Scudo Sports

Bakışlardan rahatsız olmak

Sene 1990 - İstanbul, takım arkadaşımı "ibne lan bunlar" diye bağırarak arabayla yanımızdan geçerken camdan dışarı sarkan biri bıçak sallayıp yaralamıştı :(
Geçen sene yazın gemlik ana yolda sürerkende üstümüze 2,5 litre içi sidik dolu şişe atmışlardı. Pek bir şey değişmedi.
 
Scudo
Zonguldak Ankara yolu Mengen istikametine giderken Dorukhan Tüneline kadar yaklaşık 30 km kadar tırmanış vardır. O tırmanışın başlangıcı Devrek çıkışı da bir hayli dik bir rampadır.

O rampayı çıkıyordum bir gün . Yaz sıcağı ve güneş tepedeydi. Nefes nefese bir halde pedal çevirirken yanımdan geçen araçtan bir zat camdan çıkarak "höhh" diye bağırdı ve sonrasında sırıtıp basıp gitti. İnanın yola o kadar konsantre olmuşum ki korkudan bisiklet üstünde irkilip neredeyse bisikletten düşecektim. Ne yalan söyleyeyim belki de hayatımda ilk defa birinin arkasından bela okumuştum.
 
  • Kızgın
Tepkiler: Kuzey Ege
Zonguldak Ankara yolu Mengen istikametine giderken Dorukhan Tüneline kadar yaklaşık 30 km kadar tırmanış vardır. O tırmanışın başlangıcı Devrek çıkışı da bir hayli dik bir rampadır.

O rampayı çıkıyordum bir gün . Yaz sıcağı ve güneş tepedeydi. Nefes nefese bir halde pedal çevirirken yanımdan geçen araçtan bir zat camdan çıkarak "höhh" diye bağırdı ve sonrasında sırıtıp basıp gitti. İnanın yola o kadar konsantre olmuşum ki korkudan bisiklet üstünde irkilip neredeyse bisikletten düşecektim. Ne yalan söyleyeyim belki de hayatımda ilk defa birinin arkasından bela okumuştum.

Aynı korkuyu arkamdan gelen belediye otobüsünün aniden dat diye kornaya basmasıyla birkaç gün önce yaşadım.Elim ayağıma dolaştı otobüsün altına bile girebilirdim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Yasin KOCAELİ
Birbirinden komik(trajikomik de diyebiliriz) yaşanmışlıklara ben de kendimce bir şeyler ekleyeyim.
Yazın köyüme, iç anadolunun merkezi, gittiğim zaman formdan düşmemek için mutlaka bisikletimi ve malum taytımı da yanımda götürürüm. Evimiz tam köyün ortasına denk gelir. Antrenmana çıkacağım zaman köyün içinden yukarıdaki temel fıkrasındaki öğüde benzer şekilde yaz sıcağında buffla gözlükle ve kaskla eşgalimi tanınmaz hale getirip jet hızıyla çıkarım. Yolda konuşmak isteyenler olur, onlara da ingilizce telaffuzumun kuvvetli olduğu rastgele birkaç kelime söyleyip durmadan devam ederim(köyde ingilizce anlayabilene rastlamam umarım:)). Eğer durup muhabbete başlarsam direkt kimlerdensin, necisin diye soru yağmuruna tutulup mecburen deşifre olmak zorunda kalacağım. Sonra da yayılan dedikodular sonucunda nur topu gibi "taytlı" lakabım olacak(köyde akılalmaz lakaplar var).
Son 3 senedir her yaz yaşadığım bu zorlukları konuyu görünce yeniden anımsadım. Söylenecek çok şey var ama en iyisi söylenmemeli. Yaptığımız kötü bir şey değil veya kimseyi rahatsız eden durum yok ama gel görelim hayata farklı pencerelerden bakamayıp yalnızca bildiğine odaklanmış insanlar yüzünden ayıplanacağız(daha kötüsü sözlü/fiziksel taciz) korkusuyla kendimizi gizlemeye çalışıyoruz. Düşüncelerimiz ve kültürümüz gelişir mi diye umutla beklerken durum git gide daha da kötü bir vaziyete erecek. Son yıllardaki eğitimsizliğin oluşturduğu çocuklar kültür denen şeyi de düşünce denen şeyi de yok edip gidecekler maalesef. Buna birisi dur demezse yok olup gideceğiz.

Aslında okurken güldüğümüz şeylerin ardında böylesine trajikomik detaylar barınıyor. Meğer ne hayaller kuruyordum ama maalesef bu ütopik hayaller gerçekleşemeyeceği için dillendirmeyeceğim. Herkese keyifli kazasız belasız sürüşler. Kendimizi, çocuklarımızı ve çevremizi bilinçlendirmeye devam edelim. Kendimizce bir direniş oluşturmaya çalışalım yoksa durum vahim.
 
Oğlanları rahatça koynuna alan ecdada duyulan nefret, günümüzde ibnefobi olarak tezahür etmeke..
Burda bir parantez açmakta fayda var. Patriyarka, cinselliği işteş bir eylem değil de, alan-veren, ırzına geçilen-geçen, kullanılan-kullanan olarak görüyor bildiğin gibi. Aynı görüş eşcinsellikte de devam ediyor. Birleşmenin erkek tarafında çok bi eleştirilecek bişey yok onlar için, karşısındaki dişi, erkek, at, eşek, çok önemli değil. Asıl ayıplanan, "sana bahşedilen şerefli erkekliği nasıl reddedip dişilik yaparsın" şeklinde karşılanan, dişi eşcinsellik yapan erkek. Yani padişahlarımızda eleştirecek bişeyleri yok, hatta, "adam dişi mi erkek mi bakmamış, önüne ne gelirse becermiş, padişah dediğin böyle olur" şeklinde karşılayan bile vardır :)
 
İbnelik, bu toplumun yumuşak karnıdır.

Yatak-yorganın üstüste istiflendiği, her odası çek-yat ve karyolalarla dolu, duvarları tezek kokan köy evinde büyüyen, şehre göçüp belli bir tahsil gördükten sonra sınıf atladığını zanneden, köklerinden, köylülüğünden nefret ettiği ve çok eşyalı baba evini anımsatacağı için kendi evini minimalist döşeyen insanımızın benliğinden bir türlü söküp atamadığı bu ibnefobinin kaynağı da, Osmanlı payitahtında hemen her ecdadın evinde bir ibne metres bulunması ve oğlancılığın toplumda kanıksanmış olmasıdır.

Oğlanları rahatça koynuna alan ecdada duyulan nefret, günümüzde ibnefobi olarak tezahür etmeke..

315418 dosyayı görüntüle
Hicbir bilgi ve belgeye dayanmadan boyle nefretinizi kustugunuza gore cocuklugunuzda benzer bir travma yasamissiniz sanirim
 
Hicbir bilgi ve belgeye dayanmadan boyle nefretinizi kustugunuza gore cocuklugunuzda benzer bir travma yasamissiniz sanirim

Yaşı yetenler hatırlayacaktır. Kamuoyunda Civangate olarak bilinen rüşvet skandalında, dönemin tanınmış işadamlarından Selim Edes, o dönemde Emlak Bankası'nın genel müdürlüğünü yapan ve rüşvet aldığı iddialarını reddedip belgeli ispat talep eden Engin Civan'a, duruşma salonunda "Rüşvetin belgesi mi olur p..venk!" diye bağırmıştı.

Ben Selim Edes kadar kaba bir insan olmadığım için, bilgi-belge talep edenlere "Yetişkin iki kişi arasında, cinsiyet ayrımı olmaksızın karşılıklı rızayla yaşanan hiçbir ilişki bizi ilgilendirmez. Nerdesin aşkım? Burdayım aşkım!" diyeceğim :)
 
Hicbir bilgi ve belgeye dayanmadan boyle nefretinizi kustugunuza gore cocuklugunuzda benzer bir travma yasamissiniz sanirim
Meali: "Beni rahatsız eden bir iddiada (iddia = eşcinsel yönelimleri olan padişahlar) bulundu. Buna karşı cevap olarak ne yapayım, "çocukken sana taciz/tecavüz etmişler" imasında bulunayım". Müthişsin bro. 300 IQ cevap valla.

Ayrıca, bahsi geçen üyenin iki gönderisinde eşcinsel yönelime nefret belirten bir ifade yok. Türk toplumundaki eşcinsel yönelim nefretinden bahseden ifadeler var.
 
Hicbir bilgi ve belgeye dayanmadan boyle nefretinizi kustugunuza gore cocuklugunuzda benzer bir travma yasamissiniz sanirim
Istanbul ansiklopedisi, Yaşar ekrem koçu okumanızı öneririm. Toplumda çoğu kişi resmi tarih ve tv dizileri arası bir tarih bilgisi ile gerçek dışı ütopik bir osmanlı tarihi bilgisine sahip.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Osmanlı konusunda yeterince bilgiye sahibim. Kişisel nefretini kalemiyle kusan sözde tarihçilerin Osmanlı hakkında uydurduğu yalanlarla ilgilenmiyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: ATALAY16
kimseyi umursamıyorum şahsen o bakmış o sözle taciz etmiş pek umrumda değil. Başıma bu iki olayda geldi.. fiziksel müdahale olmadıkça sorun yok. Milyonlarca insan var illa ki bu durumlarla karşılaşacaksınızdır
Kesinlikle A dan Z ye katıldığım yorum Bakışlardan rahatsız olmamalıyız yoksa işimiz zor Sadece bisiklet için deil Karavan seyehatlerimde,motosiklet gezilerimde hep karşı taraf vardı Bu havada kamp yapılır mı,Buraya motosikletle gelinir mi?Bu kadar bisiklet sürülürmü Uzar gider:d
 
  • Beğen
Tepkiler: Bisikletsever_
Yazılanları okuyorum da, hepsi zaman zaman çoğumuzun yaşamış olduğu durumlar.
Bence birçok insan "el alem ne der" anlayışı nedeniyle bisikleti sevdiği halde sürmüyor, süremiyor.

Bu "el alem ne der" olayı, bizim toplumumuzu ciddi anlamda geriye götüren bir kavram ne yazık ki.
Bu ülkedeki insanlar sürüden ayrılıp "birey" olmayı başarabildiklerinde, evet işte o zaman gelişebileceğiz.
Yani birkaç yüz yılımız var daha. Biz göremeyiz, net.
 
İlk bisiklete başladığım dönemde tuhafıma gidiyordu insanların bana olan bakışı fakat belli bir süre sonra artık umrumda olmamaya başladı ve gerçekten ne düşündükleri zerre umrumda değil akılma bile gelmiyor. Onca derdim varken gerçekten zerre umrumda değil hiç biri.
 
2006da anadolu yakasında kaskla bisiklet sürerken insanlar çok garip bakıyordu, şu an yine iyi yine, zamanla insanlar alışıyor her şeye
 
Geri