ulas
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Mayıs 2006
- Mesaj
- 3.954
- Tepki
- 9.587
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Geotech
5 Kasım 2006 Pazar günü düzenlediğimiz Abant Turumuz yapıldı...
Delta Bisiklet (link)
Bisiklet Forum www.bisikletforum.com
BikeTR (link) ve Yeşil Bisiklet'in (link) katkılarıyla yapılan Bolu Abant Turumuz eminim 2006 yılının turudur...
Anlatacak aslında o kadar güzel şey varki. Nereden başlasam bilmiyorum. Tur harika insanlar harika... Abant harika... Yani inanın her şey harika geçti... Katılanlar zaten bu günü belki bir ömür unutamayacaklar. O kadar çok güzel ve komik anımız oldu ki. İnanın anlatmakla bitmez.
Önce Resimleri Görelim yorumlara ve anılara daha sonra büyük yer vereceğiz...
Ayrıca daha bir çok arkadaşımız da resimleri önümüzdeki saatlerde yayınlayacaktır....
Not: Turhan Abi'ye ayrıca beyefendiliğinden dolayı ayrıca teşekkür ederim.
5 KASIM 2006 BOLU-ABANT TURU
Bir Pazar sabahı daha herkes uyurken saat 05:30 da uyandım. Benim gibi aynı amaçla ve aynı saatte uyanan daha 60-65 kişi vardı. Tek bir amacımız vardı o da Bolu Abant’a gitmek. Hava sıcaklığı sıfırın altında. Eminim herkes üşüyor ama kimsenin umrunda değil. Heyecanla herkesin gelmesini bekliyoruz.
Planımız Ankara’dan ve İstanbul’dan kalkacak olan iki otobüsün de aynı anda Abant’ta buluşması. Her iki gurup da Delta Bisiklet’in İstanbul ve Ankara şubelerinde buluşarak otobüslere binecek ve Bolu’ya gelecek. Ortak amacımız karda bisiklete binmek.
Bizler İstanbul Delta Bisiklet’in önünde saat 06:00 gibi buluşmaya başladık. Sabah kahvaltısını orada yaptık. Her gelen elinde ne varsa masaya koydu ve keyifli bir kahvaltı yaptık.
Kahvaltıdan sonra bisikletlerimizi ön tekerleklerini sökerek otobüsün alt bagajına koyduk. Otobüsün bagajı yaklaşık 35-40 bisiklet alacak kapasitededir.
Gurup tamamlanınca otobüse binerek Abant’a doğru hareket ettik. Yaklaşık bir saat sonra yol kenarında geceden kalma karlar gözükmeye başladı. Biz İstanbul Ekibi olarak heyecanla yılın ilk karını gördüğümüzden heyecanla yol kenarındaki karları izlemeye başladık. Bir tesiste mola vererek kara ilk dokunma fırsatını yakaladık.
Bolu Dağı’nı tırmanırken, karla örtülü ormanlar bizi büyüledi. Tek kelime ile nefes kesiciydi. Tam o sırada Ankara’dan gelen ekip ile telefon bağlantısı yaptık. Telefonun sesini açarak mikrofon ile herkesin duymasını sağladık. Karşılıklı tanışmalar daha o an başladı. Telefonda fıkralar anlatıldı.
Unutmadan bizi götüren Akışlı Turizmin şoförlerinden Mustafa Temiz ve Tayfun Temiz’e sonsuz teşekkürlerimizi sunarım. Hem çok dikkatli hem de çok şeker insanlardı.
Nihayet Bolu Abant’a vardık. Ankara Ekibi ile telefon görüşmemizden aldığım bilgiye göre yaklaşık 20 dk ara ile arkamızdan geliyorlardı. Artık ayağımız Abant’taydı. Her yer Yaklaşık 35 cm kar ile kaplıydı. 20 dakika sonra Ankara otobüsü de geldi. Ekipler bir biri ile tanışıp kaynaşmaya başladı. Daha sonra bisikletlerimizi otobüslerin bagajlarından çıkarmaya başladık. Her şey tamamlandı. Gurup ikiye ayrıldı yürüyüş ve bisiklet gurubu. Biz bisiklet gurubu olarak Abant’ın göl çevresini dolaşmaya başladık. İlk turumuzu attıktan sonra bisiklet gurubunu da ikiye ayırdık. İlk gurup göl çevresinde binmeye devam edecek ikinci gurup ise yukarılara çıkarak araziye gidecekti. Ben ikinci gurubu yani araziyi tercih ettim. Abant yolundan saparak Mudurnu yoluna geçtik. Kar kalınlığı gittikçe artıyordu. Bisikletlerimizi zaman zaman elimizle çıkartıyorduk.
Abant artık ayaklarımızın altındaydı. Mudurnu aşağılarda gözüküyordu. Çıkabileceğimiz en yükseğe çıkmıştık. Geldiğimiz yönden dönmeye karar verdik. Tam o esnada guruptan bir arkadaşımla biraz daha yukarıda bir ayı gördük. Heyecandan resim çekemedim ve hemen uzaklaştık. Geldiğimiz yolu iniyorduk. İnerken hemen hemen herkes düşüyordu. Düşerken gülüyorduk ve eğleniyorduk. Çünkü canımız acımıyordu. Kar kalınlığı bize siper oluyordu.
Yolda bir kamyonetin karda sıkışıp kaldığını hatta bir kayaya oturduğunu gördük. Dağın başında bu kadar bisiklet gücüne denk gelen soför bizi görünce sevinçten ağlayacaktı. El birliği ile yardım ettik ve onu kardan kurtardık. Bu operasyon yaklaşık 30 dk sürdü.
İniş tamamlanmıştı. Bizim için hazırlanan mangal başına yarışır gibi gidiyorduk. Mangal başına gelir gelmez sucuklarımızı ve köftelerimizi yemeye başladık. Herkes çatlarcasına yedi. Ben bir tüm ekmeği nefes almadan yedim.
Bir taraftan karda boğuşuyor bir taraftan da çayımızı kahvemizi içiyorduk. Yaklaşık 2-2.5 saat mangal partisi yaptık.
Artık gitme vakti gelmişti. Bisikletlerimizi tekrar otobüslere koyduk. İki otobüs birlikte Abant çıkışındaki bir tesiste çay içmek için hareket etti. Tesise daha girer girmez soba ve şömine etrafına koştuk. Biraz ısındıktan sonra çaylarımızı içtik. En güzel anlarımız bu kafede oldu. Çünkü hareketli geçen bir turda anca oturma ve kaynaşma fırsatı bulmuştuk. Kimse kalkmak istemiyordu. Ama ayrılık vakti geldi çattı. Otobüslere binerek biz İstanbul’a onlar Ankara’ya doğru…
Dönüşte yorgunluktan herkes uyuyordu. Yorgun da olsak hepimizin yüzünde bir gülücük kaldı.
Tura katılan ve destek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Kendi çektiğim 300 Resim içerisinden 100' ünü sizlere sunuyorum...
Delta Bisiklet (link)
Bisiklet Forum www.bisikletforum.com
BikeTR (link) ve Yeşil Bisiklet'in (link) katkılarıyla yapılan Bolu Abant Turumuz eminim 2006 yılının turudur...
Anlatacak aslında o kadar güzel şey varki. Nereden başlasam bilmiyorum. Tur harika insanlar harika... Abant harika... Yani inanın her şey harika geçti... Katılanlar zaten bu günü belki bir ömür unutamayacaklar. O kadar çok güzel ve komik anımız oldu ki. İnanın anlatmakla bitmez.
Önce Resimleri Görelim yorumlara ve anılara daha sonra büyük yer vereceğiz...
Ayrıca daha bir çok arkadaşımız da resimleri önümüzdeki saatlerde yayınlayacaktır....
Not: Turhan Abi'ye ayrıca beyefendiliğinden dolayı ayrıca teşekkür ederim.
5 KASIM 2006 BOLU-ABANT TURU
Bir Pazar sabahı daha herkes uyurken saat 05:30 da uyandım. Benim gibi aynı amaçla ve aynı saatte uyanan daha 60-65 kişi vardı. Tek bir amacımız vardı o da Bolu Abant’a gitmek. Hava sıcaklığı sıfırın altında. Eminim herkes üşüyor ama kimsenin umrunda değil. Heyecanla herkesin gelmesini bekliyoruz.
Planımız Ankara’dan ve İstanbul’dan kalkacak olan iki otobüsün de aynı anda Abant’ta buluşması. Her iki gurup da Delta Bisiklet’in İstanbul ve Ankara şubelerinde buluşarak otobüslere binecek ve Bolu’ya gelecek. Ortak amacımız karda bisiklete binmek.
Bizler İstanbul Delta Bisiklet’in önünde saat 06:00 gibi buluşmaya başladık. Sabah kahvaltısını orada yaptık. Her gelen elinde ne varsa masaya koydu ve keyifli bir kahvaltı yaptık.
Kahvaltıdan sonra bisikletlerimizi ön tekerleklerini sökerek otobüsün alt bagajına koyduk. Otobüsün bagajı yaklaşık 35-40 bisiklet alacak kapasitededir.
Gurup tamamlanınca otobüse binerek Abant’a doğru hareket ettik. Yaklaşık bir saat sonra yol kenarında geceden kalma karlar gözükmeye başladı. Biz İstanbul Ekibi olarak heyecanla yılın ilk karını gördüğümüzden heyecanla yol kenarındaki karları izlemeye başladık. Bir tesiste mola vererek kara ilk dokunma fırsatını yakaladık.
Bolu Dağı’nı tırmanırken, karla örtülü ormanlar bizi büyüledi. Tek kelime ile nefes kesiciydi. Tam o sırada Ankara’dan gelen ekip ile telefon bağlantısı yaptık. Telefonun sesini açarak mikrofon ile herkesin duymasını sağladık. Karşılıklı tanışmalar daha o an başladı. Telefonda fıkralar anlatıldı.
Unutmadan bizi götüren Akışlı Turizmin şoförlerinden Mustafa Temiz ve Tayfun Temiz’e sonsuz teşekkürlerimizi sunarım. Hem çok dikkatli hem de çok şeker insanlardı.
Nihayet Bolu Abant’a vardık. Ankara Ekibi ile telefon görüşmemizden aldığım bilgiye göre yaklaşık 20 dk ara ile arkamızdan geliyorlardı. Artık ayağımız Abant’taydı. Her yer Yaklaşık 35 cm kar ile kaplıydı. 20 dakika sonra Ankara otobüsü de geldi. Ekipler bir biri ile tanışıp kaynaşmaya başladı. Daha sonra bisikletlerimizi otobüslerin bagajlarından çıkarmaya başladık. Her şey tamamlandı. Gurup ikiye ayrıldı yürüyüş ve bisiklet gurubu. Biz bisiklet gurubu olarak Abant’ın göl çevresini dolaşmaya başladık. İlk turumuzu attıktan sonra bisiklet gurubunu da ikiye ayırdık. İlk gurup göl çevresinde binmeye devam edecek ikinci gurup ise yukarılara çıkarak araziye gidecekti. Ben ikinci gurubu yani araziyi tercih ettim. Abant yolundan saparak Mudurnu yoluna geçtik. Kar kalınlığı gittikçe artıyordu. Bisikletlerimizi zaman zaman elimizle çıkartıyorduk.
Abant artık ayaklarımızın altındaydı. Mudurnu aşağılarda gözüküyordu. Çıkabileceğimiz en yükseğe çıkmıştık. Geldiğimiz yönden dönmeye karar verdik. Tam o esnada guruptan bir arkadaşımla biraz daha yukarıda bir ayı gördük. Heyecandan resim çekemedim ve hemen uzaklaştık. Geldiğimiz yolu iniyorduk. İnerken hemen hemen herkes düşüyordu. Düşerken gülüyorduk ve eğleniyorduk. Çünkü canımız acımıyordu. Kar kalınlığı bize siper oluyordu.
Yolda bir kamyonetin karda sıkışıp kaldığını hatta bir kayaya oturduğunu gördük. Dağın başında bu kadar bisiklet gücüne denk gelen soför bizi görünce sevinçten ağlayacaktı. El birliği ile yardım ettik ve onu kardan kurtardık. Bu operasyon yaklaşık 30 dk sürdü.
İniş tamamlanmıştı. Bizim için hazırlanan mangal başına yarışır gibi gidiyorduk. Mangal başına gelir gelmez sucuklarımızı ve köftelerimizi yemeye başladık. Herkes çatlarcasına yedi. Ben bir tüm ekmeği nefes almadan yedim.
Bir taraftan karda boğuşuyor bir taraftan da çayımızı kahvemizi içiyorduk. Yaklaşık 2-2.5 saat mangal partisi yaptık.
Artık gitme vakti gelmişti. Bisikletlerimizi tekrar otobüslere koyduk. İki otobüs birlikte Abant çıkışındaki bir tesiste çay içmek için hareket etti. Tesise daha girer girmez soba ve şömine etrafına koştuk. Biraz ısındıktan sonra çaylarımızı içtik. En güzel anlarımız bu kafede oldu. Çünkü hareketli geçen bir turda anca oturma ve kaynaşma fırsatı bulmuştuk. Kimse kalkmak istemiyordu. Ama ayrılık vakti geldi çattı. Otobüslere binerek biz İstanbul’a onlar Ankara’ya doğru…
Dönüşte yorgunluktan herkes uyuyordu. Yorgun da olsak hepimizin yüzünde bir gülücük kaldı.
Tura katılan ve destek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Kendi çektiğim 300 Resim içerisinden 100' ünü sizlere sunuyorum...