bütün olay beslenme biçiminde.
şimdi sen antrenman sırasında enerji harcadığın için, enerji veren besinler tüketiyorsun. bu da şekerli yiyecekler oluyor. düşününce çok mantıklı, ama aslında çok yanlış bir karar.
enerji ihtiyacını korumak için kana yavaş karışan ve yandığı zaman uzun süreli enerji veren besinler almalısın. ki bu da karbonhidrat oluyor. makarnada bol bol var, diğer yemekleri de google'da kısa bir araştırmayla bulabilirsin
şekerli besinler vücuduna bir anda girer, kısa süreli bir enerji patlaması yaratırlar. bu aynı zamanda kan şekerinin aşırı yükselmesidir, ve vücut buna tepki verir. dolayısıyla kısa süre sonra kan şekerin, sen şekerli birşeyler yemeden önceki haline göre daha düşük olur. sen de kanında şekerin varolduğu 15-20 dakika boyunca kendini çok enerjik hissedersin, sonra bir anda eskisinden daha büyük bir yorgunluk gelir. sonrasını biliyorsun
buraya kadarki kısmı, kaybettiğin enerjiyle alakalıydı. şimdi gelelim sıvı kaybına
antrenman sırasında terlersin. ayrıca hızlı hızlı nefes alıp verirsin. önce nefes olayından başlayayım:
bir cama hohladığında, camda bir buhar oluştuğunu muhakkak daha önce görmüşsündür. işte bunun sebebi, nefeste varolan su buharıdır. bu buhar akciğerlerden gelir ve solunumun bir parçasıdır. akciğerlerin içindeki tabaka sürekli ıslak durarak, havadaki gazlarla kandaki gazlar arasında alışveriş yapar. ne var ki verdiğin her nefeste bu ıslaklığın bir kısmı buhar olup dışarı çıkar, yani kurur. o yüzden vücut sürekli buraya su göndererek, buharlaşmaya rağmen kuru kalmasını sağlar. işte bu yüzden; en soğuk havalarda bile, herhangi bir spor aktivitesi yaparken hiç terlemesen veya tuvalete gitmesen bile önemli miktarda su kaybedersin. bunun da tek çaresi, su içmek. yanına bir matara al, yol boyunca belli bir tempoyla su iç. sık sık tuvaletin gelirse çok içiyorsundur, arada susadığını hissediyorsan az içiyorsundur. miktarını buna göre, deneme yanılma yöntemiyle bulursun. buna göre, yanına aldığın 1 matara dolusu suyun seni ne kadar götürdüğünü belirle. böylece bir yola çıkarken, yol boyunca nerelerde çeşme varsa ona göre yanına ne kadar su alacağını bilirsin.
terleme kısmına gelince... terinin tadının tuzlu olduğunu biliyorsun, aynı zamanda üzerinde biriken terin zamanla senin üzerinde tuzlu bir tabaka bıraktığını da farkedersin. işte buna mineral kaybı deniyor. terledikçe hem yoğun miktarda su, hem de vücudunun kolayca karşılayamayacağı miktarda mineral kaybedersin. bu kayıpları karşılamak için, yine bol miktarda su içmeye ihtiyacın var. ayrıca; antrenmandan önce soda içmelisin. ilk şişesi yola çıkmadan önce olmak üzere, her 3-4 saatte bir 1 şişe soda içmelisin. sade sevmiyorsan meyveli de olur, ama en güzeli limonlu olanı. ki ona da şimdi geleceğim...
son olarak; elektrolit kaybından bahsedeceğim. elektrolitler; sodyum, potasyum gibi metallerdir ve sinir hücrelerinde bulunur. beyinle vücut arasında sinyal iletimine hayati katkıları vardır. ve kullanıkdıkça eskirler, yenilenmeleri gerekir. bisiklet sürerken kendini bir düşün... kalbin normaldekinden çok daha hızlı atıyor, yani habire sinyal gidiyor. normalden daha hızlı nefes alıp veriyorsun, akciğerlerine de sürekli hızlı hızlı sinyaller gönderiliyor. sonra kasların... dakikada kimbilir kaç defa pedal çeviriyorsun, o kaslara iletilen onca sinyal de elektrolitleri harcayıp duruyor. bunlar gibi vücudun diğer bölgelerinde ve özellikle de iç organlarda sürekli ve yoğun bir şekilde yapılan sinyal iletimleri nedeniyle de vücudunda bir elektrolit kaybı oluşuyor. bu kayıp büyük olduğunda, vücudun denge sensörlerinin bulunduğu kulak içi bölgeden beyine giden sinyaller zayıflayacağı için denge kaybı yaşarsın. gözlerinle kulaklarından giden sinyallerde kesintiler olur, beyin bunları şimşek çakması ve uğultu olarak algılar. ayrıca beyninden kaslarına giden sinyallerde de sorunlar çıkmaya başlayacağı için, kasların zayıflar. kalbine giden sinyallerde aksamalar başlayacağı için tansiyonun düşer. olay daha da büyürse; kasların çalışmayı tamamen durdurur ve felç geçirirsin. ki kalbinin ve akciğerlerinin de çalışmayı durduracağını düşünürsek, felç olmak o kadar da önemli olmuyor bir yerden sonra...
işte bu elektrolitler için en güzel kaynak, limon. soda içerken bir yandan da limon yiyebilirsin, ya da sodanın içine sıkabilirsin. kimisi matarasının içindeki suya sıkıyor, uzun bir yola çıkmayacaksan bu da uygun bir çözüm.
ayrıca antrenmandan önce ya da sonra yiyeceğin yemeklerde salata da mutlaka olsun. domates, salatalık, maydonoz, özellikle bol soğan (en olmadı pişmiş halini yersin), ve o salatanın üzerine sıkılacak bol bol limon suyu. işte bunlar sana büyük bir mineral, elektrolit ve vitamin kaynağı sağlar
bu yazdıklarım umarım işine yarar. iyi pedallamalar :in: