Biber gazı silah kapsamına alındı

Max Torque

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Ağustos 2013
Mesaj
849
Tepki
800
Şehir
İstanbul
İsim
Hüseyin Gündoğdu
Bisiklet
Kron
Ne oldu böyle ya.. Amerikada Ruhsatsız silah taşıyabiliyorsun. Tek şartı silahı karşında ki kişinin görebilmesi ( Open Carry) oda bak bende silah var dikkatli ol anlamında.
Her türlü kullanırım biber gazını. Gerekirse kullandıktan sonra temiz bir dövüp kaçarım. ne yapıcak bisikletimimi bulucak.
Allah korusun bayanlara filan sarkıntılık yapsalar ceza almamak için sıkmayacakmı bayanlar. sonuna kadar kullanmalılar. o tüpü suratında bitirmeliler.

Ama ülkemizde kesinlikle herşey anormal. ona buna çarp 2 gün yat çık. Hırsızlık yap kameraya geçsin eve girdiğini görsünler. 2 gün sonra salıver gitsin.

yazıklar olsun.

Ülkemizde, Atalarımıza has olan en iyi yaptığımız Kılıç yapımı bile yasaklanmış durumda. 42 adet olan Kılıç çeşitimizden hiç birini üretemiyoruz.

Kendimizi ne ile koruyacağız? taşlamı?
 
Scudo

Abdülkadir Ergin

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Ocak 2012
Mesaj
2.251
Tepki
7.151
Yaş
44
Şehir
Manisa
İsim
Abdülkadir Ergin
Başlangıç
1984—85
Bisiklet
Carraro
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Sapan kullanırız bizde :) İlkel gibi algılansa da etkili kullanıldığında adamın pekmezini akıtıverir anında. Tabii biz yine de iyi niyetliyiz, sadece caydırıcı manada kullanırız. Malzeme doğada bol. Mühimmat küçük sivri taşlar, silah ağaç sapan. Çok teknolojik modelleri de var da bizimkisi korunma amaçlı. Doğa dostu bisikletçinin doğal silahı. Hatta sıkıştıran araca da bir kaç hatıra eseri bırakabilirsiniz arkasından. Sonrasında neler olur bilemem tabii.
 

Ali Kerimoğlu

Daimi Üye
Kayıt
22 Haziran 2013
Mesaj
272
Tepki
45
Şehir
İstanbul
Bisiklet
Sedona
Biber gazı önceki sayfada bir arakdaşımızın bahsetmiş olduğu gibi zaten silah kapsamında idi.

Bir çakı bıçağı da silah kapsamındadır, fakat kullanım yeri ve zamanına göre rahatlıkla taşınabilir.

Bisiklet süren herkesin hem yırtıcı hayvanlardan, hem de iki ayaklı hayvanlardan sakınmak amaçlı kolaylıkla uzanabilecekleri bir yerde biber gazı bulundurmaları, bu durumun tespit edildiği halde ise güvenlik görevlisine taşıma maksadının yukarıdaki gibi anlatılması durumunda sakıncalı görünmüyor, hatta bence elzemdir.
 
  • Beğen
Tepkiler: Şafak Başlar
Kayıt
21 Haziran 2013
Mesaj
57
Tepki
8
Şehir
izmit
Bisiklet
Carraro
@huseyin.gundogdu
İyi okumadınız sanırım haberi. Kişi kendini savunurken değil saldırı amaçlı kullanırken silah kapsamında sayılıyor.Yani sadece bayanlar pek tabii kendini savunabilecek.Bundan daha doğal birşey olamaz.Ne taşınması yasak ne de savunma amaçlı kullanılması.Gerçi haberde özellikle savunma için kullanılan biber gazı denilerek bilerek okuyucuyu yanıltma yolunu seçmiş.Konu edilen davada kişi kendini savunmamış aksine saldırmış.

Amerikadaki kişisel silahlanma zaten başlı başına büyük bir sorun.Konuşmaya bile gerek yok.
 

Bilal Öz

Aktif Üye
Kayıt
3 Ağustos 2013
Mesaj
144
Tepki
82
Şehir
İstanbul
Bisiklet
Geotech
Çok afedersiniz ama osuruk gazı kullansak ceza alır mıyız acep ? Hem biber gazı gibi öldürücü değil, sadece geçici baygınlık ve şuur kaybına sebep olur, kimseyi sakat bırakmaz. Hem ucuz yollu bir çözüm olur, en ucuz biber gazı nerden baksanız 5-10 TL falan bildiğim kadarıyla.
Yok yok bence kullanmayalım, sonra organik silah taşıyorsunuz derler hapse atarlar mazallah..
 

H.T

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Ağustos 2011
Mesaj
987
Tepki
1.284
Şehir
Gaziantep-Samsun
İsim
Hasan
Başlangıç
1994—95
Bisiklet
Giant
Arkadaşlar bakın hukukta lafzi yorum ve amaçsal yorum diye bir şey vardır.Siz lafzi yorum yaparak asıl amacın ne olduğunu görmezden gelmektesiniz.Daha öncede dediğim gibi siz eğer meşru müdafaa durumunda sınırı aşmadan hareket ediyorsanız elinizdekinin ne olduğu önem taşımaz.

Kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi nitelikli hal olarak değerlendirilerek ceza arttırılarak verilir.Yani elinizdeki cismin 6136 sayılı yasa kapsamındaki silah kavramına uyması demek sizin suçu burada sayılan cisimlerle işlerseniz cezanızın arttırılarak verileceği demektir...

Siz eğer kendinizi savunma amaçlı olarak hareket ediyorsanız bu endişeye anlam veremiyorum...
Yok pala taşıyalım yok elektrik şoku yok sapan..Noluyo arkadaşlar savaşamı gidiyoruz...
 

H.T

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Ağustos 2011
Mesaj
987
Tepki
1.284
Şehir
Gaziantep-Samsun
İsim
Hasan
Başlangıç
1994—95
Bisiklet
Giant
@F.Cetin

Bu arada F.Çetin Bey avukat olmadığınız her halinizden belli.Hukukta böyle moda mod bir ceza sistemi yoktur.Somut olaya göre her an her şey değişebilir.
İnsanlara adalet sistemini bu kadar basitleştirerek anlatmaya çalışmayın!
 

Fatih Çetin

Forum Bağımlısı
Kayıt
20 Mayıs 2013
Mesaj
709
Tepki
681
Şehir
İstanbul-Maltepe
Bisiklet
Focus
Araç sürücülerinin, özellikle de bisikletlilerle tartışmaya girip olay çıkarmaya çalışanların iyi niyetli olmadığı aşikar zaten. Mevcut kuvvet kollukların (emniyet) ve diğer kurumların (belediyeler vsvs) bisikletlilere ne kadar özen!!! gösterdiği de ortada. Peki gaz kullanımının savunma amaçlı mı yoksa saldırı amaçlı mı kullanıldığına kim ve nasıl karar verecek?

Hadi diyelim ki araç sürücüsü bize darp etmek için hamle yaptı. Fakat amacına ulaşamadan biz gazı sıkıp adamı engelledik. Ortada bize fiziki bir temas uygulanmamış olacak. Burada gazın ne amaçla kullanıldığına nasıl karar verecekler? Ki suçu ne olursa olsun arkası ve parası olan biri işin içinden çok rahat sıyrılabilmektedir.

Hukuk sistemi ''gazı saldırı amaçla kullanırsanız ceza alırsınız'' diyor ama araç sürücüsüne ''bisikletlinin hakkını gasp edersen 2 sene yatarsın'' demiyor. Ya da eksik denetim yüzünden ceza alan bir kurum göremiyorum.
@HASAN TONBUL

size baştan da söyledim avukat olmadığımı.

Karşılaştığım, çevremdeki insanların yaşadığı hukuki süreçleri gördükçe sistemin ne denli çürümüş olduğunu fark edebiliyorum. Kendi aracında 500 tane uyuşturucu hap yakalatıp gerek telefon kayıtları gerekse parmak izleri, gerekse girip çıktığı mekanların kayıtları olmasına rağmen bu suçtan beraat edeni de gördüm. Bakın serbest bırakılma demiyorum. Beraat etmek diyorum. Siz şu anki hukuk ve ceza sisteminin sağlıklı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
 

Sanberk E

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Haziran 2013
Mesaj
2.145
Tepki
1.605
Şehir
Kocaeli
Bisiklet
Pinarello
@mustafa genç

ahaha :) iyimiş :alkis:
 

Furkan Çınar

Forum Bağımlısı
Kayıt
13 Haziran 2012
Mesaj
776
Tepki
217
Şehir
Çengelköy / İstanbul
Bisiklet
GT
@Gökhan Toros
Sizin bir şey bekleyip beklememeniz benim için önemli değil zaten Gökhan Bey. Kendi irademle kararlar verebilirim ;)
 

Furkan Çınar

Forum Bağımlısı
Kayıt
13 Haziran 2012
Mesaj
776
Tepki
217
Şehir
Çengelköy / İstanbul
Bisiklet
GT
@ismail atay

Ben de sizden Lozan Barış Antlaşması'nı detaylı bir şekilde araştırmanızı rica ediyorum. Acaba günümüz Türkiye'sinin durumu ile, bu antlaşmada imzalanan maddeler arasında bir ilişki olabilir mi ? Petrolümüz var ama çıkartma iznimiz yok, boğazımız var ama tamamen bizim kontrolümüz altında mı ? Bor madenlerimiz var ama neden çıkartamıyoruz ? 2023'te bunların hepsini yapabileceğiz, 2023 ayrıca bu antlaşmanın sona ereceği tarihtir. 2023'e kadar devlet ayakta kalabilirse bunların hepsi elimizde olacak fakat dış devletler de dolaylı yoldan ülkeyi hem askeri hem ekonomik olarak zayıflatmaya çalışıyor ki yukarıda yazdığım şeyler gerçekleşmesin. PKK'yı kim besliyor sanıyorsunuz ? Yine de siz 14 yaşında olduğum için bu yazdıklarımı pek takmayın, biber gazını tartışmaya devam edin :)
 

Serdar Sarı

Daimi Üye
Kayıt
22 Mayıs 2013
Mesaj
303
Tepki
77
Şehir
Bandırma / Konya
Bisiklet
Cannondale
@Furkan Çınar

Kardeşim bozmak istemem ama kulaktan dolma bilgiye veya internette gördüğün her videoya yazıya kanma.. En basitinden bor var çıkaramıyoruz diyorsun 1923 sıralarında bor ile yapılabilecek şeyler hakkında pek bi bilgisi olduğunu sanmıyorum insanoğlunun daha petrol bile tam anlamıyla yaygınlaşmamışken hatta belki böyle bir madenin varlığından bile habersizdik.. Bak bakalım aşağıdaki maddelerde böyle bişey var mı ?

Kaldı ki bor şuan benim okuduğum yerde Bandırma'da çıkartılıyor ve saf bir şekilde yurdışına satılıyor onlar işleyip bize geri satıyor. Ha evet pardon biz de işliyoruz borcam falan yapıyoruz... Eğer işlemiyorsak bu bizim eşşekliğimiz !

---

Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'na göre kabul edilmiştir.
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.
Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.
Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı. İtalya'nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya'ya diğer adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a teslim edildi.
Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."[4] Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.
Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karıştı.
Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.[1]
Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul'da kalmasına izin verildi.

Kaynak: (link)
 

Serdar Sarı

Daimi Üye
Kayıt
22 Mayıs 2013
Mesaj
303
Tepki
77
Şehir
Bandırma / Konya
Bisiklet
Cannondale
Ek olarak;

Merak edip araştırdım Türkiyede bor tarihçesini buldum 1923'lerde kullanıyormus ancak kullanım alanı çok çok dar ve yazının şu kısmı dikkatimi çekti
"Yurdumuzda ise ilk işletmenin 1861 yılında çıkartılan Maadin Nizannamesi uyarınca 1865 yılında bir Fransız şirketine 20 senelik işletme imtiyazı verilmesiyle başladığı bilinmektedir.
1861 yılında ilk “Maadin Nizamnamesi” çıkarılarak bu nizamname hükümlerine uygun bir şekilde 1865 yılında Fransız “Desmazures” şirketine Boraks Madeni İşletme imtiyazı verilmiştir. 1887’de Boraks Consolidated Ltd. İngiliz şirketi bu bölgeye yerleşmiş ve 1958’e kadar da işletme imtiyazı alarak faaliyetine devam etmiştir.

1927’ye kadar 624 yabancı şirkete imtiyaz verilmiş, 1944 yılında ise bu şirketlerin büyük kısmı millileştirilmiş ve yabancı sermayeye yeni imtiyazlar verilmemiştir."



Kaynak: (link)