Süleyman Şatır
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 22 Mart 2005
- Mesaj
- 1.151
- Tepki
- 2.710
- Şehir
- Fatih / İstanbul
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/cide-harita.jpg
Yeniçağa-Mengen-Devrek-Çaycuma-Bartın-Amasra-Çakraz-Kurucaşile-Gideros ve Cide’den adiyos… (1. Gün: 19 Haziran 2009)
19 Haziran 2009… Rotamız Bolu-Yeniçağa’dan, Batı Karadeniz’e doğru… Kısıtlı zaman dolayısıyla İstanbul’dan Bolu-Yeniçağa’ya kadar otobüsle gidiyoruz. Bisiklet turumuza Yeniçağa’dan başlıyoruz ve sırasıyla Mengen, Devrek, Çaycuma, Bartın, Amasra, Çakraz, Kurucaşile, Gideros ve Cide’ye giderek bu bölgeyi keşfediyoruz… Pazar akşamı 20:30’da Cide’den adiyos diyerek otobüsle İstanbul’a dönüyoruz… Ekipte ise, daha önce de birlikte pedal bastığım arkadaşlarım Ahmet Türkyılmaz ve Ramazan Kuruçay var…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/01.jpg
Ahmet Türkyılmaz, Ramazan Kuruçay, Süleyman Şatır Amasra'ya girerken...
Ahmet’le ilk görüştüğümüzde bu tur, Karamürsel, Gölcük, İzmit, Maşukiye üzerinden Adapazarı’na doğru günübirlik bir turdu… Ama Ahmet izninin üç gün olduğunu söyleyince bir süredir düşündüğüm ve gerçekleştirmek için fırsat kolladığım parkurlardan birini hayata geçirmeye karar vermiş olduk… Ramazan da, büyük çaba göstererek Cuma gününden itibaren izin alınca ekip tamamlanmış oldu… Bu arada tur arkadaşlarım Ahmet ve Ramazan’a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum… Gerçekten büyük bir uyum içinde geçen çok güzel, çok keyifli bir gezi oldu… Teşekkürler Ahmet, teşekkürler Ramazan...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/02.jpg
Otobüsümüz Bolu yakınlarında mola veriyor...
Evet, 19 Haziran 2009, Cuma sabahı saat 07:30’da Öz Bolu Seyahat’in İstanbul Otogar’daki yazıhanesinde Ahmet’le buluşuyoruz… Bisikletlerimizi hiçbir sorun yaşamadan otobüsümüzün bagajına yerleştiriyoruz. Ramazan, otobüse Alibeyköy’den biniyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/03.jpg
Saat 12:50’de İstanbul-Ankara yolunda, Yeniçağa-Gerede arasındaki Mengen-Bartın-Zonguldak yol kavşağında, otobüsten iniyoruz… Saat 13:00’de de bisiklet yolculuğumuz başlıyor… İlk günün programına göre 100 km pedal basarak Çaycuma’ya ulaşmamız gerekiyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/04.jpg
Tura başlamadan önce internette yaptığım araştırmalarda Çaycuma’nın rakımının 20 metre olduğunu öğrenmiştim. Yeniçağa’nın yüksekliği 900'lü metrelerde olduğuna göre Çaycuma’ya kadar tatlı tatlı iniş yapacağımızı biliyordum… Ama, arada sürpriz sıkı rampalar olacağını da tahmin ediyordum…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/05.jpg
Yolun bazı bölümlerinde, duble yol inşaatı çalışmaları vardı… Trafikten pek şikayetçi olmadık ama, kuzeye doğru gittiğimiz için tam cepheden esen kuzey rüzgarı, istediğimiz hızlara erişmemize hep engel oldu… Rüzgar yüzünden, yokuşları inerken bile pedal basmamız gerekti… Ayrıca, asfaltın zemini de sıcaktan erimişti…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/06.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/07.jpg
Saat 14:00’de Mengen’e ulaştık… Ankara-İstanbul karayolundan Mengen’e kadar 20 km pedal basmışız… Mengen'in en büyük özelliğinin, babadan oğula devam eden ünlü aşçıları olduğunu biliyoruz. Ama biz belki de, hava kararmadan daha 80 km pedal basmamız gerektiği için, şehir merkezine girip yemek yiyeceğimiz bir yer aramak yerine, mola verdiğimiz benzincide yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerle karnımızı doyurmayı tercih ediyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/7a.jpg
Ramazan Kuruçay… Yol boyunca yaptığı esprilerle gezimizin neşe kaynağı oldu…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/08.jpg
Ahmet Türkyılmaz… CNN’de çalışan Ahmet Türkyılmaz’la daha önce GPA 1 ve 2’de birlikte pedal basmış, ayrıca İznik-Mekece, Çatalca-Kestanelik gezimizde de birlikte olmuştuk… Ahmet, önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz, 3'er günlük yeni gezilerin kahramanlarından olacağı da kesin görünüyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/09.jpg
Ramazan bisikletinin inik arka lastiğini şişirmeye çalışırken, iğne sibop kırılıyor… Ardından, elimizdeki geniş siboplu laktiklerden birini takabilmek için, cantın sibop deliğinin matkapla genişletilmesine istemiye istemiye razı olmak zorunda kalıyor… Yemek molası, patlak lastiğin değiştirilmesi derken, Mengen’den tekrar yola çıkmamız 14:45 oldu…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/10.jpg
Mengen’den sonra Dorukhan Tüneli’ne doğru yeniden tırmanmaya başlıyoruz. Dorukhan Tüneli (Dorukhan Geçidi), Batı Karadeniz’i daha doğrusu Zonguldak ve Devrek’i İstanbul ve Ankara’ya bağlayan tek geçit… Dorukhan Tüneli emniyet şeridi olmayan, 903 metre uzunluğunda bir tünel…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/11.jpg
Tünele her iki taraftan da tırmanarak çıkılıyor. Tünelin girişinden diğer çıkışı görünmüyor. Görünmemesinin sebebi ise, girdiğimiz yönde tünelin sola doğru virajlı ve Zonguldak tarafına doğru eğimli olması…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/12.jpg
Hızlı bir iniş yaparak tüneli geçiyoruz… Eğer bu eğim, bize doğru ters olsaydı, emniyet şeridi olmayan bu tünelden tırmanarak geçmek bizim için herhalde oldukça sıkıntılı olacaktı…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/13.jpg
Saat 15:53… Devrek’e 24 kilometre var…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/14.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/15.jpg
Yollarda zaman zaman mola veriyoruz… Tam karşımızdan esen rüzgar bizi serinletiyor ama, hızlı gitmemize de engel oluyor… Buna karşılık, yemyeşil bir bitki örtüsünün fon oluşturduğu tepelerin arasından, zaman zaman sağımıza ya da solumuza aldığımız Devrek Çayı’na paralel giden yolda zevkli bir yolculuk yapıyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/16.jpg
Mengen’den 40 km sonra Devrek’e geliyoruz… Aslında burası Devrek’in mahallelerinden biri… Devrek bastonlarının satıldığı bir dükkana giriyoruz… Gerçekten çok hoş görünüşleri var… Aslında kalem olarak kullanabileceğimiz bastonlardan birini hatıra olarak satın alabilirdik…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/17.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/18.jpg
Ramazan aynı zamanda bizim kasamız… Tüm harcamaları o yapıyor… Biz bastonları incelerken o da almış olduğu maden sularıyla geliyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/19.jpg
2-3 km daha pedal bastıktan sonra Devrek'e geliyoruz… Saat 17:25, 43 km’deyiz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/20.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/21.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/22.jpg
Devrek sokakları…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/23.jpg
Devrek'te fazla oyalanmadan yola çıkıyoruz… Devrek-Mengen arası 32 km… Bu arada internetten aldığımız bilgileri doğrulatmak için, karşılaştığımız kişilere Devrek-Mengen arasının kaç km olduğunu sorduğumuzda hep çok farklı rakamlar ortaya çıkıyor... Bu mesafe kimine göre 50, kimine göre 40, kimine 60 km…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/24.jpg
Bu resimler Filyos Çayı’nın üzerindeki köprüde çekildi… Ne yazık ki, Çaycuma’dan geçtikten Karadeniz’e dökülen bu çay oldukça kirliydi…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/25.jpg
Saat 19:05’de Zonguldak-Bartın yol ayrımına geliyoruz. Daha sonraki gezilerimizde, buradan Zonguldak yönüne dönerek Adapazarı ya da İzmit yönüne doğru yine 2-3 günlük bir tur planlamayı düşünüyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/26.jpg
19:28’de Çaycuma tabelası önünde bu fotoğrafı çekiyoruz… Bu tabeladan sonra konaklayacağımız Çaycuma Öğretmenevi’ne kadar yaklaşık 3-4 km daha pedal basmamız gerekiyor…
Öğretmenevi’ne geldiğimizde, daha önce telefonla görüştüğümüz ve yerimizi ayırttığımız Selim Bey bizi bekliyordu… Selim Bey bize karşı çok büyük bir misaferperverlik sergiliyor… Yolunuz Çaycuma’ya düşerse mütevazi fiyatıyla Öğretmenevi sizleri de ağırlamak için bekliyor…
İlk günün sonunda (19 Haziran 2009) km değerlerine baktığımızda, aşağıdaki değerleri görüyoruz:
Yola çıkış saati: 13:00 (Yeniçağa-Gerede, Zonguldak-Bartın yol kavşağı)
Yapılan tüm km: 101,20 km
Ortalama Hız: 20,98 km.
Maksimum hız: 53,70 km/saat
Pedal basma süresi: 04:49:27
Çaycuma Öğretmenevi’ne varış saati: 19:40
(Devam edecek)
Yeniçağa-Mengen-Devrek-Çaycuma-Bartın-Amasra-Çakraz-Kurucaşile-Gideros ve Cide’den adiyos… (1. Gün: 19 Haziran 2009)
19 Haziran 2009… Rotamız Bolu-Yeniçağa’dan, Batı Karadeniz’e doğru… Kısıtlı zaman dolayısıyla İstanbul’dan Bolu-Yeniçağa’ya kadar otobüsle gidiyoruz. Bisiklet turumuza Yeniçağa’dan başlıyoruz ve sırasıyla Mengen, Devrek, Çaycuma, Bartın, Amasra, Çakraz, Kurucaşile, Gideros ve Cide’ye giderek bu bölgeyi keşfediyoruz… Pazar akşamı 20:30’da Cide’den adiyos diyerek otobüsle İstanbul’a dönüyoruz… Ekipte ise, daha önce de birlikte pedal bastığım arkadaşlarım Ahmet Türkyılmaz ve Ramazan Kuruçay var…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/01.jpg
Ahmet Türkyılmaz, Ramazan Kuruçay, Süleyman Şatır Amasra'ya girerken...
Ahmet’le ilk görüştüğümüzde bu tur, Karamürsel, Gölcük, İzmit, Maşukiye üzerinden Adapazarı’na doğru günübirlik bir turdu… Ama Ahmet izninin üç gün olduğunu söyleyince bir süredir düşündüğüm ve gerçekleştirmek için fırsat kolladığım parkurlardan birini hayata geçirmeye karar vermiş olduk… Ramazan da, büyük çaba göstererek Cuma gününden itibaren izin alınca ekip tamamlanmış oldu… Bu arada tur arkadaşlarım Ahmet ve Ramazan’a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum… Gerçekten büyük bir uyum içinde geçen çok güzel, çok keyifli bir gezi oldu… Teşekkürler Ahmet, teşekkürler Ramazan...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/02.jpg
Otobüsümüz Bolu yakınlarında mola veriyor...
Evet, 19 Haziran 2009, Cuma sabahı saat 07:30’da Öz Bolu Seyahat’in İstanbul Otogar’daki yazıhanesinde Ahmet’le buluşuyoruz… Bisikletlerimizi hiçbir sorun yaşamadan otobüsümüzün bagajına yerleştiriyoruz. Ramazan, otobüse Alibeyköy’den biniyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/03.jpg
Saat 12:50’de İstanbul-Ankara yolunda, Yeniçağa-Gerede arasındaki Mengen-Bartın-Zonguldak yol kavşağında, otobüsten iniyoruz… Saat 13:00’de de bisiklet yolculuğumuz başlıyor… İlk günün programına göre 100 km pedal basarak Çaycuma’ya ulaşmamız gerekiyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/04.jpg
Tura başlamadan önce internette yaptığım araştırmalarda Çaycuma’nın rakımının 20 metre olduğunu öğrenmiştim. Yeniçağa’nın yüksekliği 900'lü metrelerde olduğuna göre Çaycuma’ya kadar tatlı tatlı iniş yapacağımızı biliyordum… Ama, arada sürpriz sıkı rampalar olacağını da tahmin ediyordum…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/05.jpg
Yolun bazı bölümlerinde, duble yol inşaatı çalışmaları vardı… Trafikten pek şikayetçi olmadık ama, kuzeye doğru gittiğimiz için tam cepheden esen kuzey rüzgarı, istediğimiz hızlara erişmemize hep engel oldu… Rüzgar yüzünden, yokuşları inerken bile pedal basmamız gerekti… Ayrıca, asfaltın zemini de sıcaktan erimişti…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/06.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/07.jpg
Saat 14:00’de Mengen’e ulaştık… Ankara-İstanbul karayolundan Mengen’e kadar 20 km pedal basmışız… Mengen'in en büyük özelliğinin, babadan oğula devam eden ünlü aşçıları olduğunu biliyoruz. Ama biz belki de, hava kararmadan daha 80 km pedal basmamız gerektiği için, şehir merkezine girip yemek yiyeceğimiz bir yer aramak yerine, mola verdiğimiz benzincide yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerle karnımızı doyurmayı tercih ediyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/7a.jpg
Ramazan Kuruçay… Yol boyunca yaptığı esprilerle gezimizin neşe kaynağı oldu…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/08.jpg
Ahmet Türkyılmaz… CNN’de çalışan Ahmet Türkyılmaz’la daha önce GPA 1 ve 2’de birlikte pedal basmış, ayrıca İznik-Mekece, Çatalca-Kestanelik gezimizde de birlikte olmuştuk… Ahmet, önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz, 3'er günlük yeni gezilerin kahramanlarından olacağı da kesin görünüyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/09.jpg
Ramazan bisikletinin inik arka lastiğini şişirmeye çalışırken, iğne sibop kırılıyor… Ardından, elimizdeki geniş siboplu laktiklerden birini takabilmek için, cantın sibop deliğinin matkapla genişletilmesine istemiye istemiye razı olmak zorunda kalıyor… Yemek molası, patlak lastiğin değiştirilmesi derken, Mengen’den tekrar yola çıkmamız 14:45 oldu…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/10.jpg
Mengen’den sonra Dorukhan Tüneli’ne doğru yeniden tırmanmaya başlıyoruz. Dorukhan Tüneli (Dorukhan Geçidi), Batı Karadeniz’i daha doğrusu Zonguldak ve Devrek’i İstanbul ve Ankara’ya bağlayan tek geçit… Dorukhan Tüneli emniyet şeridi olmayan, 903 metre uzunluğunda bir tünel…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/11.jpg
Tünele her iki taraftan da tırmanarak çıkılıyor. Tünelin girişinden diğer çıkışı görünmüyor. Görünmemesinin sebebi ise, girdiğimiz yönde tünelin sola doğru virajlı ve Zonguldak tarafına doğru eğimli olması…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/12.jpg
Hızlı bir iniş yaparak tüneli geçiyoruz… Eğer bu eğim, bize doğru ters olsaydı, emniyet şeridi olmayan bu tünelden tırmanarak geçmek bizim için herhalde oldukça sıkıntılı olacaktı…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/13.jpg
Saat 15:53… Devrek’e 24 kilometre var…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/14.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/15.jpg
Yollarda zaman zaman mola veriyoruz… Tam karşımızdan esen rüzgar bizi serinletiyor ama, hızlı gitmemize de engel oluyor… Buna karşılık, yemyeşil bir bitki örtüsünün fon oluşturduğu tepelerin arasından, zaman zaman sağımıza ya da solumuza aldığımız Devrek Çayı’na paralel giden yolda zevkli bir yolculuk yapıyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/16.jpg
Mengen’den 40 km sonra Devrek’e geliyoruz… Aslında burası Devrek’in mahallelerinden biri… Devrek bastonlarının satıldığı bir dükkana giriyoruz… Gerçekten çok hoş görünüşleri var… Aslında kalem olarak kullanabileceğimiz bastonlardan birini hatıra olarak satın alabilirdik…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/17.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/18.jpg
Ramazan aynı zamanda bizim kasamız… Tüm harcamaları o yapıyor… Biz bastonları incelerken o da almış olduğu maden sularıyla geliyor…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/19.jpg
2-3 km daha pedal bastıktan sonra Devrek'e geliyoruz… Saat 17:25, 43 km’deyiz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/20.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/21.jpg
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/22.jpg
Devrek sokakları…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/23.jpg
Devrek'te fazla oyalanmadan yola çıkıyoruz… Devrek-Mengen arası 32 km… Bu arada internetten aldığımız bilgileri doğrulatmak için, karşılaştığımız kişilere Devrek-Mengen arasının kaç km olduğunu sorduğumuzda hep çok farklı rakamlar ortaya çıkıyor... Bu mesafe kimine göre 50, kimine göre 40, kimine 60 km…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/24.jpg
Bu resimler Filyos Çayı’nın üzerindeki köprüde çekildi… Ne yazık ki, Çaycuma’dan geçtikten Karadeniz’e dökülen bu çay oldukça kirliydi…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/25.jpg
Saat 19:05’de Zonguldak-Bartın yol ayrımına geliyoruz. Daha sonraki gezilerimizde, buradan Zonguldak yönüne dönerek Adapazarı ya da İzmit yönüne doğru yine 2-3 günlük bir tur planlamayı düşünüyoruz…
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/Cide-19-06-09/26.jpg
19:28’de Çaycuma tabelası önünde bu fotoğrafı çekiyoruz… Bu tabeladan sonra konaklayacağımız Çaycuma Öğretmenevi’ne kadar yaklaşık 3-4 km daha pedal basmamız gerekiyor…
Öğretmenevi’ne geldiğimizde, daha önce telefonla görüştüğümüz ve yerimizi ayırttığımız Selim Bey bizi bekliyordu… Selim Bey bize karşı çok büyük bir misaferperverlik sergiliyor… Yolunuz Çaycuma’ya düşerse mütevazi fiyatıyla Öğretmenevi sizleri de ağırlamak için bekliyor…
İlk günün sonunda (19 Haziran 2009) km değerlerine baktığımızda, aşağıdaki değerleri görüyoruz:
Yola çıkış saati: 13:00 (Yeniçağa-Gerede, Zonguldak-Bartın yol kavşağı)
Yapılan tüm km: 101,20 km
Ortalama Hız: 20,98 km.
Maksimum hız: 53,70 km/saat
Pedal basma süresi: 04:49:27
Çaycuma Öğretmenevi’ne varış saati: 19:40
(Devam edecek)