Mesut Girgiç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Mart 2006
- Mesaj
- 4.518
- Tepki
- 11.737
- Şehir
- Konya
Diyet ve reflü (Bir makale özeti - Reflü: mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması)
Şişman kişilerin çoğunda reflü ve mide şikayetleri vardır. Fazla yağlı yiyeceklerin reflüye neden olduğu ileri sürülmüştür. Fakat reflünün diyetteki yağ miktarıyla değil şişmanlıkla ilgisi olduğu gösterilmiştir. Buna karşılık rafine (hızlı kana karışan) şekerlerin diyetteki fazlalığı ise reflüye neden olmaktadır. Yapılan bir araştırmada reflüsü olan hastaların diyetindeki glisemik endeksi yüksek gıdalar çıkartıldığında hastalık belirtilerinin bir hafta içerisinde düzeldiği gösterilmiştir.
(Glisemik endeks: Şekerli bir gıdanın kan şekerini -glikoza nisbetle- yükseltme oranı)
Hatta bu çalışmaya katılan hastalar aşırı demli çay, fazla miktarda kahve gibi kötü alışkanlıklarına devam etmelerine rağmen reflü şikayetleri düzelmiştir. Bahsi geçen hastalar mide ilaçlarının tümünü kesmişlerdir. Bizim gözlemlerimiz de aynı şekildedir. Düşük şekerli bir diyet olan “Taş devri diyeti”ni uygulayan kişilerin çok büyük bir bölümünde (neredeyse hepsinde) reflü birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolmaktadır. Düşük şekerli diyetin reflüyü nasıl azatlığının mekanizması iyi bilinmemektedir. Benim kişisel görüşüm şu şekildedir.
Un ve şekerden zengin gıda ile beslenenlerde insülin direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şeker düşükülüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun kapanması parasempatik sinir sistemi ile ilgilidir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusu alt büzgeçi yutma olmamasına rağmen açılır ve mide içindekiler geriye kaçar.
İlaçsız reflü tedavisi
Acil tedavinin ilk adımı günde 4 litre su içmektir. Yakınmalar azalınca bu iki litreye kadar azaltılabilir. İkinci önemli adım rafine şekerlerin, un ve şekerden mamül gıdaların, belirgin bir şekilde azaltılmasıdır (Bak taş devri diyeti). Diyete akut belirtiler kaybolduktan sonra da devam edilmelidir. Üçüncü önemli adım günde en az 3-4 diş kadar sarımsak yemektir. Sarımsak ezildikten sonraki ilk yarım saat içinde tüketilmelidir (saramsak haplarının etkisi azdır). Sarımsak helicobacter dahil mide-bağırsak kanalındaki bütün patojen mikroorganizmaları etkisizleştirir.
Kaynak: Dr. H. Karadoğan, Şematize resim
Şişman kişilerin çoğunda reflü ve mide şikayetleri vardır. Fazla yağlı yiyeceklerin reflüye neden olduğu ileri sürülmüştür. Fakat reflünün diyetteki yağ miktarıyla değil şişmanlıkla ilgisi olduğu gösterilmiştir. Buna karşılık rafine (hızlı kana karışan) şekerlerin diyetteki fazlalığı ise reflüye neden olmaktadır. Yapılan bir araştırmada reflüsü olan hastaların diyetindeki glisemik endeksi yüksek gıdalar çıkartıldığında hastalık belirtilerinin bir hafta içerisinde düzeldiği gösterilmiştir.
(Glisemik endeks: Şekerli bir gıdanın kan şekerini -glikoza nisbetle- yükseltme oranı)
Hatta bu çalışmaya katılan hastalar aşırı demli çay, fazla miktarda kahve gibi kötü alışkanlıklarına devam etmelerine rağmen reflü şikayetleri düzelmiştir. Bahsi geçen hastalar mide ilaçlarının tümünü kesmişlerdir. Bizim gözlemlerimiz de aynı şekildedir. Düşük şekerli bir diyet olan “Taş devri diyeti”ni uygulayan kişilerin çok büyük bir bölümünde (neredeyse hepsinde) reflü birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolmaktadır. Düşük şekerli diyetin reflüyü nasıl azatlığının mekanizması iyi bilinmemektedir. Benim kişisel görüşüm şu şekildedir.
Un ve şekerden zengin gıda ile beslenenlerde insülin direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şeker düşükülüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun kapanması parasempatik sinir sistemi ile ilgilidir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusu alt büzgeçi yutma olmamasına rağmen açılır ve mide içindekiler geriye kaçar.
İlaçsız reflü tedavisi
Acil tedavinin ilk adımı günde 4 litre su içmektir. Yakınmalar azalınca bu iki litreye kadar azaltılabilir. İkinci önemli adım rafine şekerlerin, un ve şekerden mamül gıdaların, belirgin bir şekilde azaltılmasıdır (Bak taş devri diyeti). Diyete akut belirtiler kaybolduktan sonra da devam edilmelidir. Üçüncü önemli adım günde en az 3-4 diş kadar sarımsak yemektir. Sarımsak ezildikten sonraki ilk yarım saat içinde tüketilmelidir (saramsak haplarının etkisi azdır). Sarımsak helicobacter dahil mide-bağırsak kanalındaki bütün patojen mikroorganizmaları etkisizleştirir.
Kaynak: Dr. H. Karadoğan, Şematize resim