1 - O gün gece durumu ilk fark eden değilsem bile kesinlikle ilk fark edenlerden biriyim. Durumu fırsata çevirip sipariş vermek yerine siteyi uyarmayı seçtim. Hepsiburada'ya bisiklet fiyatlarında hata olduğunu belirten ilk mesajımı saat 01:36 da gönderdim. Ve o gece hb'ye 6-7 mesaj daha gönderdim. Sabah 8:30-9:00 gibi de hb'nin 0850 ile başlayan çağrı merkezini arayarak durumu bildirdim. Böyle hareket etmek benim seçimimdi, aksine hareket edenleri de suçlamıyorum.
2- Türk Borçlar Kanununda "aşırı yararlanma", "yanılma halleri", "sebepsiz zenginleşme" gibi konulara bakarsanız, sitenin yanılması nedeniyle siparişi iptal etmesi üzerine hukuken pek bir hak iddia edemeyeceğinizi göreceksiniz. "Benim siparişim tüketici hakem heyetinin sınırlarında kalıyor, ben de siparişi iptal ederlerse buraya başvururum." gibisinden bir şeyler aklınızdan geçebilir. Eğer öyle bir durumda hb'nin yerinde ben olsam tüketici hakem heyetine karşı savunma bile yapmam, aleyhime karar çıktıktan sonra da tüketici hakem heyetinin kararına karşı dava açarım. Biliyorsunuzdur tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı dava açılırken hasım olarak (davalı) ilgili kişi gösteriliyor. Bu şu demek; eğer davayı kaybederseniz hem bisikletin parasını hem de hb'nin avukatının parasını vermek zorunda kalırsınız.