Soğuk ve kapalı bir kış gününde Görkem’in arkadaşlar şöyle bir güzel toplansak, mangal yapıp, sucuk ekmek, ızgarada mantar, tavuk kanat ve köfteleri hüpletsek nasıl olur diye başlayan muhabbetine olumlu cevaplar gelmeye başladı. Bize de düşen davete hicap etmekti. Ama aksilikler başladı. benim o gün nöbetimin olması 2 teker yerine 4 teker katılmamı gerektirdi. Ardından Caner kardeşim aradı abi bisklette arıza var tamire bıraktım geçerken benide alırmısın dedi.
Buluşma saatine 1 saat kala düştüm yollara. hava kapalı, yağmur yağsam mı yağmasam mı diye düşünmekte.
(link)
Rüzgarda kendini hissettirmekte. Caner kardeşimi bekletmemek lazım, ama kurallara da uymalı
(link)
Akşam nöbet olmasaydı da bende bisikletimle geçseydim bu yoldan . Yaklaşık bir aydır balkonda bisiklet sürer oldum trainerde, ama yollarda olmanın keyfini vermiyor.
(link)
Hava soğuk, Caner hacı yolu bekler gibi beklemekte yolumu
(link)
Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuktan sonra buluşma yerine varıyoruz. İçimizde bir merak ve ANKAdaşlarımız ile buluşacak olmanın sevinci var. ( Mangal , sucuk, mantar, köfte hiçte umrumuzda değil ). Yer Atatürk Orman Çiftliği mesire alanı.
(link)
Buluşma yerine ilk gelen biz olduk. Kapıdaki bekçi ve bizden başka kimse yok ortalıkta. tabii ki telefonlara sarıldık hemen.
(link)
Görkem cevap verdi telefona. Geldik abi geldik diye. Önde Serdar, arkada Görkem , bir Pazar günü sabahın 10’unda sadece bisiklet arkadaşlığı adına, bisiklet sevdası ile dolu yürekleriyle , keçiörenden , etlikten AOÇ ne yağmura yaşa bakmadan pedallamışlardı. Gençler ayaklarınıza , yüreklerinize sağlık.
(link)
(link)
Şimdiden 4 kişi olmuştuk. Gelemeyeceğini bildiğimiz ANKA’lılar vardı ama bukadarını bizde tahmin etmiyorduk. Telefon trafiği yeniden başladı. Bu arada mahşerin 4 atlısı olarak objektife gülümsemeyide ihmal etmedik tabii.
(link)
Asıl gelmesi hemde kesin gelmesi gereken Deniz’den ses soluk yoktu, o olmayıncada mangalın tadı olmayacaktı. Bu arada tel çaldı arayan Deniz’di. Gecenin ağır geçtiğini, uyanamadığını, az sonra yola çıkacağını söyledi. Deniz’de dikmenden pedallayacaktı. Mangal işinden vazgeçip, hazıra konalım kararı aldık ve Tigem tesislerine doğru yollandık. Her nekadar adil olmasada yolculuk.
(link)
(link)
Yok öyle kendimiz sıcak ortama giripte canımız bisikletlerimizi sokakta bırakmak . biz neredeysek onlarda orada.
(link)
Bisikletleri park ettikten sonra burnumuzu okşayan ağzımızda sulanmaya neden olan bir koku hissettik. Kokunun kaynağı hemen yanıbaşımızdaydı
(link)
Lüpletme ve hüpletmelerden sonra Dnizden umudu kesmek üzereyken kapıda göründü, başında kaskı, üstünde bisiklet forması ile. Deniz’de bisikletini aldı mekana. Denizin gelmesiyle canlandık bu arada fotoğraf çekmeyi bile unutmuşuz.
Serdar, Görkem ve Deniz
(link)
Görkem’in gözlüğü ile ben. Caner çay almaya gitmişti sonrada muhabbetin koyuluğundan arada kaynadı.
(link)
Yağmura yaşa bakmadan, bisiklet sevdalıları ile buluşmaya bisikletleriyle gelen ve bu fotoğrafı hak eden Görkem, Serdar ve Deniz’e , ayrıca bizleri yalnız bırakmayan Caner’e teşekkür ederim.
(link)
Ve veda saati geldi. Hava Tahminleri saat 15 gibi yağmur demişti, bisikletli dostların yolu uzun birde bol sulu yapmaya gerek yok. Vedalaşıp ayrıldık. Bir bisiklet topluluğu olmaktan çıkıp aile haline gelen ANKA Bisiklet Grubu şartları uygun olan , aksilikler olmasına rağmen 5 kişi ile de olsa toplanmış, hasret gidermiş, bahar ve yaz için planlar hazırlamıştır.
Gençler yüreğinizde doğa ve bisiklet sevginiz, dostluğunuz hiç bitmesin.
Gençler pedallarken bizde Caner ile havayı kirleterek yollara düştük çiselemeye başlayan yağmur altında.
(link)
Deniz mangal sözünü unutma, bu konuda alacağımız var. Karlı bir hafta sonu toplanalımda pedallamanın ardından bide mangallayalım.