Arama sonuçları

Sakın mevcut tekerlekler size uymuyor diye olmasın!

O halde, şimdilerde özellikle AVM'lerde bulunan ayakkabı tamircilerine özel siparişle bir spd taban yaptırın, derim. Atla deve değil, kal zaten pedalla birlikte geliyor, uygun ayakkabıya tabanı sağlamlaştırıldıktan sonra monte edilecek. Çok pahalıya da çıkmaz sanırım. İş uğraşacak ustayı...

Tabanı düz spor ayakkabı ile kalpiyeli pedal kullanın.

Aslında söylemek istediğiniz şey "dilin kesin kurallara bağlı olmadığı" değil çünkü bir dille edebiyat, felsefe, bilim vb yapabiliyorsanız o dilin uyulması gereken kesin kuralları olduğunu da kabul edersiniz. Bu kelimelerin ikisi de doğru dediğimiz durumlar - söz gelimi "aşçı" ve "ahçı"...

Bilocan'a gelmeden "badeleme" var. Kitabı bile yazıldı: Badeci Şeyh'in Sır Odası

Geliyor. Rejimin adını koyan temel cümle Bu arada Yalçın Doğan da "handjob" kelimesini masturbasyon olarak çevirmiş. Handjob başka bir şey, bilenler bilir.

Bu başlık altında verdiğim yanlış çevrilmiş kelimeler/kavramlar/terimler vs listesine bir ek: "beyin fırtınası." Ne güzel değil mi, "brain" sözcüğünü "storm" la beraber görünce yapıştırmışlar çeviriyi: beyin fırtınası. Halbuki terimin aslı "brainstorm" değil "brainstorming." "Storming" ise...

Bisiklet değil bunlar, sanat eseri.

"Diktatör" diye sahip olduğu olağanüstü miktarda kişisel siyasi gücü kötüye kullanan liderlere denir. Söyleyin de öğrenelim, Atatürk siyasi gücünü nasıl ve ne zaman kötüye kullanmıştır? Shakespeare'in söyleyişiyle, "Büyüklük, merhameti güçten kopardığında kötüye kullanılmış olur." Atatürk size...

Yaş tahtaya basmak istemiyorsanız, muhtemelen sıradışılık size göre değil. Ev yerine motokaravan alın diyecektim ama size uymaz.

Cüretkar ve maceracı bir romantik misiniz yoksa konformist bir realist mi?

Alüminyumda belli şartlarda "çukurcuk korozyonu" oluşur. Bunu önlemek için alu teknelerde anod kulllanılır. Bir de "şeffaf alüminyum" (transparent aluminum [Amerikan İngilizcesindeki yazılışı ile] ) vardır ama o biraz farklı bir şeydir.

Yazılanlar doğru ancak pratikte, ve söz gelimi alüminyum kadrolarda, esnemeden kaynaklı güç kaybının önüne boru çapı genişletilerek geçiliyor zira malzemenin rijitliği boru çapı büyüyünce üstel (exponential) şekilde artıyor. Siz de zaten "Aynı çapta ve aynı kalınlıkta borulardan imal edilen bir...

Çelik yoldaki titreşimleri sönümlemede alu'dan da karbondan da çok daha başarılıdır. Kim tersini söylüyorsa yanlış biliyor. Zira çelik esner, diğerleri ise katılıkları ile bilinir. (Hadi hakkını verelim, karbon alu'dan biraz daha iyidir bu konuda. Lakin büyük çakıllı asfaltta zaten az olan...

Musa kardeş, ben "ortaya" değil sana söylüyorum. "Vicdan" demişsin. Vicdan doğruyla yanlışı birbirinden ayırma yeteneğidir. Senin dünya görüşüne göre, birileri içki içilmeyen camide "içildi" diye tutturup polis şiddetinden camiye sığınan protestoculara karşı halkı galeyana getirirken daha...

Ferrari ve Tofaş deyince aklıma bir fıkra geldi, belki duymayanlar vardır. Bir Ferrari çeki demirine yolda kalmış bir Murat 124'ü takmış, şehirlerarası uslu uslu gidiyormuş. Aniden yanına bir Lamborghini gelmiş, sürücüsü Ferrari'ye yarışalım mı demiş. Ferrari durur mu, kapışmışlar. Birazdan...

Gerçekçilik ve romantizm arasındaki hiç bitmeyen çekişmedir bu. En üstün kompenent seçimi her zaman özenti, hava atma vs şeklinde algılanmamalı. Kuşkusuz öyle olduğu durumlar da var. Lakin estetik arayışımız bazen sınır tanımaz. Pürüzsüz, Royce marka bir arka göbeğe ( The 8 most expensive road...

Cemal Bey, öncelikle selamlar. Sanırım mesajınızdaki tartışmalı bölüm "az bir idman" ifadesi. Kime göre az? Bir pro'nun "az" ı ile söz gelimi benim "az" ım aynı mıdır? Her branşın pro'su o branşın amatörlerinden fersah fersah ötede oluyor. Şuna bir göz atın:

Hikayenin özü şu: paranız varsa ve kendinizi iyi hissetmek istiyorsanız, en hafifini, en son piyasaya sürüleni, "en karbon fiber" olanı vs alırsınız, kimse de niye aldın diyemez. Lakin eğer "pro" iseniz en pahalı komponentin sadece pro'larla yarışırken fark yarattığını ve "super bike" kullanan...

O kadar uğraşıp bu kadar orjinal bir araç yap ama ilk keskin virajda takla atsın diye tek tekeri arkaya koyacağına öne koy!

Teşekkürler. Bu videoyu görmüştüm. Adaptörleri de sanırım videoyu seyrettikten sonra aldım. Lakin projeden soğudum.

Trend Micro derim başka birşey demem. Zamanında bilgisayarımdan Norton'un çıkaramadığı virüsü "Housecall" özelliğiyle çabucak çıkarmıştı.

Çok iyi düşünülmüş bir girişim. Hemen gözüme takılan bir şeye dikkat çekeyim. Bizim zamanımızda "yol bisikleti" diye bir kavram yoktu. Gidonu aşağı doğru kıvrılan ince tekerlekli bir bisiklet gördüğümüzde aklımıza gelen şey "yarış bisikleti" olurdu. Yarış bisikletlerine "yol bisikleti" denmeye...

Arkadaşlar, station wagon TDK sözlüğüne "steyşın" olarak girmiştir. İsimlendirme hakkı anlamında "naming rights" diye bir kavram vardır, birşeyi icat eden, geliştiren, ilk önce bulan, gören vs ismini koyma hakkına da sahip olur anlamında. Önüne gelen ben bu kelimeyi sevmedim, istemiyorum derse...

Nasıl bir birleştirme teknolojisi uygulamış olabilirler, bilmiyorum ancak değişik malzemelerin sözgelimi epoksiyle yapıştırılarak bir arada tutulmaları halinde, sıcağa ve soğuğa verdikleri farklı tepkiler bir süre sonra ayrılmalarına sebep verebiliyor. Bambu bisiklet üreticisi butik bir firma...

Eğer Di2 "digital integrated intelligence" yani "electronic shifting" anlamına geliyorsa bu iki bisiklet aynı lige bile ait değil. (Ultegra/105 farkı da cabası.) Ben derim ki 85.000'i veren 100.000'i Ultegra Di2 için verir. Fren sistemi tartışması bence sizi çeldirmemeli. Benim araştıracağım...

Bir Balıkçı Hikayesi: "Amerikalı bir zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir meksika köyü kasabasına uğrar. limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balikçı dikkatini çeker. merakla yanına yaklaşır ve sorar: "merhaba, bu balıkları yakalamak ne...

Kendi ülkemizi karalamak değil bu. Tam tersine bu kara lekelerden kurtulalım diyoruz. Nasıl olur bu? Cehaletle savaşarak olur, oy hakkımızı entelektüel ve ekonomik kalkınmayı önceleyecek kadroları iş başına getirerek olur. Kendi cebini düşünen, "hurra Darül Harp'teyiz, bize herşey serbest...

Hasan Kaçan'dı sanırım. Onun bir karikatürü geldi aklıma şimdi. Elli yaş üzeri hatırlayacaktır, kanal sayısının bugünkü kadar olmadığı bir dönemde bir Robin Hood uyarlaması vardı televizyonda. Başrolü tüysüz bir genç oynuyordu. Karikatürde 10-15 kadar maganda köy kahvesi gibi bir yerde diziyi...