Scudo Sports

Alanya Triatlonu

bikernomad

Daimi Üye
Kayıt
16 Kasım 2006
Mesaj
269
Tepki
216
Şehir
Dağlar
-Bu yıl Alanya triatlonunu seyretmek çok keyifliydi.Artık bir takımım da olmadığından sresten de uzak seyirci olarak Alanya'daydım.Elit kızlarımız da erkeklerimiz de feci şekilde döküldüler.Bence hiç anlamı olmayan birçok mazeretin arkasına sığındılar filan.
-"age grubu"yarışlarından büyük keyif aldım.Mücadele herkese örnek olacak kadar güzeldi.
-Sporcularımız da ellerinden geleni yaptılar.
-Gelelim konuyu açma sebebime:
Klüpler ve federasyon artık şunu anlamalıdır. Başarısızların hiçbiri sporcuların suçu değil.Onlara bilgili-disiplinli-sistematik çalışma programı yapabilen ve antreman programı geliştirebilen antrenörlerin yokluğudur.Sporcu sayısını artıramayan federasyonun elinde elbette kendisini temsil edecek en iyi "milli"sporcuları seçecek imkanı olmaz.
İllerdeki temsilcileri ne işe yarıyor?ne yapıyorlar biri bana anlatsın.
Görevleri bulundukları yerlerde sporun sorunlarını(varsa)çözmek,ve de triatlonun daha gelişmesini sağlamaktır.Hangisi hangi Vali-belediye başkanı-GSİM ile ile ne görüşmüş,hangi sorunu çözmüş bu spora ne katkısı olmuş bir anlatsın.Federasyonun tek derdi sadece tribünlere oynamak.
 
Scudo
merhaba,

Yazdiklarinizin coguna katiliyorum. Triatlon sporunda başarı için "gercek antrenör" gerekiyor.

Konuyu cok degistirmeden; "age group" sonuclarini bir yerlerde ilan ettiler mi acaba, biliyor musunuz?

Bir de, (bu duygun icin) yüzme parkuru 1500'den uzundu :pP
 
age group ve elit sonuçları aşağıdaki adreste yayınlanmışır.
(link)
 
parkur 1500m den uzundu evet..
ama bunlara takmamak lazım...
yarıştan sonra nerelerde eksiğimiz vardı, neyi yanlış yapık onu kritize etmek gerekiyor
yoksa herkes aynı parkuru koşuyor yüzüyor sonuçta :D
 
@duyguny

duygun tespitte kesinlikle haklısın ,geçen yazılarda bende aynı şeyleri söyledim ve doğru kimse eksik veya fazla mesafe katedmiyor. sorun ,performans veya teknik değil ,taktikte sorun yaratıyor ,herkes aşağı yukarı mesafelerdeki derecelerini bilir ve ona göre bir plan yapar ama gittiği mesafedeki uzunluğu veya kısalığı bilmez ise sorun olur ,zaman olarak erken yada geç çıkmasına neden olur ,eğer zayıf branşın ,mesafesinin eksik oduğunu bilerek yarışırsa daha sert çalışarak zamanı dahada düşürmeye çalışır ama zaten eksik alanında mesafenin uzun olduğunu ve fazla enerji harcayarak gittiğini bildiği için temposunu ona göre ayarlar.ayrıca birde hiç bilmemek var mesafeleri, ozamanda hüsran, yarış bitene kadar iyimiyim kötümüyüm sorusunu sorar kendine, bilmez, ne kadar mesafede zamanın iyiliği ve kötülüğünü. herkes rakibinin durumunu bilir yada bilmelidir ,hangi baranşta hangi zamanı yapıyor ozaman takibide kolay olur rakibin ,aradaki zamanları bilir ve çalışmasını ayarlama şansı olur.yoksa adam bodozlama yarışı ,ne önünden nede arkasından bi haber yarışır.
 
Bu tip durumlar mesafeler 2-3 kat farketti mi oluşur..
olaya biraz profesyonelce bakmalıyız, sonuçta biz triatletiz 3 branşı da iyi yapmalıyız, kötü branşımızın mesafesi biraz fazla diye laf etmemeliyiz
Ayrıca biraz da gerçekçi olalım, kimse mesafeler -+%10 oynamasından dolayı farkettirecek kadar sorun yaşamaz, eğer bunu takmıyorsa...
ben sadece fikrimi belirttim amacım bunu tartışmak değildi zaten hiç birimiz bunu tartışmamalıyız dediğim gibi...
bunu levente de özel olarak söylemiştim zaten :D
 
Yüzme parkurunun 100 m uzun kısa olması çok problem değil.

Alanyada elit startında yarış komiseri müdahale etmeseydi yarış parkuru çok daha uzun olacaktı.

Uzunluk problem değil dedik ama Alanya gibi yüzme parkurunun çok kolay hazırlanabileceği bir yerde nasıl oluyorda mesafeyi tam olarak ayarlayamıyorlar cidden düşündürücü.

İlk dubayı doğru yere koysalar başka dubalara gerek bile yok.

Ellerinde GPS gibi bir cihazda mevcut.

Aslında okadar kolayki mesafeyi ölçmek :)

Aşağıda bir örnek :



http://img402.imageshack.us/img402/5971/alanyaparkur.png


Yukarıda ilk dubanın atılacağı yerin tüm koordinatları mevcut GPS ten bu kordinatların yerini bularak buraya atılacak TEK bir duba ile 2-3 metrelik hata payı ile yüzme parkurunu hazırlayabilirler. Tabi Bu yöntem akıllarına gelirse...
 
@Mutlu Çelimli

Burada da iş organizatör Alanya'ya ve başhakeme düşüyor.ITU delegesi noter gibi zaten.
 
@duyguny
zaten ben herhangi bir parkur uzun yada kısa demedim bu yarış için,bir yakınmada söz konusu değil zaten, tabiki her branşı eşit yapmaya çalışmalıyız ama sadece yapmaya çalışmalıyız ,çünkü bu başta altyapıdaki branş işi , ama üst yapıdaki imkan,zaman,maddiyatta çok önemli,ama yapmamıza pek olanak yok ,profösyonelce düşünmeliyiz,ama profösyonel değiliz ve Türkiyedede yok .öyle yarışmayız,varmı aramızda günde 8 saate kadar antrenman yapabilecek zamanı olan ,zamanı bırakalım, zamanı olanları biliyoruz,o antrenmanları kaldıracak adamda yok ,olsa zaten durum bu olmaz.sadece taktik açıdan bir değerlendirme benim yaptığım ,ama tartışmayla kavgayı ayırmalıyız,tabiki tartışıcaz ,tartışma bir kavga değil,herkes fikrini söyliyecek ,bizde okuyup ,kendimize uygun olan doğruyu bulmaya çalışacağız.

duygun bu arada benim bu işlerle ilgilenmediğim bir alanda senden ikinci aynı şeyi aldım, bu kontrol panelinde kırmızı renkli gereksiz muhabbet diye birşey ne anlama geldiğini bilmiyorum ,nasl gönderildiğinide ,daha öncede bir kez aynı şekilde senden birşey gördüm,bırakta söylediğim sözlerin gerekli olup olmadığına ben karar vereyim,lütfen bu mesajları ortaya yolla herkes okusun,benim gizlim saklım yok biliyorsun.
 
@Fırat Dizman

kişilerin yazdıklarına yorum yapabiliyorsak, değerlendirebiliriz de..
ben de bunu yaptım sadece... oraya bi sebep yazmak gerekiyordu, ben de o şekilde yazdım, o kadar mühim bişey değil... kusura bakma..
 
@duyguny

aslinda bu konuyu 1-2 kez daha konusmustuk ve her seferinde olay geyik boyutuna taştı :) Ciddi ciddi konusamadik bir turlu..

Hepimizin anlaştığı ortak bir nokta var: "Parkurun uzun veya kısa olması atletler icin sorun degil."

Ayrica "nerelerde eksigimiz var" diye herkesin objektif olarak dusunmesi lazım, sonuna kadar katılıyorum.

Parkuru bahane ederek basarisizligimiza kilif uydurmak yanlis, bu "mesafe" tartismalarina boyle bakan yanlıs yapar.

Bence sorun olan, Türkiye'de hala 750 metre'nin (veya 1500 metrenin) düzgün ölçülememesi. Benim fikrime göre, sadece bu konuda gördüğüm başıboşluk bile bu işten sorumlu insanların işlerini ne kadar ciddiye aldıklarından tutun da, sporcuya verdikleri değere varana kadar bizi ilgilendiren pek çok konuda ne halde olduğumuzun önemli bir göstergedir. Bu da açıkası beni üzüyor. Gerçekten, sinirlenmekten çok üzülüyorum ben...

Çok kısa bir olay anlatayım: Yarıştan bittikten 2-3 dakika sonra (yani hala öküz gibi böğürmekte iken) bisikletimin yanına gittim. Bir Rus cocuk da yarisi yeni bitirmis, benim bisikletin yanında yerde yatmaktaydı. Ben gelince doğruldu ve biraz konusmaya başladık. Burası cok guzel, guzel yaris oldu vs. vs. dedikten hemen sonra, "yuzme uzundu, neden boyle yapıyorlar" diye sordu?

Ne cevap vereceksin? Dogru cevap: "Beceremiyorlar" demek.. Ama Türk'üz ya, gurur yaptım: "atletler yanlış yoldan geldi" vs. diye zırvaladım...

Neyse, ben kendi keyfime yarisa giden, kendinden başka kimse ile yarisma iddiasi olmayan, oylesine bir sporcuyum. Daha da büyük laflar etmeye gerek yok..
 
Yanlış ölçülmesinin sporcuya verilen değerle ne alakası olduğunu anlayamadım
niye sadece fazla olduğunda laf ediliyor eksik olduğunda laf edilmiyor...
buraya gelene kadar düzeltilmesi ve itiraz etmemiz gereken çok fazla şey var...
genelde bizimkilerin yüzmesi kötü olduğu için de hep yüzme uzun diye laf ediliyor...
aşmalıyız bunları...
 
Şimdi şöyle bir durum var eğer olimpik mesafede yarış yapılıyor ise yani 1500m yüzme , 40 km bisiklet , 10 km koşu ise mesafeler bunun bu mesafeler en yakın şekilde ölçülmesi lazım. 5-10 m sapma olur okadarı normal.

Ama eğer yüzme 1500 m denip 1650-1700 m çıkıyorsa bu organizasyon açısından yapılan büyük bir yanlıştır.

Ve bu mesafenin teknik toplantıda 1500 m olarak değil "yüzme parkuru 1650 m dir diye belirtilmelidir.

Alanyanın teknik toplantısında gördük. Yüzme parkuru düz 1 tur dediler. Bisiklet parkuru parke taşlı teknik olmayan bir parkur diye belirtildi.

Koşu parkuru yokuşlu parke taş asfalt karışımlı ve özellikle sıcak diye belirtildi.


Demek istediğim mesafelere çok fazla bağımlı olmaya gerek yok ama yarıştan önce mesafelerin doğru olarak belirtilmesi şartı ile...
 
@levo_redkid

Katılan herkesi tebrik ediyorum.
Çok zor bir branşta şahsen hayal edemeyeceğim bir performans ortaya koyuyorsunuz.

Yukarıdaki alıntı ile ilgili bir anım aklıma geldi.

her nasılsa bir bisiklet tutkunu olmak yanında formula 1 yarışlarına da ( itiraf ediyorum tüm motor sporlarına :) ilgim çok büyük.

1. formula bir de, 17. kulede, 2. formula bir de Pit lane da gözcü gözetmen olarak görev yapmıştım.

Tamam tamam sadede geliyorum.:D

Bu yarışlar sırasında ekiplerin onlarca defa ellerinde aletler ( küçük çocukların çevirdikleri tek tekerlekli ittirgeçlere benziyor, bir bastonun ucuna takılmış tekerlek gibi hayal edebilirsiniz ) ile pisti ölçtüklerini gördüm.

Her seferinde start noktasında durup notlar alıyorlardı.

halbuki ölçtükleri yer formula 1 pisti. Ölçen adamlar milyar dolarlık takımların görevlileri. Hepsinde pistin planı, çizimi vs vs var.

Peki neden tekrar tekrar ölçüyorlardı. ?

Aklıma gelen cevaplar şunlar.

İşi tam yapmak,
eşeği sağlam kazığa bağlamak,
sonradan mazeret üretmemek,
yanılmışız dememek ( diyememek )
olmuş bir hata dememek,
aaa öylemiymiş dememek,
olacaklar öleceğe çare bulunmaz anlayışına sığınmamak

:)

Tüm triatloncularımıza tekrar saygılarımı sunuyorum
 
@duyguny

Açıklayayım. Önce şu soruya cevap aramak lazım: Spor yarışması organize eden kişilerin, sporculara karşı en büyük sorumluluğu nedir?
1-Herkese eşit davranmak,
2-Sporcuların yarışma hakkında bilmesi gereken her türlü bilgiye sahip olmalarını sağlamak.
3-Sporcuların sağlığını tehlikeye atmamak.

1 ve 3 ile ilgili şikayet duymadım ben. Ama, eğer 2 numarayı atlarsak, büyük hata yaparız. Bu durumda, bütün sporculara eşit derecede "kötü davranılmasını" veya eşit derecede "eksik bilgi verilmesini" haklı çıkarmış oluyoruz. Halbuki bu sporcunun en temel hakkıdır. Evet düzeltilmesi gereken çok şey vardır, ama düzeltmeye buradan - yani yarışlardan- başlanmalıdır. Buraya gelene kadar değil, buradan başlayarak...

Çünkü yarışma telafisi olmayan bir final sınavı gibidir, bütün bir yılın en önemli 3 saatidir, buz dağının görünen kısmıdır. Yapılan bütün işlerin aynasıdır, özüdür. Eğer siz sınavı doğru düzgün yapamıyorsanız, geri kalanları ne kadar iyi yaptığınızın önemi yoktur. Bir yarışmayı seyretmek, geri kalan herşeyi görmek için yeterlidir. Ben böyle düşünüyorum.

Bu yüzden de diyorum ki, parkurları %10 hatta %20'ye varan hata payı ile ölçen ve bunu sporcusuna nizami parkur diye aktaran zihniyet işini yeteri kadar ciddiye almamaktadır. Empatisi yoktur. Zihniyetin başka durumlarda neler yapabileceğini yeteri kadar gösterir. Sporcuya verilen değerin (genel anlamda) önemli bir göstergedir, ki bence bu çok insanın dikkatinden kaçıyor.

Bu sene pek çok tatsızlıklar olduğunu hepimiz biliyoruz, şampiyon olup kürsüye çıkamayanlar varken, biz neden fazladan 100 metre yüzmüşüz diye dır dır ediyoruz değil mi? Öyle tabii, ama benim fikrime göre temizliğe evin içinden değil kapının önünden başlanmalıdır. Bu tartışmaya lütfen "zayıf yüzücülerin dır dırı" diye bakmayalım, yüzeysel oluyor.

İçimi parçalayan bir olay daha anlatıp bu tartışmayı kendi açımdan bitirmek istiyorum. Yine Alanya'da, dedem yaşında kambur ve sarkmış bir Rus amca vardı. Dedenin azmini görmeniz lazımdı, zar zor ayakta duruyor ama ilerlemeye devam ediyordu. İnanilmaz bir gayretle 3.20 civarında yarışı bitirdi. Adamcağız bitirme madalyasını istedi. Tabii-sonradan öğrendiğimize göre- yaptırılan madalyalar belediye çalışanları tarafından çoluk çocuğa oyuncak olsun diye 3er 5er tane ceplenerek talan edilmiş ve ilk 50'den sonra kimseye madalya kalmamıştı. Bizim dedeye izah etmeye çalıştılar durumu ama adamcağız anlamadı. O sırada, bütün triatletlerin tanıdığı yüksek makamdaki bir karakterin ağzından şu sözler döküldü: "Yaa yok mu birinizde fazla bir madalya, verelim de sussun". Dede o kadar yaşlıydı ki, sanırsınız hayatının son madalyasını alacak. Taa Rusya'dan kalkmış gelmiş, çok kimsenin katılmaya bile cesaret edemediği yarışı da hakkı ile bitirmiş. Oradaki bütün madalyaları hak ediyordu bence ama ona layık görülen muameleydi buydu işte.

Şimdi diyebilirsiniz ki, bu dedeye böyle davranan zihniyet parkuru da yanlış ölçer tabii. Ben de diyorum ki, parkuru yanlış ölçen zihniyet, dedeye bunu da yapar.

-levent
 
Dönüp dönüp başa geliyoruz.Ciddiyetsizlik - yetersizlik ve tribünlere oynama.
Birşeyler iyileşsin diye fikir beyen edilince de oyunbozanlıkla itham geliyor hemen.19 yaşına basmış yarışlarda bir sonraki yıl kimin ne yapacağı,görev dağılımı ve planının şimdiden belli olması lazım.
Benim için en komiği önünde yarışların yapıldığı,yüzme başlangıcının olduğu otel sahiplerinin triatlon yarışlarından haberi olmaması,cuma-cumartesi-pazar israrla bizim yarışları nasıl bitiridiğimiz filan gibi sorular yöneltmeleriydi.(sadece seyirci olarak geldiğimizi belirtmemize rağmen).Geçen yıl varese italya'da her dükkanda bir bisiklet maketi, maskotu vardı.herkesin şehirlerinde ne olduğundan haberi vardı.Bilmem anlatabildim mi.
Herşeye rağmen Alanya yarışlarında Age gruba katılım sağlanması mükemmel bir şey.Sadece bundan dolayı bile tebriği hakediyorlar.Bu tür sporlarda katılımcı mümkün olduğunca çok olmalı ve halka yayılmalı.o zaman ölçülere de dikkat edilir,sporculara saygıya da.Organizasyon yerine de çok anlamlı gelir katar.
 
  • Beğen
Tepkiler: d.berkay
tebriği fln haketmiyorlar. 19 yaşındaki TÜRK triatletleri age gruba almadılar federasyon istemiyormuş biz oraya tecrübe kazanmaya kendimizi denemeye geldik ama federasyon almadı 19 YAŞINDAKİ TÜRK TRIATLETLER YARIŞA GİRMİYECEK! dediler kurul içindeki spor düşmanı Üstün Erek'in itirazı yüzünden. ama yinede biz naptık yaptık yarışa girdik ve en iyi dereceyi yaptım türklerde 1 oldum genelde 7. oldum bunu federasyona söyledik niye girdiniz diye azarladılar ve neredeyse ceza alacaktık.. yani iyi derece yapmak Türkiyeyi iyi temsil etmek fln hiç işe yaramıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: shealien
@ozhan
Bak aslında işin bütün özeti bu.Yarış sayısının fazlalığı tecrübeyi çok artıracağı bir gerçek.Yabancı atletlerle bolca konuşma fırsatım oluyor.Aktarayım.
-Kimi yerlerde iki haftada bir gayri resmi mini triatlonlarlar düzenleniyor.(Antreman yarışları).Faydası, kopmalara izin verilmiyor.
-Onlarda finansman bizden daha zor.Sponsor bulmak zorundalar.Buldularmı işleri kolay.Bizde hadi işine oluyor.ya federasyon ya klübler bütün yükü taşımak zorunda.Yarım yamalak bütçelerle böyle oluyor.
-Aslında Türk triatletler oldukça iyi.Yüzmede de sanılanda çok daha iyiyiz.Sorun bence ANTREMAN ve ANTRENÖR eksikliği.Programsız ve sistematil olmadan yürütüyoruz.
-Yarış öncesi 3 gün çok önemli.Bizde ne yazık ki ya yükleme antremanları ile gücümüzü tüketiyoruz.Ya da ne uykumuza ne antremanımıza dikkat ediyoruz.Muazzam bir disiplin sorunu var.
-Yarış öncesi ısınmalar rezalet.Kimse ne yaptığını bilmiyor.Formunun zirvesinde olan atletler sırf son günü yanlış değerlendikleri için yarış günü yapabileceklerinin çok altında derece çıkarıyorlar.
 
@levo_redkid dediklerini hepimiz üsrekli tekrarlıyoruz,ama konumunuzdan dolayı daha sıkıntı çektiğiniz söylenemez,kulubünüz,otobüsünüz,kaydınızı yaptıran antrenörünüz,gittiğiniz yerde önceden ayarlanmış oteliniz,Türkiye şartlarında iyisiniz bile,daha zoru görmediniz ? okulunuzu bitirin ,askerden gelin işe başlayın bakalım,hele kendinizin değilse işler dahada zorlaşıyor,hele sponsorunuz kendiniz ve orta seviye bir işiniz varsa ,vay halinize,en azından havuz olan bir ildesiniz,bir sürü yüzme antrenörü,kulubu,bisiklet grupları ,atlet grupları en azından bu şanşları değerlendirin derim,açık söylemek gerekirse triahtlonda Türkiyede millilik nedirki, önemli olan ,dereceler zaman,önce bir 2 saat barajını geçmelisin, rahatlıkla,Türkler içinde değilde Genel klasmanda bir derece gerek bazı şeyler için,ha aslı önce birileri yardımcı olup imkan sağlamalı bunlar için ,ama bu olmadığı ve olamayacağına göre önce yapıp sonra istemek gerek Türkiyemizde ,birde sponsor açısından bakın, ne reklam olanağı olacakki,alanyada 19. uluslararası yarış yapıldı ,ama alanyanın heberi yok,izleyicisi olmayn ,televizyonda görünmeyen birşey normalde kimse para harcamaz ,ancak sporu seven ve halinden anlayan biri bulunmazsa,öğle biri karşışlıksız bile yapar bu işleri,birde performans açısından bakalım,hedef ne ?

hedef hep olimpiyat!!! ya arkadaş,daha avrupa şampiyonası yurtdışı ayağında yarış bitirmedik,gerçi bu alanyadada 2.5 km bisiklet turları olsaydı gene olmazdı bitiren açıkçası.yada biz olimpiyata 1 sporcu yolladık ee ne olacak başımız göğemi erecek,altta yüzlerce sporcu ziyanlık ,zaten önce kalite ülke olarak artmalı,gidecek kişiyi birileri zorlayabilmeli ki kişi ilerleyebilsin ,rekabet başarı getirir.özhan bu sana cevap değil, senin yazdığın konuyla ilgili olduğu için alıntı yaptım ve adınla başladım.bilesin.

nasıl oldu bilemiyorum ama başta yazdıklarım çıkmamış ,okuyanların dikkatine!!!!.
 
  • Beğen
Tepkiler: shealien ve afg1
Geri