Scudo Sports

“Bakalım Nereye Kadar Gidebileceğim” Bisiklet Turu : İstanbul-Gazipaşa 4. gün

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.506
Tepki
4.121
Yaş
54
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
4. Gün Kütahya - Afyonkarahisar

Kütahya’dan çıkış artık standart çıkış saati olan 09:30 civarıydı. Kalk, kahvaltı yap, bir önceki akşam dağıttığın bagajı toparla derken o vakitleri buluyordum. Tabi yolun düz karakterde olmasını da etkisi vardı bunda. Fark ettim ki Kütahya, Afyon hattında, daha doğrusu Anadolu’nun ortasında 1.000 metre civarında bir yükseklikteydim. Bu turun bir faydası da bunu fark etmiş olmam oldu. Eğim kontrolü yaparken yüksekliklerin de farkında oluyordunuz.
Kütahya-Afyonkarahisar arası, arabayla tatil dönemlerinde sıkça geçtiğim ve açıkçası sıkıcı bulduğum bir yoldu. Bisikletle daha sıkıcı olmasını bekliyordum. Fazla da farklı olmadı. Asfalt kalitesi yüksekti ama çevre pek bir manzara sunmuyordu. Kütahya’dan sonra da yükselmeye başlıyor sonra da düz devam ediyordunuz Afyon’a. Ama hava önceki günlere göre iyi sinyaller vermiyordu. Accuweather’ın telefon uygulamasında hava durumunu takip ediyordum ve saatlik tahmin kısmına da mutlaka göz atıyordum. Yağmurlu görünen gün içinde hangi saatlerden daha yüksek olasılıkla yağmur yağacağına dikkat edip o saatler yaklaştığında daha tedbirli olmaya çalışıyor. İlerlemeye devam etmek yerine sığınabileceğim yerleri göz önünde tutuyordum.
Hava iyice kapayıp yağmur atıştırmaya başladığında üzerime rüzgarlık-yağmurluk karışımı kıyafetimi giyip biraz daha ilerledim. Sonra da ilk gördüğüm benzinliğe daldım. Dışarıda kimse yoktu. Aslında benzinlik de çalışıyor görünmüyordu. Üzeri kapalı olan kısımda durup yan yana duran iki boş sandalyeden birine oturdum. Yağmur şiddetini arttırdı. Bu sırada dışarıya bir genç çıktı. Merhabalaştık. Bana klasik soruları sordu. Nereden geliyorum, nereye gidiyorum ? Nasıl yapıyorum ? vs. Ben de ona sordum, adını, işin… Adı Oğuzhan’mış. Çobanmış. ‘E bırakmışsın hayvanları’ dedim. ‘Bir şey olmaz.’ dedi. Muz ikram ettim. Önce istemedi. ‘Sen eksik kalma.’ dedi. Israr ettim, ‘Bende var daha.’ dedim. Kabul etti. Bu arada elektrik olmadığı için istasyonun çalışmadığını öğrendim. ‘Jeneratör yok mu ?’ diye sordum içeriden dışarı çıkıp benimle sohbete gelen diğer gençlere. Sipariş verildiğini ama henüz gelmediğini söylediler. Oğuzhan’a da takılıyorlardı arada hayvanları başıboş bıraktı diye. Artık yağmur hafifledi, yola çıkabilirim diye düşünürken bir yandan da sohbete devam ediyordum. Sonunda Oğuzhan kendinden beklenen bombayı patlattı :
- Abi sen ne güzel Türkçe konuşuyorsun.
- Çok mu güzel Türkçe konuşuyorum ?
- Evet abi çok güzel konuşuyorsun.
- Türk olabilir miyim sence ?
- Evet abi olabilirsin.
- Eee Türküm zaten.
- Türk müsün abi ?
Oğuzhan benimle bu kadar sohbet etmiş ama Türkçesi çok iyi olan bir yabancı olarak… :)

Veda ederken havaya güvenemediğim için bundan sonraki benzinliklerin yerini sordum. En yakını 1 km. sonraki 15. Km.’deymiş. Yola çıktım ama yağmur tam da bitmemişti. Biraz pedal çevirdikten sonra yağmurunun ikinci bir sorti yapacağını görüp 1 km. sonraki benzinliğe girdim. Dışarıda bir masa vardı üstü kapalı bölümün altında. Merhabalaştıktan sonra yine sohbete başladık. İstasyon sahibi olduğunu düşündüğüm abimiz nereli olduğumu sordu klasik olarak. ‘Bende yer çok.’ dedim. ‘Samsun’da doğdum. İstanbul’da yaşıyorum. Ailem Tokat-Zileli. Ankara’da okudum. Bolu’da çalıştım.’ Ben de kendisine sordum nereli olduğunu. Şırnak’lıymış.
- ‘Şırnak nere Afyon nere ?’ dedim.
- ‘Samsun nere İstanbul nere ?’ dedi.
Hiçbir şey diyemedim üzerine. Ekmek parası kazanmanın insanı yaşadığı yerden nerelere sürüklediğinin en kısa ifadesiydi söylediği…
Ben istasyona girdiğimde iyice şiddetlenen yağmur yaklaşık 1 saatlik bir sürenin sonunda neredeyse kesilir duruma gelmişti. Daha da önümde yol vardı. Vedalaşıp yolda çıktım. Afyon’a gelmeden önceki oteller bölgesini geçip merkeze doğru ilerledim. Bir iki otele bakıp en merkezdeki birini seçip orada kalmaya karar verdim. Duş alıp yemek için dışarı çıktım. Biraz turlamak istedim merkezinde Afyon’un. Çok uzun yıllar önce kalmıştık ama tabi ki hatırlamıyordum. Arabayla geldiğimde kalesine uğramalıyım notunu aldım kendime. Odaya dönüp ertesi gün daha önce hiç geçemediğim bir yol olan Akşehir tarafının yolunu inceleyip uyudum.



4. gün :
Çıkış : 09:40
Varış : 17:30
Mesafe : 96,16 km
Yolda geçen süre : 5:07 s
Ortalama hız : 18,74 km/s
Maksimum hız : 63,64 km/s
Ortalama eğim – çıkış : %2
Maksimum eğim - çıkış : %8
Ortalama eğim – iniş : %-2
Maksimum eğim - iniş : %-9


Kütahya - Afyon
http://s5.postimg.org/xn1hvlqp3/4_k_tahya_afyon.png
.
Kısa tırmanışlara ‘kaymak asfalt’ yardımcı oluyor.
http://s5.postimg.org/w73riorxj/02620140913_140943.jpg
.
Oğuzhan’la sohbet…
http://s5.postimg.org/bur5ugciv/02720140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/kagqbyfdz/02820140913_140943.jpg
…ve Afyonkarahisar’ın girişindeyim.
http://s5.postimg.org/55kmefr6v/02920140913_140943.jpg
.
Afyon’un simgesi meydandaki heykel.
http://s5.postimg.org/pklp38zmv/03020140913_140943.jpg
 
Scudo
hayırlı yolculuklar .......... güzellikleri görmeye devam...
 
  • Beğen
Tepkiler: five
Aslında oğuzhan' a "İngilizim. Türkçeyi Edirne' den sınırı geçip buraya gelene kadar 1 haftada öğrendim" deseydin tepkisi ne olurdu merak ettim.
 
  • Beğen
Tepkiler: five
Ayaklarınıza sağlık... Turunuzu severek okuduk... Teşekkür ederiz... :alkis:
 
  • Beğen
Tepkiler: five
Geri