Katılıyorum, ama bu durumda da kafama takılan farklı sorular var
17 km'lik bir parkura 500 bisikletli sınırı koymanın amacı ister pandemi, ister parkura sığdıramama sebebiyle olsun, bisikletli etkinlikleri güçlü yapan şeyin katılım olduğunu düşünüyorum. Tek tek numara vereceklerini, derece takip edeceklerini düşünmüyorum. Yarış değil, rekabet yok. Tamamıyla gezi. Kişi sınırı koymak mı koymamak mı diye düşünürsem ben kesinlikle koymamak derim. Aynı şeyi katılım ücreti için de düşünüyorum.
Buna bir de bisikletin birleştirici, evrenselleştirici etkisini eklersek, "amele kaynamasın diye kişi sınırı koyduk" demek amaca ters düşüyor.
Bisiklet birlikte güzel, bisiklet kalabalık güzel. "Bisikletini al gel" olmalı bence bu tip etkinliklerin sloganı. Hele ki pandemi döneminde pek çok ülke bisikletli ulaşımı teşvik ederken... Belki bu etkinlik olması gerektiği gibi yapılsa pek çok İstanbullu bodrumda tozlanmış eski bisikletini hatırlayıp, temizleyip bu sürüşe katılacak, bisiklet sürmeyi özlediğini fark edecek ve "yarın işe bisikletle mi gitsem, yağmur da yok" diye düşünecek
Etkinliğin gizli amaçlarından biri de bu olmalı, 10 tl değil.
Kişi sınırlaması belki pandemi sebebiyle konmuştur, ama İBB'nin metrobüslerinin halini de biliyoruz... Kahvehanelerin açık, okulların kapalı olması gibi bir durum ortaya çıkar