Besinler ve faydaları

chainmassacre

Aktif Üye
Kayıt
21 Ocak 2010
Mesaj
105
Tepki
8
Şehir
pedal bastigim her yer
yayrarli ve antrenman icin cok gerekli olan bilgiler bunlar emeginiz icin
tesekkurlerlr
 
Scudo

yiğit_kara26

Forum Demirbaşı
Kayıt
17 Ocak 2009
Mesaj
458
Tepki
172
Şehir
ESKİŞEHİR
@Tarık Kalkan

,, katılıyorum aynı zamanda paylaşımınız için teşekkürler :)
 

Murat PAR

Aktif Üye
Kayıt
6 Eylül 2009
Mesaj
125
Tepki
337
Şehir
gaziantep
bilgiler için teşekkürler çok yararlı olmuş
 

cato

Aktif Üye
Kayıt
16 Kasım 2008
Mesaj
167
Tepki
133
Şehir
BAYRAMPAŞA/İSTANBUL
Bisiklet
Trek
bilgilerin paylaşımı için teşekürler . .
 
Kayıt
27 Nisan 2010
Mesaj
15
Tepki
2
Şehir
Ankara
kivi muz ve çileği süte karıştırarak güzelinden bir sporcu içeceği yapardık eskiden salonda çalışırken ama artık salon bisikletiyle yolda kullanmak arasındaki farkı anlamış oldum. Aklıma geldikçe hala hazırlarım tabi:)
 

H.Sages

Daimi Üye
Kayıt
17 Mayıs 2010
Mesaj
260
Tepki
174
Şehir
istanbul
Beslenmeyle ilgili bir yazı da benden (Kaynak fitness antrenörü Alper Tunçay)
DENGELİ BESLENME KURALLARI
Hayatınızda akılcı bir beslenme rejimi her zaman olmalı. Kilo vermeyi ertelemeyin. Eğer hızla kilo veremediyseniz, hayal kırıklığına uğramayın. Keza çok çabuk kilo kaybederseniz, yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz imkansız. Herhangi bir tatlıyı yemeden veya bisküvi paketini açmadan önce kendinize sorun, "Ben gerçekten aç mıyım" eğer cevabınız olumluysa, on dakika bekleyin ve bu soruyu tekrar sorun.
Yiyeceklerinizi haftalık olarak planlayın. Böylece alışveriş yaparken, abur cubur satın almaktan kurtulabilirsiniz.Asla süpermarkete aç gitmeyin. Eğer insanlar tok karnına alışverişe giderlerse, besin değeri daha yüksek yiyecekler alıyorlar. Abur cuburdan da uzak duruyorlar.
Daha hareketli olabilmek için hayatınızda, beslenme rejiminizde değişiklik yapmaktan kaçınmayın.
Bir günlük tutun. Hem ne yediğinizi, hem de ruh halinizi kaydedin. Eğer istemediğiniz halde yemek yiyorsanız, bir dakika sonra kendinizi kontrol altına alabilirsiniz. İradeyi kullanmak, dakikalarla başlar, saatlik, günlük, haftalık, aylık... sürelerle devam eder. Daima geriye dönüp kendinizi kontrol edin..
Hiçbir zaman neden kilo vermek istediğinizi unutmayın. Sıkıldığınızda veya diyet yapmaktan yorulduğunuzda eski fotoğraflarınıza göz atın. Ve her verdiğiniz kiloda kendinizi nasıl hissettiğinizi hatırlayın. Değişimin zamanla ve sabırla olacağını hep aklınızın bir köşesinde bulundurun.
Geçmişi değiştiremeyebiliriz ama gelecek için şansımızı deneyebiliriz.
Eğer istemediğiniz halde yemek yiyorsanız, bir dakika sonra kendinizi kontrol altına alabilirsiniz. İradeyi kullanmak, dakikalarla başlar, saatlik, günlük, haftalık, aylık... sürelerle devam eder.
Yeryüzündeki hiçbir yiyecek, sizin kendinizi zayıf hissetmenizden daha lezzetli olamaz.
Artık biliyorum ki, doğru seçimler yaparsam, zayıflayabilirim. Her an şu soruyu soruyorum: "Buna ihtiyacım var mı, gerçekten onu yemeyi istiyor muyum?
Eğer yemek yemek istemiyorsanız, yemek yiyebileceğiniz bir yere gitmeyin.
Sosyal zorunluluk olarak, bir partiye gidiyorsunuz, ne yiyeceğinizi de planlayın
Eğer bir açık büfe ile yüz yüze iseniz, hemen salata bölümüne gidin ve tabağınızı salatayla doldurun. İkinci kez gittiğinizde kendinizi tok hissedeceksiniz ve daha fazla kontrol edebileceksiniz.
Her zaman ölçülü olun. Porsiyonlarınız küçük olsun.
Bol sebze, Az yağ, Bardak bardak su... .
Yemeğe başlamadan önce bir bardak su için ve bu sırada düşünün, "Şu anda yemek yiyorum ama hedeflediğim kilodan uzaklaşıyorum." Kendi kendinizle yapacağınız tartışmalar işe yarayacak.
Bilinçli bir şekilde yemek yiyin. Yavaş olun. Ağzınıza götürdüğünüz her lokmaya dikkat edin.
Her yemekten sonra dişleriniz fırçalayın. Ağzınızdaki temizlik duygusu sizin bir kaç saat acıkmanızı engelliyor.

Yediklerimiz Nasıl Harcanır?
3 dilim ekmek 79 dakika yürüyüş veya 45 dakika ev temizliği
Kaşarlı tost 18 dakika jimnastik veya 11 dakika ip atlama
100 gr. pastırma 125 dakika kayak veya 36 dakika ev temizliği
1 kase mercimek çorbası 44 dakika yürüyüş veya 12 dakika ip atlama
1 tabak patlıcan musakka 28 dakika jimnastik veya 36 dakika ev temizliği
1 cheeseburger 65 dakika jimnastik 39 dakika ip atlama
1 tabak zeytinyağlı barbunya 160 dakika kayak veya 80 dakika yürüyüş
1 adet muz 25 dakika yürüyüş veya 50 dakika kayak
1 dilim üzümlü kek 17 dakika jimnastik veya 22 dakika ev temizliği

Günlük Kalori Hesabı
Herkesin günlük belirli bir kaloriye ihtiyacı vardır. Bu konuda aşağıdaki tablodan faydalanabilirsiniz. Yaptığınız aktiviteye göre, vücut ağırlığınızı belirtilen sayıyla çarpın, çıkan sayı almanız gereken kaloriyi gösterecektir.
AKTİVİTE ERKEKLER İÇİN KADINLAR iÇİN
Hafif
Orta
Yoğun Ağırlık x 37
Ağırlık x 42
Ağırlık x 51 Ağırlık x 35
Ağırlık x 37
Ağırlık x 44




NE NEDİR, NE KADAR YARARLIDIR...

Günümüzde beslenme hem sağlığımız hemde fiziksel görünüşümüz açısından büyük rol oynamaktadır... Bu önemli olgu içerisinde, sporcuların dikkat etmesi gereken; şekerin yarar ve zararlarından, fazla protein (kırmızı et, tavuk, yumurta vs) tüketiminden oluşan gut hastalığından, yağ tüketimini içeren kolestrol sorunundan ve sporcuların bol bol içtikleri maden suları ile sodalardan bahsetmek istiyorum...


Şekerin Yararları - Zararları

İngiliz bilim adı Judkin şekerin zehir olduğunu söylemiştir. Zehir insanı ürküten bir sözcüktür. Halbuki biz iyiliği, hoşluğu tanımlamada şeker ve tatlı sözcüklerini kullanırız. Sevdiklerimize şekerim, tatlım diye hitap ederiz, iyi insanın niteliklerini “şeker gibi” diye belirtiriz. Dini bayramlarımızdan biri “Şeker Bayramı”dır. Şeker yiyebildikleri için insanları mutlu sayar, herkesin şeker yiyebilmesini dileriz. Bütün bu inançlarımızın karşısına nasıl olur da duyduğumuzda irkildiğimiz zehir sözcüğüyle çıkılır. Bu çelişkiyi kavramanın tek yolu “her şeyin fazlası zararlıdır” ilkesini benimsemekle olur.

Şeker, şeker pancarının fabrikalarda işlenerek şeker kısmının ayrılmasıyla elde edilir. Buna göre pancar doğal besin olmasına karşın, şeker saf besindir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır. Ancak şeker tek başına alındığında protein, vitaminler ve madenler olmadığından vücutta şekerden enerji oluşamaz. Bu nedenle şeker “boş kalori kaynağıdır”. Özellikle küçük çocuklara şekerli mamalar çok verildiğinde büyüme ve gelişme durur ve çocuk hastalanır. Bu hastalığa kuvaşiorkor “şeker bebeği” denmiştir.



Ağzımızdaki mini canlılar da şekeri çok severler, özellikle sık aralıklarla şeker aldığımızda bu mini canlılar şekeri yiyerek asit yaparlar. Bu asit de dişleri çürütür. Bu nedenle, özellikle gelişme çağında şekerin çok ve sık tüketilmesi diş çürüklerinin başta gelen nedenidir.



Şeker; un, yağ, ceviz, fıstık, kaymak gibi besinlerle karıştırılıp kalori değeri çok yüksek tatlılar yapılır. Şekerlemelerin esası da şekerdir. Tatlı ve şekerlemeler zevkle sevilerek yenir. Böylece kişi farkında olmadan harcadığından çok kalori alır ve şişmanlar. Şişmanlık bir çok hastalığa zemin hazırlar.
Şekerin zehir etkisi yapmaması için, dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek de sindirildiğinde şekere çevrilir. Bu nedenle, insanın şeker gereksinmesi yoktur. Tatlı tat arzumuzu doyurmak için enerji alımımızı artırmamak koşuluyla şekerden yapılan tatlılardan yiyebiliriz. Beden hareketi az olanlar, ağır tatlılardan sakınmalıdırlar. Bebekler, şekere alıştırılmamalıdırlar.



Şeker ve tatlı yendikten sonra ağız iyice yıkanmalı ve dişler hemen fırçalanmalıdır. Şekerleme ve tatlılar sık aralıklarla yenmemelidir.
Özellikle yaşlı, bedensel hareketi az olan kişiler için en uygun tatlılar sütlü tatlılardır. Bu tatlılar, hem tatlı yeme isteğimizi karşılar, hem de kemik sağlığı için gerekli kalsiyum, protein ve B vitaminleri sağlar. Meyveli tatlılar ile aşure de ağır tatlılara göre daha az kalori verdiklerinden hareketi az olanlar için uygundur.







Yüksek Kolestrol Nasıl Engellenir?

Bunun cevabı, kolesterol ve doymuş yağlı besinleri azaltmak, beden hareketlerini arttırmak ve tuzu az almaktır. Yüksek kolestrolün tek çözümü budur. kolesterolü düşürücü diyet örnekleri de kullanılabilir. 2100 kalorilik diyet, orta yaştaki erkek; 1500 kalorilik diyet orta yaştaki kadınlar içindir. Bu diyetler 150 gram civarında kolesterol sağlarlar.

Daha önce görüldüğü gibi balıkta doymuş yağ azdır. Yine, tavuğun beyaz etinde doymuş yağ azdır. Bu nedenle koyun ve sığır eti yerine, suda pişmiş beyaz tavuk eti ve ızgara balık tercih edilmelidir. Mercimek, fasulye, nohut, kepekli ekmek, bulgur, sebze ve meyve de posalı maddeler vardır. Bu maddeler barsakların çalışmasını sağladığı gibi, kan kolesterolünü düşürücü etki yaparlar. Bu nedenle bu besinlerin miktarları kolesterol düşürücü diyetlerde arttırılmalıdır. Et, balık, yağlı peynirler yenmediğinde, yumurta yenebilir. Yumurta, sebzelerle, tahıl grubu be-sinlerle birlikte alınmalı, katı yağlarda kızartılmamalıdır. Bitkisel sıvı yağlı soğan - biber - domates karışımı menemen, soğan -kabak - domates karışımı yemek, ıspanaklı yumurta, çökelekli omlet, yumurtalı - çökelekli makarna, yumurtalı patates salatası bu tür yemeklere örnektir.




Gut Hastalığında Beslenme

Gut, çoğunlukla hücre çekirdeğinde yer alan nükleik asitlerin bileşiminde bulunan pürin metabolizması bozukluğu bir hastalıktır. Pürinin yıkımıyla oluşan ürik asit kanda yükselir, ürik asidin tuzları da eklemlerde birikerek şiddetli ağrılara neden olur.

Beslenmede ürik asit oluşturan pürinden sakınmak gerekir. Pürince zengin besinler olan sakatatlar, av etleri, havyar, ançuez, sardalya, yenmemelidir. Sığır ve yoyun etleri, tavuk, balık, kuru-baklagiller, mantar, ıspanak ve karnıbahar orta düzeyde pürin içerirler. Özellikle atakların geldiği sırada bu grup besinlerden sınırlı miktarlarda alınmalıdır. Süt, yoğurt, peynir, yumurta, pirinç, meyveler, ekmek, yukardakiîerin dışındaki sebzelerde pürin azdır. Gut hastalığı olanlar, besin gereksinmelerini daha çok bu gruptaki besinlerden karşılayabilirler.



Ayrıca, yağ, ürik asit atımını azalttığı, su ise arttırdığından, yemekler az yağlı yapılır, çorbalara önem verilir ve bol sıvı alınır. Yine sebze ve meyveler çok alınarak idrarın alkaliye dönüş¬mesi sağlanarak ürik asidin atımına yardımcı olunur.
Gutlu kimselerin çoğu şişmandır. Bu kişilerin birden bire zayıflamaları kan ürik asit düzeyini yükseltebilir. Şişman kişiler enerjisi yoğun besinleri azaltarak yavaş yavaş zayıflamalıdırlar.
Gut tedavisinde beslenmenin önemi büyüktür. Eğer gut tedavisi başarıya ulaşsın diyorsanız beslenmenize dikkat etmeniz gerekir. Gut hastalığının tedavisinde yukarıdaki maddelere kesinlikle dikkat edip, zayıflamaya gereken önemi vermelisiniz.






Maden Suyu - Soda Farkı


Maden suyu, yeraltı sularından elde edilmiş, çözünmüş katı madde içeriği toplam 250 mg/l’den daha az olmayan sulara verilen addır.

Mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda spesifik miktar ve oranlarda mineraller ve iz elementler içermeleridir. 500 mg/l’den daha az mineral içerenlere düşük mineralli su, 1500 mg/l’den daha fazla içerenlere yüksek mineralli su denilmektedir.

Soda mineral içermez
Maden suyu içinde; bikarbonat, sülfat, klorit, kalsiyum, magnezyum, florit, demir ve sodyum bulundururlar. Farklı markalar farklı miktarlarda mineral içerirler. Marka tercih ederken içeriklerine mutlaka bakılmalı.
İçilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit eklendiğinde soda yapılmış olur. Maden suyu ise yerin en derin katmanlarından çıkar ve yeryüzüne çıkarken geçtikleri katmanlardan mineralleri de alarak yol alırlar. Bu durumda maden suyu mineralce çok zengin iken soda mineral içermez. İkisi de mideyi rahatlatma özelliğine sahiptir ancak sodanın bundan başka hiçbir işlevi yoktur oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir mineral deposudur. Dolayısıyla tüketilmesi önerilen doğal maden sularıdır ve sodayla maden suyunu ayırt edebilmek için pek çok gıda maddesini alırken yapmamız gerektiği gibi etiket okumak çok önemlidir.
Günde ne kadar maden suyu tüketmeli?
Maden suyu içindeki minareller sebebiyle çok sağlıklı bir içecektir ve insan sağlığını destekleyicidir. Ter, solunum ve idrar ile kaybolan minerallerin yerine gelmesi için su içmenin yanı sıra sıvı ihtiyacının bir kısmı maden suyundan karşılanabilir. Amerikan Obezite Birliği sağlıklı bireyler için maden suyu tüketimini 600 ml. olarak belirlemiştir. Ülkemizde tuz tüketimi genllikle yüksektir. Aşırı tuz alımı, yüksek tansiyon, börek hastalıkları ve mide ülseri gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Ayrıca fazla sodyum alımı idrarla kalsiyum atımını hızlandırdığı için kemik erimesi sorunu için risk faktörü oluşturur. Maden suları yüksek sodyum içerdikleri için aşırı miktarda tüketilmemelidir. Maden suyu seçimi yapılırken de düşük sodyum, yüksek magnezyum ve kalsiyum içerikli olanlar tercih edilmeli. Sağlıklı insanlar günde iki şişe, kilolu kişiler bir şişe içebilir. Kalp, böbrek ve hipertansiyon hastaları ise uzak durmalı.
Maden suyunun faydaları nelerdir?
Her yaşta kişilerin günlük kalsiyum gereksinimlerinin karşılanmasında takviye olarak düşünülebilir. Böylece güçlü kemik yapısının oluşması ve korunmasını sağlar.
Büyüme çağında, hamilelikte ve yaşlılıkta artan mineral ihtiyacının (magnezyum, kalsiyum, flor ve sodyum gibi) karşılanmasında gerektiği kadar kullanılarak sağlanabilir.
Sağlıklı bireylerde içerdiği sülfat, bikarbonat iyonları sayesinde sindirim sistemi (mide ve bağırsaklar) ve boşaltım sistemi (böbrekler ve idrar yolları) fonksiyonlarını destekler (maden suyunun önerilen miktardan fazla tüketilmemesi şartıyla geçerlidir).
Cİldİn gerekli olan su ve mineral ihtiyacını da karşılayarak gergin, pürüzsüz ve canlı bir görünüm sağlanmasında yardımcıdır.

Solunum, idrar, her türlü spor aktivitesinde ve özellikle yaz aylarında terleme ile oluşan su ve mineral kaybının karşılanmasında ölçüsü kadar kullanılabilir.
Bikarbonat içeriğinin yüksek olması ise asit fazlalığı, yanma ve ekşime ile seyreden mide hastalıklarında mide asidi fazlalılığını baskılayıcıdır.
Özellİkle yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla birlikte asitli içecek tüketme ihitiyacı da artar. Boyalı, katkı maddeli içecekler yerine maden suları tercih edilebilir. Son dönemde meyveli çeşitleri de piyasada bulunmakta fakat bunların kalori de dikkate alınarak tüketilmesinde fayda var.
 

H.Sages

Daimi Üye
Kayıt
17 Mayıs 2010
Mesaj
260
Tepki
174
Şehir
istanbul
Günlük ne kadar lif ihtiyacınız olduğunu ya da bunu nasıl alacağınızı biliyor musunuz?
Spor Beslenme Uzmanı Sencer Bulut, iki çeşit lif olduğunu belirtiyor: Çözünen ve çözünemeyen lifler. Çözünen lifler bağırsakta dağılırken, kan şekerinin dengelenmesine ve kolesterolün düşürülmesine de yardımcı olur. Çözünemeyen lifler ise bağırsakta dağılmaz ve bir sünger gibi şişerek suyu emer.

Eğer bir tavşan yeteri kadar lif almazsa, dişi kontrolsüz şekilde büyür ve damağını delerek kendi beynine saplanır. Tabi ki tavşan olmadığınızın farkındayız ama yazıya biraz da sizin dikkatinizi çekmek için böyle bir giriş yaptık. Yeteri kadar lif almazsanız beyniniz güvende olsa bile vücudunuzun geri kalanı için aynı şeyi söylememiz oldukça zor. Lifli gıdalar tüketerek, kanserin birçok çeşidine yakalanma riskini düşürdüğünüz gibi şeker hastalığına ve kalp krizine yakalanma ihtimalini de %20-40 oranında azaltırsınız. Dikkatinizi en çok çekecek yararını ise sona sakladık; lifler sindirim sisteminizden geçerken sindirilmemiş yağı da beraberinde götürür. Yani sizi zayıflatır.

Peki, bu kadar yararı olduğu halde niye ısrarla aksini yapmaya devam ediyoruz? Çünkü nereden ve nasıl karşılayacağımızı bilmiyoruz. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre günlük tüketilmesi gereken lif miktarı yetişkin bir erkek için 25 gr. civarıdır. Bu miktarı tüketmenin en kestirme yolu her gün 19 dilim ekmek yemek. En sağlıklısı ise tabiî ki bu değil. Yapmanız gereken beslenmeye dair bazı kurnazlıkları uygulamak ve her gün almanız gereken lif miktarını güne yayabilmek.

Kahvaltı
Nektarları tercih edin
Sabahları meyve suyu içiyorsanız, tercihiniz elma ya da vişne suyu yerine kayısı ya da şeftali suyundan yana olsun. Unutmayın nektarın kendisini yemek çok daha iyidir. 100 gram kayısıda 20 gramdan fazla lif vardır.

Omlet
Sabahları kendinize bir omlet yaparken içini soğan, sarımsak, biber gibi lif içeren yiyeceklerle zenginleştirebilirsiniz.

Kepekli yulaf yiyin
Yulaflı kahvaltı gevreklerinin yerine kepekli olanlarından yiyerek fazladan 2 gram lif alabilirsiniz. Lif miktarını artırmak için içerisine kuru üzüm ve kayısı da katabilirsiniz.

Öğlen yemeği
Beyaz ekmek yerine çavdar
Bir dilim çavdar ekmeğinde, neredeyse beyaz ekmekte bulunanın iki katı lif vardır.

Fasulye yiyin
Öğle yemeğinde protein almak için eti tercih ettiğinizi biliyoruz. Ancak protein ve lifi beraber içeren başka bir alternatif daha var; Fasulye. 100 gram pişmiş fasulyeden 6 gram lif alabilirsiniz.

Akşamüstü
Patlamış mısır atıştırın
Patates cipsi atıştırmaktansa, patlamış mısır yemeyi deneyin. Bir poşet patlamış mısırın içerisindeki 8 gram lifle vücudunuzun lif ihtiyacının önemli bölümünü karşılayabilirsiniz.

Fındıklı çikolata
İnsanın canı çikolata çektiğinde karşı koyması zordur. Sizin de aklınıza bu fikir girdiğinde fındıklı olan çikolataları tercih edin. Bu size en azından iki kat fazla lif kazandırır.

Akşam yemeği
Yabani pirinç
Eğer menünüzde pilav olacaksa, yabani pirinç kullanın. Normal pirince göre lif oranı üç kat daha fazladır.

Nohutlu çorba
Ne çorbası yaparsanız yapın, içine bir miktar nohut katabilirsiniz. Bunu yaparak bir kâse çorba içerken 6 gramda lif almış olursunuz.

Lifli garnitürler
Alternatifiniz nohut ile sınırlı değil. Günlük lif ihtiyacınızı karşılamak için yemeklerinizde garnitür olarak brokoli, havuç ya da karnabaharı da kullanabilirsiniz.

Tatlı olarak
Franbuazlı dondurma
Akşam yemeğinden sonra favoriniz dondurmaysa, frambuazlı dondurma lif ihtiyacınız açısından en iyi tercih olacaktır. Frambuazın yarısı kadar olsa da böğürtlen ve çilekte lif ihtiyacınızı bir miktar karşılamaya yeter.

Hangi yiyeceklerde ne kadar lif var?
• 2 Dilim kepek ekmeği: 3,5 gram lif
• 100 Gram marul: 2 gram lif
• 100 Gram ceviz, fındık: 6 gram lif
• 100 gram kepekli makarna (pişmiş): 10 gram lif
• 1 Büyük elma: 4 gram lif
• 1 Kâse çilek: 3 gram lif
 

H.Sages

Daimi Üye
Kayıt
17 Mayıs 2010
Mesaj
260
Tepki
174
Şehir
istanbul
METABOLİZMANIN ÇALIŞMA HIZINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Metabolizmanın çalışma hızını etkileyen faktörleri öğrenerek kilo verme konusunda daha az sorun yaşa.
Metabolizma; vücut hücrelerinin enerjiyi yakma hızına denir. Vücudun her hücresi farklı bir şekilde ve hızda enerji harcar. Bir değişik anlamda vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için bir gün içerisinde ihtiyacı olan minimum enerji miktarıdır.

Bazal Metabolizma ise vücudun istirahat sırasında bir gün içinde harcadığı enerji miktarı anlamına gelir. Bu total metabolizma hızının yüzde 60’ına tekabül eder. Yani vücutta bulunan hücreler günlük alınan enerjinin yüzde 60’ını normal şartlarda harcar. Geriye kalan enerjinin yüzde 10-15’lik bölümü almış olduğumuz gıdaların emilimi sırasında harcanır. Bu enerji mide ve bağırsak hücreleri tarafından harcanır. Kalan yüzde 15-30’luk bölümüyse gün içinde bize hareketlilik sağlayan çizgili kaslar tarafından harcanır. Dolayısıyla gün içinde ne kadar hareketli olur ve egzersiz yaparsak, metabolizma hız oranı da o kadar artar.

Öncelikle vücudumuza aldığımız sıvı ve katı gıdalar bağırsaklarımızdan emilerek kana geçer. Bu gıdalar; bağırsaklarda parçalandıktan sonra yağ, protein ve karbonhidrat (kompleks şeker) olarak kana geçer. Yağ, protein ve karbonhidratlar enerji kaynağıdır. Vücut hücreleri normal şartlarda sadece glikoz (parçalanmış şeker) harcar. İnsanlar düzensiz beslenip dengesiz diyetler yaparsa o zaman vücut proteinleri de yakılarak kas kaybına neden olur.

Bazal Metabolizmanın çalışma hızını etkileyen faktörler:
1. Yaş: Her yaşın belirli bir bazal metabolizma hızı vardır. En hızlı olduğu dönem 15-30 yaş arasıdır. 30 yaşından sonra metabolizma yavaşlamaya başlar Özellikle menopoz sonrası metabolizma hızı iyice azalır.

2. Genetik: Ailede kilolu olanların çocukları da kilolu olabilir. Bu doğuştan metabolizma hızını etkiler.

3. Sürekli kilo alıp vermek: Metabolizmayı yavaşlatır.

4. Metabolik hastalıklar:
• Tiroit bezinin hızlı çalışması metabolizmayı hızlandırırken; yavaş çalışması yavaşlatır.
• Böbrek üstü bezinden salgılanan kortizon hormonunun fazla olması halinde metabolizma yavaşlar.
• Pankreastan salgılanan Ensülin hormonunun fazlası (Hipoglisemi) da metabolizmayı yavaşlatır.

5. Cinsiyet: Erkeklerin hem bazal hem total metabolizma hızı daha fazladır. Bunda erkeklerde bulunan çizgili kasların ağır ve daha güçlü olmasının büyük etkisi vardır.
6. Gün içinde aşırı karbonhidrat: Şeker, makarna, pirinç, hamurlu gıda ve tatlı tüketimi metabolizmayı yavaşlatır.

7. Stres: Metabolizmayı yavaşlatır.

8. Uzun süreli çok düşük kalorili diyetler: Metabolizma hızını yavaşlatır.

Metabolizmamızı nasıl hızlandırabiliriz?
• Gün içinde en az iki-üç litre su içilmeli.
• Baharatlı yiyecekler özellikle kırmızı pul biber ve karabiber.
• Gün içinde hareketli bir yaşam sürmeliyiz.
• Haftada en az üç gün bir saatten az olmamak kaydıyla yürüyüş yapmak.
• Dengeli beslenme.
• Hava sıcaklığı arttığında metabolizma çalışma hızı da artar. Soğuk havalarda ise yavaşlar.
• Gün içinde az ve sık beslenmeli (üç ana, üç ara öğün).
• Güne kahvaltıyla başlamak, ana yemeği öğlen yemek, akşam hafif yemek metabolizmayı hızladırır.
 

ayhan b

Aktif Üye
Kayıt
27 Ağustos 2010
Mesaj
121
Tepki
61
Şehir
istanbul-küçükyalı
tesekkuler cok guzel bır paylasım olmus