Scudo Sports

3. Gün: Amasra, Kurucaşile, Gideros ve Cide’den adios…

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.710
Şehir
Fatih / İstanbul
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/Harita-3-Gun.jpg

21 Haziran 2009, Pazar… Bolu-Yeniçağa’dan, başlayarak Batı Karadeniz’e Mengen, Devrek, Çaycuma, Bartın, Amasra, Çakraz’a doğru gerçekleştirdiğimiz turun üçüncü ve son günündeyiz… Ekip bugün Batı ve Orta Karadeniz’e özgü oldukça ciddi tırmanışlar yaparak Kurucaşile, Gideros ve Cide’ye kadar toplam 60 km pedal basacak… Akşam 20:30’da ise Cide’den adios diyerek otobüsle İstanbul’a döneceğiz…

Tur arkadaşlarım Ahmet Türkyılmaz ve Ramazan Kuruçay, ne yazık ki Pazartesi sabahı güzel bir rüyadan uyanarak gerçek hayata dönecekler ve işlerinin başında olacaklar… Beni sormayın, ben emekliyim… Çalışıyorum ama, haftada üç gün, üstelik evde…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/01.jpg

Evet, turumuzun son etabını anlatmaya devam ediyoruz… Emek Pansiyon’da rahat bir uyku çektikten sonra, sabah kahvaltısındayız… Saat tam 09:00'da yola çıkıyoruz...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/02.jpg

Pansiyonun sahibi Hüseyin Bey, bize yol hakkında bilgi verirken, biraz düz gittikten sonra, yokuşlar başlayacak demişti… Bu çıkış tabelası Hüseyin Bey’in sözünü ettiği yokuşların başlangıcı olsa gerek… Bu arada Ahmet, bu yollara uygun olmayan bisikleti yüzünden geride kalmamak için, hiç durmadan yola devam ediyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/04.jpg

Arada sırada gölgeleri seçerek mola veriyoruz… Ramazan, her zaman güler yüzüyle, esprileriyle sanki insana terapi yapıyor, karşısındakine rahatlık vermeyi başarıyor… Zaten kendisi de ruh sağlığı üzerine çalışan psikolojik danışman…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/05.jpg

Çakraz’dan çıktıktan sonra 3-4 km tırmanıyoruz ve bu manzarayı görüyoruz. Çakraz tam arkamızda, Ramazan da yine güler yüzüyle tam karşımızda…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/06.jpg

Yukarıdaki fotoğrafları çekerken, İstanbul plakalı bir karavan-minibüs yanımızda duruyor… Arabanın içinden meraklı bakışlarla Avrupa’nın hangi ülkesinden olduğumuzu anlamaya çalışan genç bir hanımla, genç bir adam görüyoruz. Türk olduğumuzu anlayınca çok şaşırıyorlar… Bizi İsviçreli sanmışlar… Onlar gittikten sonra Ramazan, yine terapi etkisi gösteren esprisini yapıyor: Abi, haklılar; sen emeklisin... Senin şu anda bir bankanın önünde maaş kuyruğunda olman gerekirdi

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/03.jpg

Tırmanış devam ediyor… Ortalıklarda kimse yok… Trafik yok… Yol sanki bize ait… Ramazan da var gücüyle Türk Pop müziğinden örnekler veriyor... Arada bir de Ahmet Abi… Ahmet Abi… diye bağırarak ortalığı inletiyor… Ama Ahmet’den ses yok… Arayı epey açmış olmalı…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/07.jpg

Bir süre daha ilerledikten sonra bir çeşmede duruyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/08.jpg

Manzara ise harika… İzleyeceğimiz yol aşağıda görünüyor… Biraz sonra sıkı bir iniş yapacağımız anlaşılıyor… Ondan sonrasını ise, keşfederek öğreneceğiz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/09.jpg

Yola devam ediyoruz… Yukarıdaki fotoğrafı 09:50’de çekmişiz… Tripotla çekilen bu fotoğrafta km’ler kadraj dışında kalmış ama, sanırım biz Çakraz’dan buraya kadar 7-8 km pedal basmıştık. Turlara başladığım ilk zamanlarda tırmandığımız yokuşların kaç km olduğunu ve ne kadar sürede tırmandığımızı bile yazardım… Şu anda sadece bu resmin saat kaçta çekildiğine dair bilgi var… Onu da zaten fotoğraf makinası otomatik olarak kaydediyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/10.jpg

Bu arada bu yazıyı yazarken köy yollarını gösteren harita da önümde duruyor… Yollarda geçtiğimiz köylerin ve köylerin yönlerini gösteren tabelalardaki isimlerini haritada görünce hatırlıyorum… Gerçekten hayli ilginç köy isimleri vardı: Çakraz’dan önce İnpiri, Makaracı, Çakraz’dan sonra Topallar, Zurnacı, Kalaycı, Göçgün, Curumlu bunlardan bazıları…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/11.jpg

Bu fotoğrafta da doğal bir paludaryum görüyoruz… Ağaçların arasına gizlenmiş bir çukur, çamur denecek kadar nemli toprak ve çeşit çeşit bitkiler… Dışarıdan dikkatlice bakılınca görülebilen, sanki ayrı bir dünya… Çok koyu gölgede kalmasına rağmen, bu ortamları seven bitkilerin yapraklarının canlılığı dikkat çekiyor… Ramazan’ın keşfiyle ve bilgisiyle ben de öğrenmiş oluyorum…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/12.jpg

Ramazan’ın özellikle Cem Karaca’dan söylediği şarkılarla, Ahmet Abi neredesin?... haykırışlarıyla inlettiği yollarda yine yavaş yavaş tırmanıyoruz… Bu çocuk bu kadar enerjiyi nereden buluyor anlamak mümkün değil… Ahmet ise hala ortalarda yok… Kurucaşile ise, hiç ulaşamıyacağımız kadar uzak gibi… Zaten buralarda adı bile geçmiyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/13.jpg

Küre Dağları Milli Parkı tabelasının hemen yanında minibüs bekleyen birisiyle konuşmuştuk… Biraz daha çıkın yokuş bitecek, ardından uzun bir iniş yapacaksınız demişti… Kurucaşile’ye mi ineceğiz diye sorunca da; yok orası daha ileride demişti… Ayrıca fotoğraf çekmesi için makineyi vermiştik. Şimdi bakıyorum o fotoğraf yok… Poz verirken o anda minibüs geldiği için, alelacele makineyi bırakmıştı… Şimdi anlıyorum ki, makinenin düğmesine basmadan gitmiş; dolayısıyla fotoğraf da yok…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/14.jpg

Tepeye ulaştığımızda Ahmet bizi bekliyordu… Yokuşlara uygun olmayan düz yol bisikletiyle bize fark attığı için oldukça keyifliydi… Nerede kaldınız sorularına; fazla basmadık, nasıl olsa acelemiz yok, fotoğraf çektik gibi kaçamak cevaplar verdik ama, elimizden gelen de buydu…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/15.jpg

Günün tripotla çekilen ilk üçlü resmi… Ramazan Kuruçay, Süleyman Şatır ve Ahmet Türkyılmaz... Ekip yeniden bir arada… Bu arada saat 11:00 olmuş bile, daha çok yolumuz var…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/16.jpg

Bu fotoğraflar da bir mola anında çekildi…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/17.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/18.jpg

Aynı yerden fotoğraf makinamıza takılanlar…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/19.jpg

Ramazan yolda gördüğü meyve ağaçlarını hiç affetmiyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/20.jpg

Bu sefer bir dut ağacını yakalamış...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/21.jpg

Yol iniş gibi görünse de, tabelada da görüldüğü gibi aslında sıkı bir tırmanışın başlangıç noktası… Gerçekten yokuşları abartmıyorum… Aslında inişler de yapıyoruz ama, hemen ardından bu inişleri tekrar tırmanarak iade ediyoruz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/22.jpg

Burası da bir tırmanışın bitiş noktası…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/23.jpg

Yol zaman zaman zaman içerilere dönüyor… Zaman zaman da denize paralel ama hep yüksekten seyrediyor… Ama manzara hep harika… Tüm zorluklara rağmen gezinin tadına doyum olmuyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/24.jpg

Aynı yerde çekilen bu fotoğraftan hava sıcaklığının 32 derece olduğunu, rakımın 250 metre, saatin 12:13 olduğunu görüyoruz… Çakraz’dan 09:00’da çıktığımıza göre 3 saatte yaptığımız km’nin sadece 18:70 olduğunu görüyoruz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/26.jpg

İleride deniz kıyısında bir yerleşim yeri var ama, burasının Kurucaşile olmadığı kesin… Daha sonra burasının Uğurlu olduğunu görüyoruz… Aslında çok da fazla olmayan 250-300 metrelere 3-4 km’lik tırmanışlar yapıyoruz ama, bunu o kadar sık yapıyoruz ki… İn-çık, in-çık… Evet yolların durumunu sizlere ancak böyle anlatabiliriz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/27.jpg

Biraz önce sözünü ettiğimiz yerin Uğurlu olduğunu resimde de görüyoruz… Arka planda geldiğimiz yol görülüyor… Uğurlu’ya uğramışız hemen ardından yine aynı yüksekliğe çıkmışız…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/28.jpg

Uğurlu’dan yürüyerek Kurucaşile’ye giden yürüyüşü seven bu gençle Uğurlu rampasını çıkarken karşılaşıyoruz. Biz de onun yürüme hızında tırmandığımız için, konuşa konuşa yokuşu bitiriyoruz… Ramazan, gencin Kuracaşile'ye kız arkadaşıyla buluşmaya gittiğini kısa bir konuşmadan sonra hemen anlıyor… Bu arada yol hakkında bilgi alıyoruz… Kurucaşile’den sonra yine sıkı bir tırmanış yapacağımızı söylüyor ama, daha sonraki izleyeceğimiz yol, şu andaki geldiğimiz yol kadar engebeli değilmiş…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/29.jpg

Sonunda yolun tam yarısı olan Kurucaşile’ye ulaşıyoruz…Saat 13:15 ve 30. km’deyiz… Fotoğraf makinamızın pili ise bitmek üzere… Şarj aletimizi yanımıza almamışız… Kurucaşile’de bu problemi çözmemiz gerekiyor… Cep telefonu, fotoğraf makinası aksesuarları satan küçük bir dükkandan Ramazan’ın oluruyla Çin malı her türlü pili şarj edebilen acaip tipte bir alet alıyoruz… Bu alete fotoğraf makinamızın pilini korka korka takıyoruz... Ve inanılmaz şarj, sorunumuzu çözüyoruz…
 
Scudo
Fotoğraf makinemizin pili, yemek yiyeceğimiz lokantada şarj olurken, biz de Cide’den rezervasyonlu otobüs biletimizi bir internet kafeden kesin bilete dönüştürüyoruz… Çok engebeli olduğunu bildiğimiz 30 km yolumuz var ama, herhalde 20:30’a kadar Cide’ye ulaşırız… Ardından yemeğimizi yiyoruz… Pilimiz şarjda olduğu için Kurucaşile’de hiç fotoğraf çekmemişiz...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/30.jpg

Saat 14:50’de tekrar yollara düşüyoruz… Şimdi önümüzde Gideros var, ardından Cide…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/31.jpg

Ve resmen Kastamonu il sınırları içindeyiz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/32.jpg

Yola devam ediyoruz… Biraz önce bir iniş yapmıştık… Sanıyorum bu inişi bu köprüden geçmek için yaptık… Biraz sonra bizi yine bir tırmanış beklediği bence kesin…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/33.jpg

Evet yanılmamışım… % 10’luk eğim 2 km tırmanış… 2 km yazıyor ama ileride 3-5 km’lik bir tırmanış tabelası daha görürsek hiç şaşırmamak lazım… Bu yollarda bu gibi sürprizlere hep hazır olmak gerekiyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/34.jpg

Artık başa gelen çekilir diyoruz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/36.jpg

Sabırla tırmanışımızı sürdürüyoruz…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/38.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/39.jpg

Ramazan yine iş başında…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/40.jpg

Gideros'a doğru...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/41.jpg

Gideros... Gideros'a ulaştığımızda saat 16:00 olmuştu...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/42.jpg

Gideros Koyu… Cide ilçesine 11 km uzaklıkta olan doğa cenneti bu koy, korsanların saklanma yeri olarak biliniyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/43.jpg

Geçmişi M.Ö. 15. yüzyıla dayanan Gideros’un antik çağdaki adı Kytoros’muş. Bu koyda Amazonlar bile yaşamış…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/45.jpg

130 metre genişlikte bir ağızla Karadeniz’e açılan Gideros Koyu, doğal bir liman görünümünde…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/44.jpg

Gideros’un adının ise, burada yaşayan Cenevizliler ya da Rumlar'ın bölgeyi terk ederken gidiyoruz anlamında söyledikleri Hadi Gideros’tan kaynaklandığı tahmin ediliyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/47.jpg

Bu fotoğraf da Ahmet'in kadrajlama çabalarıyla tripotla yine Gideros’ta çekildi…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/49.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/50.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/51.jpg

Gideros'tan son resimler...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/48.jpg

Aslında koya inmemiz gerekirdi ama, yokuşları inip çıkmaktan bezdik olsa gerek, inmedik... Şimdi keşke koya inseymişiz diyorum… Son etap olarak Cide'ye doğru devam ediyoruz...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/52.jpg

Gideros’tan sonra yol artık düz ve deniz seviyesinde seyrediyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/53.jpg

Ramazan bu turun son yol fotoğraflarını çekiyor…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/54.jpg

Cide'ye doğru...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/55.jpg

Cide girişi...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/56.jpg

Ve Cide...

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/57.jpg

Cide’ye bisikletle gelişim üçüncü oldu… Bir keresinde inanılmaz iniş-çıkışlarla dolu 100 km’yi katederek İnebolu’dan, bir keresinde de Ağlı-Şenpazar üzerinden Cide’ye gelmiştim…

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/58.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/59.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/60.jpg

http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-21-06-09/61.jpg

Ve kendimize göre birşeyleri başarmanın gururu ile İstanbul’a dönüyoruz… Buradan bu keyifli gezi için arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum…

Günün sonunda yaptığımız km değerleri ise şöyle:

Çakraz-Kurucaşile-Gideros-Cide:

Çakraz'dan çıkış: 09:00
Cide'ye varış: 17:15
Yapılan km: 61,35 km
Bisiklet üzerinde geçen süre: 4:47:10
Ortalama hız: 12,81
En yüksek hız: 56,77

Fotoğraflar: Ramazan Kuruçay, Ahmet Türkyılmaz, Süleyman Şatır
 
Muhteşem bir tur olmuş. Gitmeyi planladığım bir rotadan (Samsun-İstanbul) kareler görmek çok iyi oldu. Paylaştığınız tecrübeleriniz ve güzel fotoğraflar için çok teşekkür ederim.

Kazaszı ve keyifli turlar.

five
 
  • Beğen
Tepkiler: Süleyman Şatır
beyler merhaba sabah kahvaltımı hazırladım internetimi açtım bir baktım karşıma sülymacığım kılevyeyi eline almış döktürmüş bensiz olan bir gezi biraz hayıflanıyorum ama benim zamanım olmadığından devam ettiğim zaman bol resimli bütün gezi bir güzel şekilde özetlenmiş içim açıldı gezmiş kadar oldum ayaklarınıza sağlık süleymancığım seninde ellerine sağlık iyiki bu formda var hepinizle gezinin devamında görüşmek dileğiyle
 
  • Beğen
Tepkiler: Süleyman Şatır
Neşeli ekip arkadaşları,yeşillikler içinde sakin yollar,inişli çıkışlı bir rota daha iyisi nasıl olabilir bilmem,bizlerde resimlerle neşelendik çok teşekkürler.
 
Yine muhteşem bir tur. Bu güzel kareleri bize izlettiğin için ve bizlere şevk verdiğin için sana ne kadar teşekkür etsek azdır Süleyman Abi.
 
  • Beğen
Tepkiler: Süleyman Şatır
süleyman abicim nefis bir anlatımla izledik yine geziyi.. :)
anlatacak çok şey var..
3. gün pansiyondan başlayan güzellikler gün boyunca devam etti..
tabi gün boyunca yokuşların cazibesi sürdü gitti...yokuşlarda dökülen terlerin,hızla yokuşa girip bir ok gibi yokuş başlarına yüklü bisikletle çakılıp kalmanın acısını,dağların yamaçlarından karadenize bakarken unutup gittik..
enerji konusunda ise süleyman abi biliyorsun ama diğer arkadaşlarımızda duysunlar..zaten hayat istanbulda oldukça tempolu ve sıkıcı..kendimizi aramak,iç sesimizi dinlemek,'bize' rağmen birşeyleri kazanabilmek için çıktığımız yollarda neden dizginleyelim içimize sığmayan çocuğu... bunun için serbest bırakıyorum onu...
oda diğerlerini serbest bırakıyor...içerideki tüm olumsuzlukları...
şöyle değil mi... 3 ümüzünde pazartesi yetişmesi gereken bazı işleri yokmuydu..bağlılıklarımız sorumluluklarımız..peki tur boyunca hangi birini hatırladık...hiç birini..kat edilen mesafe,zorluklar,kısıtlı zaman..hiç biri önemli değil uzun yolculuklarda...
gerçek benliğimizi bize dayatılmış kimliğimizden ne kadar sıyırabildik,onu kaç km öteye götürebildik..
işte gerçek uzun tur bu...
ve bu tur da,bu amaca hizmet eden,zamanı ve km si kısıtlı fakat verimi çok yüksek bir tur oldu..biraz daha bizi yakınlaştırdı olmak istediğimiz insanın gölgesine..

Yaptığımız konuşmalarda bunu farketmemi sağlayan ve uzun turun felsefesini tüm hücrelerinde hisseden Ahmet Mumcu'ya selamlarımı iletiyorum..
 
Süleyman abi arkadaşlarınızla güzel bir ekip olmuşsunuz. Sunumunuz, fotoğraflar, gezdiğiniz yerleri de çok beğendim. :) Hepinizin emeğine sağlık.
 
  • Beğen
Tepkiler: Süleyman Şatır
Türkiye'de görülmesi geren bölgelerden bir tanesi bence Batı Karadeniz... Doğu Karadenizi aratmayacak güzellikte. Bunu bir kez daha sizlerin objektifinden gördük.

Sevgili Süleyman Abi, Ahmet Abi ve Ramazan, ellerinize ve ayaklarınıza sağlık. Bu güzellikleri bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler...

Sevgiler...
 
@five
Teşekkürler… Samsun-İstanbul parkuru, gerçekten çok güzel bir parkur… Gerze yakınlarındaki Dikmen kavşağından sonra başlayan, özellikle Ayancık, Çatalzeytin, İnebolu, Cide yollarının inanılmaz eğimli inişli-çıkışlı yollarını şimdi hatırlıyorum ama, yine de harika bir yolda pedal basmış olacaksınız… Bu turu muhakkak gerçekleştirin derim… Güzel yorumlarınız için tekrar teşekkürler…

@k.tecimen
Kemal Bey teşekkürler… Bu geziye gelemediğiniz için çok üzüldüğünüzü biliyorum… Ama Ramazan’ın da dahil olduğu Gölcük-Maşukiye-Sapanca gezisi, ardından bu kez Ahmet’in dahil olduğu İstanbul-Safaalan-Saray-Kıyıköy-Saray çadırlı maceramız harikaydı… Yeni turlarda görüşebilmek dileğiyle…

@İrfan Can
İrfan Bey, güzel yorumlarınız için gerçekten teşekkür ederim… Görüşebilmek dileğiyle…

@sottozero
Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim…

@precipice
Evet Ramazancım, gerçekten zaman kısıtlıydı ama senin de söylediğin gibi kısıtlı zamanda güzel bir tur gerçekleştirmiş olduk… Umarım, ekibimiz bozulmaz ve turlarımıza devam ederiz… Bu arada uzak doğu turları için Ahmet Mumcu’nun benim de idolüm olduğunu adı burada geçmişken belirtmek isterim… Görüşmek üzere…

@bisikletseven
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim…

@Serkan Taşdelen
Serkan teşekkür ediyorum… Gördüğümüz güzellikleri yansıtmaya çalıştık… Tekrar görüşebilmek dileğiyle…

@McMILLERR
Çok teşekkür ediyorum… Bu arada Çeşme-Kuşadası-Didim-Bodrum-Fethiye turlarınızı yeni gördüm… Gerçekten sizin ki de harika bir tur olmuş… Çeşme’den Didim’e yapmak istediğim tur için benim için iyi referans olmuş oldu… Yollarda karşılaşabilmek dileğiyle…
 
Süleyman Abicim senin yaşına geldiğimde de sağlığım el verirse tabii bisiklete bineceğime eminim ama emin olamadığım şey acaba sıkılmadan aldığım düzenli notları güzel bir anlatım diliyle geçmişe yazılı bir anı olarak bıraka bilir miyim? Abicim, gezi süperdi gerçekten ama geziyi metinsel ve görsel olarak anlatman daha süper... Ramazannnnnnnnnnnn nerdesin?

Arkadaşlarım, fotoğraflardaki 3.gün de gördüğünüz üzere ben pek yokum... Yol bisikleti kullanan arkadaşlarım bilirler, dik bir yokuşu bir yol bisikletiyle kolay çıkabilmeniz için öncesindeki yolda hız yapmanız ve kazandığınız hızla yokuşun belli bir kısmını almanız gerekiyor.. ( Tabii bu bir kural değil ?? ) Kalan tırmanış içinse bacaklarınıza kuvvet!.. Süleyman Abimi ve sevgili Ramazan'ımı kanımca tırmanışlar sonrası beklemek en doğrusuydu... ve öyle yaptım. Tırmanışlar gerçekten zorluydu. Zaman zaman yürüdüğüm bile oldu. Karadeniz coğrafyası inanılmaz. Kıyı şeridindeki yollarda sürekli iniş-çıkışlar var. Küçük bir yerleşim yerine ulaşmak için bile abartsız 300-400 metre rakımdan deniz seviyesine 0 rakıma iniyorsunuz ve aynı şekilrde 200-300 metre rakıma tekrar çıkıyorsunuz. Karadeniz kıyı şeridinde pedallamak isteyen arkadaşlarım; yol bisikletiyle tura başlamayın! çünkü yollar sürekli anlattığım gibi... Ama kaslarınız sağlam çalışıyor :)

Her şey muhteşem güzeldi... Ama Süleyman Abi ve Ramazan daha süperdi !

Saygılarımla;
 
tabi sezarın hakkı sezara değilmi :) ahmet abicim ..ulaşamadım sana en kısa zamanda beni bi çaldır.perşembe sabahı yollardayım sanırım ..bu sefer batıya seyredicem ..
 
  • Beğen
Tepkiler: aturkyilmaz
Geri