Bir Deyim, Bir Öykü...

Bir Deyim, Bir Öykü...

Arkadaşlar, bir Ramazan ayı daha geldi çattı... Şimdiden herkese hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle bir deyim ve öyküsünü sizlerle paylaşmak istedim...

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış... Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim... Halil, evli ve çocuklu, İbrahim ise bekârmış. Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin. Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş. Bununla geçinip giderlermiş...
Bir yaz, yine harman yapmışlar buğdayı. İkiye ayırmışlar, iş kalmış taşımaya... Halil, bir teklif yapmış, "İbrahim kardeşim, ben gidip çuvalları getireyim, sen buğdayı bekle." "Peki abi" demiş İbrahim... Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... O gidince, beklerken düşünmüş İbrahim, "abim evli, çocuklu, daha çok buğday lazım onun evine" demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıkagelmiş, "haydi İbrahim!.." demiş, "önce sen doldur da taşı ambara". "Peki abi!.." deyip, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola İbrahim...
O gidince, Halil düsünür bu defa, der ki:"Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim var, ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek." Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek...
Velhasılı , biri gittiğinde öbürü, kendi payından atar diğerininkine. Bu, böyle sürüp gider... Ama birbirlerinden habersizdirler. Nihayet akşam olur, karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar. Hatta azalmıyor bile... Tanrı onların bu davranışlarını çok beğenmiştir. Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki, günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler. Onlar taşıdıkça çoğalmaktadır buğdayları. Şaşarlar bu işe... Dolar taşar ambarları.
İşte o gün bugün "bereket" denilince bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: "Halil İbrahim bereketi" dir...

Sofralarınızdan "Halil İbrahim bereketi", yüzünüzden tebessüm eksik olmasın!..

Galiba Halil İbrahim sofrası da bu öyküden geliyor???

Paylaşım için teşekkürler.

yazan ellerine sağlık abicim sağolasın...

eyvallah çok güzel hikaye.sofralarımızdan bereket eksik olmasın.

paylaştığın için çok teşekkür ederim @optimist, bu hikayeyi devamlı duyuyoruz ama önemli olan buradakini uygulayabilmek, bir ders almak.
yalnız eminimki yazıyı kopyala/yapıştırla aldığından olmalı ki gözünden kaçmış, tanrı değil Allah olacak

vaktiyle sultan mahmutun kapısına bir adam gelir durumunun sıkışık olduğunu zor geçindiğini parasının yetmediğini vergilerin ağır geldiği gibi birtakım veryansınlar eder sultan mahmut "peki sana bir kürek dolusu altın versem bütün bunlar bitermi" der bunu üzerine adam "elbette hünkarım" der giderler hazineye altınların yanına sultan mahmut adama bir kürek verir "şimdi gözlerini bağliycaklar ve üç kere sallama hakkın olacak üç kürek sonunda alabiliğin altınlar senindir" adam sevinir gözleri bağlanır ve eline kürek verilir adam sallar kenara atar ses gelmez ikinciye sallar gene ses gelmez en son var gücüyle abanır bir şıngırtı gelir gözleri açıldığında küreği ters tuttuğunu farkeder üç sallamadan sadece iki altının olduğunu farkeder bunun üzerine mahmut

"vermeyince mabut neylesin mahmut" der

mabut(hak, ALLAH(C.C.)

hayırlı ramazanlar

@Blick
"Blick" kardeşim, önce şunu söyleyeyim; hayır tahmin ettiğin gibi değil, elbette kendim uydurmadım ama kastettiğin şekilde bir kopyala/yapıştır değil...
İkincisi; burada dini bir tartışma açmak istemem ancak, "Allah" islam inancında tanrının 99 isminden biridir... Öykünün hangi dönemde geçtiği bilinmediğinden (en azından ben bilmiyorum) geniş anlamlı olan "tanrı" yı kullanmayı tercih ettim...
Esenlikle kalınız...

çok güzelmiş gerçekten teşekkürler paylaşım için ,sayende halilibrahim berketi lafının nereden geldiğini de öğrendik çok sağol

cok güzel zaten insanoğlu savaşmak yerine paylaşmayı barışı seçse birbirlerine insan olduğunu düşünerek saygı duysa herşey cok daha güzel olmazmıydı hep ben diyenlere sözlerim mutlu ramazanlar

@optimist
Elbette ben de burada bir tarışma yaratmak istemem bir rahatsızlık verdiysem özür dilerim, bir devamı olsun istersen özelden ya da farklı bi şekilde tartışabiliriz doğrularımızı yanlışlarımızı
Ancak Allah ismi İslam dinine bağlı değil Allah'ın gönderdiği tüm dinler için geçerlidir, buradakinde de Allah'tan başka bir ilahtan sözedemeyiz şirk koşamayız, ben Tanrı diyerek Allah'ı diğerleriyle aynı kefeye koyamam. Şu anda Hristiyan olanlar bile tanrı değil de Allah derken bizim tanrı dememiz çok saçma, diğer insan uydurması tapıntılarla şirk koşulamaz bile...