Scudo Sports

Tour de Karadeniz / Bolu - Samsun (sahilden) 3 günde 675 km/10.600m+

sccetin

SCC
Yönetici
Kayıt
26 Haziran 2016
Mesaj
597
Tepki
5.683
Şehir
Samsun
İsim
Serhat C
Bu rota ve üst üste uzun mesafeler sürüp kendimi test etmek bayağıdır aklımdaydı. Tamam, günde 300 üzeri kilometrelere alışkındım fakat ertesi gün hep dinlenmiştim. Aklından TCR ve TTUBR geçen birisi olarak kendimi denemem, keyif alıp almadığımı görmem gerekiyordu.

Orijinal plan Samsun'dan başlayıp Istanbul'da bitirmekti. 4 günde yaklaşık 1.000 KM sürecekti. Fakat şartlar rotanın tam tersi şekilde olgunlaştı. Istanbul'da bir toplantıya gitmem gerekti ve bisikleti araçla götürme imkânımın yanı sıra aracı Samsun'a geri getirecek arkadaşım da vardı. Bu sırada eşim Bolu'da olduğu için Istanbul - Bolu arasındaki sıkıcı ve yoğun trafikli ilk günü tıraşlama kararı alarak turu 1 gün ve yaklaşık 300 km kısalttım.

Samsun'da makine mühendisliği okuyan bisikletçi arkadaşlarımdan 2000 doğumlu Burhan da tura katılmak istedi. Kendisinin sağlam bir bisikletçi olduğunu bildiğim için seve seve kabul ettim. Memleketi Bilecik'in Pazaryeri ilçesinden İzmit'e geldi ve O'nu da yol üzerinde 6 Temmuz Pazartesi günü aldık ve 7 Temmuz Salı sabahı yola koyulduk.

1. gün: Bolu - Amasra: 237 KM/3150m+
(link)

Güneş doğar doğmaz 05:41'de 12 derece mis gibi serinlikte ve tenhalıkta yola çıkıyoruz.
WhatsApp Image 2020-07-11 at 14.16.36.jpeg

Güneşin doğuşunu izleyerek ve önümüzdeki yaklaşık 600 kilometreden ilk defa geçecek olmanın verdiği heyecandan ikimizin de ağzı kulaklarına varıyor. Ve sanırım bu heyecandan dolayı ilk 100 kilometrede hiç alışık olmadığım bir biçimde 5 defa çiş molası vermek zorunda kalıyorum.

GOPR1547.JPG

Liseye Bolu'da gittiğim için ve 2017'den itibaren de eş durumundan sürekli Bolu Samsun arası mekik dokumaktan her santimetre karesini bildiğim şehirlerarası yoldan ilk defa bisikletle geçip nihayetinde bu yoldan ayrılarak Karabük'e doğru Kuzey’e dönüyoruz ve tatlı tatlı 1300'den 250'e kadar iniyoruz. Hava ısınmaya başlıyor.
GOPR1555.JPG

Tam öğlen sıcağında Karabük'e varıyoruz ve birer soslu (katık) tavuk dürüm gömüyoruz (dürüm doyurucu ve 8.5 TL). Sıcaklık 30 derece. Gölgede biraz kendimize geldikten sonra Safranbolu'ya doğru tırmanmaya başlıyoruz ve kendimizi bir benzinliğe atıp çeşmesinde başımızı, kollarımızı, bacaklarımızı suyun altına sokuyoruz. Çok iyi geliyor zira yol bilgisayarı sıcaklığı 40 derece olarak ölçüyor.

GOPR1566.JPG

Safranbolu'daki bu tek fotoğraflık küçük moladan sonra 1050 metreye kadar tırmanmaya devam ederken yol tenhalaşıyor ve sıcaklık dayanılmazlığını artıyor. Üstüne suyumuz bitiyor; bu yetmezmiş gibi bir de arka lastiğimin indiğini görüyorum. Hemen bir ağacın altına geçip lastiği değiştiriyoruz. O kadar bitkinim ki Burhan'ın yola devam etme isteği çok fazla olmasa oracıkta yarım saat kestirirdim; derken taktığımız iç lastik şişmiyor :) Sibobu bozuk :( Tekrar değiştiriyoruz ve tırmanmaya devam ediyoruz.

Susuzluk burada o kadar dayanılmaz bir hâl alıyor ki artık pedal çevirirken suluğu sol elimde tutarak geçen arabalara sallıyorum belki biri anlar da durur diye fakat nafile.

Sonunda inişe geçmeden hemen önce yolun biraz üstünde bir çiftlik buluyoruz ve su rica ediyoruz. Hortumdan kana kana içiyoruz, şişelerce... Gölgeye oturup kendimize gelirken güzel de bir muhabbet ediyoruz.

Ferahlamış bir şekilde inişe geçmenin rahatlığıyla beraber yolu kilometrelerce tünelmiş gibi bir cümbüşe bürümüş güzel ağaçların altından geçiyoruz. Keyfimize diyecek yok.

GOPR1577.JPG

GOPR1580.JPG

Saat 19:00'a doğru Amasra'ya giriş yapıyoruz. İkimizin de buraya ilk gelişi. Ben yerli turistlerden dolayı istilaya uğramıştır; yamyam kaynıyordur diye hep mesafeli durmuştum fakat durum böyle değildi ve bu küçük, sevimli yeri çok beğendim.

GOPR1601.JPG

Güneş ve sıcak asfaltın arasında günboyu kavrulurken hayâlini kurduğumuz denize girmemize çok az kaldı. Öncesinde Öğretmenevi dolu olduğu için kişi başı 100 TL'ye ayarladığımız Uygulama Oteli'ne giriş yapıyoruz.

GOPR1605.JPG

Bu fotoğrafın adı ''COSSS''.

Akşam karnımızı doyurmak ve biraz gezmek için dışarı çıkıyoruz. Amasra Sofrası'nda Amasra Pidesi yiyoruz. Fiyatı 25 TL. Lezzeti idare eder... Kaşarlı sebzeli pide.

GOPR1614.JPG

GOPR1620.JPG

Sabah yiyeceklerimizi almak için markete uğrayıp 22:00 gibi yatışa geçiyoruz. 05:00'da havanın patlayacağından habersiz...
Video:

***
2. gün: Amasra - İnebolu: 171 KM/4110m+
(link)

Sabah 5'te gökgürültüsü, şimşek ve yağışla beraber uyanıyoruz. Burhan bir yandan ton balıklı ekmek yapıyor; çıkmadan mideye indireceğiz. Bu sırada hava durumuna bakıyoruz; gün boyu yolumuz boyunca artarak yağış görünüyor. Çıkıp çıkmamanın istiraşesini yaparken 'ölmek var dönmek yok, şeker miyiz, eriyecek miyiz' goygoyu yaparken asıl hedefimizin üst üste sürmek olduğunu birbirimize hatırlatıp ne olursa olsun çıkalım diyoruz ve telefonları kilitli poşetlere koyup ben yağmurluğumu, Burhan rüzgârlığını giyiyor. Bu sırada yağmur diniyor; yollar ıslak ve boş. 05:49'da pedal dönüyor. Hedef Sinop'a kadar 300 KM ve 7000m+ ve son güne 150 KM düz yol bırakarak rahat etmek...

Yaklaşık 45 dakika kadar kuru gidebiliyoruz. Gök yarılıyor ve yağmur başlıyor. Hem de yaklaşık 13 saat kadar eşlik edecek şekilde...

GOPR1637.JPG

GOPR1653.JPG

Dik yerlerde ayağa kalkıp tırmanış yapamıyoruz zira arka lastik anında kayıveriyor. İniş de yapamıyoruz zira yol eski soğuk asfalt olduğu için zaten jilet gibi; bir de bu kadar yağış ve kötü lastikle beraber daha berbat. Frenler zaten iş görmüyor; pabuçlar bu gidişle gün sonunda eriyip yok olacak.

Aylardır hayâlini kurduğum bu iniş çıkış ve virajlardan maalesef müthiş yavaş geçmek zorunda kalıyoruz fakat dün güneşte kavrulmanın izleri daha çok yeniyken pek de yakınmıyoruz. Buralar yağmurlu dahi güzel... Derken iniş yaptığımız bir esnada, bir anda bisiklet altımdan kaybolup gidiyor.
Bisiklet sağda ben solda ikimiz de aşağı doğru kayıyoruz. Hiç durmayacak gibi iniyoruz; neredeyse Sinop'a varacağız. Refleks olarak elimi kolumu yere sürterek yavaşlamaya çalışıyorum ve kendi etrafımda dönmeye başlıyorum. Nihayet duruyoruz :) Gittiğimiz yönün tersine dönük bir şekilde bir bisiklete bir Burhan'a bakıyorum ve yerde ıpıslak yatarken iyi bir bağırıyorum. Bağırmamın sebebi acı vs değil. Bisiklette bir yerin yamulup kırılmasından dolayı turun sona erebileceği düşüncesi...

Ağzımdan çıkan ilk kelimeler ''bisiklet ne yana düştü Burhan?'' oluyor. ''Sola düştü abi'' diyince rahatlıyorum zira sağa düşüp vitesin, kulağın vs çöp olması istediğim son şey.
Ayağa kalkıp kendimi kontrol ediyorum ve bir şeyimin olmadığını görüp hem seviniyorum hem şaşırıyorum. Ayrıca keşke videosu olsaydı diye iç geçiriyorum zira kayarken altımdan yerdeki suların sağa sola fışkırdığını görmeyi çok isterdim :)

Biraz sonra yağmurun müthiş bastırmasından dolayı kendimizi terkedilmiş şu köy kahvesine benzeyen bir yere atıyoruz:

GOPR1643.JPG

Fotoğrafta görünen amca da minibüs hattı çeken oğlunu bizim yanımızda bekliyor. Burada sol kalçamın orada bacağımın şiştiğini ve kızardığını fark ediyorum. Sızlıyor, "ben buradayım haberin olsun" diyor fakat ağrı veya acı yok. Yağmurluğun sol dirsek tarafının deforme olduğunu görüyorum. Taytta hiçbir şey yok; ilginç... Yer kuru olsa hepsi paramparça olurdu büyük ihtimalle.
Burada yağmurun hafiflemesini 50 dakika kadar bekledikten sonra yola yer yer yakıt döküldüğünü görüyorum; belki de bu yüzden kayıp düştüm kim bilir, diyorum kendi kendime fakat hemen sonra bir ambulans, bir jandarma bir de çekici aracı görüyoruz. Fakat ortada başka araç yok. Sağda yeşillikler bir araba boyutunda ezilmiş; arabanın uçtuğunu anlıyoruz. Neyse ki kimsede ciddi bir şey yok.

Yolumuza, yani yağmur yemeğe devam ediyoruz. Hızımız müthiş düşük; günü sonlandıracak alternatif bir yer/mesafe düşünmeye başlıyoruz.
GOPR1658.JPG

Gideros Koyu'na "yıkılmadık ayaktayız" mesajı veriyoruz.

GOPR1665.JPG

Cide'de Huriye Abla'nın Yeri isimli restoranda kuru fasülye, pilav, çorbadan oluşan güzel bir tabldot yiyoruz. Kişi başı 20 TL, doyurucu. 2 motosikletli turcu geliyor ve muhabbet ediyoruz. Yolda karşılaştığımız hemen hemen herkes gibi onlar da şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.

Buraları ilk defa gören Burhan'ın keyfi yerinde.

GOPR1669.JPG

Tırmanışlar inişleri, inişler tırmanışları, dönüşler manzaraları, yağmur bizi kovalıyor. Ve yolda bir su misali akıp gidiyoruz; araç yok denecek kadar az.

GOPR1688.JPG

Bilirsiniz, bisiklet üzerinde kendinizden beklemediğiniz yaratıcı, ilginç fikirler bir anda aklınıza geliverir. 2 yıl önce bu yoldan araçla ilk defa geçerken bisiklet de yanımdaydı. Yoldan çok etkilendiğim için Doğanyurt'ta durup İnebolu'ya doğru bisiklet sürmüştüm. Burada birkaç KOM almıştım o zaman. KOM'u aldığım beyefendi Kemal Kayalı ile birkaç dostane yorum yazmıştık birbirimize. Bu sürüşten 1 gün önce "KOM gitti" bildirimi geldiği için anılar tazelendi ve kendisinin İnebolu'da yaşadığını bildiğim için oraya 33 KM kala Doğanyurt'ta bu son sürüşüne yorum yazdım. Olduğu gibi kopyalıyorum: "Hocam selamlar, bu sabah 05:45’te Amasra’dan çıktık. Şuan Doğanyurt’tayız ve gün boyu yağmur yedik. İnebolu’da paydos edeceğiz. En uygun nerede konaklayabiliriz? Ayrıca nerede ne yenir? Bu arada sabah 5’te Samsun’a devam edeceğiz başlarına katılmak isterseniz 053x xxx xx xx"

Telefonu kilitli poşete koyup çantaya atıp İnebolu'ya sırılsıklam devam ettik.

GOPR1696.JPG

O da ne... Yaklaşık 2 saat sonra İnebolu girişinde bir araç yaklaştı ve içindeki beyefendi "ben Kemal Hoca; beni takip edin" dedi. Belediyenin sahildeki misafirhanesinde durduk. Ayak üstü muhabbet ettik. Sağ olsun tesise girişimizle ilgilendi; bahçesinden elleriyle yetiştirip topladığı eriklerden bir poşet verdi ve "sabaha kahvaltıya bekliyorum" diyip istirahat etmemiz için ayrıldı.

Üstümüzdeki her şey ve çantalarımızdaki tüm kıyafetler vs sırılsıklam olduğu için bunları nasıl kuruturuz diye düşünürken tesiste kurutma makinesi olması bizi çok şaşırttı ve sevindirdi. Bu kurutma işlemiyle beraber yine ton balıklı ekmek arasına gömüldük.

Yatma vakti geldiğinde sabah kahvaltıya gitsek mi gitmesek mi, rahatsızlık vermeyelim, geç çıkmayalım diye konuştuk çünkü son güne 270 KM mesafemiz kalmıştı.

***

3. gün: İnebolu - Samsun: 267 KM/3350m+
(link)

Dünkü hırpalanmadan sonra zor uyanıyoruz. Burhan gece kusmuş; keyfi hiç yok. Büyük ihtimalle rüzgârlığın onca yağmura karşı yeterli korumayı sağlayamadığı için midesini üşütmüş zira müthiş yoğun yağmurun dinmesini beklediğimiz yerde 1 saate yakın ciddi üşümüştük.

Kemal Hoca'nın kahvaltı teklifini kabul edip attığı konuma yani evine gidiyoruz. Bahçesi de evi de o kadar huzurlu ve güzel ki hiç çay içmeyen ben 3 bardak çay içiyorum.

GOPR1700.JPG

Kendisini daha yakından tanıma fırsatımız oluyor: Kemal Kayalı, 1963, İnebolu doğumlu. Emekli sınıf öğretmeni. İnegöl'de ikâmet ediyor ve bu yıl 7.500 kilometre bisiklete binmiş. Kendisi yaşını hiç göstermiyor; performansı müthiş. Eskiden gelen spor altyapısının yanı sıra düzenli dalış, yürüyüş (yarışları olan yürüyüş) ve MTB, yol bisikleti, trainerı düzenli kullanması herkese örnek olacak cinsten.

Sohbetimizin büyük çoğunluğu bisiklet üzerine oluyor tabii ki :) Sonra hepberaber yola çıkıyoruz. Bize 55 kilometre eşlik ediyor. Çatalzeytin Türkeli arasındaki 10 kilometrelik düz soğuk asfaltta "sizi çekeyim" diyor ve öne geçiyor. 10 kilometre 40 km/h sabit hızla gidiyoruz :)

GOPR1711.JPG

Türkeli'ne vardığımızda Burhan'ın iyice zorlandığını, midesinin daha fazla gitmesine izin vermediğini iyice anlıyoruz ve daha 210 kilometre olduğu için zorlamanın bir anlamının olmadığını, hiçbir şeyin sağlığından önemli olmadığını hatırlatıp Türkeli otogarındaki meraklı bakışlar ve sorular altında bir minibüse binmesine Burhan'ı ikna ediyoruz.
Üçümüz de vedalaşıyoruz ve Kemal Hoca buradan geri dönüyor; ben ise Doğu'ya doğru devam ediyorum.

Ayancık'tan geçmeden, yani Sinop'a uğramadan Erfelek üzerinden, dağ geçidinden gideceğim zira 25 km kadar daha kestirme ve bu hâliyle dahi gece 11 gibi eve varmayı öngörüyorum.

GOPR1714.JPG

Erfelek yolu oldukça güzel, sakin, manzaralı ve güneş rahatsız edecek kadar yakmıyor. 700 metreye kadar çıkmışken maalesef burada da iniş yapamıyorum zira yeni mıcır dökülmüş :(

Bayağıdır canım iskender çekiyordu. Erfelek'te son gün ödülü olarak yiyeyim diyorum fakat gittiğim dönerci iskender yapmıyor. Ekmek arasına dewamke. Çok hoşuma gidiyor. 2 tane yiyorum akşam üstü 4'te. 2 gazozla beraber 30 TL veriyorum. Tadı da doyuruculuğu da tam puan alıyor.

135. kilometrede Sinop Samsun otoyoluna bağlanıyorum ve bu anayol biraz angarya geliyor. Kulaklıkları takıp bacakları ve nabzı eko moda alıyorum. 27-28 hız ve 110-120 nabız cruise control qeyfii...

GOPR1723.JPG

GOPR1729.JPG

Bir yandan da Samsun'dan Bafra'ya gelip son 50 KM eşlik etmek isteyen @Rhodiumm ve Fırat Ağabey ile haberleşiyorum; ve gün batmaya, sivrisinekler çıkmaya başlıyor.

GOPR1748.JPG

Bafra'dan sonra sohbet muhabbetle beraber yol akıyor. Son 10 KM kala yine bir yağmur yiyoruz ama çabuk geçiyor; yağsa da moralimizi bozamaz çünkü Ayberg'in dondurma sözü var :)

GOPR1754.JPG

Saat 23:30 gibi, 675 kilometre mesafe, 10.605 metre tırmanış ve yaklaşık 31 saat sonunda seleden iniyorum fakat şaşırtıcı bir şekilde (2. gün oturarak tırmanmaktan dolayı sağ aşil tendonumdaki sızı hariç) hiçbir yerimde hiçbir şekilde bir ağrı veya yorgunluk hissi yok; hatta durmadan devam edesim geliyor.

IMG_1106.jpg


Sonuç:
Müthiş keyif aldığım bir tur oldu. Daha şimdiden tersini yapmak için sabırsızlanıyorum. Bu mesafeleri üst üste rahat bir şekilde yapabildiğimi görmek beni sevindirdi.
Fakat, sabah 5'te yola çıkıp akşam 8'de sürüş bittikten sonra yemek duş vs derken saati 22:00 yapıp, hemen yatıp tekrar 5'te çıkıp bunları üst üste yapmanın bir anlamı yok; daha doğrusu bana göre değil. Yani elveda TCR ve TTUBR.
Çünkü ben gittiğim yerleri rahat bir şekilde gezmeyi, insanlarıyla tanışmayı da seviyorum. Sürüş rakamlarının, hızının bir önemi yok. Daha doğrusu, yolda edindiğim tecrübeler, tanışıp bir şeyler paylaştığım insanlarla ve yerlerle olan etkileşim benim için daha önemli ve bunun için de vakit gerekiyor.
Böyle sürüşler yine yaparım, yapacağım fakat arada 1 gün boşluklar olur veya mesafeler daha kısa olup günün yarısı gezmeye kalır gibi...

Bu 3 günü de video olarak belgelemeye çalıştım. Hazırlığı bitince buradan paylaşmayı düşünüyorum zira burada yazdıklarımdan daha çok şey anlatacaklarını düşünüyorum.

Teşekkür:
Bu 3 günde müthiş bir kararlılık ve performansla bana yoldaşlık yapan Burhan Kısalar kardeşime, bizimle İnebolu'da ilgilenen misafirperver Kemal Kayalı hocama, Bafra'da karşılamaya gelen @Rhodiumm Ayberg Öz kardeşime ve Fırat Yılmaz Ağabey'e; ve kadro çantasını İzmir'den ödünç gönderen @hamlet2006 Süleyman Çetin Ağabey'e teşekkürler.
 
Son düzenleme:
Scudo
Turu özetleyen harika bir yazı olmuş, ellerine sağlık abi👏seninle sürmek sana eşlik etmek benim için harika bir deneyimdi keşke başladığımız gibi bitirebilseydim o kulaklıkları takmana gerek olmasaydı ama yapacak birşey yok🤷🏻‍♂️ herşeyin başı sağlık :) burdan her ekipmanın ne kadar gerekli olduğunu anlamış oluyoruz 😃 şuan sağlığım gayet iyi sipsiyah olmuş bisikletimi temizlemiş beraber Asarcık antrenmanı yapmak için sabırsızlanıyorum 😃 Muhtemelen bisikletlerde yük olmadığı için uçacağız 😂 Kemal hocama ne kadar teşekkür etsem az, bi insan anca bu kadar misafirperver olabilir gerçekten 🤩 tekrar antrenman yapmak sohbet etmek için can atıyorum. Herkese bol pedallı günler diliyorum SAĞLICAKLA kalın :)
 
@sccetin ve @Burhan_11 bacağınıza ve emeğinize sağlık. Çok güzel bir tur olmuş rota ve manzara mükemmel. Keşke küçük kazanız da olmasaymış ama şükür anladığım kadarı ile önemli bir şeyiniz yok. TCR ve TTUBR ve benzeri yarışlar gerçekten güzel ama bana göre de değil. Bir kaç kez sadece bisiklet binip eve döndüğümde yorulmak dışında bir şey hissetmedim. Ben @hamlet2006 Süleyman abi gibi yolda hoşuma giden yerde durup bir şeyler yemeyi seven birisiyim. Daha önce 3.5 saatte gittiğim yeri 4.5 saatte gelmemin sebebi de buydu. Umarım bir gün Karadeniz'de pedallamak nasip olur yem yeşil inişli çıkışlı rotası çok güzel.
Kemal Abiye de maşallah
 
Tebrik ediyorum hocam. Kazalar ve rahatsızlıklar için de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Cidden çok iyi iş çıkarmışssınız. Rota ve manzaralar mükemmel görünüyor. Kısmet olursa gidilecek yerler listesine eklendi. Videoyu da sabırsızlıkla bekliyoruz.
 
Son düzenleme:
Sürerken bilgisine ve muhabbetine hayran kaldığım bir insandır @sccetin . Eğer stravadan takip ederseniz ve sehrinize yolu düşerse mutlaka haberlesip biraz pedallayın. Ne şanslıyım ki aynı şehirde yaşıyoruz. Umarım iş dolayısıyla başka bir yere taşınmak zorunda kalmaz da daha çok dondurma ismarlayabilirim :D Bu güzel yazı ve tur için @sccetin ve @Burhan_11 'e teşekkür ediyorum. Sonraki turda yer almayı dört gözle bekliyorum 😎🤘
 
sccetin
Harika bir tecrübe olmuş,yağmur zorlayıcı olmuş,tura ayrı bir fark ve zorluk katmış,katılanlarında emeğine sağlık.
 
Videoyu merakla bekliyorum. Güzel tur ve anlatımdı. Tebrikler :harika:
 
@sccetin, @Burhan_11 çok sağolun varolun. Ellerinize ve ayaklarınıza sağlık . Böyle bir tura başlamak için elden ve ayaktanda önemlisi yüreğinize sağlık. Çok kaliteli işlere imza atıyorsunuz. Ülkemizin nadide el değmemiş rotalarıyla bisiklet severleri buluşturarak sürüşlerinizi görsel şölene dönüştürüyorsunuz.

İnsanoğlu yaşadığı anı hem farketmeli hemde hazzını almalı. Bisiklet ikisinide veriyor. Olmadı sosyal etkileşimle yeni Canlar buluyor, onlarla tanışıyor ve herşeye rağmen hayatın akışına renk katarak dinamizmini artırıyor.

@sccetin bisiklet sürerken zaman kaygısı olmaması ve istenilen rotayı kişinin o anki his ve duygularına göre kendi belirlemesi konusunda kesinlikle hem fikirim. Zaman kısıtlaması olan ve uzun mesafelerin yapıldığı Ultra Yarışlar ilk bakıldığında itici gelse bile bisiklet kültürünün gelişmesinde çok önemli rol oynuyorlar. Bizim ülkemiz ultra yarışlar için biçilmiş bir kaftan olmasına rağmen bu tarz yarışlara çok rağbet olmadığını görüyoruz.TTUBR yarışı ve bu tarz organizasyonların bisiklet ve bisikletçilik adına iyi işler çıkaracağına inanıyorum. O yüzden senin ve Burhan gibi kıymetlerin bu tarz etkinliklerde bulunmalarını çok isterim. :harika:

Kaza geçirmişsin çok şükür birşey olmamış. Allah bağışlasın cümlemizi kazalardan. Burhan ise hastalanmış ona da şifalar dileyelim. Kemal Kayalı hocamız ve ağabeyimize dostluğu ve misafirperverliği için ne kadar teşekkür etsek az saolsun varolsun emeğini esirgememiş. @Rhodiumm seninle birlikte pedallamış eksik olmasın.
@hamlet2006 sele altı çanta vermiş. Günahını istesek bize vermez. :) Sağolsun varolsun Süleyman kardeşim.
Bu başlık altında yorumlarını esirgemeyen ,iyi dilek ve tebriklerini sunan forum arkadaşlarıma da şükranlarımı sunuyorum.
Bizimle bu güzel turu paylaştığınız için ne kadar teşekkür etsek hakkını ödeyemeyiz. Başımızın üstünde yeriniz var kardeşim sağolun varolun.💐
 
Canım çekti be:krktm::harika::koptum:

Elinize, ayağınıza sağlık. Çok güzel bir tur yazısı olmuş.
 
Emeğinize sağlık yol arkadaşlarım @sccetin @Burhan_11 Maceranızı bir solukta okudum resimler ile pekiştirmeniz harika olmuş.Videoyuda en kısa zamanda sabırsızlıkla bekliyorum.Tüm arkadaşlara selamlar 👋.Tebrik kartı mesajı gibi oldu 😃
 
Çok güzel anlatmışsınız okuduğum bir çok kitaptan bu heyecanı alamadım. :) Aslında bu forumda yazılan böyle yazıları toplayıp Bisikletforum'un seyahatleri diye kitap yapsak çok eğlenceli olur. :D
 
@sccetin ve @Burhan_11 süpersiniz. Elinize kolunuza yüreğinize sağlık. Daha önce de konuşmuştuk ama @sccetin bende Boludayim ve bir sonraki gelisiniz de tanışmak isterim.
 
Böyle güzel turlar ve görseller paylaşılınca çok mutlu oluyorum. Darısı başımıza inşallah. Ellerinize ayaklarınıza sağlık.
 
Hepsini bir günde bitirmeyeceğim. Bugün resimlerine bakıp yarın ise yazısını okuyacağım.
 
Guzel tur paylasimı için teşekkurler. Yağmurda zorlamasaniz daha guzel olurmuş yinede ucuz atlatmişsiniz gecmiş olsun.
 
Öncelikle tebrikler 👏👏 Eğimin fazla olduğu bu yollarda bu kadar uzun mesafe ve art arda sürmek herkesin harcı değil. Birde buna yağmur eklenince iş dahada zorlamış tabi. Turdan ziyade trans geçiş olmuş. Yazıyı okuyup bende yaparım dememeli bu sürüşü yapmak için iyi kondisyon olması lazım. 👍 Sadece yağmurda sürerek bence kendinizi riske atmayın.
 
  • Beğen
Tepkiler: sccetin ve Atasoy
Geri