Scudo Sports

Ankara'nın bisiklete elverişli olmayan yolları

mesele ne o zaman? bu başlığın meselesi bu. yurtdışına giden devlet görevlilerinin neler yaptığını biliyoruz. çiçek sulamak vs.

bir yerden bir şekilde başlamak gerekmiyor mu? ODTÜ Elektrikten mezun olmuş, hacette üniversitesinde siyasetle ilgili yüksek lisans yapan delikanlı, doktora sonrası çalışma için ingilterede bulunan eşinin yanına ziyarete gitti. gelince ingilteeeyi öve öve bitiremedi. biz zaman sonra bana ikrah geldi. "otomobil, abi, yaya geçidinde seni görünce karşıya geçmeyeceksen bile duruyor, yürürken kaldırımda, yola yaklaşırsan yavaşlayan var hatta duran var" böyle dümdüz giderken, "sen de burda yap abicim" dedim. o aptal bakışını şu an tarifleyemiyorum. üniversite sınavında ilk 500 e girmiş matematik dahisinin aptal bakışlarını kurgulayın. "sen de burda yap, yaya geçidinde yol ver; aramızda 200 yıl fark varsa sen ben böyle yaparsak belki fark 180 yıla düşer" dedim. düşündü düşündüüüü, "haklısın" dedi.

iyi zihniyetimiz ortadoğu diye hiç mi birşey yapmayacağız? kilitli mazgal koyarlar belki, verev kanallı mazgal koymayı akıllarına geitiririz bak şu ülkede böyle diye. belki sağlam kompozit mazgalların türkiyede üretimine ön ayak olur. tamam oturalım, kaderimize razı olalım. ölen ölür kalan sağlar bizim midir?
 
Scudo
@Mehmet Metin Levent

Mazgal tasarımı bir sonuç? Neden değil...

Bu sonuca varmamızda; toplumsal duyarsızlıktan, estetik yoksunluğuna, siyasi önceliklerden, dogmatik tutuculuğa kadar onlarca sebep sayılabilir...

Benim yaklaşımım biraz ironi barındırıyor haliyle ama sizin başlığınızın pratikte bir yararı yok. Buna benzer konular daha önce defalarca dile getirildi, tartışıldı bu forumda. Şimdi arşivin derinliklerinde hortlatılmayı bekliyorlar. Bu konu da böyle olacak çünkü bu duyarlılığa, bu sıkıntıya sahip bir avuç forum üyesinin kendi arasında yazışması hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Çünkü burada bisiklete bindiğinde şikayet ettiği meseleleri, motorlu aracına bindiğinde tamamen unutan bir toplumdan bahsediyoruz. Öncelikle zihinsel kodlarımızı uygar normlara göre şekillendireceğiz ki, elde ettiğimiz kazanımlar kalıcı olsun. Bu da çevre ve şehircilik anlayışımızın uygar dünyaya topyekün entegre edilmesi ile olacak.

Yoksa bisiklete binen ama hala örneğin yürüyen merdivenin ortasında bekleyerek arkadan gelenleri engelleyen, sıra nedir bilmeyen, trafik kurallarını hiçe sayan, insana saygısı olmayan, çöpünü hala yere atan, gürültü kirliği yapan, vs. bir toplumda mazgalları değil yol yönüne dik, isterseniz çapraz döşeyin, isterseniz binlerce kilometre bisiklet yolu yapın, hiç bir şey değişmez...
 
Eğitim şart!
 
  • Beğen
Tepkiler: Punctum
Önce yazdıklarınıza ekleme yapmışsınız ama yanıtım hala bakidir...:)

@uslsy

O da doğru...

Ama yurtdışında yapmak kaydıyla...:)
 
Yurtdışı görmek ve eğitim şart...
 
eğitimi aileden aldım. yurtdışına da çıkmadım. bilinçlenmek için çok fazla masrafa gerek yok. 1984 yılında, ilkokulda okurken, Muğla'da bize, karşıdan karşıya geçme eğitimi verildi. trafik lambası yoktu muğlada. buna rağmen ışıklar anlatılmıştı.
örnek verdiğim kişi, eğitimli ama bilinçli değil. eleştirmekle bir sonuca varılmıyor. bir yerden başlamak lazım.
 
@Mehmet Metin Levent

Mehmet bey,

Ben sizden biraz daha büyüğüm...ama yine de benzer tedrisatlardan geçtik. O dönemler biraz el yordamı ile olsa da, eğitim bugüne nazaran daha derli toplu idi. Bilgiye ulaşmak zahmetli ve masraflı olsa da, biraz daha idealist yaklaşım vardı. Bizler yaşama dair birçok deneyimi sokaklarda edinmiş bir nesildik. Tuşlu yaşama geçmemize daha çok vardı...

Ama bakın, biraz da gururla bahsettiğiniz Muğla'daki trafik eğitiminin pek işe yaramadığını, işte şimdi maalesef biraz da hüzünle anlıyoruz değil mi? Sizin akranlarınız hem trafik ışıklarını önemsemiyorlar, hem de yayalara saygıları yok. Benim akranlarım da öyle...ve maalesef bugün okullara gönderdiğimiz çocuklarımız da büyüyünce aynı kuralsızlığı benimseyecekler. Çünkü bireysel gayretlerle sonuç alınamıyor ne yazık ki. Bu bir devlet politikası ve görgüsü haline getirilmedikçe de bu döngü devam edecek.

Londra'da yüksek lisans yapan öğrencinin memlekete döndüğünde aynı kuralsızlığa kaldığı yerden devam etmesi de, gurbetçilerin buraya geldiklerinde hiç bir kurala uymadan yaşama devam etmeleri de aynı kısır döngünün eseri. Çünkü devlet ve toplum sizi bu yönde motive etmiyor. İşlediğiniz suçun veya yaptığınız kuralsızlığın yaptırımı sizin canınızı acıtmıyor çünkü. Bunun rahatlığı ile dönüşüyor, kendi düşünsel evreninizde yaşamaya devam ediyorsunuz.

Çok basit bir örnek vereyim. Biliyorsunuz Ankara'da çeşitli noktalarda araçlar için 82 hız sınırı olan, kameralarla izlenen geçiş bölgeleri var. Bizim sürücüler ne yapıyor? Kamera açısına gelene dek 130-140-150 artık neyse gaza basıyor, o noktada 80'e düşüyor, kamera açısından çıkınca yine aynı hıza çıkıp devam ediyor. Bunlar içinde eminim forum üyesi olan bisiklet severlerden de çokça vardır :) Şimdi kamera yerleştirmek çözüm oldu mu trafik güvenliğine? Tabii ki hiç bir etkisi olmadı çünkü hız sınırını aşmanın ve hatta yayaya veya araca çarpıp başka birinin yaşamına kast etmenin memlekette hiç bir yaptırımı yok. Bırakın onu, trafik güvenliğinden sorumlu trafik polisleri dahi trafik kurallarına uymazlar :)

Doğru diyorsunuz, eleştirmek yetersiz, mutlaka sonuç alıcı uygulamalı dinamikleri hayata geçirmek lazım ancak bunun için öncelikle devlet aygıtının bu problemi görüp toplumu iyi yönde motive etmesi gerek.

Hep size muhalefet edermiş gibi görünüyorum ama aslında aynı derdi farklı kelimelerle anlatmaya çalışıyorum. Yoksa keşke her şeyin mazgalların yönünün değiştirilmesi ile düzeleceğine inansam ben de...:)
 
  • Beğen
Tepkiler: ekranci
bir adım atarsınız bir yere gitmek için. başlarsınız. varırsanız ne mutlu.
 
Tek başına yapacağın bir şikayet pek dikkate alınmayabilir ama Ankara'da yaşayan bisikletlileri örgütleyebilir ve hep birlikte şikayetlerinizi dilekçe olarak verebilirseniz belki bir şeyler çıkabilir. Mazgalı değiştirmeyi geçtim,yola dik olarak tekrar montajlasalar bile yeter. Gerçi oda bazen yine kazalara sebeb oluyor ama hiç yoktan iyidir.
 
@Mehmet Metin Levent

Polyanna'yı ben de severdim çocukluğumda evet...:)

Valla hocam, ben kendi adıma mümkün olduğunca günlük yaşamımda kuralcılığı benimsemiş olsam da, bu memlekette hiç bir zaman bunun işe yaramadığını çok acı biçimde deneyimlemiş bir adamım...

Yürüyen merdivende örneğin; acelem olmasa dahi, solda dikilen sığırlar anlasın diye "pardon" diyerek kendime yol açıyorum. Çoğu farkında bile değil bu basit medeni kuralın!
Havaalanında check in noktasında kırmızı çizginin arkasında beklerim mesela ama o pek beyefendi kılıklı tiplerin ensemde nefeslerini hissettiğimde mutlaka müdahale ederim...
Yol bomboş olsa dahi kırmızıda beklerim ama arkamdan gelen bir davarın her an üstüme çıkacağı endişesi ile gözüm ışıktan çok dikiz aynasındadır...
.
.
.
vs, vs....

Keşke hayat bayram olsa...:)
 
Karamsarlıkta Türkiyede ilk 10 a girerim üstadım. İyimserlik daha keyifliymiş. Yeni yeni keşfediyorum iyimserliği.
 
Katkım olmasına sevindim üstadım...:)
 
Başkent kurtuluş tarafında oturuyorum. Şöyle uzun olmayan 20-25 km'lik bir rota söyler misiniz?
 
Kurtuluş- kızılay - inönü bulvarı - odtü kavşağı ve gerisin geri yaklaşık toplam 20 km
 
@Heisenberq

Merhaba ben de kurtuluş tarafındayım. Hafta sonları BGB ve Çarşamba akşamı gezintileri, akşamları da pab ve çag kısa grup sürüşleri yapıyorlar. Facebook üzerinden takip edip katılabilirsin. Onun dışında parklarda özellikle 50.yıl'da 10-20 km yapabilirsin. Rota olarak ise imrahor vadisi üzerinden Eymir gölü gidiş 20km yalnız tek başına gitmenş önermem köpeklere dikkat et. Yine Bayındır barajı 25km, İKEA 10km, Elmadağ 20km, Göksu 20km sadece gidiş. Bir sıkıntı olursa ya da haberleşmek istersen özelden yazabilirsin.
 
Geri