artıları eksileri ile gran fondolara bakalım,önce,fiattan şikayetçi olanlar var,limit kısa etapta 100,en çok 110 ,uzun etapta 120 ,en çok 150,
bu rakamlar aşılınca hali ile şikayetler olmakta,konaklama artı yemek masrafları eklenince
miktar kabarmakta,örnek salcano kapadokyada durum belli bir tarihten sonra kısadan 130 tl uzundanda 180 tl alındı,,haliyle katılım düşük oldu
25 şubat 2018 akra gran fondoyu masaya yatıralım ,
Kısa parkur - 74km
- İadesiz kayıt ücreti: 110 TL
- İade edilebilir kayıt ücreti: 130 TL (15 Şubat 2018 tarihine kadar yapılacak olan kayıt iptallerinde tam iade yapılır)
- 15 Şubat 2018 tarihinden sonra kayıt ücreti: 130 TL (İadesiz
110 tl 'yi anladık ,ama 130 tl olmadı ,
Uzun parkur - 127km
- İadesiz kayıt ücreti: 160 TL
- İade edilebilir kayıt ücreti: 180 TL (15 Şubat 2018 tarihine kadar yapılacak olan kayıt iptallerinde tam iade yapılır)
- 15 Şubat 2018 tarihinden sonra kayıt ücreti: 180 TL (İadesiz)
hepten olmadı limitler aşılmış gerçi 150 'e fit olan 160 tl 'yi verir,
aşağıda yarış sonrası arkadaşların izlenimleri çok önemlidir lütfen okuyun,
Mükemmel bir gündü anlatılmaz yaşanır sözü tam bugün içindi sanırım. (Granfondo ödül töreni hariç ödül töreni diyorum çünkü çok basit bir şekilde, bütün yaş gruplarında dereceye girenleri aynı anda podyuma çağırıp bir kere fotoğraf çekildikden sonra gönderdiler madalyaları bile merdivenden indikden sonra verdiler.Sadece genel klasmanları kürsüye çıkardılar.) İlk organizasyon olmasına rağmen gerçekten çok iyiydi.Umarım böyle organizasyonların devamı gelir. Podyum olayınında önümüzdeki organizasyonlarda düzeleceğini umarım.
atalay han 'ın mesajından alıntıdır,,
ne diyor arkadaşımız ,ödül töreni hariç diyor,komedi ,olanlar yukarda aynen yazılmış,
mehmet ali dostum yarıştı işte rapor,
Güzel yarıştı. Hava yağacak, yağabilir falan derken yağmadı. Uzun ve kısa parkur alışılageldiği üzere yarımşar saat arayla başladı. Yine granfondolarda alışılageldiği üzere nötral start denen ama aslında profesyonel yarışlardaki gibi yavaşça başlamayıp 35-40 gibi hızlarla öndeki aracın gittiği "nötral" start yapıldı. Sonra tabiki bam bam bam. Hal böyle olunca nabızın daha başlangıçta tavan yaptığı, takımı-grubu olanların yüzlerindeki gülümsemenin bacaklarındaki abanmaya dönüştüğü kilometreler. Bu abanmaya karşın bazı genç arkadaşların yol kenarında kusmaya başladığını gördüm. Görebildiğim üç kişiydi. Ve bu hızlı başlangıç temposuna dayanamayanlarla tek katılanların muhtemel gidişatı yol tırmanışlı olmamasına, düz yol olmasına rağmen hemen belli oldu. Yol boyunca bölünmüş yaklaşık 30-50 kişilik peletoncuklar...
Şu granfondolarda nötral start aracı hızlı gitmesin artık diyorum.
Benim hikayem grup uzarken önümdeki mtblinin sağa sola gitme gibi tuhaf hareketlerine odaklanmaya çalışırken birden düşecek gibi yamulmasıyla sona erdi. Sert bi fren ve abananların Güzeloba virajlarından hızla çıkmalarıyla ikinci bölünenlerin içinde kalma. Ondan sonra açık alanın rüzgarında ön tarafa yetişebilirsen yetiş. Grup kaderine razı olacak ki yavaş tempo nedeniyle uzun hava söylemeye başladım. Önce ön tarafı çekip "Hadi millet öndekileleri yakalayabiliriz, Tempo, Tempo" demedim değil.
Dağ bisikletiyle yarışa katılan arkadaş zik zak yapma!
Sıkıcı ortaları hızlıca geçip sonlara geleyim. Son 20-30 km çok güzeldi çünkü. Köy yollarına bir daldık, dalış o dalış. Kıvrım kıvrım yollar. Düzlükten sıkılmış bünyeye ilaç gibi gelen, birden bire karşımıza çıkan %15 eğimler. Vatandaşın tezahüratı, virajların keskinliği, benim bu arada mataraların bitmesi ve ikinci beslenme noktasını görememem. Huyumdur hep ikinci noktadan su kaparım. Bu arada sordum, bir çok kişi bu beslenme noktasını görmemiş. Neredeydi bu yahu?
Benimle suyunu paylaşan Burdurlu genç kardeşim. Geçmişlerinin canına deysin, ömrün uzun olsun.
Son 10 kilometrede tekrar şehrin içine girdik. Köyde yokuşlarda grubumuz grupçuklar olmuştu zaten. Kramp girenlerin devre dışı kaldığı son tempolar benim için çok zevklidir. Haldır haldir çevirmeye başlanır. Bitişe yakın düzlükte havai fişek patlamaları başlar. Son kilometreler benim kilometrelerim. Takımım yokmuş bana ne. Sprintine güvenen gelsin. Bastım sprinti
Organizasyon eksiksizdi. Park alanı iyiydi. Antalya Turu'nu da düzenleyen Akra otel gayet iyi çalıştı. Öncülerden Hakan Bayraktar ile görüştüm, her yıl düzenlemek istediklerini söyledi. Daha nice yıllara Akra Granfondo.
ne diyor hakem aracını eleştiriyor defalarca yazdık öndeki hakem aracı basıp gidemez ,mutlu erçevik antrenör hocamızı her yarışa koyacak halimiz yok ,tekirdağ şarköy yarışında araç içinden 313 kişiyi megafon ile idare etmiştir,asla gaza basılmamış ,aracın hemen arkasında peloton yerini almıştır,3 km gidilmiştir,,,
aşağıda özhan akgöğ 'ün mesajı
Yarışta olumsuz noktalar
Nötral startın 15-20 saniye sürmesi
Yollarda bolca çukur vardı. Yani yama falan şeklinde ufak tefek şeylerden bahsetmiyorum baya 10 cm derinliğinde çukurlar.
Yönlendirmeler bazı noktalarda kafa karıştırıcıydı. Yanlış yöne gidenler olmuş.
The land of legends isimli oteli tanıtıcaz diye otelin içine soktular. Otel zemini ve yolları yarışmaya pek müsait değildi. Burada tek sucu kaldırımın yüksek noktasına gelmek olan bi kaç kişi geride kaldı. Biraz saçma bi tanıtım oldu.
Nötral start gerçekten çok çabuk verildi ilk 15 dk 40in üzerinde ortalama vardı düzlükte bi ara 44lere çıktı bu. Bol atak vardı. Uzun parkura katılanların çoğu idmanlıydı anladığım kadarıyla. 50 60 kişi kadar olan grubu silkelemeyi kimse başaramadı. Ta ki maalesef yeşil pedal grubundan birileri takımları için bencilce hamle yapana kadar.
Yarışın 70-80. kmsinde hala belirgin bir kopma olmadı. Kaçan 5-6 kişiyi 50 kişilik ana grup en fazla 4-5 dk içinde yakalıyordu. Fakat bahsettiğim kilometrelerde YEŞİL PEDAL grubundan birisi yarışın ön orta sırasında pedal çevirmeyi bıraktı; arkasındaki yaklaşık 20-30 kişi(hemen arkasında ben) bu arkadaş yüzünden pedal çevirmeyi bıraktık. Sağdan soldan geçenlerin gitmesini bekledik. Aksi durumda ani manevrayla arkasından çıkmaya çalışsak kaza kaçınılmazdı. Hatta bağırdım bu arkadaşa "çevirmeyeceksen kenar geç, milleti yavaşlatıyosun burada" diye. Haklı olduğunu düşünen şahıs da kendince bir şeyler söyledi. Ama bunu o an atak yapan Gökhan Uzuntaş'ı koparmak için yaptığı çok belliydi. Nitekim başarılı da oldu. Bu profesyonellik midir? Bence değil! Bireysel bir yarışta çirkefliktir bu. Orada bireysel olarak maddi manevi fedakarlıklar yapan 20-30 kişiyi yarıştan düşürmüştür bu arkadaş. Sorumsuzca davranışı yüzünden insanları yarıştan düşürmüş ve kaza olma ihtimali doğurmuştur. Bu durum galibiyete leke sürmüştür.
Gökhan Uzuntaş'ın böyle olaylara ihtiyacı olduğunu sanmıyorum yarışı kazanmak için.
Dağılan 2. gruptan öne doğru atak yapabilen az kişi çıktı.Rüzgar yüzünden doğru düzgün toplanamadı o grup. Bir süre 5-6 kişi gidebildik. Yokuşlarda iyice dağıldı. Ben ön gruptan düşen bi kaç kişiyi yakaladım sonrasında yarış bitti.
Bu arada polisler yüzünden bir kaza yaşamama ramak kalmıştı.. Trafiği her yöne kapatmamışlar. Kavşaklardan kontrollü şekilde araçların geçişine izin veriyorlardı. Tam ben geçerken kavşaktan araçlardan 2 tanesini geçirdiler. Araçlardan biri benim geldiğimi farketmedi. Arabayla burun buruna geldim orada durup 2 aracın geçmesini bekleyip yola devam ettim.
benim verdiğim mesaj ise ,
Antalya belediyesinin yapacağı işler var.yarış etabının çukurlardan arındırılması,
Ayrıca bisiklet federasyonunun dikkat edeceği bir hususta çıkışta yarışçıları at gibi koşturmamak,öndeki araç fazla hızlı gitmeyecek ve megafon ile tüm yarışçılar yönlendirilecek,aracı hiç bir yarışçı geçmeyecektir,tekirdağ şarkoy yarışında mutlu erçevik hoca 313 kişiyi ,araçtan megafon ile çok iyi idare etmiştir yarış start yerine düşük tempo ile gidilmiştir,böylelikle yarışçılar sert eğimlere ısınarak girmişlerdir ,72 km boyunca 19 eğimler ile 313 kişi boğuşmuştur ,35 km hızla esen rüzgara karşı çetin mücadele vermişlerdir,
Gazi köyün berbat yollarının onarılması tekirdağ belediyesini ilgilendirir,seçilecek etapların bozuk asfaltlarının onarılması şarttır.
şeklinde olmuş,,,
olay budur ,aracları hiç kimse geçmiyor,araçlarda pelotondan asla uzak değil ,,,,öğrenilecek çok şey var daha ,
ama zamanla öğreneceğiz,
sırada ,marmaris ılgaz ,antalya uci,kapadokya ve çeşme var
devam edecek,,,,,,,,

bu rakamlar aşılınca hali ile şikayetler olmakta,konaklama artı yemek masrafları eklenince
miktar kabarmakta,örnek salcano kapadokyada durum belli bir tarihten sonra kısadan 130 tl uzundanda 180 tl alındı,,haliyle katılım düşük oldu
25 şubat 2018 akra gran fondoyu masaya yatıralım ,
Kısa parkur - 74km
- İadesiz kayıt ücreti: 110 TL
- İade edilebilir kayıt ücreti: 130 TL (15 Şubat 2018 tarihine kadar yapılacak olan kayıt iptallerinde tam iade yapılır)
- 15 Şubat 2018 tarihinden sonra kayıt ücreti: 130 TL (İadesiz
110 tl 'yi anladık ,ama 130 tl olmadı ,
Uzun parkur - 127km
- İadesiz kayıt ücreti: 160 TL
- İade edilebilir kayıt ücreti: 180 TL (15 Şubat 2018 tarihine kadar yapılacak olan kayıt iptallerinde tam iade yapılır)
- 15 Şubat 2018 tarihinden sonra kayıt ücreti: 180 TL (İadesiz)
hepten olmadı limitler aşılmış gerçi 150 'e fit olan 160 tl 'yi verir,
aşağıda yarış sonrası arkadaşların izlenimleri çok önemlidir lütfen okuyun,
Mükemmel bir gündü anlatılmaz yaşanır sözü tam bugün içindi sanırım. (Granfondo ödül töreni hariç ödül töreni diyorum çünkü çok basit bir şekilde, bütün yaş gruplarında dereceye girenleri aynı anda podyuma çağırıp bir kere fotoğraf çekildikden sonra gönderdiler madalyaları bile merdivenden indikden sonra verdiler.Sadece genel klasmanları kürsüye çıkardılar.) İlk organizasyon olmasına rağmen gerçekten çok iyiydi.Umarım böyle organizasyonların devamı gelir. Podyum olayınında önümüzdeki organizasyonlarda düzeleceğini umarım.
atalay han 'ın mesajından alıntıdır,,
ne diyor arkadaşımız ,ödül töreni hariç diyor,komedi ,olanlar yukarda aynen yazılmış,
mehmet ali dostum yarıştı işte rapor,
Güzel yarıştı. Hava yağacak, yağabilir falan derken yağmadı. Uzun ve kısa parkur alışılageldiği üzere yarımşar saat arayla başladı. Yine granfondolarda alışılageldiği üzere nötral start denen ama aslında profesyonel yarışlardaki gibi yavaşça başlamayıp 35-40 gibi hızlarla öndeki aracın gittiği "nötral" start yapıldı. Sonra tabiki bam bam bam. Hal böyle olunca nabızın daha başlangıçta tavan yaptığı, takımı-grubu olanların yüzlerindeki gülümsemenin bacaklarındaki abanmaya dönüştüğü kilometreler. Bu abanmaya karşın bazı genç arkadaşların yol kenarında kusmaya başladığını gördüm. Görebildiğim üç kişiydi. Ve bu hızlı başlangıç temposuna dayanamayanlarla tek katılanların muhtemel gidişatı yol tırmanışlı olmamasına, düz yol olmasına rağmen hemen belli oldu. Yol boyunca bölünmüş yaklaşık 30-50 kişilik peletoncuklar...
Şu granfondolarda nötral start aracı hızlı gitmesin artık diyorum.
Benim hikayem grup uzarken önümdeki mtblinin sağa sola gitme gibi tuhaf hareketlerine odaklanmaya çalışırken birden düşecek gibi yamulmasıyla sona erdi. Sert bi fren ve abananların Güzeloba virajlarından hızla çıkmalarıyla ikinci bölünenlerin içinde kalma. Ondan sonra açık alanın rüzgarında ön tarafa yetişebilirsen yetiş. Grup kaderine razı olacak ki yavaş tempo nedeniyle uzun hava söylemeye başladım. Önce ön tarafı çekip "Hadi millet öndekileleri yakalayabiliriz, Tempo, Tempo" demedim değil.
Dağ bisikletiyle yarışa katılan arkadaş zik zak yapma!
Sıkıcı ortaları hızlıca geçip sonlara geleyim. Son 20-30 km çok güzeldi çünkü. Köy yollarına bir daldık, dalış o dalış. Kıvrım kıvrım yollar. Düzlükten sıkılmış bünyeye ilaç gibi gelen, birden bire karşımıza çıkan %15 eğimler. Vatandaşın tezahüratı, virajların keskinliği, benim bu arada mataraların bitmesi ve ikinci beslenme noktasını görememem. Huyumdur hep ikinci noktadan su kaparım. Bu arada sordum, bir çok kişi bu beslenme noktasını görmemiş. Neredeydi bu yahu?
Benimle suyunu paylaşan Burdurlu genç kardeşim. Geçmişlerinin canına deysin, ömrün uzun olsun.
Son 10 kilometrede tekrar şehrin içine girdik. Köyde yokuşlarda grubumuz grupçuklar olmuştu zaten. Kramp girenlerin devre dışı kaldığı son tempolar benim için çok zevklidir. Haldır haldir çevirmeye başlanır. Bitişe yakın düzlükte havai fişek patlamaları başlar. Son kilometreler benim kilometrelerim. Takımım yokmuş bana ne. Sprintine güvenen gelsin. Bastım sprinti
Organizasyon eksiksizdi. Park alanı iyiydi. Antalya Turu'nu da düzenleyen Akra otel gayet iyi çalıştı. Öncülerden Hakan Bayraktar ile görüştüm, her yıl düzenlemek istediklerini söyledi. Daha nice yıllara Akra Granfondo.
ne diyor hakem aracını eleştiriyor defalarca yazdık öndeki hakem aracı basıp gidemez ,mutlu erçevik antrenör hocamızı her yarışa koyacak halimiz yok ,tekirdağ şarköy yarışında araç içinden 313 kişiyi megafon ile idare etmiştir,asla gaza basılmamış ,aracın hemen arkasında peloton yerini almıştır,3 km gidilmiştir,,,
aşağıda özhan akgöğ 'ün mesajı
Yarışta olumsuz noktalar
Nötral startın 15-20 saniye sürmesi
Yollarda bolca çukur vardı. Yani yama falan şeklinde ufak tefek şeylerden bahsetmiyorum baya 10 cm derinliğinde çukurlar.
Yönlendirmeler bazı noktalarda kafa karıştırıcıydı. Yanlış yöne gidenler olmuş.
The land of legends isimli oteli tanıtıcaz diye otelin içine soktular. Otel zemini ve yolları yarışmaya pek müsait değildi. Burada tek sucu kaldırımın yüksek noktasına gelmek olan bi kaç kişi geride kaldı. Biraz saçma bi tanıtım oldu.
Nötral start gerçekten çok çabuk verildi ilk 15 dk 40in üzerinde ortalama vardı düzlükte bi ara 44lere çıktı bu. Bol atak vardı. Uzun parkura katılanların çoğu idmanlıydı anladığım kadarıyla. 50 60 kişi kadar olan grubu silkelemeyi kimse başaramadı. Ta ki maalesef yeşil pedal grubundan birileri takımları için bencilce hamle yapana kadar.
Yarışın 70-80. kmsinde hala belirgin bir kopma olmadı. Kaçan 5-6 kişiyi 50 kişilik ana grup en fazla 4-5 dk içinde yakalıyordu. Fakat bahsettiğim kilometrelerde YEŞİL PEDAL grubundan birisi yarışın ön orta sırasında pedal çevirmeyi bıraktı; arkasındaki yaklaşık 20-30 kişi(hemen arkasında ben) bu arkadaş yüzünden pedal çevirmeyi bıraktık. Sağdan soldan geçenlerin gitmesini bekledik. Aksi durumda ani manevrayla arkasından çıkmaya çalışsak kaza kaçınılmazdı. Hatta bağırdım bu arkadaşa "çevirmeyeceksen kenar geç, milleti yavaşlatıyosun burada" diye. Haklı olduğunu düşünen şahıs da kendince bir şeyler söyledi. Ama bunu o an atak yapan Gökhan Uzuntaş'ı koparmak için yaptığı çok belliydi. Nitekim başarılı da oldu. Bu profesyonellik midir? Bence değil! Bireysel bir yarışta çirkefliktir bu. Orada bireysel olarak maddi manevi fedakarlıklar yapan 20-30 kişiyi yarıştan düşürmüştür bu arkadaş. Sorumsuzca davranışı yüzünden insanları yarıştan düşürmüş ve kaza olma ihtimali doğurmuştur. Bu durum galibiyete leke sürmüştür.
Gökhan Uzuntaş'ın böyle olaylara ihtiyacı olduğunu sanmıyorum yarışı kazanmak için.
Dağılan 2. gruptan öne doğru atak yapabilen az kişi çıktı.Rüzgar yüzünden doğru düzgün toplanamadı o grup. Bir süre 5-6 kişi gidebildik. Yokuşlarda iyice dağıldı. Ben ön gruptan düşen bi kaç kişiyi yakaladım sonrasında yarış bitti.
Bu arada polisler yüzünden bir kaza yaşamama ramak kalmıştı.. Trafiği her yöne kapatmamışlar. Kavşaklardan kontrollü şekilde araçların geçişine izin veriyorlardı. Tam ben geçerken kavşaktan araçlardan 2 tanesini geçirdiler. Araçlardan biri benim geldiğimi farketmedi. Arabayla burun buruna geldim orada durup 2 aracın geçmesini bekleyip yola devam ettim.
benim verdiğim mesaj ise ,
Antalya belediyesinin yapacağı işler var.yarış etabının çukurlardan arındırılması,
Ayrıca bisiklet federasyonunun dikkat edeceği bir hususta çıkışta yarışçıları at gibi koşturmamak,öndeki araç fazla hızlı gitmeyecek ve megafon ile tüm yarışçılar yönlendirilecek,aracı hiç bir yarışçı geçmeyecektir,tekirdağ şarkoy yarışında mutlu erçevik hoca 313 kişiyi ,araçtan megafon ile çok iyi idare etmiştir yarış start yerine düşük tempo ile gidilmiştir,böylelikle yarışçılar sert eğimlere ısınarak girmişlerdir ,72 km boyunca 19 eğimler ile 313 kişi boğuşmuştur ,35 km hızla esen rüzgara karşı çetin mücadele vermişlerdir,
Gazi köyün berbat yollarının onarılması tekirdağ belediyesini ilgilendirir,seçilecek etapların bozuk asfaltlarının onarılması şarttır.
şeklinde olmuş,,,
olay budur ,aracları hiç kimse geçmiyor,araçlarda pelotondan asla uzak değil ,,,,öğrenilecek çok şey var daha ,
ama zamanla öğreneceğiz,
sırada ,marmaris ılgaz ,antalya uci,kapadokya ve çeşme var
devam edecek,,,,,,,,


