tekerle üstüme üstüme geliyorlar-
Onu yapan kişi her halükarda cahildir. Yine bu tarz sürüş denemelerini yapamadığı yerler olmadığı için yapılmaması gereken yerlerde yapıyor. Bisikletçi tabirine ve ahlakına uymaz. Çoğunluğu ya genç ya çocuk. Onlar için alanlar yapılsa akrobatik hareketleri orada yapacak ve enerjisini atacak. Yaptığı şey doğru değil , uygun bir şekilde anlatabiliyorsan ne mutlu diğer türlü tahmin edip tedbirini almalısın.
 
Geri