pinokyolardan, balkan ve kaplan bisikletlerden bu aşamalara gelmek gerçekten insan ömrü düşünüldüğünde çok hızlı. vitessiz bisikletlerin, kontra pedallı versiyonları bize bebeyken vay be dedirtirken, 1990larda bianchi ile kapital artık anadolu halkı da bisiklete binsin madem dedikten sonra ipin ucu kaçtı. her genç gibi bende, ama baba parasıyla günceli takip etmeye çalıştım ama soluğum maalesef fazla yetmedi. zira babam, sabit gelirli idi. işe başlayınca heves ile, hobiden tasarruf olmaz diye işe soyunduk ama seçenekler günden güne arttı. 1994 yılında 4*6, dörtlü aynakol, 6 lı ruble bile kullanmıştım. dahası, o zamanlar ki izmir fuarına, yarış bisikleti getirmişlerdi gavuristandan, çocuk aklımızla kaç vites diye sorduk, bisikletin başındaki adam kafa buldu bizle 56 vites diye. aklımda 56 yı çarpanlarına ayırdım, 2x28, 4x14, 7x8. aynakol 7 li, ruble 8 li de karar kıldım. olsa olsa böyle olurdu diye. aklım almıyordu 8li rublenin üstünü.
ithalatçıların insafında önümüze ne koyarlarsa yedik be abi. tek boy kadro üretiyorlardı, 7lü ruble lükstü. kaç vitesabi diye koşan bebeler 21 diyince ohaaa yirrrmibirrrmiiiiş diye birbirlerine bağırırlardı. 5 saniyeliğine evrenin merkezi oluverirdiniz.
1x6 vites tercih ederim olsa. zira gezindiğim seçenek sayısı 6 yı geçmiyor. bayır aşağı artık pedal basmıyorum. 43 yaş. yokuşa vurunca çok diklenirse yokuş alıp elime itekliyorum. 27 yıldır 1 kez zinciri kopardım, ilk gençlikte, rublelere bişey yapmadım.
bakalım neler olacak bundan sonra.