Scudo Sports

3. Havalimanı işçileri eylemde

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Yildirim Koç tan alıntıdır.


EKONOMİK KOŞULLAR BELİRLEYİCİDİR
Kitlelerin, diğer bir deyişle, milyonlarca sıradan işçinin ve küçük üretici köylünün mevcut düzene karşı tavrı ekonomik gelişmelere göre belirlenir. Ekonomik büyüme varsa, fabrikadaki işinden memnun olmayan işçi işten ayrılır ve başka bir işyerinde işe girer. İşyerinde grev veya direniş yaparak, işyerindeki çalışma koşullarını değiştirmeye çalışmak yerine, işyerini değiştirir. Türkiye’de 1946-1980 döneminde birçok işçinin yaptığı budur. İş durdurup polisle veya jandarmayla karşı karşıya gelmek ve fişlenmek yerine, işten ayrılıp başka bir işyerine girmek çok daha “gerçekçi” bir çözümdür. Ekonomik durgunluk ve krizle birlikte bu olanak büyük ölçüde ortadan kalkar.
ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Bu durumda yeni araçlar gündeme gelir. “Adamını bulup işini halletmek” en yaygın yöntemdir ve halkımız bu konuda son derece beceriklidir. İtle dalaşmak yerine çalıyı dolaşmak tercih edilir. Bazı kişiler ise patrona yaranarak işini halletmeye çalışır. Her işyerinde, sınırlı sayıda da olsa, espiyoncu vardır. İşler daha da kötüye gidiyorsa ve işsizlik de artıyorsa, şikayetler başlar. Ancak ilk başlarda kimse kendi başını belaya sokmak istemez. Herkes birbirini ve diğer işyerlerini kollar. Eylem yapanların başlarının belaya girip girmediğini son derece “gerçekçi” bir biçimde gözler. Mutlak yoksullaşma ilk aşamada eyleme yol açmaz. Başka dillerde bu kadar zengin bir küfür ve beddua kültürünün olduğunu sanmıyorum. Sıkıntı yaşayan, sıkıntıyı yaratanlara karşı mücadele koşullarının henüz olgunlaşmadığı durumlarda, bedduaya ve küfüre başvurur. Beddua ve küfür hazinemizin temelinde bu çaresizlik yatar.
 
Scudo
hdp milletvekillerinin körüklediği eylemi atatürkün askerleri de körüklemeye başladı. hadi bakalım
 
@sirrunu

Zor kış günlerinde dogadaki vahşi hayvanlar şehirlere iner.
Hatta doğa gezileri yada kamplarında vahşi hayvanların elle beslenmemesi tavsiye edilir. Tabiki evdeki hayvanlarin da ac bırakılmaması ve sert davranılmaması gerekir.
Aksi halde farketmez. Gerekli şartlar yerine gelir. Vahsi yada evcil hayvan ac ise insana saldırır.
 
  • Beğen
Tepkiler: wakizashi
Hdp Milletvekilleri körüklüyor ha, yersen! Bugün İyi Parti'li Ümit Beyaz'a da yapılan bu twitte. Ortada açıkça hak ihlali var. İnsancıklar çıkıp hak arayanların yanında yer alanların siyasi görüşüne göre konum alıyor. Hakmış, hukukmuş kime ne!
Ortada saklanacak bir şey yoksa bir milletvekilinin yolu neden kesilir inceleme yapmasına neden izin verilmez! Hatta Anayasal dokunulmazlığı olan bir vekile hangi cesaretle kanun adına orada bulunan kolluk müdahale etmeye kalkar? Milletvekilinin hukukunu tanımayan kolluk gariban işçiye neler yapmaz? Ama bu sorular sanırım kimilerini ilgilendirmiyor, önemli olan karşında hangi siyasi var ona göre konum al yeter!

Bu da ilgili (link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Elfen ve mhlc
Bir zincirin bir fabrikası var burada sosyal örgütler haklarının verilmediği konusunda örgütlüyor bunları eyleme başlıyorlar CHP, HDP millet vekilleri geliyor sonuç ne mi 2 aydır fabrika isteklerini yerine getirmedi, örgütler ortadan kayboldu gelen partilerin vekilleri olaya daha sonra karışmadı şuan ne eylem zamanı almaları gereken asgari ücreti alabiliyorlar (1000 TL veriliyor işçilere sendika tarafından fabrika geri başlayınca 1600'er verdim diyip fazlasını geri alacak) ne de çıkabiliyorlar ortada kaldılar bunlara da aynısı oldu sanırım
 
Hava döndü işçiden esiyor yel
Dumanı dağıtacak yıldız poyraz başladı
Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı
Bu fırtına yarın ki süt limanlara bedel..
 
  • Beğen
Tepkiler: Rip
@Serkan Mıstınoğlu "Bu milletin ..na koyacağız" diye övünen müteahhidin (Mehmet Cengiz) şantiyesinde yaşanan hak ihlalleri için benden belge istiyorsunuz.

1. İktidar bu adamın safında; iktidar partisini fonlayan en büyük müteahhit Mehmet Cengiz.
2. Medya bu adamın elinde; havuz medyasını fonlayan en büyük müteahhit Mehmet Cengiz.
3. Yargı bu adamln kılına dokunamyor; hakimler-savcılar "aman bize bir şey olmasın" diyerek, iktidara yakın müteahhitlere, iş adamlarına karşı tek bir soruşturma yürütemiyor.

İşçinin, emekçinin, sıradan vatandaşın yanında kimse yok; kimsesi yok. Sadece internet medyasında, cılız bir şekilde sesini duyurabiliyor.

Memleketin içinde bulunduğu şu ortamda, halkın böylesine kapana kıstırıldığı, kitlelerin haber alma hak ve hürriyetinin bu denli kısıtlandığı şu durumda bana sorduğunuz soru, aklıma zamanında Selim Edes'in Engin Civan'a verdiği cevabı getiriyor ister istemez:

"Rüşvetin belgesi mi olur ....."
 
(link)

"(link) diyen işçilerin tüm talepleri yasaldır: Anayasa md. 34 ve Avrupa Sosyal Şartı md. 6/4'e göre toplu eylem hakkını kullandılar İşçi sağlığı talepleri 6331 İSG Kanununda işverenin yükümlülüğüdür zaten Ücretle ilgili talepleri 4857 İş Kanununda işveren görevidir zaten"
 
Yine ayrışım yok hpd yok chp yok mhp
Yok alevi yok kürt yok çerkez
Bu kafayla bizden bir bok olmayacak
Herkes para uğruna yaşıyor paran yoksa açlıktan öleceğin bir dünyada parası ödenmeyip memleketine para gönderemeyen ya da hafta sonu şehre inemeyen insanlar kendini kaybedip hata yaptı diye vay bunlar zaten hdpli ya da kürt diye paralarını ve haklarını gasp eden iktidar yalakası patronları haklı çıkartamaz...
Piramit sistemi bir dünyada en altta olan ve bedenen çalışanlar, işi yapan cefasını çeken işçiler her zaman haklıdır
Ne kadar haklarını öderseniz adamlar da o kadar verimli çalışır
2018 yılında adamlar tahtakurusunda şikayet ediyorsa kimse çıkıpta adamları eleştirmesin
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk Köylü milletin efendisidir derken aslında çok güzel bir mesaj vermiş...
 
@Serkan Mıstınoğlu işçi sınıfının hakkını korumaya ya da korumaya çalışmaya lise zamanlarında 1 mayıs eylemlerine okuldan kaçarak katılarak ve sendika kortejlerinde şapka takarak yürüyerek başladım. Yazları da fabrikada çalışıyordum. Sadece meraktan. İşçilerin nabzını ölçmek idi tek amaç. Sonra partili olduk, kendi capimizda. Türk solunun nereye gideceği ya da hiçbir yere gidemeyeceği konusunda staj gördüm. Anarşistlerle takıldım, bence hakliydilar. Ben Bursaliyim, işçiyi de sistemi de sendikayı da bilirim. Samimi ve dürüst insanların toplumun yabancilastiran değirmeninde nasıl ogutulduklerine şahit oldum. Nasıl bikkinlasip pes ettirildiklerine.
Önceleri meydan bizimdi diye öğrendik, şimdi çevik kuvvetin oldu. Önceleri sendika bizimdi diye biliyorduk, simdi patronların oldu. Önceleri 1 mayısta meydanlardaydik, şimdi ara sokaklarda terörist olarak sürdürüyoruz. Ama ne yaptığımızı biliyoruz ve farkındayız, sizin ne olduğunuzu bildiğimiz gibi. Eskiden oy atıp sayıyorduk kaç kişiyiz diye, kağıt samandı ve uzundu. Artık onu da yapamıyoruz. Ne yapalım? Önerilere açığım.
 
Amerikada pamuk ve şeker kamışı tarlalarında çalışan afrikadan gelen köleler, hastalanmasın ve birbirlerine hastalık yaymasın diye doktor kontrolünde ve sağlıklı barakalarda yatıyorlarmış. Verim alabilsin diye köle sahipleri kölelere yemek veriyor be bakımlarını üstleniyormuş. O zaman patron olmaz zormuş beya, işçiyi satın al, barınak yap, besle, bakımını yap zor iş. Bu detaylar pamuk imparatorluğu kitabından.
Şimdi öyle mi ya. Nerde kalırsan kal, git hasta olursan sağlık ocağına, ne yersen ye. Sözde özgür işçiler. Durumları 500 yıl evvel ki kölelerden kötü.
 
@Ozan k. Cebindeki iphone,marlboro,zippo ile ''kahrolsun israil ve abd diyen IQ yoksunlarına'' hiç birşey anlatamazsınız.Kendinizi yormayın.
 
@Mehmet Metin Levent Konuyu körüklemeniz sizin faydanıza olur, Amerika kıtasına yerleştirilen köleler veya zenci ulusların çalıştığı çiftliklerde, çiftlik sahipleri kölelerin bulunduğu yerden uzak "güvenli" bir yerde yaşardı. Son 2 yüzyılda keşfedilen tıbbi ilaçlar da 20.yüzyılın neredeyse sonlarına kadar afro amerikanların acı çekmediği inancı ile kullanılmadı. Çocuk ölümleri, ortalama yaşam, çalışma koşulları, yetersiz beslenme sonucu ortaya çıkan hastalıkları, ufak çaplı salgınlar gibi konulara giriş yapmıyorum dahi.
 
@Hues
Kira vermiyorlardı, karınları en azından organik gıda ile doyuyordu. Ben full artı full hijyen ile yaşadıklarını ve kurban bayramlarında cep harçlığı alıp afrikaya gittiklerini zaten iddia etmiyorum. Sadece şimdi yaşadığımız özgürlük illüzyonu ile soslanmış çok daha zor şartlardaki kölelik. Sanayi devriminde ingilterede kömür madenlerinde günde 16 ila 18 saat çalışan çocuk işçiler gibi değil pek çokları için hayat ama pek çoğunun durumu daha kötü be abi. Adalet ölümle sağlanıyor. Şimdilik zengin fakir herkes er ya da geç ölüyor. Başkaca adalet görmüyorum ben etrafımda .
 
Birinin uydurup bir çok yandaşının yada siyasi çıkarına ters düşenlerin paylaştığı haberler bunlar. Benimde bir çok tanıdığım ve akrabam çalışıyor. Her biri ile görüştüm bu paylaşım sonrası.
Ve özellikle birisi dedi ki; Bu paylaşımı yapan amerikan vatandaşımı? sorusunu yöneltti. Taşeron bir kaç firmanın olduğunu, ölümlerin de olduğunu ancak bunların çoğunlukla kişisel hatalardan meydana geldiğini söyledi. Sayı da resmen ve gayriresmi 27.
400 ölüm haberi bir mahalli gazetecinin kıçından uydurduğu bir sayı. Görünün o ki başarılı olmuş ve bu paylaşım yapılmış.
Tebrik ediyorum o mahalli gazeteciyi ki böyle inanan ve balaklava atlayanları yakalamış.
 
  • Beğen
Tepkiler: Afyon35 ve Hues
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri