Suriyelilere verilen 250.000 Bisikletin Hikayesi

Geçen sene yapılan bir ihalenin hikayesidir.250.000 bisiklet hangi kıstaslar baz alınarak dağıtıldı bilmiyorum.Konu hakkında bilgisi olanlar bizi aydınlatabilir.

Bir Bisiklet Hikayesi

Malumunuz!.. Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriye ve Irak'lı mültecilere yapılan yardımlar -sanki kendi keselerinden yapılıyormuşçasına- iktidar sözcülerinin ağzında her yeri geldiğinde reklam aracı olarak kullanılıyor. Hal böyle olunca, bu yardım olayının farklı boyutları da gelişiyor!.. Ankara'da çok büyük bir devlet kuruluşu, sığınmacılar için "dev" proje hazırlıyor. Yetkililerin onayı alınıyor. Sığınmacılara 250 bin bisiklet dağıtılması planlanıyor. Başbakan Yardımcısı'nın son kararıyla, ilgili Belediye Başkanı ile koordine ediliyor. Bisikletlerin temini için bir firma ile anlaşılıyor. Her şey yolunda giderken (!) dümbelek birden patlıyor!.. Dev projeden haber alan, iktidarın çok önemli ismine çok yakın bir iş adamı bu ihalenin kendisinden habersiz başka bir iş adamına verilmesine fena halde içerliyor. Bir telefonla mühim isme ulaşıyor ,patlatıyor sitemi; "Zor günlerde hep biz yanınızda olduk. Hep biz destekledik. Biz dik durduk. Şimdi de havasını alan biz olduk" mealinde... Telefonun diğer ucundaki mühim isim, önce ne olduğunu anlamıyor, merak ediyor, soruyor işin mahiyetini... Detaylı tüm bilgileri aldıktan sonra da, "Anladım sen benden haber bekle" diyor. Sonra sarılıyor telefona mühim isim. Önce ilgili Belediye Başkanını arıyor, basıyor fırçayı... Kem kük, gak gukları dinlemeden ne yapılması gerektiğini lisan-ı münasiple (!) izah ediyor. Sonra bir de ilgili Başbakan Yardımcısı'na telefon fırçası sallıyor. Ona da benzer muamele!...

Sonra ne mi oluyor?..
Projeye yeniden çeki düzen veriliyor. Bisiklet ihalesi, hakkı olan(!) isme yönlendiriliyor. Yapılan ayıbı telafi etmek için (!) sığınmacılara dağıtılması planlanan bisiklet sayısı arttırılıyor. Maliyet hesaplarına da ince bir ayar veriliyor.
Tabii ki hikaye böyle bitmiyor. Zaten uykuları kaçık olan ilgili Belediye Başkanı ve Başbakan Yardımcısı'nın iç huzursuzluğu tavan yapıyor. Mühim isim, işi şansa bırakmıyor. Yakın iş adamını bir daha telefonla arıyor, her şeyin yoluna girdiğine dair teyidi de alıyor.
Sitem edebilirsiniz... Başbakan Binali Yıldırım'ın en son açıkladığı rakama göre, sığınmacılara yapılan yardım 26 milyar doları bulmuş. "Bu rakamın yanında 250 bin bisikletin lafı mı olur" diye.
(link)

Linkteki yazını tamamında da geçtiği gibi, şu güzel Ankara'mızın "hikaye"leri çoktur, saysam bitmez yani. Belediye başkanlığı değişikliği olunca ortama ayak uydurma sürecinde biraz eksik kaldı hikayeleri. Eksikliklerini hissediyorduk tabi özlüyorduk ama durmak yok yola devam . Yeni hikayeler yazılmakta yani. Sonuçta giden danaydı da gelen kuzu mu sanki.

Suriyeli çocuklarında bisiklet sürmek hakkı ama bunu ranta çevirmek doğru mu?
Türkiye'deki çocukların bisiklete binme hakkı yok mu?Önce Türkiye'deki çocuklara bisiklet alınsa,sonra Suriye'lilere alınsa doğru olmaz mı?
Herşey yanlış bu ülkede,herşey..!

@ahlaksız
Daha dün belediye otobüsünde bir adam konuşuyordu Cumhurbaşkanımıza hakaret ettim diye 1 ay hapis yattım falan herhalde bazı psikolojik sıkıntıları vardı yaşı 40 larda ağzındaki dişler protez ama bildiğin sanayide yapmışlar gel gelelim ben bunu niye anlatıyorum memlekette insanlar yiyecek ekmek bulamıyorlar bazıları makam mevkisini kullanarak rant yapıyor en kralından en fiyakasından son model ürünleri alıyor bizim paramızla bu gibi insanlarda isyan ettiği için hapise atılıyor sonumuz hayrolsun...

@Fırat Ç. bugün bir kız öğrenciyi de cumhurbaşkanına hakaretten içeri atmışlar..!

Bu yaşananlar beni ''mankurt'' etti..

Yalnız şöyle bir şey var..Türkiye'de yaşanan bu gelişmeler tarih boyunca hep vardı..Detaya girmeyelim..Bu yüzden fazla takılmayın bu konulara..Facebook,tweetter gibi yerlerden uzak durun..

@ahlaksız
Dağıtıldı, bizim uyanık milletimizde sattı... Satılmayanlarda hurdaya döndü, gerçi bunlarda farksız olmaz.Bisiklet kültürü olmayan bir ülkede 10 milyon bisiklet dağıtsan ne olacak.

Ye babam ye ye kalmasın
Fakir ekmekte bulmasın
Dünyayı yesen doymazsın
Sabır ola sarmam ola
Cambaz olduk bak hepimiz
İp üstünde kaderimiz
Yürüyoruz hep çaresiz
Gün ola harman ola
Yürüyoruz hep çaresiz
Gün ola harman ola...

Bu olayı 5-6 ay önce bir arkadaşım anlatmıştı, pastanın nasıl dağıtıldığını, ihalelerin nasıl hakkı olana gittiğini(????) gösteren küçük bir örnek...

@Adrenalin26
Çocuğuna,devletin verdiği bisikleti satan insanlar suçlu..Öyle mi?
Devlet elinden geleni yaptı,suç insanlarda mı yani?

İnsan dediğimiz şeyi,ortaya çıkaran devlettir/toplumdur..İnsan bir fabrikadan çıkan bir ürün gibi,bir toplum içinden çıkar..İnsanı,yaşadığı toplumdan bağımsız ele alamazsınız..Yani çocuğuna hediye verilen bisikleti satan babayı ortaya çıkaran,bu babanın yaşadığı toplumdur..Yani burada suçu babalara atmak kolaydır..Eğer bir suçlu aranacaksa,insanların nasıl yaşayacağına karar veren siyasiler öncelikli suçlulardır..Yani bu babaları yaratan siyasilerdir ve kızacağınız/eleştireceğiniz kişiler de siyasilerdir..
Ayrıca bu babaların çocuklarını sevmediği da söylenebilir..Bunun da sorumlusu/suçlusu siyasilerdir..
İnsanların nasıl doğacaklarına(sezeryan gibi),hangi okullarda okuyacaklarına,hangi işlerde çalışacaklarına,hangi sözleri edeceklerine,hangi dine inanacaklarına,hangi tv programına bakacaklarına,..vb dair karar verenler,siyasilerdir..Haliyle Türkiye'deki olumsuz haberlerin sorumluları siyasilerdir..Hatta bürokratlar..Hatta sivil toplum kuruluşları,dernekler..
Gücü elinde bulunduran,makam/mevki sahibi herkes..
Kimse suçu garibanlara atmasın..Kimse de çocuğunun bisikletini satmak istemez..İnsanları bu duruma sokanlar bellidir..

@ahlaksız
Senin, aklo
@ahlaksız
senin şu kurduğun mantıkla, çocuk tecavüzcüleri, hayvalara tecavüz edenlerin, hırsızların, Bebek katillerinin, daha sayamadığım tüm pislik ve ahlak dışı suç işleyenler suçsuz, siyasiler suçlu..
Arkadaşım , aynı siyasiler benimde başımda, kardeşiminde, babamında, anamında .... ben, ailem , çevremdekiler neden böyle şerefsizlikleri, ahlaksıLıkları yapmıyor? Senin söylediğin gibi basitse suçu üzerinden atmak...
Bunları yapmayanın nedeni de siyasiler değil, AHLAK tır. AHLAK da imandan gelir. AHLAKı yoksun insan, hırsızlık da yapar, tecavüzde eder, devletinin lokmasını yiyip ona ihanet de eder...
Toplumları yoldan çıkaran tek şey, AHLAK ın, edebin , saygının kalmamasıdır.. Bu nitelikleri sana siyasiler sağlamaz...

Bence bazı noktada pürüzler olabilir ahlaksız ın yorumunda ama gerçekler böyle eğitim öğretim politikası çok önemli.

Biz ne desek boş atı alan Üsküdar'ı geçiyor bizim cep boşalıyor olan bu.

@Adrenalin26
Biraz tartışabilirdik konuyu seninle ama sen bir mesajınla tartışmaktan/diyalogdan yana olmadığını gösterdin..
Bende ''iman yok'',ne olacak şimdi?!
Hadi sana iyi forumlar..!

550 000 suriye li varmış istanbulda şaka gibi bi ülke .. 5 mılyon suriyeli yı cocuk kadınlar harıiç ıcınde savaş dan kaçan korkak erkekleri alan ulkemız herseye mustahaktır.

@ahlaksız
Ben senin için ne öyle birşey söyledim, nede ima ettim, demekki bayabi ahlaksızlık diz boyu üstüne alındın bu cümlelerden..
O zaman bu cümleler tüm Tecavüzcü, ahlaksız, hırsızlara, devletine hıyanet içinde olanlara gelsin. İMANSIZSSINIZZZZZZ

@Adrenalin26

Ülkenin gelişmeme sebeplerinden olan düşüncelerden sadece biri.

@Adrenalin26

Buu nitelikleri siyasilerin sağlaması mümkün değildir zaten. Eğitim ve kanunlar da bundan dolayı vardır. Insanı önce eğitmek gerekir. Okula göndermekten bahsetmiyorum, öğretim demiyorum, EĞİTİM. Okulda olduğu kadar evde de alınması gereken bir husus. Ancak eğitim ile her şey hallolmuyor. Eğer kişi ahlak ve vicdandan yoksun ise (ki imanla hiç bir alakası yoktur. Tanıdığım çoğu imansız, iman sahibi bir bireyden daha ahlaklı ve duyarlıdır) bu durumda ceza ile korkutmak gerekir. Direk yazdım yani, gerçekten de tüm kanunlar cezai korkutma ile toplumu dengede tutar. Yani ahlaksız kullanıcı adlı hocamın söylediklerine de tam olarak katılmamakla beraber, sizin mesajınıza karşı da aynı görüşteyim.

@dodurgalı_06
Haklısınız Ahlak konusunda, ben eksik ve yanlış belirttiğim için yanlış anlaşıldı sanırım...

@Adrenalin26 Arkadaşın anlatmaya çalıştığı şey ahlakı birey üzerinden ele alamazsınız. 'Ahlak' kavramı, sosyolojik bir olgudur. Ahlak dediğiniz kavram toplumdan topluma değişkenlik gösterir ve farklı toplumların bazı ortak ahlaki değerlere sahip olması bu durumun aksini kanıtlamaz. Bireyler ise toplumsal olgulardan ayrı alınamaz özellikle baskıcı bir toplum içinde yetişiyorsanız (Ülkemiz gibi ) ahlaki ve dini değerlerinizi doğrudan yaşadığınız yakın çevrelerden elde ederken dolaylı olarak bulunduğunuz toplumdan elde edersiniz. Özgür düşünce yapısının egemen olduğu toplumlarda bu değerleri kendi kendinize belirleme şansınız olsa bile toplumsal etkiden tamamiyle kurtulabilmek çok zordur.
İşte bu yüzden eğer ki yaşadığınız toplumda sorunlar var ise o sorunların bir yansıması bireylerin davranışlarında gözlemlenir. Aynı zamanda tamda tersi de fazlasıyla geçerlidir. Yine bu yüzden sosyoloji ve psikoloji birbirinden farklı dallar olmasına rağmen tam anlamıyla birbirinden bağımsız dallar değillerdir. Ve yine bu yüzden "İmam osurursa cemaat s..." deyimi fazlasıyla kabul görmüştür.

suriye ismini duyunca artık iğrilti oluyorum ne lanet bi ulkeymış işi gücü bıraktık 4 yıldır onlarla uğraşıyoruz ülkemizde huzur kalmadı bu yamyam heriflerin yüzünden

Çok güzel bir yazı. Okumanızı öneririm.

(link)