Bilgisayar Hastaları

Yaşamımızın bir parçası haline dönüşen bilgisayarlar da tuhaf hastalıklara neden oluyor. İşte ispatı: Reuter Haber Ajansı adına Hong Kong’da çalışan Grant McCool, tüm Doğu Asya’nın muhabiriydi. 1989 yılında patronlar ıtarafınldan ödüllendirilen İskoçyalı muhabir New York’a transfer oldu ve günlerini bilgisayarının başında geçirmeye başladı. Ama bilgisayarın hayatını zehir edeceğini nerden bilebilirdi? Bir süre sonra McCool’un ellerinde dayanılmaz ağrılar başladı. Artık sabahları uyandığında kolları yanıyor, ellerini rahatça kullanamıyordu. Dayanamayan McCool bir hekime başvurdu. Hekim, 32 yaşındaki gazeteciye, “repetitive stress injuries”e (RSI) yani, kronik gerginlik hastalığına yakalandığını ve hastalığının tek çözümü olduğunu söyledi: “Bilgisayarda yazı yazmayı bırakmak!”. RSI, ABD’de yılda ortalama 185 bin kişiyi pençesine alıyor.Aralarında McCool’un da bulunduğu yüzlerce resepsiyon memuru, gazeteci ve bilgisayar programcısı, sakatlanmaya yol açtıkları gerekçesile kullandıkları ofis makinaları ücreticileri aleyhinde tazminat davası açmış bulunuyor. Bu davaların sonuçlanması daha uzun yıllar gerektirse de, uzmanlar sonuçta ödenecek tazminat miktarının, benzer bir biçimde asbestin yol açtığı zararlarla ilgili davaların sonucunda ödenen 4 milyar dolarlık toplamı aşacağını tahmin ediyor. Ve yine uzmanlar, günde ortalama 5 saatini bilgisayar başında geçiren bir insanın RSI’ye yakalanma riskinin yüksek olduğunu belirtiyor. Bilgisayarın başımıza açtığı dertler RSI’yla kalmıyor. Oturarak kullandığımız bu teknoloji harikası, boyun, sırt ve bel ağrılarına, adale spazmlarına da neden oluyor. Uzmanlar, sürekli bilgisayar kullananların karşılaştıkları boyun, sırt ve bel ağrılarının kaynağının omurga olduğunu belirtiyor. Çünkü uzun süreli oturuşlarda omurga zorlanıyro. Ayrıca yoğun döz dikkati yüzünden adaleler hareket etmeyi unutuyor. Duruş bozukluklarından kaynaklanan bu sorunlar da esprili isimlerle adlandırılıyor: Evet “hasta bina sendromu”, “İstanbul bronşiti”nden sonra, “sekreter sendromu” ve “yazar krampları”... Bütün bunların dışında, ofislerimizde ve evlerimizde vazgeçemediğimiz sevgili bilgisayarlarımızdan gözler de nasibini alıyor. Bilgisayar karşısında onların sağlam kalacağını mı sanıyordunuz yoksa? Bilgisayarın gözlere verdiği zararlar ışığın ve görüntünün etkisi olarak iki ana başlıkta toplanıyor. Uzmanlara göre bilgisayar ekranıyla televizyon ekranı arasında fazla fark yok. Ultraviyole ışınlarının göze, kalıcı olmasa da zarar verdiği biliniyor. Bu ışınlar göz merceğini olumsuz etkiliyor ve katarakta yol açıyor. Bu nedenle de kullanıcının hücre yapısını korumak için C vitamini kullanması gerekiyor. Ayrıca monitöre yakın çalışmak da sorun yaratıyor. Ekrana 50-60 cm uzaklıkta çalışıldığında, göz bu görüntüyü çok uzaktaymış gibi algılıyor. Fakat aynı anda da uyum yaparak ekran yüzeyinde görüntüyü oluşturuyor. İşte bu olay da “uyum spazmı” denilen soruna neden oluyor.

Organorama