five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.506
- Tepki
- 4.121
- Yaş
- 54
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
5. Gün Afyonkarahisar - Akşehir
Bugünkü rotam benim için yeniydi. Daha önce Afyon’dan hiç Konya istikametine doğru gitmemiştim. Doğal olarak merak içindeydim. Yol düzdü. Hava kapalıydı. Bugün yağacaktı. Orası kesindi. Afyon ‘un Konya çıkışı dümdüz ve iki tarafında kiremit fabrikalarını olduğu geniş bir yoldu. Uzaktan önce bir toprak tepesi görüyorsunuz sonra da yaklaşıp o tepeyi eritmeye çalışan bir kiremit fabrikasının önünden geçiyorsunuz. Bir, iki, üç derken artık sayamaz olmuştum fabrikaların sayısını. Fırınlarının bacası tütüyordu birçoğunun. İlginç bir görüntü oluşturuyordu yan yana sağlı sollu fabrikalar.
Yolun yarısı, Çay, tam anlamıyla ‘Çay Molası’ için durulacak yerdi.
Ama aslında çay değil yemek molası için… Durduğum bir benzinlikte sucuk ekmek yapan küçük bir lokanta gördüm. Ağzımın suyu aktı desem yeridir. Ama Çay’a ulaşıp orada yemek yemeyi hedefliyordum. Yağmur başladı ama çok yoğun bir yağış olmadığı için devam ettim. Çay’ın merkezindeki benzinliğe yemek için uygun bir yer sorduğumda fabrika çıkışının karşısındaki iki küçük salaş lokantayı gösterdiler. Yağmur da hızlandığından hızlıca yolun karşısına geçip lokantanın tentesinin altına girdim. Dışarı çıkan genç beni içeri buyur etti. Bisikleti de yaklaştırmamı istedi. ’Gözünün önünde olsun abi.’ dedi. Kelimenin tam anlamıyla salaş bir yerdi ama böyle yerleri severim. Hiç tereddüt etmedim. Var olan ev yemeklerinden bir menü yapıp yemeye koyuldum. Bisiklet de tentenin altında güvendeydi. Yemeğin sohbeti yine tur üzerineydi.
Karnımı doyurup yola devam ettim. Yağmuru bir nebze geride bırakmıştım. Akşehir’e kadar yolum Eber ve Akşehir göllerinden geçecekti. Eber yola yakın görünüyordu haritada. Eber ayrımına geldiğimde ikilem yaşadım acaba Akşehir’e akşama kalır mıyım diye ? Ama merakım galip geldi ve hafif eğimli yolda göl tarafına doğru ilerlemeye başladım. Ağaçlar arasından geçen yolun iki tarafında böğürtlenler vardı. Tabi durup tadına bakmak zorunluydu.
O kadar kapalı havada güneş beni yakacak bir aralık bulmuştu. Eber küçücük bir beldeydi. Etrafta kimseler görünmüyordu. Yemyeşildi. Göle doğru devam edip yolun toprak yola döndüğü yere kadar gittim. Orada da korkutucu gerçekle yüzleştim. Eber Gölü çekile çekile küçücük kalmış, bulunduğum yerden görünmez olmuştu. Yol yüksekte olduğundan çok uzaklardan gördüğüm su birikintisi halindeydi haritada koskoca görünen Eber Gölü. Tam bir hayal kırıklığıydı yaşadığım ve yerini de hızla kızgınlık aldı. Yıllarca ‘Göllerimiz kuruyor!’ bir slogandı sadece dillerde olan ama işte burada gerçek olmuştu. Hiç vakit geçirmedim orada. Yolun toprağa döndüğü yerde. Göl tabanı olması gereken yerde araçlar için yol yapılmıştı ve suya ulaşmak için epeyce ileri gitmek gerekiyordu ama orası aslında göl olmalıydı. Gerçekten kızgınlık hissettim dönerken. Göle ulaşmaya çalışırken selam verip geçtiği işçilerin yanında durdum. İçinde bulunduğum ruh halini paylaşmak sanki beni rahatlatacakmış gibi tekrar selam verip kızgınlığı gizlemeden ‘Göl yok olmuş!’ diyebildim sadece. Sonrasında gölün çekilmesinden, Akşehir Gölü’nün de suyunun çekildiğinden. Akşehir’i kurtarmak için Eber’den bir kanal açıldığından ve Eber’in de suyunun bundan sonra daha fazla çekildiğinden bahsettiler. Yani öyle kafaya göre kanal açmamak gerekiyordu. Yapmış olmak için yapmak, bize özgü ‘Bir şey olmaz’ demek aslında tokat gibi patlamıştı yüzümüze. Gölü yok etmiştik. Akşehir Gölü’nün tamamen kuruduğundan bahsettiklerinde pek anlamamış ve ihtimal vermemiştim. Ana yola dönüp ilerlemeye devam ettim. Sultandağı’nı geçtikten sonra sol tarafta Akşehir Gölü’nün görmem gerekiyordu. Ama solda çok uzakta sadece sarı bir düzlük görünüyordu. Gördüğüm şeyi renk ve şekil olarak yoğurdun kaymağına benzettim. Aslında belki de bilinçaltımda Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt çalması (mayalaması) olduğundan böyle bir benzetme yapmıştım. Acı gerçek şuydu. Akşehir Gölü tamamen kurumuştu. Göl yoğurt olmuştu.
Bir dinlenme tesisinin önünde kocaman bir Nasrettin Hoca heykeli vardı eşeğe ters binmiş şekilde. Ne de olsa onun diyarındaydık. Hava yine bozmuş ve yağmur başlamıştı hafiften. Akşehir’in merkezini gösteren ayrımdan içeri girdim. Merkezin ana yola biraz uzak olduğunu fark ettim. Bir otel bulup bisikleti lobinin köşesine koyup kilitleyerek odaya çıktım. Duşa alıp hem yemek yemek hem de biraz dolaşmak için kendimi dışarı attım.
Tabelaları takip ederek Nasrettin Hoca’nın türbesinin olduğu yere gittim. Akşehir’in merkezinde bulunan kabristanın tam ortasındaydı. Kapısı tam kapatılmak üzereydi. Bekçi bana 5 dakika verdi dışarı çıkmak için. Işık da yoktu. Karanlıkta ziyaret ettim Hoca’nın mezarını. Dilimize yerleşen ve çok şeyi tamamlansa da büyük bir eksiği olan şeyler/işler için kullanılan ‘Nasrettin Hoca’nı türbesi gibi…’ deyimi, çevresi açık olup kapısında kocaman bir kilit olan bu türbeden kaynaklanıyordu. Yıllar öncesinde gördüğüm fotoğrafta böyleydi ama sanırım koruma amaçlı olarak çevresine parmaklıklar yapılmıştı.
Dışarı çıktığımda yerdeki metal işaret dikkatimi çekti. Üzerinde ‘Dünya’nın merkezi burasıdır.’ Yazan metal bir plaka yerleştirilmişti yere. Sivrihisar’da da bu ibarenin yazılı olduğu bir heykel görmüştüm. Zaten Sivrihisar ve Akşehir paylaşamaz Hoca’yı. Birinde doğup diğerinde yaşadığı için ikisi de sahiplenir. Aslında zaten hepimizin değil midir Hoca ?
5. Gün
Çıkış : 09:40
Varış : 18:00
Mesafe : 106,96 km
Yolda geçen süre : 5:42 s
Ortalama hız : 18,74 km/s
Maksimum hız : 37,08 km/s
Ortalama eğim – çıkış : %3
Maksimum eğim - çıkış : %3
Ortalama eğim – iniş : %-2
Maksimum eğim - iniş : %-4
Afyonkarahisar-Akşehir
http://s5.postimg.org/g8h9nbtk7/5_afyon_ak_ehir.png
.
Afyon’un çıkışında yollar düz.
http://s5.postimg.org/t6rifw607/03120140913_140943.jpg
.
Çay’ın girişi
http://s5.postimg.org/6lw4wku3r/03220140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/glr1ch5d3/03320140913_140943.jpg
.
Çekilmiş, uzaklara kaçmış Eber Gölü
http://s5.postimg.org/9h983fy3r/03420140913_140943.jpg
.
Eber Gölü’ne giderken gördüğüm çeşmenin üzerindeki her şeyi açıklayan yazı
http://s5.postimg.org/73vvq692f/03520140913_140943.jpg
.
Eber’e giderken sağlı sollu….
http://s5.postimg.org/60760gz1j/03620140913_140943.jpg
.
Eber yolu
http://s5.postimg.org/7grva3gpz/03720140913_140943.jpg
.
Burada göl olması gerekiyor.
http://s5.postimg.org/beajlre5j/03820140913_140943.jpg
.
Yol bitiyor ama göle daha çok var.
http://s5.postimg.org/z6juxag6f/03920140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/45ywwh1ev/04020140913_140943.jpg
.
Hoca’nın diyarına hoş geldiniz.
http://s5.postimg.org/9sv9ty3xj/04120140913_140943.jpg
.
Hava kapalı. Yağmur atıştırıyor.
http://s5.postimg.org/6uyb08w9z/04220140913_140943.jpg
.
Mola verdiğim benzinlikte küçük bir köpeğe ‘dişlerini kaşısın diye’ kasaptan kemik almışlar
http://s5.postimg.org/vphsubh47/04320140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/m2ivycdif/04420140913_140943.jpg
.
Hava durumu
http://s5.postimg.org/nl9opkup3/04520140913_140943.jpg
.
Benzinlikte yanıma yaşlıca bir amca yaklaştı. Klasik sohbetten sonra Eber Gölü’nün halini gördüğümü ve çok üzüldüğümü söyledim. ‘Allah’ın takdiri. Ne yapalım ?’ dedi. İşleri Allah’a havale etmişti çoktan. Biraz üzerine giderek, tedbir alınması ve korunması gerektiğini söyledim. Pek hoşnut olmadı söylediklerimden. Arkasını dönerek, geldiği gibi yavaş adımlarla gitti.
http://s5.postimg.org/dt2f66uef/04620140913_140943.jpg
.
Akşehir’e geldim.
http://s5.postimg.org/wbbd461k7/04720140913_140943.jpg
.
Hoca’nın, türbesinin önündeki meydanda bulunan heykeli
http://s5.postimg.org/xz5x52q1z/04820140913_140943.jpg
.
Gece vakti Nasrettin Hoca’nın türbesi
http://s5.postimg.org/9p61rfntz/04920140913_140943.jpg
.
Tam Hoca’ya uygun stilde
http://s5.postimg.org/54jvci44n/05020140913_140943.jpg
Bugünkü rotam benim için yeniydi. Daha önce Afyon’dan hiç Konya istikametine doğru gitmemiştim. Doğal olarak merak içindeydim. Yol düzdü. Hava kapalıydı. Bugün yağacaktı. Orası kesindi. Afyon ‘un Konya çıkışı dümdüz ve iki tarafında kiremit fabrikalarını olduğu geniş bir yoldu. Uzaktan önce bir toprak tepesi görüyorsunuz sonra da yaklaşıp o tepeyi eritmeye çalışan bir kiremit fabrikasının önünden geçiyorsunuz. Bir, iki, üç derken artık sayamaz olmuştum fabrikaların sayısını. Fırınlarının bacası tütüyordu birçoğunun. İlginç bir görüntü oluşturuyordu yan yana sağlı sollu fabrikalar.
Yolun yarısı, Çay, tam anlamıyla ‘Çay Molası’ için durulacak yerdi.
Karnımı doyurup yola devam ettim. Yağmuru bir nebze geride bırakmıştım. Akşehir’e kadar yolum Eber ve Akşehir göllerinden geçecekti. Eber yola yakın görünüyordu haritada. Eber ayrımına geldiğimde ikilem yaşadım acaba Akşehir’e akşama kalır mıyım diye ? Ama merakım galip geldi ve hafif eğimli yolda göl tarafına doğru ilerlemeye başladım. Ağaçlar arasından geçen yolun iki tarafında böğürtlenler vardı. Tabi durup tadına bakmak zorunluydu.
Bir dinlenme tesisinin önünde kocaman bir Nasrettin Hoca heykeli vardı eşeğe ters binmiş şekilde. Ne de olsa onun diyarındaydık. Hava yine bozmuş ve yağmur başlamıştı hafiften. Akşehir’in merkezini gösteren ayrımdan içeri girdim. Merkezin ana yola biraz uzak olduğunu fark ettim. Bir otel bulup bisikleti lobinin köşesine koyup kilitleyerek odaya çıktım. Duşa alıp hem yemek yemek hem de biraz dolaşmak için kendimi dışarı attım.
Tabelaları takip ederek Nasrettin Hoca’nın türbesinin olduğu yere gittim. Akşehir’in merkezinde bulunan kabristanın tam ortasındaydı. Kapısı tam kapatılmak üzereydi. Bekçi bana 5 dakika verdi dışarı çıkmak için. Işık da yoktu. Karanlıkta ziyaret ettim Hoca’nın mezarını. Dilimize yerleşen ve çok şeyi tamamlansa da büyük bir eksiği olan şeyler/işler için kullanılan ‘Nasrettin Hoca’nı türbesi gibi…’ deyimi, çevresi açık olup kapısında kocaman bir kilit olan bu türbeden kaynaklanıyordu. Yıllar öncesinde gördüğüm fotoğrafta böyleydi ama sanırım koruma amaçlı olarak çevresine parmaklıklar yapılmıştı.
Dışarı çıktığımda yerdeki metal işaret dikkatimi çekti. Üzerinde ‘Dünya’nın merkezi burasıdır.’ Yazan metal bir plaka yerleştirilmişti yere. Sivrihisar’da da bu ibarenin yazılı olduğu bir heykel görmüştüm. Zaten Sivrihisar ve Akşehir paylaşamaz Hoca’yı. Birinde doğup diğerinde yaşadığı için ikisi de sahiplenir. Aslında zaten hepimizin değil midir Hoca ?
5. Gün
Çıkış : 09:40
Varış : 18:00
Mesafe : 106,96 km
Yolda geçen süre : 5:42 s
Ortalama hız : 18,74 km/s
Maksimum hız : 37,08 km/s
Ortalama eğim – çıkış : %3
Maksimum eğim - çıkış : %3
Ortalama eğim – iniş : %-2
Maksimum eğim - iniş : %-4
Afyonkarahisar-Akşehir
http://s5.postimg.org/g8h9nbtk7/5_afyon_ak_ehir.png
.
Afyon’un çıkışında yollar düz.
http://s5.postimg.org/t6rifw607/03120140913_140943.jpg
.
Çay’ın girişi
http://s5.postimg.org/6lw4wku3r/03220140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/glr1ch5d3/03320140913_140943.jpg
.
Çekilmiş, uzaklara kaçmış Eber Gölü
http://s5.postimg.org/9h983fy3r/03420140913_140943.jpg
.
Eber Gölü’ne giderken gördüğüm çeşmenin üzerindeki her şeyi açıklayan yazı
http://s5.postimg.org/73vvq692f/03520140913_140943.jpg
.
Eber’e giderken sağlı sollu….
http://s5.postimg.org/60760gz1j/03620140913_140943.jpg
.
Eber yolu
http://s5.postimg.org/7grva3gpz/03720140913_140943.jpg
.
Burada göl olması gerekiyor.
http://s5.postimg.org/beajlre5j/03820140913_140943.jpg
.
Yol bitiyor ama göle daha çok var.
http://s5.postimg.org/z6juxag6f/03920140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/45ywwh1ev/04020140913_140943.jpg
.
Hoca’nın diyarına hoş geldiniz.
http://s5.postimg.org/9sv9ty3xj/04120140913_140943.jpg
.
Hava kapalı. Yağmur atıştırıyor.
http://s5.postimg.org/6uyb08w9z/04220140913_140943.jpg
.
Mola verdiğim benzinlikte küçük bir köpeğe ‘dişlerini kaşısın diye’ kasaptan kemik almışlar
http://s5.postimg.org/vphsubh47/04320140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/m2ivycdif/04420140913_140943.jpg
.
Hava durumu
http://s5.postimg.org/nl9opkup3/04520140913_140943.jpg
.
Benzinlikte yanıma yaşlıca bir amca yaklaştı. Klasik sohbetten sonra Eber Gölü’nün halini gördüğümü ve çok üzüldüğümü söyledim. ‘Allah’ın takdiri. Ne yapalım ?’ dedi. İşleri Allah’a havale etmişti çoktan. Biraz üzerine giderek, tedbir alınması ve korunması gerektiğini söyledim. Pek hoşnut olmadı söylediklerimden. Arkasını dönerek, geldiği gibi yavaş adımlarla gitti.
http://s5.postimg.org/dt2f66uef/04620140913_140943.jpg
.
Akşehir’e geldim.
http://s5.postimg.org/wbbd461k7/04720140913_140943.jpg
.
Hoca’nın, türbesinin önündeki meydanda bulunan heykeli
http://s5.postimg.org/xz5x52q1z/04820140913_140943.jpg
.
Gece vakti Nasrettin Hoca’nın türbesi
http://s5.postimg.org/9p61rfntz/04920140913_140943.jpg
.
Tam Hoca’ya uygun stilde
http://s5.postimg.org/54jvci44n/05020140913_140943.jpg


