Scudo Sports

2-9 Ağustos İstanbul İzmir turu, Şarap-ÇöpŞiş ve Peynir,İlk Üç Gün

makara

Üye
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
89
Tepki
228
Yaş
49
Şehir
istanbul
İsim
Mustafa Ahmet KARA
Bisiklet
Specialized
Merhabalar,
Bu sene yaz tatilimizde iki arkadaş güzel bir tur niyetiyle yola çıktık ve inanılmaz bir gezi yaşadık, bunlarıda nacizane olarak sizlerle paylaşmak istedik.


2.Ağustos : İstanbul(Üsküdar)-M.Ereğlisi: 119.71 km

Üsküdardan Eminönüye vapurla karşıya geçip arkadaşın Fatihteki evine doğru pedalladıktan sonra kahvaltımızı yaptık ve 9 suları Tekirdağa doğru yola koyulduk.


Çıkış anı :D (göbekleri boşverin tur sonunda eriyor hepsi)

Sahil yoluna inip, sahilden avcılara doğru devam ediyoruz içimizde sadece bir an önce İstanbuldan kurtulma isteği var ama İstanbulda bize güzellik konusunda oldukça cömert davranıyor.


Yeşilköy Sahili

Yeşilköyde hiç oyalanmadan ilk durağımız olan Avcılara doğru devam ediyoruz. Avcılarda ilk çay ve su molamızı veriyoruz, çaylar tabiiki şirketten.


Avcılar Mola

Kısa bir moladan sonra Avcılardan Ambarlı yoluna gidiyoruz ve oradan Kıraç sapağından E-5'e kavuşuyoruz, Beylikdüzüne kadar bir rampadan sonra Büyükçekmeceye kadar inanılmaz bir iniş yaşıyoruz. Beylikdüzü meydanda jant telim kırılıyor ve orada bulduğumuz bir bisikletçiden hemen tamir ettiriyoruz ve yedek jant teli alıp devam ediyoruz. Hedefimiz Kumburgaz artık, kumburgazda bir dondurma molası veriyoruz. Silivriye doğru yola devam ediyoruz.


Kumburgazdan sonra gidişte solda, dönüşte sağda :D

Selimpaşaya geldiğimizde "Gavurlara bak işte ne güzel geziyolar, bizim halkımızdan da böyle gezen olmaz" diye arkadaşına dedikten sonra "Hello" diyen gence sadece gülümsüyoruz bol bol :D, sonra o da anlıyor ve "Sakın Türk olduğunuzu söylemeyin" diyor, bizde "Hangi milletten olmamızı istersin" dedikten sonra kopuyoruz.


Selimpaşa Huzur Evi Manzarası

Silivriye girmeden Muratçeşme piknik alanında bir çay molası daha veriyoruz. Burada mangalcılarla bisikletçilerin ortak noktasını keşfediyoruz.



Silivriye geldiğimizde yorulduğumuzu hissediyor ve ilk uzun molamızı vermeye karar veriyoruz, sahilde puflara yayılıp biraz kestiriyoruz.


Silivri Sahili

Biraz uyuduktan sonra Sultanköyde kamp kurma niyetimize devam etmek için yola tekrar koyuluyoruz ve İstanbuldan sonunda kurtuluyoruz.


Tekirdağ

E-5 ten devam edip Marmara Ereğlisinden hemen önce Botaştan sonra Gizem Kamp Alanında çadırlarımızı kuruyoruz.

3 Ağustos:Marmara Ereğlisi-Şarköy:136 km

Gece denizin fışfışları ile inanılmaz dinlendirici uyku çektikten sonra sabah erken kalkıp hazırlıklarımızı biritip yola koyuluyoruz.


Denize nazır ikiz villalarımız

Marmara Ereğlisi içine girip kahvaltı için Paşa Büfeye oturuyoruz. Fiyat/Performans oranı inanılmaz derecede yüksek şiddetle tavsiye ederim.


Paşa Büfe(Since 2000):D

Kahvaltı sonrası Tekirdağa doğru yolumuza çok yediğimiz için yavaş olarak devam ediyoruz ve Tekirdağa güzel bir giriş yapıyoruz, Şehir içinden gezerek gidelim desekte yol bulamayıp e-5 e çıkıyoruz gene :(



Tekirdağda az biraz moladan sonra Barbaros-Kumbağ yoluna sapıp E-5 ten kurtuluyoruz.


Barbaros Yolu

Barbarosa gelmeden rampalı yolumuzu geçtikten sonra Kumbağda köfteleri lüpletmek ve mola için duruyoruz, Kumbağdan Şarköy arasında çok güzel ama rampa dolu bir stabilize yol bizi bekliyor.


Kumbağ

Kumbağ köftelerinden sonra Yeniköye kadar yol çok dik olduğu için Naipköy-Yeniköy ormanlık rotadan devam ediyoruz. Yeniköyden sonra ise bizi dağ yolumuz bekliyor.


Naipköy-Yeniköy Arası

Yeniköy moladan sonra Şarköye doğru devam ediyoruz ve Nişantepe Yamaç Paraşütü alanında güzelliğe dayanamayıp oturup sadece güzelim manzarayı seyrediyoruz.


Uçmakdere, Gaziköy, Hoşköy, Mürefte yolunu takip edip Şarköye ulaşıp ikinci günü bitiriyoruz. Şarköye çadır alanı bulamıyoruz ama bekara pansiyon vermeyizlerle karşılaştıktan sonra bir motelde kalıyoruz. Motelde ise patronun garsonlarına İngilizce bilenleriniz varmı soruları ile karşılanarak giriyoruz :D

4 Ağustos:Şarköy-Eceabat:112.35 km

Şarköyün her olumsuzluğuna rağmen aşık olduktan sonra sabah Eceabata ulaşmak için tekrar yola devam ediyoruz. Şarköy den Gelibolu tabelalarını devam ederek gitmeyi planlıyoruz ama sabah ilk iş olarak dik bir yokuş bizi bekliyor. Sonrası ise dümdüz bir yol gidiyor.


Üzüm Bağları



Çanakkale sınırını geçiyoruz ve geliboluya doğru giderken İsmailin askerlik yaptığı tugayın önünden geçiyoruz. Asker selamını verirkene düşme tehlikesi atlatıyoruz ve tugay kırmızı alarm moduna geçip, bölgeye teyakkuza geçiyor :D

Kavakköyden sonra Edirne-Çanakkale yoluna Bolayıra kadar kavuşuyoruz, buradan İstanbul caddesini takip edip Geliboluya ulaşıyoruz.


Gelibolu

Geliboludan uzunca bir moladan sonra , Eceabata doğru tekrar Edirne-Çanakkale otoyoluna çıkıyoruz ve inanılmaz rahat bir yol bizi bekliyor. Yol o kadar düzgün bir yol olduğundan hızımızı iki kat arttırıyoruz ve inanılmaz zevk alıyoruz, günübirlik bisiklet binmek için İstanbuldan otobüse atlayıp Geliboluya gelmeyi bile planlıyoruz şu anda :D


Eceabata Gelirken

Eceabata uğrayıp biraz alışveriş yapıyoruz ve Milli Park Orman Kampına gece kalmak için yola koyuluyoruz.

Yolda akşam için kavun alıyoruz ama düşmesin diyerek hiç tasvip etmediğim bir yöntemle kavunu korumak zorunda kalıyoruz.


Kavun

Yaklaşık 10 km sonra gördüğüm en güzel ormanı ve sahilini barındıran kampa yerleşiyoruz ve güzelliklerle sizi başbaşa bırakıyorum.










Diğer günleri bu konuya ayrı postlar yaparak yazacağım, bu akşam geç olduğu için ve oldukça yorulduğum için şimdilik kendinize çok iyi bakınız.

Not. Gün Listesi:

5 Ağustos: Eceabat-Dalyan Köyü:80.01 km
6 Ağustos: Dalyan Köyü-Altınoluk:102.61 km
7 Ağustos: Altınoluk-Dikili:119.83 km
8 Ağustos: Dikili -Eski Foça:107.3 km
9 Ağustos: Eski Foça-İzmir:64.48 km

(link) adresinden tüm resimlere ulaşabilirsiniz.
 
Scudo
Çok çok güzel bir gezi çok güzel bir anlatım.Paylaşım için teşekkürler...
 
çok hoş bir gezi olmuş paylaşımlarınız için tskler Selimpaşaya geldiğimizde "Gavurlara bak işte ne güzel geziyolar, bizim halkımızdan da böyle gezen olmaz" diye arkadaşına dedikten sonra "Hello" diyen gence sadece gülümsüyoruz bol bol , sonra o da anlıyor ve "Sakın Türk olduğunuzu söylemeyin" diyor, bizde "Hangi milletten olmamızı istersin" dedikten sonra kopuyoruz..bu çok hoştu bilgisayar karşında bende güldüm :)
bol poedallı günler diliyorum...
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Tebrikler, güzel bir geziye imza atmışsınız.
Paylaşım için teşekkürler!
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Geçen sene arabayla gitmiştim bu yolu,bisikletle de gitmek hayalimdi:)
Tebrik ederim ,çok güzel bir gezi olmuş...
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
çok güzel resimler, hoş bir anlatım..
tebrik ve teşekkür ederim:)
 
Tekrar Merhabalar,

Dün güzelce dinlendikten ve bisikletle tekrar hasret giderdikten sonra kaldığımız günlerden devam ediyorum :

5 Ağustos: Eceabat-Dalyan Köyü:80.01 km

Bu gün İsmailin kasları çekiyor kas gevşeticisi ile takviye yaptıktan sonra yavaş olarak Orman Kampından çıkıp Eceabat feribotuna doğru yol alırken köy kahvaltısı için duruyoruz.


Kahvaltı yerimiz


Feribotta bisiklet bakımımızı yapıyoruz

Çanakkaleye inince bozulan ön vitesimin tamiri için Bianchi yetkili servisi Murat bey'in yanına uğruyoruz, kendisine buradan tekrar gösterdiği ilgi ve alaka için çok teşekkür ederim. O ve sevgili eşi'de inanılmaz derecede bisiklete bağlı insanlar. Çanakkalede muhakkak sohbet, çay ve bilgi için bir yanına uğramanızı tavsiye ederim.

Feribottan sonra Kepez yoluna girip Güzelyalıya dönüyoruz, Güzelyalı sonrasında Truva Milli parkına stabilize yoldan giriyoruz.


Truva Milli Parkı Arka Kapısı

Stabilize yolda keçi sürüleri ile karşılaşıyoruz ve tatlı bir ufaklık beni ağaç sanıyor.



Ayakkabımı yemek sandı ama ne yazık ki kaçırdım o anı :(



Kumkale Limanı

Yoldan devam ederek Kumkale sahiline geliyoruz Çanakkale savaşından kalan topların bakımsızlığına üzülüyoruz ve oradan Kumkaleye Şehitlik üzerinden devam ediyoruz . Tevfikiyeden sonra Truva bizi bekliyor. Müze kartlarımızı gösterip hemen giriyoruz.



Truva Atı

Truvayı didik didik ektikten sonra dışarıdaki restoranlardan birinde oturup molamızı veriyoruz. Molamızdan sonra Kalafat köyünden Mahmudiyeye geçiş için köylülerden bilgi aldıktan sonra stabilize yollara tekrar giriyoruz. Kaybolduğumuzu sansak bile yolumuzu buluyoruz.



Kalafat-Mahmudiye Arası

Mahmudiye-Bozalan-Geyikli rotasından devam ederek Odun İskelesine ulaşıyor ve limanda molamızı veriyoruz ve yolda sürekli gördüğümüz ve kimin yaptığını merak ettiğimiz pancar motorundan yapılmış ilginç arabaların geri viteslerininde olduğunu öğreniyoruz.


Odun İskelesi

Dinlendikten sonra yarın Kaz Dağlarından geçiş yapacağımız için Dalyan Köyünde bu geceyi güzel bir şekilde noktalıyoruz


İkiz Villalarımızın Manzarası


İçelim Güzelleşelim(Bozcaada karşısına gelipde şaraplarından denememek olmaz dimi:) )

6 Ağustos: Dalyan Köyü-Altınoluk:102.61 km

Sabah tekrar kalkıp Odun İskelesine kahvaltı için geri dönüyoruz, bugün Uluslararası Zeytin Festivali olduğundan kalabalık biraz ama ne yazıkki kalamadık yollar bizi bekliyor. Kahvaltı sonrası yola tekrar koyuluyoruz.
Troas antik kentine geliyoruz ve çalışmalar olduğu için kapıdan kafamızı sokabiliyoruz, çalışmanın fotograflarını yasak olduğu için çekemiyoruz , ama biraz ileride dolaşıma açık alanı ziyaret ediyoruz.


Troas



Dalyan Köyü-Gülpınar arasında çok ilginç yerler sizi bekliyor


Troas ziyaretimizden sonra Kösedereye doğru devam ediyoruz, Babadere, Tuzla devam ediyoruz Tuzladan sonra Kaz dağları çıkışımız başlıyor ve Gülpınarda yorgun bir halde ayranları yuvarlıyoruz.


Kapı numaralarına dikkat :D

Gülpınar molasından sonra tekrar yollara koyuluyoruz ve Kocaköy-Koyunevi ve Kuruoba üzerinden Behramkaleye giriyoruz, daha önce geldiğimizden direkt Kadırga koyuna yemek için iniyoruz.


Kadırga Koyu

Kadırgada molamızı verdikten sonra Behram-Küçükkuyu arasındaki inanılmaz düz sahil yolundan devam ediyoruz ve Küçükkuyuda kalmak istiyoruz yer bulamadıktan sonra Balıkesir sınırına geçip Altınoluk girişinde çadır kuruyoruz. Muhsin abimiz ile tanışıyor ve gençlik anılarını dinliyoruz :D (Pilim bittiği için bu kısımların fotosunu ne yazık ki çekemedim )

7 Ağustos: Altınoluk-Dikili:119.83 km


Siz siz olun sabahları erken kalkın :D

Eşyalarımızı topladıktan sonra tekrar yola koyulduk, kahvaltı için Altınoluk merkezde durduk ve kahvaltı sonrası Güre den Akçaya doğru devam ettik.


Akçay


Akçayda gazoz molamızdan sonra Sahil yolundan Burhaniyeye devam ettik ve Çanakkale yoluna çıkmak zorunda kaldık, Gömeçten geçerken yol çok dar olduğundan bir kamyonun beni oldukça sıkıştırması sonucu asfalttan toprağa atlıyorum ve çukura girip dengemi kaybedip düşüyorum ve hızlı düştüğümden toprak üstünde kayıyorum. Kask, eldiven giymem sonucunda sadece sol dizim soyuluyor ve kötü kanıyor.

İlk yardım malzememi çıkartıp hemen orada ilk pansumanımı yapıyorum. Zorunlu Gömeç pansuman molamızı verdikten sonra Ayvalığa gidip sağlık ocağına uğruyoruz, sadece yüzülme olduğunu ve kaza geçirdiğim noktada motorsiklet kazalarının oldukça fazla olduğunu öğrendikten sonra sargı bezleri ile tura devam etmeye karar veriyoruz :D, iyikide devam etmişiz. Bu arada tekrar kırılan jant telimi Ayvalıkta tekrar değiştiriyorum. Üzüntüden bu gün çok az foto çekebildim :(

Sarmusaklı için Ayvalıkta fazla oyalanmadan devam ediyoruz.



Ayvalık Sarmusaklı Arası


Sarmusaklıda mola verdikten sonra sıkılıyor ve Dikili' ye doğru yola koyuluyoruz, Altınova tabelasını görüyor hadi girelim diyoruz. Altınovada pek bir şey bulamadıktan sonra geldiğimiz yoldan tekrar İzmir-Çanakkale yoluna çıkıyoruz. Dikili tarafına tekrar dönüyoruz ve Kabakumu geçiyoruz. İzmir tabelasını kaçırdık diye yanıyoruz :(



Dikili Girişi


Gece Cevat pansiyonda kalıyoruz ve sahilde süper bir yemek yiyoruz. Dikiliye girer girmez vuruluyoruz.


8 Ağustos: Dikili -Eski Foça:107.3 km

Sıcak duşun etkisiyle inanılmaz dinç kalkıyoruz ve sabah pansumanımı yaptıktan sonra Çandarlı yolunu tutuyoruz.



Dikili Sahili

Çandarlı'ya kadar oldukça düzgün bir yol bizi bekliyor ve kısa bir süre sonra Çandarlı'ya varıyoruz ve bisikletlerimizi bisiklet park yerine park ediyoruz :D



Çandarlı Sahil


Çay molasından sonra Aliğaya doğru pedal çeviriyoruz, ve mecburen tekrar İzmir-Çanakkale yoluna çıkıyoruz ama yol geniş ve rahat bu kısımda, inişli çıkışlı ilerledikten sonra Aliağa'ya varıyoruz ve hemen kendimizi sahile atıp puf koltuk buluyoruz.



Çandarlı-Aliağa arası

Aliağada sahilde sadece ayvalık tostu buluyoruz yemek için biraz kestirdikten sonra Yeni Foça için yollara koyuluyoruz. Yeni Foçada annemleri ziyaret edeceğiz, ondan biraz heyecanlı bir de sargı bezlerini nasıl saklayacağımın derdindeyim :(

Yenifoça sapağında bol bol temiz hava depoladıktan sonra demir fabrikalarının çok kötü kokusu ve havası eşliğine yol alıp ilk tepe aşıldıktan sonra rahatlıyoruz. Dizimi saklamak içinde eşofman giyiyorum :D


Yeni Foça girişi

YeniFoçaya girip bizimkilerin yanına uğruyoruz ve fazla kalmadan Eski Foça sahil yolunu tutuyoruz. Bu aradaki 22 km'lik yol inanılmaz güzel, her bisikletçiye bu yolda pedal atmasını kesinlikle şiddetle tavsiye ederim.


Yeni Foça-Eski Foça arası(göbek möbek kalmamış mı ne)

Eski Foçaya geliyoruz ve teyzemleri arayıp evde misafirlik için kalmaya ikna ediyoruz, sağolsunlar misafir ediyorlar bizi.


Eski Foça Gün Sonu

9 Ağustos: Eski Foça-İzmir:64.48 km

Sabah erken kalkıp kahvaltımızı hallettikten sonra Bağarası sonrasındaki Seyrek yolu için yola koyuluyoruz.


Eski Foça Rampa :D


Eski Foça Çıkışı Rampanın Tam Tepesi :D

Rampaları bitirdikten sonra benzin istasyonunda su molası veriyoruz ve köpeciğe aşık oluyorum.

Seyrek yolundan çıkıyoruz ve ben bisiklet üzerinde resim çekerken fotograf makinemi düşüp kırıyorum :(, İzmire girerken ne yazık ki fotograf makinesiz kalıyoruz :(

Seyrekte diğer teyzemlere çay molası için uğrayıp Büyük Çiğliye doğru devam ediyoruz. Anadolu caddesine çıkıp Girne Caddesinden Karşıyaka sahiline iniyoruz, sahilde yemeğimizi yiyip, nikah sarayında yüzüğün altından geçiyoruz :D

Çarşıya inip karadut içiyoruz ve annemlerin karşıyakadaki evlerine bisikletleri bırakıp, temizlendikten sonra, uçak saatine çok az vakit kaldığı için uçakla dönmek için havaalanına gidiyoruz.

Bu arada bisikleti kargoya vermeye kalktığınızda bir bisiklet için 165-200 YTL arası tutacağını öğreniyoruz :D, ondan arabayla gelip bisikletleri almaya hemde denize girmeye niyetlendiğimizden izmirde evde bırakıyoruz bisikletleri. Ertesi gün gelip aldık araba ile :D


Çöp şiş için ne yazık ki vaktimiz kalmadı ama, bu ilk turumuzda inanılmaz güzellikler yaşadık, ufak tefek sorunlar yaşadık veya sorunlar çok ufak geldi ama aldığımız haz gerçekten inanılmazdı. 840 km 1 hafta yollarda yaşadık, bizim tabirimizle beynimize resmen reset attık. Yorulduk ama aslında o kadar da dinlendik. Sadece iki kişilik ufak bir guruptuk ama yollarda herkesin kornalarıyla, hellolarıyla, karpuz,çay ikram etmeleriyle, börek açmaları ve misafirperlikleri ile çok ta kalabalıktık. Kendimize çok farklı özellikler kattık, insanların şaşırmalarını sağladık. İstanbula geldiğimizde bir hafta yoktuk ama sanki 1 yıldır uzaktaydık. Bu yoldan çok araba otobüs ile geçtik ama bisikletle çok farklı tatlar yaşadık, insanları tanıdık ve görmediklerimize derin derin bakabildik.

Ve o kadar tatlı geldi ki, bir sonraki turumuzu ramazan bayramında yapmaya karar verdik. Yakında forumdan daveti göndereceğim, katılmak isteyen olursa her zaman bekleriz :D

Son olarak veda etmeden ufak tefek nacizane öğrendiklerimizi paylaşayım:

1. Muhakkak kask, eldiven ve mümkünse dizlik giyin. 35 km hızla giderken Düştüm yerde sürüklendim kafamı yere çarptım, elimin üzerinde kaydım, dizliğimde olsa idi hasarsız olarak kalkacaktım :D

2. Yanınızda muhakkak ilk yardım malzemesi olsun, kas gevşetici olsun, pişik için önleminiz olsun ve sinekler için de bişiler olsun, off kullandım tek sinek yapışmadı yolda :D

3. Bisiklet üzerinde fotograf çekecekseniz bileğinize makinenin ipini geçirin, düşürebiliyorsunuz ve makinesiz kalıyorsunuz, allahtan son gün kırıldı benimki :D

4. Bisiklet mataraları termos dahi olsa güneşte ısınıyor, suyunuzu matın içine koyun inanılmaz derecede soğuk tutuyor :D

5. Eski Foça-Yeni Foça ve Gelibolu -Eceabat-Milli Park-Seddülbahir-Kilitbahir-Eceabat(Milli takım kamp alanı, Çanakkalede Murat Beyden öğrendik) parkurlarında muhakkak pedal çevirin.

6. Yanınızda muhakkak tamir takımı olsun, çok işe yarıyor, port bagajların vidaları yolda gevşiyor ara ara kontrol etmeyi unutmayın.

Şahane bir tur oldu, tur öncesi bize tavsiyelerde bulunan, ve bu satırları okuyan ve yolda karşılaştığımız herkese çok teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın.

Bol pedallı günler

Not. Paylaşamadığım 907 adet fazla resim var, bakmak isterseniz
(link)
 
Çok keyifli bir tur olmuş pedalınıza sağlık. Zamanında bende Marmara turuna çıkmıştım kimi geçtiğim yolları görünce mutlu oldum. Hele o üzüm bağları mükemmel. Turlarınızın devamını dilerim.
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Paylaştığınız güzellikler için çek teşekkürler...
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
h a r i k a s ı n ı z
süper olmuş
ayaklarınıza sağlık
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Fotoğraflarınız ve güzel anlatımınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Benim çokca önem verdiğim tecrübelerin paylaşımı kısmı ise daha da fazla hoşuma gitti. Aynı rotayı İstanbul kısmını pas geçip Tekirdağ'dan başlatarak yapmayı planlıyordum. Yazınızı okuyup resimleri gördükçe gerçekten çok güzel bir tur olacağını hayal ediyorum.
Ayrıca geçmiş olsun. Kask ve eldivenin önemi, kazalar ucuz atlatıldıkça (olmazlarsa pek ucuz atlatılamayacak çünkü) daha da ortaya çıkıyor.

Kazasız turlar dilerim.


five
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Çok güzel bir gezi ve yazı olmuş. Elinize, ayağınıza sağlık. Ufak birşeyi düzeltmek istiyorum. Ayvalık-Sarmusaklı değil Ayvalık-Sarımsaklı olması lazım :D
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
guzel bır gezi olmuş kavunu korumaya almanızda takdire değer hele akşam hakkını verdiyseniz :) ben otip şeyleri düşürmemek için uyku tulumu giysi benzer cantadan çıkarıp mata sarıp bosalan yere yerleştiriyorum. Kasksız tur sizinde dediğiniz gibi çok tehlikeli.
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
O harika resimlere o akıcı anlatımınıza çok teşekkürler harika bir tur olmuş gerçekten.Tebrikler.
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
Benim "Bir hayal nasıl gerçekleştirilir soruma" çok ince bir cevap olmuş paylaşım. Çok teşekkürler. Ellerinize, ayaklarınıza sağlık.
 
  • Beğen
Tepkiler: makara
S Ü P E R
S Ü P E R
S Ü P E R
Gerçekten çok harika bir gezi olmuşş..o kadar güzel ki insanın baktıkça bakası geliyoru gezi fotoğraflarına...
Paylaşım için teşekkür ederiz
 
Geri