Dün şehir içinde trafiğin yoğunlaştığı akşam saatlerinde çarşıdan eve dönüyordum. SSK kavşağı trafik ışıklarına yaklaşırken Adapazarı Büyükşehir Belediyesi'nin bir otobüsü yanımdan geçip yavaşlayarak yeşil yanmasını beklemeye başladı, bende otobüsün yanından geçme imkanım olduğu halde beklemeye karar verdim, genelde büyük araçların yanına sokulmam. Neyse, yeşil ışığın yanmasıyla birlikte bekleyen diğer araçlar ve önümdeki otobüs hareket etmeye başladılar, tabi bende normal olarak otobüsün sağ arkasından ilerlemeye başladım. Tam o anda uyanık (!) şoför, hiç sinyal vermeden ani şekilde daha kestirme olan sağdaki sokağa girmeye kalktı. Otobüsün gövdesi hızla bana çarptı ve bisikleti bırakıp aşağıya atladım. Neyse ki bana ve bisikletime birşey olmadı. Nasıl olduysa (!) çarptıktan sonra beni farkedip durdu. Bütün otobüs yolcularının ve trafiktekilerin bakışları altında bisikletimi yerden aldım. Tam oradan uzaklaşacakken öküz şoför birşeyin varmı diye seslendi kapıdan. Ama öyle sinirliydim ki hiçbirşey söyleyemedim. Bakışlarımdan içimden neler geçtiğini anlamıştır umarım! Kendisini hala sık sık hatırlayıp kulağını çınlatıyorum ve neden otobüsün plakasını almadım diye kendime kızıyorum.


