Bir Dost! ..'

Derya AKYILDIZ

Forum Bağımlısı
Kayıt
17 Ocak 2006
Mesaj
1.532
Tepki
1.666
Şehir
Ataşehir
Bir dost

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan
fırladığında;
"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi
köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin.
ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına
saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin;
gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış
anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna
girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona,
övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin,
"hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...

* * *

Böyle bir dostum var benim.
Pek sık görmesem de hep yanımda olduğunu bildiğim, yalansız riyasız
dertleşebildiğim.
Kuşağımın en iyisiydi hilafsız...
Beraber okuduk, birlikte koştuk son 20 yılın amansız parkurunu...
Katılasıya ağladık, doyasıya güldük yol boyu... Ekmeğimizi ve acılarımızı
bölüştük. Çocuklar doğurduk, büyükler gömdük.
Sonunda yara bere içinde oraya buraya savrulduk.
Buluştuk geçenlerde...
Bitaptı; kayan bir yıldız kadar ışıltılı, bir o kadar yorgun:
"- N'apıyorsun" diye sordum.
"- Seyrediyorum" dedi; "çaresizce, öfkeyle, şaşkınlıkla ama sadece
seyrediyorum".
Seyrettiği; kuşağımızın en kötülerinin, pespayelik yarışında ipi ilk
göğüsleyenlerin zirveye hak kazanmalarındaki akıl almaz gariplikti.
İyiliğin ve ustalığın bu kadar eziyet gördüğü, kötülüğün ve yeteneksizliğin
bunca ödüllendirildiği bir başka coğrafya var mıydı acaba?
Okuldaki ideallerimizden, gençlik coşkumuzdan söz ettik bir süre; tozlu
raftaki bir kitabı yıllar sonra merakla karıştırır gibi...
Ülkemizin kaderini değiştirmeye azimliydik mezun olurken; lakin karanlığını
boğmaya yemin ettiğimiz ülke, karanlığına boğmuştu bizi...
Pazarda görsek tezgahından meyve almayacağımız adamların cenderesinde
bir ömür geçirmiş, tünelden çıkış sandığımız ışığın, üstümüze gelen kamyonun
farı olduğunu çok geç fark etmiştik.
Velhasılı ne sevebilmiş, ne terk edebilmiştik.
Krizde geçmişti bütün gençliğimiz; ve şimdi çocuklarımıza tek
devredebildiğimiz, çok daha ağırlaşmış bir kriz...
"- İşte" diye iç geçirdi kadim dostum,
"...bunları seyrediyorum bir kenardan sessizce..."

* * *

İşte en çok da böyle zamanlarda bir dostu olmalı insanın...
Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir
salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli
elleri...
"Parkurun bütün zorluğuna rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları
birlikte göğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız" diyebilmeli...
Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa,
ama ümitvar bir yazıyı, yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından
içeri atabilmeliyiz:
"Bunu da aşacağız!
İmza: Bir dost!.."

candundar@superonline.com
 
  • Beğen
Tepkiler: fangornents
Scudo

huseyinsak

Aktif Üye
Kayıt
5 Aralık 2005
Mesaj
177
Tepki
54
Şehir
Zeytinburnu, İstanbul
Abi bu Can Dündar'ın kitaplarından mı alıntı yoksa köşe yazılarındaki yazılardan mı?
 

Derya AKYILDIZ

Forum Bağımlısı
Kayıt
17 Ocak 2006
Mesaj
1.532
Tepki
1.666
Şehir
Ataşehir
Sevgili kardeşim cevabını şu similey'e (link)tıklarsan bulacaksın..;) ilgin için teşekkür ederim..:)