İlk başta en iyisini almaya gerek yok. Çok uzun olmayan bir zaman önce ilk bisikletimi ikinci el 270₺ye almıştım. Tekerleri kalın çelik ağır bişeydi. Ama hala severim onu. Ankara'da çok trafik olduğu için önce kaldırımda sürdüm yola inmekten çekiniyordum. Kaldırımlar yayalar yüzünden sürülemez durumda, elbette kaldırımlar yayaların hakkı ama bu şehirde bisiklet yolu yok. Sonra güvenlik ekipmanlarımı toplayıp yolun en sağından sürmeye başladım ve alışmaya başladım derken o bisikleti sattım işimi görecek bişey aldım onu sattım başkasını aldım derken şimdi aşırı pahalı olmayan ama keyif aldığım bisikletim var. Güvenlik ekipmanlarımı tam kullanıyorum ve yollara alıştığım için neresi hangi saatte kalabalık olur nereye giriyim nereye girmeyim, park eden arabaya yakın gitme vs vs zamanla oturuyor. Demem o ki bir yerden başladıktan sonra zamanla oturuyor. Gelirim yok nasıl alacam demeyin, şuan kullanmadığınız 2-3 ürün satsanız iyi kötü bisiklet parası çıkıyor. Alın, bakım yapın ve sürün. Sonra kask sonra ışık derken herşeyi almaya başlıyorsunuz. Şehir içinde hızlı ve agresif sürüşler yapmayın, güvenli bisiklet nasıl sürülür araştırın ve deneme yapın. Kask ve gözlüksüz sürmeyin. En ama en önemlisi, anne ve babanızın rızasını almadan bir iş yapmayın.