benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?

ilköğretim okulunda bilgisayar öğretmeniyim. şimdilik diyarbakır' da yaşıyorum. hergün okula bisikletimle gidip geliyorum. bazen eşimle beraber akşamları çıkıp bisiklete biniyoruz. insanların şaşkın bakışlarına, değişik sorularına, kafamdaki kaskla ilgili şakalarına alıştım. dün akşam okuldan dönüşte evin girişinde bir bay ve bayan asansör bekliyorlar. orta yaşın hafif üstünde belli ki evliler. nedense benim bisiklete binmemden rahatsız olmuşlar. ben 5. katta oturuyorum. takım elbiselerim üzerimde kafamda kask, bisikletimde ışıklar yanıp sönüyor, çok alışıldık bir durum değil. önce sakince başlayan diyalog benim de sona doğru gerilmemle tartışmaya dönüşüyor.
adam asansörün kapısı açık bekletiyor ve bana şöyle diyor:

adam: bisikleti asansöre sokmasanız?
benşaşkınlıkla) neden?

adam: hoş değil çünkü.
ben: 5 kat sırtımda taşıyayım mı istiyorsunuz?

adam: buraya kilitleyin.
ben: güvenli değil. hem sizi bisikleti asansörle taşımam neden rahatsız ediyor?

adam: ağırdır.(zaten tekerlekleri değiyo falan diyemez çünkü değmiyor. dese de pek bişey değişmicek zaten asansörü pislik götürüyor. apartman görevlisi hergün temizliyor ama yine de her yer tükürük balgam ve hatta daha kötüsü. inanmayan olursa asansörün bi fotoğrafını çekip gönderebilirim.)
ben: kaç kilo bu bisiklet biliyor musunuz?

adam: kabadır yani.(ne demek istiyosa artık bu kısımları ben de pek anlayamadım.)
ben: 13 kilo bu bisiklet.

adam: kabadır bisiklet.
ben: bence çok zarif(içimden kaba olan sensin demek geldi ama neyse tatsızlık çıkmasın diye uğraşıyorum bir yandan)

adam: ben ilk defa sizde görüyorum asansörle bisiklet taşındığını.
ben: sizin ilk defa görmeniz böyle birşey olamayacağı anlamına gelmez.(birçok şeyi ilk defa görüyor olabilir.)

adam: peki hala taşıyacağım diyorsun yani?
ben: evet taşıyacağım.

adam: peki görüşürüz senle.(tehdit ediyor)
ben: görüşüyoruz zaten.

adam: bu şekilde değil ama başka şekilde. (olay artık boyut değiştiriyor. ses tonu yükseliyor. buradan iki sonuç çıkabilir: 1. anlamışsınızdır. 2: yöneticiyle beraber gelip bu konuyu konuşacağız demek istemiş de olabilir.)
ben: her türlü görüşebilirim. ben hep burdayım. 5. katta oturuyorum her zaman beklerim.

olay bitiyor adam ve karısı asansörle yukarı çıkıyor.

adamın neden böyle bir tepki verdiğini ve bisikletimden neden rahatsız olduğunu anlayamadım. sanırım hayata bakış açısıyla ilgili. insanlar başkalarının hayatlarına karışarak onlar gibi yaşamamızı mı istiyor. bana bisiklet kaba diyor? ne demek istiyor?

arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum. bu olay bayağı bir kafama takıldı. her an kapımı çalıp yöneticiyle beraber bu konuyu açabilirler. ben biraz fevri davranabilirim kapımı çalarlarsa. eşim beni sakinleştirmeye çalışıyor ama o durumda sakin kalmak hele kapıma kadar gelip hayatımın içine kadar girip bana ne yapmam gerektiğini söylemeleri beni rahatsız edecek.

yorum yapan arkadaşalara şimdiden teşekkürler.

hocam öncelikle geçmiş olsun böyle bir durumu yaşadıgınız için. olan olaya anlam veremedim. insanlarda bir kültür oluşmuş galiba başka insanların hayatlarına müdahale etmek. bu duruma hiç anlam veremdim.ben bisikletimi yönetici ile beraber5 kata taşıdıgımı biliyorum. geçen dialogda ilginç

adamın canı sıkılmış takacak bişey aramış seni bulmuş eğitimsiz olduğu kesin ben olsaydım fazla tartışmadan bisikletimide alır asansörle yukarı çıkardım
ben bunun gibilerin zekasının biraz düşük oldugunu düşünüyorum ya siz?

tam bir sinir harbi yaşamışsın sana allah kolaylık versin aman boşver sen sinirlerine hakim ol uğraşmaya değmez böyleleri ile,kolay gelsin

selam çağlar,

yaşamış olduğun olay gerçekten ilginç ve soru işaretleri ile dolu olmakla birlikte karşı tarafın pasifliğini anlatmakta, ısrarcılığını ve buna ek olarakta bir şeyler öğrenmemek için çabalayışı ile birlikte ses tonunu yükseltmesi mesela buna bir örnek olup kaçış yolunu kaba kuvvet yada dediğini yaptıramamanın vermiş olduğu ezikliğe istinaden kullanma girişimidir.

seviye ve kalıplaşmış düşüncenin karşısında tüm anlatımınız ve ılıman açıklamalı yaklaşmanıza rağmen karşı tarafın vurdum duymazlığı kafaya takılacak bir durum değildir.

moralinizi bozmayın ve hayatı doğruları ile birlikte keyfinizce yaşamaya devam edin.

lütfen fazla gerilmeyin bunun gibi insanlar bize hayatı karartmak için varlar. onları amaçlarına ulaştırmayın sakin kafayla düşünüp çözmeye çalışın umarım durum lehinize canınızı sıkmadan sonuçlanır

Diyarbakır'ın kültürel yapısı belli. İnsanları iyidir ama bu tarz yenilikleri görmediklerinden tepki gösterebiliyorlar. Size dişini geçiremeyince ne yapacağını şaşırmış ve olayı üstü kapalı tehdite çevirmiş. Cevap verme tarınız çok güzel ve tamamen haklı olduğunuz için adam çaresiz kalmış. Bence aynı tarzınızı koruyun. Kapınızı çalacaklarını zannetmiyorum. Olaki cesaret eder de çalarlarsa aynı üslupla hakkınızı arayın. "Asansörü kullanmayın" diyemezler, tahminim o asansör ne yükler taşıyordur Bisikletin şeytan arabası olmadığını, binmeye devam edeceğinizi, asansörü kullanmaya hakkınız olduğunu söyleyin. Eğer hala ısrar ederse polisi aramalarını söyleyin. Ararlarsa komik duruma düşeceklerinden arayamazlar. Bu kadar masum bir olay bu kadar büyütülmemeli, sizin de canınız boş yere sıkılmamalı.
Bu arada nerede oturuyorsunuz, ben Gevran caddesinde 3 yıl oturdum Ciğerci Muharrem'in yan apartmanında

Bu olayin yansittigi zihniyetin degisik orneklerine, yaz-kis her gun bisiklete bindigim Ankara'da pek cok kez birinci elden sahit oldum. "Zabah zabah sogukta bisiklete mi binilir, ne yaptin allasen?" yorumlarindan "adama bak, kask takmis, bisiklete bindigi yetmiyormus gibi" bakislarina kadar degisik tepkilere maruz kaldim. Arada bir onay-tesvik nida ve hareketleri olmuyor degil. Ama cogunlukla insanlar bisiklete - ozellikle kaskla biniyorsaniz - trene bakar gibi bakiyorlar. Yani Diyarbakir'a ozgu degil bu durum. Maalesef bisiklet toplumu degil otomobil toplumuyuz. Asansordeki tartismada, saldirgan tarafin tepkisine gelince, bu olay cehaletin, bilgisizligin, ve "kabaligin" sinir tanimadigini gosteriyor. Boylelerine nazik davranmaya gerek yok; bence uygun sekilde hadleri bildirilmeli.

Bunlar çoğumuzun başına gelmiş, gelebilecek şeyler.Öyle ki karşı apartmandan''bu çocuk da sürekli balkon da bisikletiyle uğraşıyor deli mi ne'' gibi saldırılara da denk gelebilirsiniz.Bakın karşı apartman diyorum ev arkadaşlarım falan olsa hak verebilirim(vermemde). Kızcağız taa karşı apartmandan benım bisikletle uğraşmamdan rahatsız olmuş.Siz söyleyin bu insanlara ne yapmalı.Ağzımı açıp tüm içimden gelenleri söylesem.Haklıyken haksız konumuna düşeceğim.
Bende artık etraftan gelen böyle cızırtılara kulağımı gözümü kapattım.Bu tür olayları kanıksadım.Ama bazen de beni tebrik edenler de yok değil

@Çağlar Akkoyun

Adam sizin ilkel bir davranış içinde olduğunuzu, kendisini ve diğer apartman sakinlerini hiçe saydığınızı düşünüyor. Bu düşüncelerinde de son derece samimi. Hiç beklemeden siz apartman yöneticisi ile konuşun ve haklı olmanın verdiği coşkuylada soğukkanlılığınızı kaybetmeyin. bence..

Kızlar bisiklete binmez, Bisiklete binersen kısır kalırsın gibi saçma sapan hurafeleri daha bir önceki nesilin yaşayan bireylerinden duymuş insanlarız ki siz doğudasınız bu tarz durumlar ile karşılaşmanız gayet doğal. Her zaman, her konuda, daha atacak çok adımımız, yiyecek çok fırın ekmeğimiz var.
Sağduyulu, seviyeli tartışmanız için ayrıca kutluyorum. Valla kolay gelsin ne diyim :rolleyes:

bende olsam aynı şekilde davranırdım. dediğiniz gibi bu iş iki şekilde çözümlenir. birincisi biraz zor gibi görünüyo çünkü madem okadar laf edebiliyo o an icraata geçebilmesi lazımdı. ki sadece konuşmuş gitmiş. ikinci yöneticili olan seçenek. bundan da kurtulmak için önce yöneticiyle siz konuşun. böyle bir hakkınızın olduğunu yöneticiye teyit ettirin. çünükü adam sizden önce giderse yönetici aram bozulmasın diyerek o kişinin tarafını tutabilir(bu yazdığım tecrübeyle sabittir). bende bunları yaşıyorum. banada burada karışıyorlar ama nedenin sorduğumda çok garip uyduruk(mesela hijyenik değilmiş, sanki ameliyahane) şeyler sayıyolar. ama adamla karşılaşırsanız eğer neden böyle davrandığını uygun bir dille öğrenmeye çalışmakta işe yarayabilir. belki çok sıkı kanka olursunuz ilerde belli mi olur(çok uçuk bişey oldu ama geldi öyle)

Söylenecek cok sey söylenmis, benimse aklima ilk gelen su oldu.

Madem ki bir ögretmensiniz, cocuklariniza bisikleti, bisikletle gelen medeniyeti anlatin, onlari bu konuda da egitin derim.

her gün "oha" denecek o kadar çok şey oluyor ki, insan hangisini analiz edip anlamaya çalışmalı şaşırıyor doğrusu. maalesef sizin yaşadığınız durumda aynı şey. yapılacak en mantıklı şey arkadaşların da tavsiye ettiği gibi yönetici ile acilen son derece mantıklı ses tonuyla konuşmak sanırım. allah sabır versin.

Ben kalabalık asansörlere binmeyi pek sevmem,

Hem içerdekileri rahatsız etmekten ,hemde ben rahatsız olmak istemediğimdendir,

Yeriniz olsam asansör boş iken kullanırım:rolleyes:

Bu arada Halilin de dediği gibi öğrencilerinize bisiklet sevgisi aşılamanızı bende öneririm

arkadaşlar hepinize yorumlarınız için teşekkür ediyorum. benim gibi düşünen insanların olduğunu bilmek bana güç veriyor, tekrar teşekkürler. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki beni asıl rahatsız eden komşumun davranışlarından ziyade düşünce yapısı. eğer tepki, @Jef' in dediği gibi samimiyetle rahatsız olduğu için verilmişse durum daha da vahim. Bazı arkadaşlarım güzel bir noktaya değinmiş. öğrencilere bisikletle gelen medeniyeti anlatmak. kısaca özetlemeye çalışacağım.
Ders içi ve ders dışı etkinliklerde bisiklet temasını çokça kullanıyorum. öğrencilerin hoşuna gidiyor. İş sadece okulda bitmiyor. Gani Müjde' nin dediği basbası çocuğa bilgisayar alarak oyun manyağı, asosyal bireyler yetiştiriyor. halbuki onun mutlu olması için bir bisiklet yeterli olacak. Böylelikle topluma, çevreye duyarlı bireyler yetişmesi amacına katkıda bulunmuş olacağız. Ben öğrencilerime bisikletten daha çok bu zor trafikte yayaların nasıl davranması gerektiğinden bahsediyorum. Bu şehirdeki arabaların sinyalleri hiç kullanılmıyor. Youtube' da "indian drive" yazın. karşılaştığınız manzara burada yaşayanlara zaten tanıdık. şehir içinde başıboş gezen çocukların araba altında kalmsı artık sıradan. geçen sene okul çıkışında bir öğrencim araba çarpması sonucu hayatını kaybetti. gelin siz bisikletten bahsedin. annemiz bize öğütler verirdi: yavrum yabancılarla konuşma, karşıya geçerken dikkat et ablanın elini tut. okulda tavşanla kaplumbağanın trafikle ilgili çizgi filmlerini izlerdik. şimdi bunlardan kimse bahsetmiyor.

doğayı sevmeli çocuk diyoruz. Öte yandan yerlere tükürmeyi marifet sanıyor, büyüklerinden öğreniyor bu ilkel davranışı. 20 dk. sokakta gezin, 15 tane tükürük sesi sayarsınız emin olun. Okul servisleri çöp üretme makinesi gibi. pecerelerinden fışkıran peçeteler, ambalajlar... okullara öğrenciler çevre temizliği yapsınlar diye resmi yazı geliyor ertesi gün gazetede: öğrencilere hijyenik olmayan koşullarda çöp toplatıldı.

İsmi lazım değil bir yerde öğrencilere ağaç sevgisi aşılamanın onların kendi elleriyle ağaç dikmeleri gerektiğine inanan bir öğretmen bir kulüp kuruyor ve gerekli bürokratik işlemlere başlıyor. belediyeye başvuruyor: biz kulüp olarak ağaç dikeceğiz. nereye dikelim?. belediyeden cevap: ağaçlandırılması gereken bölge bulunmamaktadır(şaka gibi). öğretmenin aklına tema vakfı geliyor. telefonla yetkiliyi arıyor, anlatıyor işte biz gönüllüyüz falan diyor. gelen cevap: bizim çalışma sistemimiz bu şekilde değil. ama bağış kabul ediyoruz. hesap numaramız xxxxx. vazgeçiyorlar kulüp feshediliyor. Böyle bir ortamda büyüyen bir çocuk korkarım ki ilerde bisiklet kabadır diyecek.

@AydınGünaydın

herkes keşke sizin yöneticiniz gibi olsa. ama arada sırada bana denk gelen insanlar gibileri de var maalesef.

@Teberus

verdiğiniz tavsiyeler çok mantıklı. zaten aşağı yukarı aynı fikirler benim de aklıma gelmişti. Diyarbakırdan gittiğiniz için Muharremin ciğerlerini özlüyorsunuzdur ben de ofisteyim kütüphane tarafında.

@hakano

Haklısınız, bu tür olaylara her yerde rastlıyoruz. diğer dediklerinize de katılmamak zor.

@Genar Batur

sen beni güldürdün allah da seni güldürsün