can onur
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Haziran 2012
- Mesaj
- 1.052
- Tepki
- 3.191
- Yaş
- 50
- Şehir
- Ankara
- İsim
- Can Onur
- Başlangıç
- 1982—83
- Bisiklet
- Cannondale
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Ankara Anıttepe'de, Gençlik Caddesi'nden başlayıp Akdeniz Caddesi'ne küçük bir gezinti yapıp, çevreden geçenlerin şaşkın bakışları arasında çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin başkentinde bisiklete binen biri olarak, her gün gördüğüm, yaşadığım ve tehlikeler atlattığım, 21.yüzyıla, insanlığa yakışmayan, bu son derece utanç verici, çirkin yolların düzelmesini istiyorum ve bizlere bu çirkinlikleri layık gören belediyeyi kınıyorum. Sadece Anıttepe'de 2 caddede fotoğraf çektim. Esat Caddesi ve arka sokakları daha da kötü; rezalet durumda. Evet, Kızılcık Sokak'tan Gençlik Caddesi'ne çıkıyoruz... Sola dönüp biraz gittikten sonra Akdeniz Caddesi'ne sapacağım. Sokağın caddeyle birleştiği yerde kocaman bir delik vardı. Yıllarca o deliğe mazgal koyup kapatmadı belediye.
Gençlik Caddesi. Dakika bir, gol bir...
Damla Patsanesi'nin önünden sağa dönüyoruz ve kesikler, oyuklar, yamalar ardı ardına karşımıza çıkmaya başlıyor.
Bu oyuklar, yamalar, kesikler vs arazi araçlarıyla giderken önemsiz gibi görünebilir ama bisikletliler için ciddi tehlikelerdir.
Daha önce kazılmış asfalta yapılan yama yollar ile normal yol arasında seviye farkı varsa, üstelik bu yama yollar caddeye paralel ise bu durum bisikletçiler için, özellikle ince teker kullanan bisikletliler için hayati tehlike taşır. Bu arada, trafikte araç kullananların neler yaptıklarını yazmadım henüz. Bu iğrenç yollara kötü araç kullanan çoğunluğu, dikkatsiz şoförleri, saygısız dolmuş sürücülerini dahil ettiğimizde durumun vahametini anlatmama gerek yok sanırım.
Evet, Akdeniz Caddesi'nden devam ediyoruz. Sağımızda Anıtkabir'in duvarları...
Yolun sağından, kaldırıma yakın olan tarafından ilerlemeye çalışıyorum ama yoldaki kesikler, yamalar, kot farkları buna müsade etmiyor. Mecburen yolun soluna geçmek istiyor insan. Soldan da otomobiller bisikletliyi umursamadan süratli bir şekilde geçiyorlar. Sağdan, kaldırıma yakın gitsek de bir şey farketmiyor; araçlar, özellikle de büyük araçlar bisikletliyi iyice kaldırıma sıkıştırıyorlar. Araçlar değil, araç sürücüleri...
Evet, birazdan bu ince şerit gibi görünen kesiklerin bisikletli için ne anlam ifade ettiğini fotoğraflarla anlatmaya çalışacağım. Otomobillerin ya da arazi araçlarının geniş tamperli camlarından bu kesikler, belki de kimsenin dikkatini çekmiyordur.
Akdeniz Caddesi'nden devam edelim biraz...
Sağda, solda kesikler, kot farkları, yolun tam ortasında kocaman bir oyuk... Yedinci Cadde'nin başından uygun bir hızla Akdeniz'e girdiğinizi düşünün. Kısa bir süre yolda karşınıza bir engel çıkmıyor. Sonra bir anda bu manzarayla karşılaşıyorsunuz. Frene bassan arkadan araçlar geliyor, sağa geçmeye çalışsan caddeye paralel kesikler var, düz gitsen caddeye dik kesikler, kot farkları.
O kesiklerin detayına bakalım biraz da...
Bakın, cadde boyunca devam ediyor kesikler, oyuklar...
Şimdi diyeceksiniz ki, sen de girme bu kesiklere... E tamam, girmiyorum elbette de bir anlık girdiğinizi düşünün bakalım. Arkadan gelen vızır vızır otomobillerin arasında sağa yanaşma çabasıyla bir an buraya girdiniz diyelim!
Saatteki hızınız da 25-30 km/sa olsun... O tekerin girdiği kesik yaklaşık 4,5 cm... Uzun lafın kısası, bu caddeye paralel kesiklere girildi mi düşülür, kaza yapılır!
Caddeye paralel kesikler yetmiyormuş gibi mazgallar da çıkıyor karşımıza. Mazgala bir lafım yok, mazgal olacak tabi de... Bisikletli için bu da bir engel en nihayetinde; olması gereken bir engel, bisikletlinin, şehirde bisiklete binenlerin aklında olması gereken sıradan bir engel. Yollarda, caddelerde sadece mazgallar olsun sorun değil ama diğer engellerin arasında bir de bunlar çıkınca karşıma, dayanamayıp basıyorum küfürü.
Bu da caddeye dik bir oyuk... Bunun gibi yüzlerce oyuk var Ankara caddelerinde. Jant mı dayanır, lastik mi dayanır bu yollara ya!
Al, bir tane daha! Lastik oyuğun dibine bile değmiyor; kim derinliği bilir kaç santimetre? Bu arada, oyuktaki sigara izmaritlerinden Türk insanının çevre bilincini de görmüş oluyoruz.
Bu da aynı cadde üzerinde başka bir oyuk! Bütün kesikleri, oyukları, çukurları, kot farklarını vs görüntüleyemedim ama 600-700 metrelik bir hat boyunca kabaca göze görünenler bunlar.
Akdeniz Caddesi'yle, Gençlik Caddesi, Anıtkabir'i çevreleyen caddeler. Bu caddelerden genel kurmay başkanı ve diğer komutanlar geçiyor, eskortlar eşliğinde başbakan geçiyor, cumhurbaşkanı geçiyor, yabancı ülke protokolü geçiyor. Yabancı konuklarıyla yapacağı toplantılara bile bisikletle giden Hollanda başbakanı Ankara'ya gelse, Anıtkabir'i de ziyaret etse, bu yolları görünce neler düşünürdü acaba? Belediyenin bir an evvel bu caddelerin bakımlarını yapması gerekiyor.

Gençlik Caddesi. Dakika bir, gol bir...

Damla Patsanesi'nin önünden sağa dönüyoruz ve kesikler, oyuklar, yamalar ardı ardına karşımıza çıkmaya başlıyor.

Bu oyuklar, yamalar, kesikler vs arazi araçlarıyla giderken önemsiz gibi görünebilir ama bisikletliler için ciddi tehlikelerdir.

Daha önce kazılmış asfalta yapılan yama yollar ile normal yol arasında seviye farkı varsa, üstelik bu yama yollar caddeye paralel ise bu durum bisikletçiler için, özellikle ince teker kullanan bisikletliler için hayati tehlike taşır. Bu arada, trafikte araç kullananların neler yaptıklarını yazmadım henüz. Bu iğrenç yollara kötü araç kullanan çoğunluğu, dikkatsiz şoförleri, saygısız dolmuş sürücülerini dahil ettiğimizde durumun vahametini anlatmama gerek yok sanırım.

Evet, Akdeniz Caddesi'nden devam ediyoruz. Sağımızda Anıtkabir'in duvarları...

Yolun sağından, kaldırıma yakın olan tarafından ilerlemeye çalışıyorum ama yoldaki kesikler, yamalar, kot farkları buna müsade etmiyor. Mecburen yolun soluna geçmek istiyor insan. Soldan da otomobiller bisikletliyi umursamadan süratli bir şekilde geçiyorlar. Sağdan, kaldırıma yakın gitsek de bir şey farketmiyor; araçlar, özellikle de büyük araçlar bisikletliyi iyice kaldırıma sıkıştırıyorlar. Araçlar değil, araç sürücüleri...

Evet, birazdan bu ince şerit gibi görünen kesiklerin bisikletli için ne anlam ifade ettiğini fotoğraflarla anlatmaya çalışacağım. Otomobillerin ya da arazi araçlarının geniş tamperli camlarından bu kesikler, belki de kimsenin dikkatini çekmiyordur.

Akdeniz Caddesi'nden devam edelim biraz...

Sağda, solda kesikler, kot farkları, yolun tam ortasında kocaman bir oyuk... Yedinci Cadde'nin başından uygun bir hızla Akdeniz'e girdiğinizi düşünün. Kısa bir süre yolda karşınıza bir engel çıkmıyor. Sonra bir anda bu manzarayla karşılaşıyorsunuz. Frene bassan arkadan araçlar geliyor, sağa geçmeye çalışsan caddeye paralel kesikler var, düz gitsen caddeye dik kesikler, kot farkları.

O kesiklerin detayına bakalım biraz da...

Bakın, cadde boyunca devam ediyor kesikler, oyuklar...

Şimdi diyeceksiniz ki, sen de girme bu kesiklere... E tamam, girmiyorum elbette de bir anlık girdiğinizi düşünün bakalım. Arkadan gelen vızır vızır otomobillerin arasında sağa yanaşma çabasıyla bir an buraya girdiniz diyelim!

Saatteki hızınız da 25-30 km/sa olsun... O tekerin girdiği kesik yaklaşık 4,5 cm... Uzun lafın kısası, bu caddeye paralel kesiklere girildi mi düşülür, kaza yapılır!

Caddeye paralel kesikler yetmiyormuş gibi mazgallar da çıkıyor karşımıza. Mazgala bir lafım yok, mazgal olacak tabi de... Bisikletli için bu da bir engel en nihayetinde; olması gereken bir engel, bisikletlinin, şehirde bisiklete binenlerin aklında olması gereken sıradan bir engel. Yollarda, caddelerde sadece mazgallar olsun sorun değil ama diğer engellerin arasında bir de bunlar çıkınca karşıma, dayanamayıp basıyorum küfürü.

Bu da caddeye dik bir oyuk... Bunun gibi yüzlerce oyuk var Ankara caddelerinde. Jant mı dayanır, lastik mi dayanır bu yollara ya!

Al, bir tane daha! Lastik oyuğun dibine bile değmiyor; kim derinliği bilir kaç santimetre? Bu arada, oyuktaki sigara izmaritlerinden Türk insanının çevre bilincini de görmüş oluyoruz.

Bu da aynı cadde üzerinde başka bir oyuk! Bütün kesikleri, oyukları, çukurları, kot farklarını vs görüntüleyemedim ama 600-700 metrelik bir hat boyunca kabaca göze görünenler bunlar.

Akdeniz Caddesi'yle, Gençlik Caddesi, Anıtkabir'i çevreleyen caddeler. Bu caddelerden genel kurmay başkanı ve diğer komutanlar geçiyor, eskortlar eşliğinde başbakan geçiyor, cumhurbaşkanı geçiyor, yabancı ülke protokolü geçiyor. Yabancı konuklarıyla yapacağı toplantılara bile bisikletle giden Hollanda başbakanı Ankara'ya gelse, Anıtkabir'i de ziyaret etse, bu yolları görünce neler düşünürdü acaba? Belediyenin bir an evvel bu caddelerin bakımlarını yapması gerekiyor.