Hayır yanlış anladınız, benim kastım şu:
Oraya 5-6 sefer gittim, aşağı yukarı her yaz 2-3 günlüğüne uğruyorum. Yer yer kalabalıklar oluyor, bunlar hep diğer şehirlerden otobüslerle organize turlarla gelen öğrenci grupları, gezi gruplar. Bunların dışında münferit giden ya da birkaç kişi toplanıp giden yok denecek kadar az. Ne bileyim sürekliliği olacak bisiklet turları düzenlense - sadece Çanakkale için demiyorum - Türkiye genelinde gezmeye görmeye değer her yer için, hem bisiklet kullanımı özendirilmiş olur, hem dışa karşı, "bakın iç turizm sporla birleşmiş, Türkler yiyip içip TV karşısında göbek büyüten bir millet değil, milli, ananevi değerlerine de sahip çıkıyorlar" mesajı aşılanmış olur. Bir sene içinde 4-5 defa 100-150 kişi topluca İstanbul-Ankara-Karadeniz-Akdeniz veya başka yerlerden toplaşıp Çanakkale'ye kadar pedal bassa bu medyada yer bulabilir, acz içindeki belediye başkanlarımızın dikkatini celbedip bisiklet yolları hakkında düşündürtebilir diye içten içe düşünmekteyim.
Sadece Çankkale ile sınırlı kalmaması adına sevindirici gelişmeler var, geçende burada Sarıkamış şehitlerimizi anma turu duyurusu yapıldı, İstanbuldan Sarıkamışa pedal basıyorlar aman yarabbi. Bu olay keşke bu forumla sınırlı kalmasa, medyada yer bulsa, tek seferle sınırlı kalmasa. Bu yolla, dışardan bakan ortalama vatandaşlarımız bu olaylara, "manyak çocuklar neler yapıyorlar yaa, çılgın gençlik vs vs" şeklinde bakmak yerine, "hmmm deek ki yapılabiliyormuş, ya bisiklet aslında fena fikir değil, ufaktan ufaktan ben de mi başlasam?" gibi bir fikir aşılanabilir mi derdindeyim. Çünkü açıkçası benim bisiklete başlamama sebep, internette başka bir şey araştırırken karşılaştığım bir İstanbul-Gelibolu-Biga gezisini okumak idi, rahmetli Süleyman Şatır abinin de içinde bulunduğu bir gezi.
Karşı duruştan kastım, evet, en az 20 bin kilometre tepip gelen birkaçyüz kişi kadar bir kalabalık neden 300-500-1000 km mesafelerden gidemiyor. Yani sopa-taş gibi birşeyden hiç bahsetmemiştim ama demek ki sizin aklınıza hemen o gelmiş. Ben diyorum ki "bu çıplak tepeler sahipsiz değil, koruma altında milli park olduğu için, şehitlere saygı için böyle sessiz, sakin. Ama ziyaretçisi her daim çok, biziz buraların sahibi. Hemen burnumuzun dibine kadar sokulmuş Yunan değil." Adamlar dünyanın öbür ucundan gide gele mezarlıklarının yanına ayin yapmak için tribünler inşa ettirdiler, mezarlıklarına baksanız hepsi çiçek gibi tertemiz, bakımlı, bahçevanları İngiliz hükümeti tarafından çalıştırılıyor, ve en son birkaç sene önce bu bölgenin dönüşümlü olarak Türk-Yeni Zelanda-Avustralya hükümetleri tarafından DÖNÜŞÜMLÜ yönetilmesini teklif etmeye vardırdılar işi.