2. Manavgat Mtb Marathonu Sonrası...

Herkese selamlar...

Benim 61. km'de lastigim patladi, birkac km inik lastikle devam ettim fakat 64. km civarinda tamamen indi ve oradan finishe kadar tam 13 km yurudum. Yolda tam onumde ic lastigini ve CO2 kartusunu "dusuren" numarasini goremedigim kirmizi formali arkadasima, ve ayni sekilde delta takimindaki bir abime cok cok tesekkur ederim, fakat ic lastiklerin siboplari benim janta uymadigi bu yardimlari kullanamadim. Ayrica yurudugumu duyup gelen arazi aracindaki arkadaslara da cok tesekkur ederim. Onlar geldiginde finishe 4 km kalmisti ve o kadar cabaladiktan sonra yurumeye devam edip yarisi bitirmeyi tercih ettim.

Sonucta 30 dakikalik mesafeyi 2.5 saatte gectim. Finishe geldigimde dogal olarak kimse kalmamisti, ve cok buyuk ihitmalle klasmanda yarisi bitirmis olarak gorunmeyecegim, ama en azinda yarisi bitirdim.

Bunun disinda bir koyden gecerken bir cocuk tas atti (belki leblebi buyuklugunde) ve gozlugumun camina geldi, eger gozluk olmasaydi ne olurdu bilmiyorum.

Bunlar disinda yaristan cok buyuk zevk aldim, katilan ve emegi gecen herkese cok tesekkur ederim.

Erhan

not: Aralik 2004 ten beri ilk yasadigim ilk lastik sorunum bu oldu. O tarihten beri tubeless kullaniyorum ve hic patlagim olmamisti. Bu yuzden de yarista yedek tasimadim. Iyi bir ders oldu!

çok güzel kareler var.yarışı görmüş gibi oldum.emegi geçen herkese teşekkürler....

@mystery of altar

Altan merhaba,Muğla ilimizi ve biz Muğla'da bisiklete gönül vermiş dostlarını Manavgat yarışındaki tüm olumsuzluklara rağmen çok iyi temsil ettin Sana cesaretinden dolayı sonsuz teşekkürler.Yarışmaya hazırlık aşamanı daha verimli geçirip yanında yeterli su bulundursan parkuru iyi bir derece ile bitirmen içten bile değildi
Konuştuğumuz gibi neden olmasın Anladığım kadarıyla takım halinde birlik ve beraberlik içerisinde yarışmak çok daha akılcı görünüyor

Ancak konu hep aynı noktaya gelip tıkanıyor SPONSOR ve Muğla 'da kurulacak takıma destek bulabilmek.Zamanımız çok konuşuruz bunları.Hele bir şu önümüzdeki yarış projesini tamamlayıp yüzümüzün akıyla bitirelim...

arkadaşlar, sonuçlar açıklanmış. ama anlamadığım bazı durumlar var.ben time-over.a takıldığımda baktım ki, 161 no-lu arkadaşın hemen arkasındayım(hakemin kağıdında) ama nihai listede 161 no lu arkadaş ile aramızda başkaları girmiş.
Diğer bir konu da benden sonra delta bisiklet takımından en az 3 sporcu sonradan geldi.Ama yarış sonuçlarında baktım ki benden sonra sadece 1 delta spocusu gözüküyor.
Diğer bir konu time-over.a benden sonra gelen arkadaşlardan bazıları da en az 10-15 kişi yukarıda gözüküyor.
Diğer arkadaşlara da haksızlık olsun istemem ama,özellikle son gruptaki sıralamanın doğru olduğunu düşünmüyorum.

Çok iddiamız yok gerçi ama..?
ilk defa katıldığım için soruyorum,
bu işler böyle mi oluyor?

sonuçlar açıklanmış;
(link)

ben de ilk yarışımda ve 2 haftalık spd tecrübemle 25.olmuşum serbest kategoride...

baraja takılanlardan bazıları parkuru bisikletle tamamlamış ve finişten geçmiş, belki bu yüzden karışıklık olmuştur.

@mystery of altar

Merhaba Altan bey

Ah keşke orada buluşup tanışabilseydik. Ama o kadar kalabalıktı ki, Antalya dan katılan bazı arkadaşları bile göremediğim oldu.
Ben ve bisiklet forum Antalya ekibi yukardan zorlukla indikten sonra finişte hakem masasında dururken en az 4- 5 kiş yarışı tamamladı, ama hakemler onların numaralarını önlerindeki kayıtlarda bulamadılar. Yarışçı kağıdını almış bisikletine takmış, büyük bir azimle yarışmış ve bitirmiş, ama gelin bakın ki masa hakemlerinin elindeki kağıtta numaralar, sırayla giderken bu 4- 5 kişinin numaraları yoktu hakem masasında.
Çok şaştım bu işe.

sevgi ve selamlarımla.

@Ercan Bayram
Size rastlayan ve almayan üstü açık Suzukiyi kullanan bendim. Dilerseniz olayı ben de kendi tarafımdan anlatayım doğru yapıp yapmadığıma siz karar verin;

Ben yarışın federasyon tarafında en sorumlu adamıydım o gün. Size rastlamadan hemen önce Jr. startını verdik. Jr. grup köyün içinden dolaşırken benim ise onlardan önce köprüye ulaşıp orada bekleyen hakemi de alıp ikinci feedzone/timelimit noktasına götürmem gerekiyordu.

Sizleri yolda görünce ben de üzüldüm, hepinizi gitmek istediğiniz yere götürmek de isterdim. Ancak bunu yaparsam yarışın sağ sağlim olmasını tehlikeye atmış olabilirdim. Zaten benim hemen arkamdan Jr. grup sizin yanınızdan geçmiş olmalı.

Bu noktada şunu açıkça yazmam gerek, o Suzukiye asla 5 kişiden fazla binmem, bindirmem, binmem gerekirse yürümeyi tercih ederim. Size rastladığımda ilk önce alman bayanı aldım. Çünkü ona bir gün önce görüşmemizde feed zone'a mutlaka ulaştırılacağına dair söz vermiştim. Bu söz olmasa bile nezaketen o kadar adamın arasından bayanı götürürdüm buna emin olun. Diğer iki eleman çok yakından tanıdığım iki arkadaşım. Tabi ki öncelikli olarak onları alacaktım. Kusura bakmayın ama araç beş kişilik tabi ki çiçek demeti gibi sizi dolduramazdım.

Zaten 200-300 metre sonra köprüde kolu kırık elemanı (ismi Kotan) araçtan attım ve orada görev yerine ulaştırılması için bekleyen hakemi aldım. En uygun hızla ikinci feed zone'a gittim. 5 dakika bile geçmeden Jr grup liderleri geldi zaten.

Yani sizin için biraz daha vakit kaybetseydim o hakemi kontrol noktasına ulaştıramayabilirdim. Zaten orada da vakit kaybetmeyip direk bitiş çizgisine gittik. Biz vardıktan yaklaşık yarım saat içinde Jr. kategori bitime geldi.

Gelelim Manavgat'ın zengini aksakallı dedeye.

Kendisi Ünal Tolun'dur. Manavgatlı değil, öyle zengin de değil. Yarışmanın organizatörüdür ve sizi almamakta haklıdır. Sizin hedefini nasıl bir noktaya varmak ise onun yarışı düzgün yapmaktır.

Ünal bey 70 yaşında, eski milli bisikletçidir. 80'lerde federasyon başkanlığı yapmıştır. Yalova yarışının ve Manavgat maratonunun organizatörüdür. Yarışmada en iyi Türk dereceyi yapan Kamil Alev'i keşfeden kişidir.

Umarım gelecekte bir gün ben de en az onun hayatı boyunca yaptığı kadar bisiklete katkı yapabilirim.

Suyla ilgili de açıklama yapalım. Aybars kurallara değinmiş gerçi. Ben de toplantıda söyleneni tekrarlayayım.

Elit erkek 89 km koştu, 4 feed zone vardı. Bunların iki tanesinde organizasyonun sağladığı su vardı (neutral). Diğer ikisi ise takımlar içindi. Takımlar için olanda takımların kendi imkanı ile su sağlayacağını toplantıda bizzat ben söyledim.

Elit bayan ve Serbest kategori için 3 feed zone vardı. Bunların bir tanesi neutral iki tanesi takım feed zone idi.

Jr. erkek ise 40kmlik parkurda koştu. Bir tane feed zone vardı. O da ikinci feed zone dediğimiz yerdeki takım feed zone idi.

Bunların hepsinin yerleri toplantı sırasında haritada türkçe olarak anlatıldı. İlk takım feed zone'nun köprüde 09 numaralı nokta, ikincinin yol çatında 13 numaralı nokta olduğu gösterildi.

Organizasyonun verdiği sular ise 07 nolu noktada ve 11 nolu Türbe noktasındaydı.

Toplantıda ne yazıkki soru bile sorulmadı. Oysa sorulara vakit ayırıyoruz anlaşılmayan bir nokta varsa aydınlatmak için. Soru sorulmayınca benim anladığım şudur; herkes herşeyi anlamış.

@Ender Alıcıoğlu
Ender bey, evet, start listesinde 10-12 kişilik bir eksik vardı. Bu tamamen bilgisayardan kaynaklanan bir hatadan oluşmuş. Tabi ki bu hatayı start sırasında farkettik, benim elimdeki listede elle eklediğim şekilde isimler duruyor. Akşam sonuçları bilgisayarda düzeltirken bu isimleri tabi ki sonuçlara ekledim. Sonuçlara göz atarsanız göreceksiniz.

Farkında olmalıyız ki her birimizi hata yapabiliriz. Ancak önemli olan hatadan sonraki süreçtir. Hatamızı farkettik ve düzelttik.

@gurol

Cevabınız için teşekkür ediyorum. Tabi hata olacak, heleki hatada farkedilip düzeltiliyorsa.
teşekkür ediyorum.

@Fatih ÖzgenlikHayır böyle bir karışıklık olmadı. Buna meydan vermemek için şu yöntem kullanılır.

Zaman limitini uygulayan hakem elindeki not defterine tuttuğu sporcuların numaralarını not eder. Ve sağ sağlim geçenleri de not eder. Yarış sonuçlarını çıkartabilmek için bu hakemi bekleriz. Bitiş listesinde daha zaman limiti listesin alınmış görünen numara varsa bunları çıkartırız. Geri kalan bitirenlerin numaralarını ikinci zaman limiti noktasına göre de kontrol ederiz.

Dolayısı ile doğruya en yakın sonuca ulaşmış oluruz.

@mystery of altarHaksızlık yok. Dikaktinizi çekmemiş ancak zaman limitine takılanlarda süre yok DNF yazıyor. DNF, Did Not Finish'in kısaltması. Bir UCI terimidir ve bitiş çizgisine gelmediğinizden dolayı bitirmemiş görünürsünüz. Zaten en soldaki sıralamaya bakarsanız sıranız da yok, numara sırasına göre dizilidir.

@Ender Alıcıoğlu

Ender bey yukardaki mesajımda da yazdım. İki noktada organizasyonun sağladığı su vardı. Bizzat kendim kontrol ettim.

Takımlar için ayarlanmış feed zone'da ise takımların kendi sularını sağlamasını yıllardır yarışlarda anons edip duruyoruz. Engin Uysal'ın içinde bulunduğu Eskişehir ekibi de bunu adları gibi biliyorlar. Koca takım olarak gelip kendi sporcusuna su sağlayamamasını kimse kusura bakmasın ama organizatöre yüklemek büyük haksızlık.



Aşağıya indiğimizde yarışçı bir arkadaşın, yarış anında işaret olmadığı için yolunu kaybettiğini, söylediğini duyduğumda , Tuder başkanı Sayın Cengiz Barut'a gidip, yolları eksik işaretlemişsiniz dediğimde, söylediği sözden dolayı onuda kınadığımı söyleyebilirim. Sayın Cengiz Barut beyde ''200 kişi yolunu kaybetmemiş, 1 kişimi kaybetmiş '' demesine çok şaşırdım.

Bu konuya da açıklık getirmek gerek. Kaybolan sporcu milli takımda bizim bizzat ilgilendiğimiz Semra'dır. Yarıştan bir gün sonra Semra'yı yolumuzun üzerinde olduğundan Konya'ya kadar kendi aracımızla getirdik. Yarışma ile ilgili uzun uzun sohbet ettik.

Kendisi kaybolmadan önce hemen peşinde olan Alman sporcu ile Özge'den kaçmak için oldukça uğraşmış. Bu arada bir işareti kaçırarak parkur dışına çıkmış, alman sporcu da onu izlemiş. Kendi yorumu fazla efor ve arkasını kontrol ettiğinden işarete karşı dikkatsiz davrandığı şeklinde. Tanıyanlar aynı bilgiyi kendisinden de alabilir.

O sözü Cengiz bey mi söyledi bilemiyorum. Ama söyleyen olarak beni de gösterebilirsiniz. Çünkü aynı görüşteyim. Ben cumartesi günü UCI komiseri ile birlikte parkurun tamamını kontrol ettim. Bizzat eksik olabileceğini düşündüğüm yerlere yeni işaretler ekledim. Bunların sayısı 3'ü geçmez. Manavgatı düzenleyenlerin oldukça iyi parkur işaretlediğini söylemeliyim.

@gurol


Merhaba Cevabınızı cevaplayayım.
Su için birşey diyemeyeceğim. Bizim durduğumuz yer sanıyorum ekiplerin teknik destek verdiği yerdi herhalde . Önlerindeki suları çünkü sadece kendi yarışanlarına verdiler. Su su diye inleyen başka, yada ferdi yarışmacılara da gülüp geçtiler. Ben bunu kınadım. Ve her zamanda kınamaya devam ederim.

2. konumuzda Cengiz beyi sizden çok daha iyi tanırım. Aynı şeyi sizde derseniz bende yarışa katılanlara bir soralım, onların yol işaretleri hakkındaki olumlu veya olumsuz görüşlerini alalım derim.
Benim hakem masası yanında konuştuğum kişi bir erkek yarışmacıydı. Ama bu işaretlerin eksik olduğunu, kendi gözlerimlede gördüm. Çünkü yarış parkurunda en az bir 4-5 kilometre koşarak geçtik. Bazı yerlerde özellikle sapaklarda ne tarafa gidileceğini gösteren işaretler kopmuş ve uçmuştu.

Selamlarımla.

@H.Can DEMİREL
İşte bu güzel bir niyet.

Ben bir çok yarış organize etmiş veya yönetmiş biri olarak Türkiye'deki yarışmaların gittikçe iyi organize edildiğini söyleyebilirim.

@Ender Alıcıoğlu
Gülüp geçme konusunda haklısınız. Gerçekten üzücü.

Ancak farkında olmamız gereken şu; bu bir yarışma. O takım(lar) uzun uğraşlar sonucu o sponsorları buluyor ve o sporcuları destekleyip yetiştiriyor. Elbette ki öncelikli olarak kendi sporcularını düşünecekler. Tabi ki kendilerine kadar su alırlar, kendi pompalarını getirirler.

Burada yapılacak yardım insani bir yardım değil. Bu bir mücadele. Emin olun insani bir durumda oradakilerin hepsi yardım ederler. Bu konunun diğer yanı ise kural olarak o takım yetkilisi bir başka sporcuya yardım sağlarsa ceza alır.

Tekrarlıyayım, bir dalga geçme işi varsa bu üzücü.




Aynı şeyi sizde derseniz bende yarışa katılanlara bir soralım, onların yol işaretleri hakkındaki olumlu veya olumsuz görüşlerini alalım derim.
Benim hakem masası yanında konuştuğum kişi bir erkek yarışmacıydı. Ama bu işaretlerin eksik olduğunu, kendi gözlerimlede gördüm. Çünkü yarış parkurunda en az bir 4-5 kilometre koşarak geçtik. Bazı yerlerde özellikle sapaklarda ne tarafa gidileceğini gösteren işaretler kopmuş ve uçmuştu.

Selamlarımla.Ender bey, maraton için acemi bakışlarla işaretlemeler yetersizmiş gibi görünebilir. Özellikle de yaya iseniz. MAraton işaretlemesinin genel bir karekteri vardır, bisikletin hızına ve üzerinde gidilen yolun niteliğine göre bu işaretler arttırılıp seyrekleştirilebilir.

Tekrar yazmamda yarar var mı bilmiyorum, bizzat yarıştan bir gün önce parkurun tamamını gezip eksikleri tamamladım. Bunu yaparken yanımda UCI komiseri de vardı.

Tabi ki şu olası; yarış sabahı görevli ekip geçtikten sonra bile, gerek hayvanlar gerek oradan gelip geçenler tarafından işaretler eksiltilebiliyor. Ancak sporcuların genelinin kaybomamış olması iyi bir işaretleme için kriterdir.

2005'de Bolu yarışını başlatmadan hemen önce, sabah otlamaya giden ineklerin bir çok şeridimizi yırtarak kopardığını görmüştük. 2004'de Adana yarışı sabahı parkuru kontrol ederken, geçen keçilerin şeritleri yediğine şahit olduk. Yarıştığım yıllarda Kapadokyada bir yarışta, ok tabelalarını vadideki kendi çay ocağına göre çeviren birine de rastlamıştık.

Yani bazen böyle terslikler olur.

Ayrıca organize edilen yarışmalarla ilgili bir notum var. Benim gibi bir kaç istisna dışında bu yada benzeri forumları takip eden, yada bu forumlarda cevap veren bir organizatör yada yetkili yok. Kısacası bu forumda organizasyon hakkında yaptığınız yorumlar kendi aranızdaki bir paylaşımdan öteye gitmiyor. Belki de doğru yöntem organizasyona direk (email ile) ulaşıp eksik gördüğümüz konuları bildirmektir. Böylelikle bir sonrakine daha iyi bir yarışma ortaya çıkartırız, sizin de katkınız olur.

Eğer doğru yere ulaşmazsa, yapılan yorumlar anlamsızlaşır.

Hepimiz bisikleti sevdiğimize göre, amacımız ileriye götürmek olsun.

@gurol


Gürol bey cevaplarınız için içtenlikle size teşekkür ediyorum.
Beni, belki anlamışsınızdır. Aslında kimseyi karşıma alma gibi bir durum ve konumum yok.
Sadece çok sevdiğim bisiklet sporuna nasıl faydalı olabilirim diye bir çabam var.
Ben hayatımda, ne acıdır ki, ilk defa bu kadar içinde bulunduğum bir yarış izledim. Bu güne kadar izlemediğime , kuralları tam olarak bilmediğime şimdi çok üzülüyorum.
Bundan sonra, bu yarışların içinde olmaya ve kurallarını öğrenip daha iyi yardımlar yapmaya çalışacağım.
Sizin burada bizlere verdiğiniz açıklayıcı ve yapıcı cevaplarınıza da teşekkür ediyorum.
Sevgi ve selamlarımla.

Gürol bey cevaplarınızın hepsini şimdi okudum..

Bizi arabaya almamakla haklı olabilirsiniz..
Sonucunda arkadaşlarınız olduğunu bilemeyiz.

Ama ben sizin yerinizde olsam 2-3 kişinin arkaya tutunmasına müsade ederdim çünkü bir zararının yada tehlikeye yol açacak durum olmadığının farkındaydım
Neden mi? yarışçılar zaten yolda sürat yapamazdınız...

Su olayına gelince bizlere suyun orda yani köprü başında olduğu aktarıldı
o kolu kırık arkadaş tarafından
bizlerden kimse de uyarıda bulunmadı!!

Bu bizlerin bilgisizliğinden kaynaklanıyor...

Su isteyen çocuklara alay edercesine gülmeleri ise gerçekten çok moralimizi bozdu!!!

((aynı takım görevlisinin aynı takımda olmayan kişilere su verdiğini de burda belirtmek isterim sizlere...))

Ve 2. feed zone bölgesine Araçların bomboş gitmeleri bizi almak istememeleri bizleri üzen en büyük noktaydı...

Her bir ekip 2 kişi alsa bizler de oradan çok kolay bir şekilde ayrılabilirdik..

Bilgilendirme için çok teşekkür ederim...
Ercan Bayram

Selam,

Oncelikle bu yarisi organize eden ve bir sekilde katkisi olan herkese tesekkurler !!!

Yukarida eleştirilen hususlarla ilgili ben de birçoğundan etkilendim ama sonuc olarak bunlar benim Manavgat maratonu ile ilgili hafizamda kalacak olan olumlu ve guzel anilari bozacak nitelikte degil.

Benim de suyum yetersiz kaldi maalesef.. bir feed zone da " lütfen su verin KURUDUM !" dedigimde ordakilerin bana olumsuz yanit vermeleri ve ileride su istasyonundan alabilecegimi söylediklerinde ben tabii ki üzüldüm ama onlara kizmadim çünkü Gürol'un dedigi gibi bu bir yarış ve çölde terkedilmiş bir yerde değilsin o kadar kötü durumdaysan yol kenarinda bir evden bile alabilirsin suyu 30 saniye kaybederek. Ya da 1 kilo fazla yük taşımak pahasina sırtına takarsın su çantasını içe içe gidersin Ama şu gerçek ki su işini önemsemek gerek ! Benim şansım bir sapakta tanımadığım rastgele bir şahıs bana su ister misin diyerek bir küçük su verdi ve o suyu ben bir yudumda mideye indirdim ) Su konusu böyle.. Tabii boyle uzun ve sıcak altındaki yarışlarda daha sık aralıklarla su verilebilme olanağı olsa iyi olur.. Olamayacaksa da tedbir alacaksın. Bu arada dik bir çıkışta bana suyundan vermeyi teklif eden Mehmet Cemal'e de tesekkür ediyorum.

Bir diğer yarış notum; ilk kontrol noktasına (köprüye) gelmeden önceki dar patikalardan geçtiğimiz bir bölgede hemen peş peşe gittiğimiz arkamdan gelen arkadaş bir anda bağırarak kendisine taş atıldığını ve isabet ettiğini söyledi bana ve dediğine göre bir önceki taş da benim ensemden teyet geçmiş ! O an birlikte giderken çok öfkelendim ve söylendim bir sürü, daha sonra da çok üzüntü duydum. Aynı gün aynı anda yapılan Paris-Roubaix/Fransa'da yapılan yarışda kilometrelerce insanlar kendi oturdukları mahallelerde veya dışarıdan özel olarak seyretmeye gelerek sıra sıra boşluk bırakmamacasına dizilip alkışlarla tezahürat yapıp desteklerken benim birkaç insanım bizi taşlıyor ?? Acaba aklından ne geçiyordu bize taş atarken ?? Açıkçası ben cevap bulamıyorum.. Bu arada yarış süresince geçtiğim tarlalarda çalışan insanlarla, traktördekilerle ve yerleşim birilerinden geçerken kadın erkek herkese selam verdim ve hepsinden de aleykümselam'ı kaptım Kendi tezahüratımı kendim topladım yani

İşaretleme konusunda ben de maalesef bir yerde şaşırdım. Büyük şelaleye gelmeden bir burundan dolaştım ve dümdüz giderken solumda yukarıdan gelen ve işaretli bir bölge vardı, zannettim oradan oradan yukarı çıkıcam ve döndüm sola oysaki ters bir istikamet oluyo ?? ama işaretler ... 1-2 dakikalık bir bekleyiş ve bocalama, yalnızım, hafif bir panik havası bende ne yapacağını bilememe.. o arada bana yetişen 3 kişi . . ve onlardan biri de tereddüt yaşarken diğerlerinin devamıyla tekrar tam gaz yola devam.. Megersem parkur zaten oradan geliyormus ben herhalde yanlış bir yerden dolaşmışım .. Ancaaakkkk ; bence parkurun işaretlenmesi gayet YETERLİYDİ.. kimsenin hakkını yememek lazım arkadaşlar.. Bu yukarıdaki olay dışında hiçbir dakik bile parkur hakkında tereddüt yaşamadım ve parkurda olduğuma dair hep güvendeydim.. Üstelik bazı yerlerde rüzgardan veya bazı insanların (taş atanlar olabilir !! ) kötü niyetiyle bozulmuş işaretler olmuş olabilir.

Sonuç olarak tekrar teşekkürler. Eleştirilerimizi yapalım mutlaka. Daha iyisi için bu gerekli ancak bazen olaylara sadece kendi objektifimizden bakıyoruz ve tenkitlerimiz kırıcı/haksız olabiliyor. Biraz dikkat. Selamlar..

Kerim BABACAN