Scudo Sports

190 km.lik Samandere Şelalesi Turum 22 Ekim 2017

recep24ank

Forum Bağımlısı
Kayıt
12 Kasım 2008
Mesaj
1.566
Tepki
4.762
Yaş
46
Şehir
Sakarya Adapazarı
İsim
Recep Eşref ÇINAR
Bisiklet
Carraro
22 Ekim 2017’nin güzel bir sabahında Düzce İline bağlı Samandare Şelalesi Milli Parkına doğru toplamda 191.5 km. pedal çevirdim. Alarmı sabah 05.00’e kurdum ancak uyuya kaldığımdan 07.00 gibi uyandım, 08.00 gibi de hareket ettim. Bu benim 2 saat zaman kaybıma ve gitmek istediğim iki yere daha gitmeme engel oldu.

Hava sabah biraz serin olduğundan ve gideceğim yerin rakımı yüksek olduğundan serin olur soğuk olur düşüncesiyle yanıma sırt çantası ve birde eşofman üstü aldım. Sırt çantama yolda takviye olsun diye kuru gıdalardan da doldurdum.

Böyle uzun mesafeli yolculuklarda gıda takviyesi şart olduğundan bana enerji kattılar diyebilirim.

Yol durumu tamamen asfalt olduğundan bu yol içinde yol bisikletini tercih ettim. Bütün yolculuğum boyunca çok şükür herhangi bir kaza veya patlakla karşılaşmadım. 8 saat bisiklet üzerinde oturmak biraz yorsa da yine de bu güzellikleri görmeye değdi.

Yol istikametim Hendek, Düzce, Samandere Köyü üzerindendi. İnişli çıkışlı bir parkurdu, özellikle son 15 km. si sürekli tırmanmayla geçti. İlk olarak 2.5 saat sürüşün ardından Düzce’ye varıyorum. Düzce’nin merkezine giriş yaparak yol bulmaya çalışıyorum. Bu sırada Düzceli bisiklet dostlarıyla karşılaşıyorum. Ayak üstü sohbetin ardından kendilerinden yol tarifi alıyorum. Kendilerine buradan teşekkür ediyorum. Onlarda Kaynaşlı’ya gidiyorlarmış, benim yolum farklı olduğundan bir gün bende o taraflara gitmek istiyorum diyerek ayrıldık.

Buraya kadar geldim geriye 23 km. yol kaldı. Bu parkurun 15 km. si sürekli olarak %3-%5-%15 gibi eğimlere sahipti. Yol ise mükemmel ötesiydi, yalnız bu mükemmellik birkaç köy girişinde yol çalışması olduğundan bu durumları saymıyorum. Gerçekten yol rengarenk güzelliklerle doluydu. Kendimi Bolu Yedi göllere gidiyormuş gibi hissettim. Çok keyif alarak pedalladığım yollar arasındaydı.

Her ne kadar acıkmasam da yol boyunca vücut sürekli olarak su ve gıda takviyesi istedi. 80 km pedal çevirip 15 km. de tırmanmaya geçince ayaklarda sızlanmalar otomatik olarak başlıyor. Günler kısa zaman da dar olduğundan tempo olarak 27-30 km. hızlarla sürekli pedal çevirip birde üstüne yokuş çıkmak adamı yoruyor. Son 4 km. sinde %15-%20 eğimlerle karşılaştım. Öyle böyle derken nihayetinde Milli Parkın girişine geliyorum. Giriş ücretli, 1 kişi 3.5 TL. indirimli 2 TL. giriş ücretini verdikten sonra güvenliğin önüne bisikleti kitleyerek şelale parkuruna iniyorum.

İçerisi sık orman dokusuna sahip, mevsimlerden son bahar olunca tüm yapraklar yerlere dökülmeye başlamış, durum böyle olunca muhteşem bir görsellik ortaya çıkmış. Şelalelin gürültülü sesi ana yoldan bile duyuluyor.

Ayrıca şelaleye girmeden yolun karşında birde sosyal tesis bulunuyor. Şu anda mevsim şartlarından dolayı sezonu kapatmış ama mangalcılar, piknikçiler için ve tuvalet ihtiyacı için hala burası açık durumda, içerisinde çardaklar, çocuk oyun parkı ve mangal barbeküleri de var.

Bunların yanı sıra şelale girişinden 300 mt. yukarıda sağ tarafta birde balık+köfte gibi ev usulü bir lokantada mevcut. Fiyatları oldukça makul, hemen dere kenarında yer alan açık kapalı masalara oturup yemeğinizi yiyebiliyorsunuz.

Günümüze kadar erişen birde su değirmenini burada görebilirsiniz. Buralara kadar gelip de konaklamak isteyenler içinde tek katlı 6-7 tane konaklama evleri yapılmışmış, çadır kurmak için bir alan yoktu ancak buralara kadar gelip çadır kurabilirmiyiz diye sorduğumda 2 çadır olmak kaydıyla çadır kurabilirsiniz dediler, sosyal tesis alanı çadır için çok daha uygun ancak yetkili kimse olmadığından bu soruyu soramadım maalesef.

Şimdi Samandere Şelalesi hakkında biraz bilgiler vereyim, içeriye girdiğinizde bir çok yerde çardaklı ve çardaksız olmak üzere oturma yerleri mevcut. Şelalelerin tüm çevresini merdivenler aracılığıyla gezebiliyorsunuz.

Yanlış duymadınız şelaleler dedim, çünkü burada 1 tane şelale yok 3 tane ayrı ayrı şelale var. 1 tanesi 3 mt. civarında diğer ikisi ise 20 mt. civarlarında 3 ayrı şelaleden oluşmaktaydı. Tüm çevresini iyice doyasıya gezmek isterseniz 2 saat fazlasıyla size yetecektir.

Şelalelerden büyük olanlar oldukça görkemli ve döküldüğü yer ise yine oldukça ürkütücü idi, cadı kazanını andıran girdap gibiydiler. Özellikle büyük kayalardan ve oyuklardan süzülen su damlaları buraya inanılmaz bir güzellik katmış, daha sonradan öğreniyoruz ki bu alanı daha da büyüteceklermiş, nedeni ise aşağıya doğru bir çok şelale daha varmış, buraları böyle ise aşağıları hiç düşünemiyorum.

Eğer ki buradaki merdivenler olmasaymış, bizim bu şelaleleri görmemiz imkansız gibi görünüyordu. Eğim ve yükseklik açısından tehlikeli ve korunaksız bir alanda, ne demişler böyle güzellikleri görmek istiyorsan cefasına katlanacaksın.

Şu anda olmaza bile ileriki yıllarda burada muazzam bir turizm patlaması yaşanabilir. Yine sohbetlerde havaların iyi olduğu zamanlarda araçlar park etmek için yer bulamıyorlarmış. Bu sezonlarda şu an için öyle bir problem yok ama yaz dönemi tıklım tıklım olacağı kesin.

Bu alanda iyice gezerek güzel fotoğraf kareleri çekiyorum. En kısa zamanda tekrar gelmeyi düşünüyorum. Bisikletle olmasa bile araçla mutlaka gelirim. Bisikletle gelirsem de çadır kurmaya gelirim. Gerçekten bayıldım. Bu güzel şelaleleri gezdikten sonra artık dönüş yoluna geçiyorum. Saat 16.00’ı gösteriyor.

Ortama 25 km. hız temposu versem 100 km. yi 4 saatte tamamlarım diyorum. Her ne kadar dönüşte 20 km. iniş olsa da Gümüşova yokuşları hiç yenilir yutulur cinsinden değildi, rüzgarın etkilerinden bahsetmek bile istemiyorum. Malum birde tek başımayım, hiç rüzgar kesen veya beni çeken olmadı. 190 km.lik parkuru tek başıma tamamladım.

Dönüşte Hendek’te yemek molası verdim. Saat 17.30’u gösteriyordu hava tam 18:30 tamamen kararıyordu. 1 saate 36 km. lik yolu tamamlayabilirmiyim karanlığa kalırmıyım diye düşündüm, malumunuz bende güç ve enerjide kalmadı.

Yemeğin ardından hemen yola çıkınca karnımda ağrılar başladı, siz siz olun yemekten hemen sonra yola çıkmayın, 15-20 dakika en dinlenin, çok şükür kötü bir şey olmadı ama yine de rahatsız etti, 30 km. hız temposuyla, bazı yerlerde bir daha hızlı olmak kaydıyla tam 18:30’da yani 1 saate Adapazarı’na vardım.

Eve vardığımda kendi kendime insanın kendi memleketi kendi evi gibisi yokmuş dedim. Turu kazasız belasız tamamladığım içinde ALLAH’a şükrettim. Sonuç ne olursa olsun yola çıkmadan önce ve bittikten sora şükretmek gerekiyor. Hemen bir duş aldım, akşam yemeği yemedim ama 21.00 gibi yattım uyudum.

2 haftadır bisiklete binmemenin ve fazladan almış olduğum 3 kilonun etkisini tüm tur boyunca hissettim. Siz siz olun formunuzu koruyun. Şimdi aynı parkuru tekrar yaparmısın deseler bu parkur için evet derdim. Çünkü buna değer.

Bir daha ki turlarda görüşmek dileğiyle (link) – Sakarya Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği



































 
Scudo
Gerçekten de sonbaharda ayrı güzel çıkmış fotoğraflar. Ben okurken keyif aldığıma göre sizin için de oldukça keyifli olmuştur :) paylaşım için teşekkürler.
 
Bu tür manzaraları görüp tur yazılarını okuyunca aşırı bir istek oluşuyor , bir tura çıkasım geliyor fakat şartlar . Yazı için teşekkürler
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
Tesekkurler bizleri de dahil ettiginiz icin
 
Hocam bisiklet çok güzelmiş, aynı şekilde yol bisikletiyle tur yapmak nasıl bir deneyim?
Atıyorum kadro-gidon-sele altı çantalarıyla ve tahmini 5-10 kilo arası yüklerle hızlı turlar yapılabilir mi?
 
Tebrikler Çok keyifli bir tur olduğu belli.cumartesi bizde 4 Arkadaş Balıkesir merkezden kepsut üzeri Susurluk çataldağ zirvesi yaptık.toplam 140 km ve son 25 km tırmanış inanılmaz Doğal güzellikleri vardı ve çok keyifli bir turdu.yalnız benim kilo 115 son 10 km toprak ve dikti bu yüzden çok yoruldum hatta tükendim ama yinede çok güzel di.yakında Bursa Mustafakemalpaşa suuçtu yapacağız dağlardan yaklaşık 200 km.hayat doğada arkadaşlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
@recep24ank fotoğrafları Facebook'tan yüklemişsiniz. Facebook her ay fotoğrafların url yapısını değiştiriyor ve haliyle fotoğraflar ölüyor ve konular çöplüğe dönüyor. Keşke foruma yükleseydiniz. Bu arada ayaklarınıza sağlık tebrikler.
 
@BisikletKolikK
Yol bisikletiyle tur yapmanın en büyük avantajı bisikletin hafif ve akıcı olmasıdır. Zamana karşı günü birlik turlar için uygun. Yüklü halde hiç denemedim ama tur bisikletini tavsiye ederim. Dişli sayıları ve dayanıklığı çok daha üst seviyede. Yokuşlarda yol bisikleti ile zorlanabilirsiniz, hele birde yük varsa daha da zorlanabilirsiniz. Ben yanıma küçük bir sırt çantası ve içine bir üst eşofman, bir kilit ve kuru gıda aldım. Başka bir ağırlık kesinlikle taşımadım, imkanım olsa o çantayı da almazdım. Tabi birde günler kısa ve benim turum günübirlikti, bir nevi zamana karşı bir tur oldu. İşin özüne dönersek eğer yol bisikletiyle tur yapmak seri ve hızlı oluyor, kondisyonunuz da varsa hiç sorun teşkil etmiyor. Konaklamalı tur düşünüyorsanız birde yük taşıyacaksanız, mtb veya tur bisikleti öneririm. Düz parkurlarda yol bisikleti ve yükle hızlı turlar yapilabilir diye düşünüyorum.
 
Pedalınıza sağlık çok güzel yerler resimlerde harika [emoji4]
 
@Anonim
Teşekkür ederim. Uzun zamandır ortalıklarda yoktum birde uzun zamandır böyle tek başıma uzun tur yapmamıştım. Güzel ve keyifli olduğunu söyleyebilirim.
@Sert79
Teşekkür ederim.
@Anonim
Bilgilendirme için teşekkürler. Yanlız şöyle bir durum var. Foruma attığımız fotoğrafların boyut ve kalitesi çok düşüyor. Bunun dışında gezilere bakanların sayısı az olduğundan geçmişe dönük albüm bakanlar pek bulumuyor. Bu yüzden linkler bağlantısı gidecene kadar bakanlar şanslı oluyor.
@ahlaksahibi
Teşekkürler. Size aynen katılıyorum. Huzur doğada, doğa gibisi yok. düşüncelerinizi hayal değil bir an önce gerçeğe dönüştürmelisiniz. Yoksa ömür bir şekilde geçiyor. Yaşadıklarınız baki anılarınız ise tecrübe oluyor.
@MAERKEK
Ben teşekkür ederim. Yanlız ben şöyle bir cümle kullanıyorum çevremde, kendinize zaman ayırın, ayırmadığınız her zaman için keşke demeyin.
 
Harika bir tur olmuş. Tur fotoğrafları, insanda tur yapma isteği uyandırıyor. Ama hem 200 km'ye yakın tur için gerekli forma sahip değilim, hem de tezimi bitirmeye çalıştığım için bisiklete yeterince vakit ayıramıyorum.
 
@Cem Şentin
Teşekkürler. uzun mesafeler için gerçekten kondisyona ihtiyaç var. Fırsat buldukça kendinize biraz vakit ayırdınızmı bisiklete binmeye gayret göstermeniz böyle turlar için yeterli olacaktır. Hayat bir şekilde geçiyor. Kendinize zaman ayırın.
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Şentin
Geri