Sedanter yaşayan insanlara makarna vb karbonhidratlı besinlerin kısıtlanmasını anlarım ama bisiklet gibi ciddi enerji isteyen bir sporu yapan insana karbonhidrat kısıtlanmasını, asla makarna ve tahıllı da olsa ekmek yeme denmesini sakıncalı buluyorum. Ki Karatay hoca, bu tavsiyeleri fazla sporla alakası olmayan, ortalama Türk vatandaşı için kaleme almış. Kitabının hiçbir yerinde 1-2 saat, hatta 4-5 saat performas için bisiklet süren birisine yönelik ayrıca bir tavsiyede bulunduğunu hatırlamıyorum. Belki diğer kitaplarında vardır, henüz hepsini okuyamadım.
Bir sporcunun spor yaparken, enerji ihtiyacını ilk birkaç saniye kandaki mevcut glikozdan, sonraki 20 dakikaya kadar olan dilimde kaslardaki depo glikojenden, ondan sonraki kısmını ise vücuttaki yağ depolarından temin ettiğini artık bilmeyen yok neredeyse. Özellikle hayatına sporu katmış kişilerden yani. 2. dilimde bahsettiğimiz glikojeni bu insanlar (aktif spor yapan) nasıl temin edecek? Zaten beslenmesine dikkat eden, günlük yaktığından fazlasını almayan insanlar. Çoğu bir deri bir kemik nerdeyse. Vücuttaki yağ oranı ideal, hatta idealin altında. Bu insan müthiş efor sarfedeceği bir sürüşte ne kullanacak enerji olarak? Makarnasını, tam tahılı ev yapımı doğal ekmeğini vs yiyip, yanında da glisemik indeki düşük olan yoğurt vb birşey yiyip(insülin hızla yükselmeyecek bu sayede) dolduracak glikojen depolarını ve çatır çatır yakacak onları bir kaç saat sonraki antremanında. Onlar yetmeyecek. Yağ da yakacak. E adamda yağ yok neredeyse. Malum sporcu hani. Onu da gerek mis gibi doğal tereyağından, gerek ise fazla karbonhidratın dönüşmüş olduğu yağdan yıkacak.
Yumurtasını da yiyecek elbet. 4-5 tane yiyecek mis gibi. Ama makarna yeme demek o adama haksızlık olur. Karatay hocanın makarna yeme dediği adam, bu forumda bu başlıklarda tartışan aktif sporcular değil, sedanter yaşayan, elinde tv kumandası, cipsi kolası ile sabahtan akşama kadar vücuduna işkence eden kişiler.
Diğer tüm tavsiyeleri gayet yerinde. Sporcu olsun olmasın herkesin yapması gereken doğru şeyler. Makarna vb karbonhidrat konusu ise tartışmaya açık. Gerçi bence tartışılacak pek bir şey de yok. Birkaç kez söylediğim gibi hoca o tavsiyeyi, direk ifade etmese de sedanterlere veriyor. Sporculara o kısıtlama yersiz bence. Belki diğer kitaplarında sporculara yönelik tavsiyesi vardır bu konuda. Zaman buldukça okumaya çalışacağım.
--------------------
Bunların dışında, kendimden örnek verecek olursam, birtakım tıbbi bilgileri ve kaynakları değerlendirerek bir yemek yeme alışkanlığı edindim ve uyguluyorum 5-6 aydır. Bu sayede hatrı sayılır kilo da verdim. (1-2 aydır bisiklet süremiyorum, zamanım yok). Sonradan baktım ki yaptığım şeyler Karatay hocanın söyledikleri ile neredeyse aynı. Farklı olarak ilk 3 ay, bisiklete zaman ayırabildiğim dönemde makarnayı da yiyordum gerekli ölçüde. Bisiklet sürdüğüm için glikojen deposu lazımdı malum. Hatta bisiklete ara vereli makarnaya da ara verdim kendiliğimden. Sadece sabahları 1-2 dilim ev yapımı doğal ekmeğimizden yiyorum. 1-2 hafta sonra tekrar bisiklete başlayacağım ve aynı beslenme düzeninde devam edersem eminim ki işkence olacak vücuduma. Zayıflayama payım kalmadı. Gerekli kiloma ulaştım. Kudret abimizin ölçüsünde performans sergilemem şu an ve uzun vadede imkansız. Ama bende kendi çapımda 1-2 tabak yoğurtlu makarnamı yerim ve sonra çatır çatır yakarım onu bisikletle.
Bu arada Ali bey, kıymanın yağı ile makarnanın birleşince zehir olması kavramını tam olarak anlayamadım. Zehir kelimesi ile kastettiğiniz madde/metabolik yolak nedir acaba? Böyle bir şey hatırlamıyorum, ya da bilmiyorum. Bilgilendirip eksiğimi kapatmama yardımcı olursanız çok sevineceğim.
Ayrıca belirtmek isterim ki, şeker bağımlısı değilim . Ağzıma en son ne zaman şeker (toz,beyaz,esmer,küp,çikolata,sarelle,kola,meyve suyu vs farketmeksizin) değdiğini hatırlamıyorum bile. Glisemik indeksi düşük meyvelerden ara ara, mümkün olduğunca kahvaltıda, en geç ise ikindi vakitlerinde yiyorum. Glisemik indesi yüksek olanlara ise mümkün olduğunca dokunmuyorum. Şerbetli yada sütlü hiçbir tatlıdan haz almıyorum. Zira vücudumun ihtiyacı olan elzem şeyler değiller. Sadece nefsimi tatmin ediyorlar. Kalsın diyorum ve yemiyorum. Ayda 1 defa belki zorla bir baklava yiyorumdur tadını unutmamak adına.
Niyetim şeker iyidir-kötüdür meselesini tartışmak değil. Sedanter yaşayanlar için fazla karbonhidratın zararları fazlasıyla ortada. Bunu insanlara anlatmak için gösterdiğiniz çaba ise takdire değer. Ama benim derdim sporcu insanların ideal beslenme düzeninde karbonhidratların yerini, faydasını veya zararını daha iyi netleştirebilmek. Bu doğrultudaki fikirlerinizi, veya varsa Karatay hocanın kitapları arasında "Sporcu beslenmesinde karbonhidratın yeri" temalı bir bölüm, kaynak gösterirseniz sevinirim. Okumak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum.
Muhabbetle...