Bypedal
Üye
- Kayıt
- 10 Temmuz 2016
- Mesaj
- 52
- Tepki
- 63
- Şehir
- Balıkesir
- İsim
- bisiklet sever
- Başlangıç
- 1956—57
- Bisiklet
- Cannondale
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Genelde 60-65 km günlük turlar yapan birisi olarak, Balıkesir merkezden körfeze gitme işi hep içimde duruyordu.. Kendime güvenim tamdı ancak cesaret edip gidemiyordum...
Bu bayram arkadaşlarım Burhaniye’de bulunan yazlıklarına arabayla (bisikletleri aparata bağlayarak) gittiler.. Bende bunu fırsat bilip ve kendimi toplayıp kararımı verdim Burhaniye’ye bisikletle gidecektim...
Önce bisiklet gurubundan bazı arkadaşlara beraber gidelim teklifi ettim ancak planlı işleri sebebiyle gelemediler... Tek başıma gitmekten de çekiniyordum ama yapacak birşey yoktu...
Tur öncesi saat 11:30 gibi yattım, sabah 6:00 da kalktım, kahvaltı ve 6:15 da yola düştüm..
Tarifi imkansız güzel bir durum, herkes uyuyor siz şehirden uzaklaşıp doğaya pedal basıyorsunuz... Herkes bilir ki sabah kuş sesleri çok fazladır... inanılmaz haz ile pedallamaya başladım... Bu sırada güneş yavaş yavaş arkadamdan yükselmeye başladı.. (06:25)(resim 1),
Balıkesir İvrindi istikametine doğru il çıkışında sağlam bir yokuş vardır, balıkesirliler bilirler, o yokuşa başlamadan önce ilk molamı verdim, orada beni 200-300 metre takip eden sonra ümitsizce geri dönen dostumla tanıştım... (06:33) (resim 2)
O dik rampayı çıkınca tabi sabah sabah iliklerime kadar ter işlemişti J (resim 3)
Neyseki daha önce 2-3 defa bu yokuşu çıktığım için alışkındım, sonrası zaten gayet güzel bir yoldu...
Burhaniye’de evde kalacağım için bagajda çadır, uyku tulumu vb. yoktu, bu yüzden hafiftim... Sadece sırt çantam vardı. Ben turlara çıkarken sırt çantamı sırtıma taktığımda sırtımın hep yaş kalması sebebiyle ya almıyorum yanıma yada alıyorsamda bagaja bağlıyorum.... (07:01) (resim 4)
İvrindiye gelmeden ikinci molamı verdim, saat 07:56 idi, yol üzerinde daha öncede durakladığımız büfedeki ablaya saatin erken olması sebebiyle çay olup olmadığını sordum, var cevabı beni çok sevindirdi... (resim 5) 15-20 dakika dinlenip yola devam ettim...
Çekindiğim husutan birisi yolda köpek saldırısı idi, ve İvrindi ilçesine girmeden bölünmüş yolun diğer tarafından bir kangal yola atladı havlayarak... Dedim ‘karşıya geçip parçalayacak bu beni...’ ama geçmedi karşıya, tabi bir taraftan araçlar yoldan sürekli geçiyor... Geçenler bir köpeğe bir bana bakıyorlar vah vah edasında
Soğukkanlılığımı bozmadım ve yavaşladım, yüreme hızında giderken köpeğe doğru bağırdım... Benim yavaşlamam ve bağırmam köpeği birden duraklattı... Yol boşaldı ama geçmiyor du karşıya, sadece havlamaya devam ediyordu... Neyseki onun bölgesinden çıkınca kayboldu gitti.. Bende derin bir oh çektim J Tam rahatlamışken 30 dakika kadar sonra bu sefer benim tarafımda yolun hemen yan tarafında yatan 4-5 köpeği gördüm... Dedim kendi kendime ‘bu ne kabul günümü bugün’ diye söylendim J Tırsa tırsa yavaşça yoluma devam ediyordum, ben yaklaşınca içlerinden küçük olanı tarlaya doğru kaçtı ama diğerleri hala yatıyordu... Çok yavaşladım yanlarından geçerken ve büyük olanla göz göze bakışa bakışa yanlarından geçtim...
En ufak bir hareketlerinde bisikleti kendime siper ederek inmeyi planladım... Ancak ne kalktılar, ne havladılar, bende hiç ses etmedim... Olan sadece bendeki adrenaline oldu, tavan yaptı J Sonra dedim keşke fotoğraf çekseydim ama o sırada düşünme yetisi devrede olmadığı için hiç aklıma gelmedi... J
Giderken km levhaları bana güç veriyordu, km.ler yavaş yavaş eriyordu... (08:24) J (resim 6)
Yol yorgunluğu adına hiç birşey yoktu, kulağımda hoş bir müzik ve ben özgürce bağırarak, doğaya, o çam ormanlarına o parçayı söylüyordum
(08:58) (resim 7)
Bu arada katetiğim km 72 olmuştu... Artık toplam mesafenin sonlarına yaklaşıyordum J (10:29 ) (resim 8)
Saat 11:03 tü ben Havran’daydım... (resim 9)
Şapçı yokuşu tabir edilen yokuş zorlamıştı beni ama yıldıramamıştı J Tabi o rampanın sonu muhteşem uzunlukta aşağı inişti ve burada hız rekorumu tekrar güncellmiş, 70 km yapmıştım... Uzun bir süre yüksek hızda seyretmiştim. O hızla inerken hatırladığım, yanımdan geçen bir araçın arka koltuğundaki gencin camı açıp beni alkışlaması, bravo diye bağırması ve el sallaması idi... Tabi bu hızla bisikletle gitmek arabayla gitmeye pek benzemiyor, bendeki hisse göre 150 km/saat hızda iniyorum aşağıya...
(resim 10)
Burhaniye’ye 10 km tabelası göründü, içimde bir hüzün oluştu... Acaba bitirebilirmiyim dediğim yol bitiyor ama ben hala bitsin istemiyordum... Halen 30-40 km daha gidesim vardı, yani yol bittiği için üzülüyordum... (11:28) (resim 11)
Nihayetinde 11:57 de Burhaniye merkeze varıyorum.... Günlük en uzun turum olan bugün 110 km de bitiriyorum...
2 gün saat 8:00 da arkadaşlarımla yollara düşüyoruz ve istikametimiz Burhaniye&Cunda&Ayvalık&Sarmısaklı- Deniz ve yemek arası- sonrasında dönüş olmak üzere çoğunlukla sahilde, zeytin ağaçları içinde turumuzu 95 km civarı ile bitiriyoruz... (resim 12)
Bende iki günde doğa ile başbaşa 202 km pedallamanın yorgunluğu ve mutluluğu ile sürekli planladığım ama yapamadığım körfez turuna dair güzel anılar kalıyor... Okuduğunuz için teşekkürler..
Bol pedallamalar...
(resim1)
resim 1
resim 2
resim 3
resim 4
resim 5
resim6
resim7
resim9
resim 10
resim 11

Bu bayram arkadaşlarım Burhaniye’de bulunan yazlıklarına arabayla (bisikletleri aparata bağlayarak) gittiler.. Bende bunu fırsat bilip ve kendimi toplayıp kararımı verdim Burhaniye’ye bisikletle gidecektim...
Önce bisiklet gurubundan bazı arkadaşlara beraber gidelim teklifi ettim ancak planlı işleri sebebiyle gelemediler... Tek başıma gitmekten de çekiniyordum ama yapacak birşey yoktu...
Tur öncesi saat 11:30 gibi yattım, sabah 6:00 da kalktım, kahvaltı ve 6:15 da yola düştüm..
Tarifi imkansız güzel bir durum, herkes uyuyor siz şehirden uzaklaşıp doğaya pedal basıyorsunuz... Herkes bilir ki sabah kuş sesleri çok fazladır... inanılmaz haz ile pedallamaya başladım... Bu sırada güneş yavaş yavaş arkadamdan yükselmeye başladı.. (06:25)(resim 1),
Balıkesir İvrindi istikametine doğru il çıkışında sağlam bir yokuş vardır, balıkesirliler bilirler, o yokuşa başlamadan önce ilk molamı verdim, orada beni 200-300 metre takip eden sonra ümitsizce geri dönen dostumla tanıştım... (06:33) (resim 2)
O dik rampayı çıkınca tabi sabah sabah iliklerime kadar ter işlemişti J (resim 3)
Neyseki daha önce 2-3 defa bu yokuşu çıktığım için alışkındım, sonrası zaten gayet güzel bir yoldu...
Burhaniye’de evde kalacağım için bagajda çadır, uyku tulumu vb. yoktu, bu yüzden hafiftim... Sadece sırt çantam vardı. Ben turlara çıkarken sırt çantamı sırtıma taktığımda sırtımın hep yaş kalması sebebiyle ya almıyorum yanıma yada alıyorsamda bagaja bağlıyorum.... (07:01) (resim 4)
İvrindiye gelmeden ikinci molamı verdim, saat 07:56 idi, yol üzerinde daha öncede durakladığımız büfedeki ablaya saatin erken olması sebebiyle çay olup olmadığını sordum, var cevabı beni çok sevindirdi... (resim 5) 15-20 dakika dinlenip yola devam ettim...
Çekindiğim husutan birisi yolda köpek saldırısı idi, ve İvrindi ilçesine girmeden bölünmüş yolun diğer tarafından bir kangal yola atladı havlayarak... Dedim ‘karşıya geçip parçalayacak bu beni...’ ama geçmedi karşıya, tabi bir taraftan araçlar yoldan sürekli geçiyor... Geçenler bir köpeğe bir bana bakıyorlar vah vah edasında
Soğukkanlılığımı bozmadım ve yavaşladım, yüreme hızında giderken köpeğe doğru bağırdım... Benim yavaşlamam ve bağırmam köpeği birden duraklattı... Yol boşaldı ama geçmiyor du karşıya, sadece havlamaya devam ediyordu... Neyseki onun bölgesinden çıkınca kayboldu gitti.. Bende derin bir oh çektim J Tam rahatlamışken 30 dakika kadar sonra bu sefer benim tarafımda yolun hemen yan tarafında yatan 4-5 köpeği gördüm... Dedim kendi kendime ‘bu ne kabul günümü bugün’ diye söylendim J Tırsa tırsa yavaşça yoluma devam ediyordum, ben yaklaşınca içlerinden küçük olanı tarlaya doğru kaçtı ama diğerleri hala yatıyordu... Çok yavaşladım yanlarından geçerken ve büyük olanla göz göze bakışa bakışa yanlarından geçtim...
En ufak bir hareketlerinde bisikleti kendime siper ederek inmeyi planladım... Ancak ne kalktılar, ne havladılar, bende hiç ses etmedim... Olan sadece bendeki adrenaline oldu, tavan yaptı J Sonra dedim keşke fotoğraf çekseydim ama o sırada düşünme yetisi devrede olmadığı için hiç aklıma gelmedi... J
Giderken km levhaları bana güç veriyordu, km.ler yavaş yavaş eriyordu... (08:24) J (resim 6)
Yol yorgunluğu adına hiç birşey yoktu, kulağımda hoş bir müzik ve ben özgürce bağırarak, doğaya, o çam ormanlarına o parçayı söylüyordum
Bu arada katetiğim km 72 olmuştu... Artık toplam mesafenin sonlarına yaklaşıyordum J (10:29 ) (resim 8)
Saat 11:03 tü ben Havran’daydım... (resim 9)
Şapçı yokuşu tabir edilen yokuş zorlamıştı beni ama yıldıramamıştı J Tabi o rampanın sonu muhteşem uzunlukta aşağı inişti ve burada hız rekorumu tekrar güncellmiş, 70 km yapmıştım... Uzun bir süre yüksek hızda seyretmiştim. O hızla inerken hatırladığım, yanımdan geçen bir araçın arka koltuğundaki gencin camı açıp beni alkışlaması, bravo diye bağırması ve el sallaması idi... Tabi bu hızla bisikletle gitmek arabayla gitmeye pek benzemiyor, bendeki hisse göre 150 km/saat hızda iniyorum aşağıya...
Burhaniye’ye 10 km tabelası göründü, içimde bir hüzün oluştu... Acaba bitirebilirmiyim dediğim yol bitiyor ama ben hala bitsin istemiyordum... Halen 30-40 km daha gidesim vardı, yani yol bittiği için üzülüyordum... (11:28) (resim 11)
Nihayetinde 11:57 de Burhaniye merkeze varıyorum.... Günlük en uzun turum olan bugün 110 km de bitiriyorum...
2 gün saat 8:00 da arkadaşlarımla yollara düşüyoruz ve istikametimiz Burhaniye&Cunda&Ayvalık&Sarmısaklı- Deniz ve yemek arası- sonrasında dönüş olmak üzere çoğunlukla sahilde, zeytin ağaçları içinde turumuzu 95 km civarı ile bitiriyoruz... (resim 12)
Bende iki günde doğa ile başbaşa 202 km pedallamanın yorgunluğu ve mutluluğu ile sürekli planladığım ama yapamadığım körfez turuna dair güzel anılar kalıyor... Okuduğunuz için teşekkürler..
Bol pedallamalar...
(resim1)
resim 1
resim 2
resim 3
resim 4
resim 5
resim6
resim7
resim9
resim 10
resim 11



