Viyana'da Tuna Adası'na bisiklet gezisi

Foruma yaptığım "Viyana'da bisiklet turu / gezisi için acil tur arkadaşı aranıyor" çağrıma (doğal olarak) yanıt gelmeyince ben de yanıma oğlumu ve Viyana'da yaşayan yeğenimi alarak Tuna Adası'na bir bisiklet gezisi düzenlemeye karar verdim. Temmuz'un 10'u olsa da alışıldık üzere yağmurlu ve serin bir Viyana gününde üçümüz yola çıktık; diğer seçenek hanımlarla birlikte Doğa veya Sanat Müzesine gitmekti, o yüzden biz tercihimizi bisikletle doğaya şeklinde kullandık
Arkamıza Gasometer binalarını alarak şöyle bir özçekimle turumuza başlayalım; arkada 2'si görünen 4 adet silindir şeklinde bina Gasometer; zamanında gaz deposu olarak kullanılıyormuş, artık depo olarak gerek kalmayınca içi daireler, ofis ve alt katları da alışveriş merkezi olarak düzenlenmiş.



Biraz pedal basınca işte aşağıdaki yeşillik alana ulaştık; Viyana zaten çok aşırı kalabalık değil, ama burası hiç sesin, gürültünün olmadığı, insanların rahatça bisiklete binip koştuğu, köpeklerini gezdirdiği mekanlar...



Az ilerideki kanalın üzerinden geçerek yola devam ediyoruz...



Havanın yağışlı olmasından dolayı salyangozlar kendilerini dışarı atmış durumdalar; oldukça fazla sayıdalar, aman ezmemeye dikkat :confused:



Ve Tuna üzerindeki sayısız köprülerden birinden geçerek Donauinsel'e, Türkçe adıyla Tuna Adası'na ulaşıyoruz. Burası Tuna üzerinde yaklaşık 20 km. uzunluğunda yapay bir ada; üzerinde sadece bisiklet yolları, çocuk park alanları, koşu yolları, yeşil alanlar var, ama tabi hepsini görmediğim için yamuluyor da olabilirim Tuna'nın diğer tarafında yer alan Viyana'nın en yüksek binası...



Yeğenimle oğlum burdaki parklarda oynadılar; güzel dizayn edilmiş bir parktı; çocuklar bir sala biniyor, karşıya kadar gerili olan halatı çekerek salı karşıya geçirmeye çalışıyorlar; ama bunu yaparken çabuk olmaları lazım, çünki dev bir balığın ağzından yaklaşık 30 sn. arayla su fışkırtılıyor, zamanında salı çekemezlerse ıslanma riski var Ve bol bol da bisiklete bindiler...



Bu yollarda bisiklet sürülmez mi?? :asik:



Geçtiğim köprünün adı neydi acaba?? diye tereddütte kalmaya gerek yok, adamlar büyük harflerle köprünün girişine, çıkışına yazmışlar; Kaisermühlen Brücke, Türkçesi İmparatorun Değirmenleri Köprüsü...



Keyifli yolculuğumuz yine bisiklet yollarını kullanarak sona erdi; bir anda kafamda acaba bisiklete binen çok olduğu için mi yollar yapılıyor, yoksa bisiklet yolları mevcut olduğu için mi bu kadar çok bisiklete binen var sorusu takıldı; bisiklete binenler için her şey düşünülmüş durumda; ayrı bisiklet yolları; bisikletliler için ayrı trafik lambaları, köprülere iniş / çıkışlar için dönel (bu kelimeyi ben uydurdum sanırım şimdi ) ya da düz rampalar, yollarda işaretlendirmeler ve en önemlisi bisiklete saygılı sürücüler ve yayalar. Yeğenim "burda bisikletlileri severler" dedi, ondan aldığım bu ve bunun gibi bir kaç daha ipucu iyi oldu, ertesi gün tek başına çıktığım bol maceralı Bratislava turunda işime yaradı

efsane gezi olmuş ,şu sıralar çok yurt dışında tur yazısı okumaya başladım adamlar ne güzel yapmış her yeri araçtan uzak ,stresten uzak