Hakan Kayisligil
Aktif Üye
- Kayıt
- 8 Ekim 2004
- Mesaj
- 180
- Tepki
- 183
- Şehir
- Istanbul Kadıköy Ataşehir
Suriye'ye giriş ;
İstanbul'dan Atakan ve Hakan, Antalya'dan Faruk, üç pedal müptelası motorize olarak güneş daha uyanmadan sıcak yataklarını terkedip yaramaz ve haylaz çocuklar misali yollara düştüler .
On üç saatlik bir yolculuk sonrası, toz duman içersindeki Hatay'ın loş ara sokaklarında buluşan bu üç pedalşör tatlı bir heyecan içersinde geyik yapa yapa, çocuklar kadar şen bir şekilde dar sokaklarda gözden kayboldular :rolleyes:
Hatay'ın muhteşem yemekleri sonrası Haylaz Faruk 'un biraz cimrilik yaparak ayarladığı, virane ve peşmurde otele:boese157: (17 TL/pedalşör kişi) geçtiler.
(link)
Dağ keçilerinin Ürdünde gerçekleştirecekleri bisiklet turunun flaması
(link)
[/URL]
Otel'de onlar gibi bisiklet turu yapacak( Ürdün) Dağ keçileri(Cumhur) gurubu ile yol ve rota hakkında fikir alışverişi yaptılar:ci: .
Unutmadan Dağ keçilerinin de bu nezih ! oteldeki rezervasyonlarını bizim üç numaralalı pedalşör Faruk :boese157: yapmıştı)))
Pedalşörler yastıklara bir tişört geçirerek yarın başlayacak turun iç gıcıklayıcı heyecanı içersinde bedenlerini uykuya teslim ettiler .
Sabah yedi gibi kahvaltı arayışı bir çorbacıda son buldu :Skull-175 .
Günlerdir kaynadığı her halinden belli olan ,üstünde portakal rengi yağ tabakası yüzen mercimek ve işkembe çorbaları ekmek doğranarak bünyeye intikal
ettirdiler, bööö ki bö.
(link)
Yayladağ sınırda bisikletler tekrar toplanmaya başlandı,
o da nesiydi ;lastik terlik ve son derece bakımsız, yüklü bir bisikletle yanlarında çekik gözlü bir pedalşör belirdi :Ahhh-1660 :Ahhh-1660
Bu Güney Koreli Hanko'dan başkası değildi ,
nereye falan derken biraz da acıyarak ,
koruma güdüsü ile kanka oluverdiler terezle.
İspanya'dan terlikle pedallayan Hanko haylazı Mısıra doğru gidiyordu
(link)
İlk defa bir sınır kapısında pozitif ayrımcılıktan yararlanarak vizesiz geciş yapacaklardı:in: ,
bizim terez Hanko ise 35 doları bayılarak vize kuyruğuna girdi..
Pasaport kuyruğunda Ortadağu'ya doğru gittiklerinin ilk işaretlerini almaya başladılar.
(link)
Kuyrukta(pasaport) beklerken son derece kirli paslı adamlar önlerine geçmeye çalışıyor, kollarının altından kafalarının üstünden pasaportlarını uzatıyorlardı .
Görevliler olaya tepkisiz kalıyor, herkezin pasaportuna bir çırpıda damga vururken bizimkilerinin pasaportları ince ince her sayfasını inceliyordu.
Sonradan anladılar ki Suriye'li polisler pasaportların arasında rüşvet olarak yerleştirilmiş paraları arıyorlardı :Skull-175
Neyse el bisiklete , para mafiş ,el fukara falan ,
parası olsa motosiklet alırız işaretleri ve bir daha hazırlıklı olacağız tavırları arasında kırmızı giriş damgalarına, yallah habip yalllah nidaları arasında sahip oldular
Görevliye şükran şükran diyerek el sallamalar arasında ön tekerlekler Suriye'ye girmişti bile..:in:
Devamı yarın
(link)
İstanbul'dan Atakan ve Hakan, Antalya'dan Faruk, üç pedal müptelası motorize olarak güneş daha uyanmadan sıcak yataklarını terkedip yaramaz ve haylaz çocuklar misali yollara düştüler .
On üç saatlik bir yolculuk sonrası, toz duman içersindeki Hatay'ın loş ara sokaklarında buluşan bu üç pedalşör tatlı bir heyecan içersinde geyik yapa yapa, çocuklar kadar şen bir şekilde dar sokaklarda gözden kayboldular :rolleyes:
Hatay'ın muhteşem yemekleri sonrası Haylaz Faruk 'un biraz cimrilik yaparak ayarladığı, virane ve peşmurde otele:boese157: (17 TL/pedalşör kişi) geçtiler.
(link)
Dağ keçilerinin Ürdünde gerçekleştirecekleri bisiklet turunun flaması
(link)
[/URL]
Otel'de onlar gibi bisiklet turu yapacak( Ürdün) Dağ keçileri(Cumhur) gurubu ile yol ve rota hakkında fikir alışverişi yaptılar:ci: .
Unutmadan Dağ keçilerinin de bu nezih ! oteldeki rezervasyonlarını bizim üç numaralalı pedalşör Faruk :boese157: yapmıştı)))
Pedalşörler yastıklara bir tişört geçirerek yarın başlayacak turun iç gıcıklayıcı heyecanı içersinde bedenlerini uykuya teslim ettiler .
Sabah yedi gibi kahvaltı arayışı bir çorbacıda son buldu :Skull-175 .
Günlerdir kaynadığı her halinden belli olan ,üstünde portakal rengi yağ tabakası yüzen mercimek ve işkembe çorbaları ekmek doğranarak bünyeye intikal
ettirdiler, bööö ki bö.
(link)
Yayladağ sınırda bisikletler tekrar toplanmaya başlandı,
o da nesiydi ;lastik terlik ve son derece bakımsız, yüklü bir bisikletle yanlarında çekik gözlü bir pedalşör belirdi :Ahhh-1660 :Ahhh-1660
Bu Güney Koreli Hanko'dan başkası değildi ,
nereye falan derken biraz da acıyarak ,
koruma güdüsü ile kanka oluverdiler terezle.
İspanya'dan terlikle pedallayan Hanko haylazı Mısıra doğru gidiyordu
(link)
İlk defa bir sınır kapısında pozitif ayrımcılıktan yararlanarak vizesiz geciş yapacaklardı:in: ,
bizim terez Hanko ise 35 doları bayılarak vize kuyruğuna girdi..
Pasaport kuyruğunda Ortadağu'ya doğru gittiklerinin ilk işaretlerini almaya başladılar.
(link)
Kuyrukta(pasaport) beklerken son derece kirli paslı adamlar önlerine geçmeye çalışıyor, kollarının altından kafalarının üstünden pasaportlarını uzatıyorlardı .
Görevliler olaya tepkisiz kalıyor, herkezin pasaportuna bir çırpıda damga vururken bizimkilerinin pasaportları ince ince her sayfasını inceliyordu.
Sonradan anladılar ki Suriye'li polisler pasaportların arasında rüşvet olarak yerleştirilmiş paraları arıyorlardı :Skull-175
Neyse el bisiklete , para mafiş ,el fukara falan ,
parası olsa motosiklet alırız işaretleri ve bir daha hazırlıklı olacağız tavırları arasında kırmızı giriş damgalarına, yallah habip yalllah nidaları arasında sahip oldular
Görevliye şükran şükran diyerek el sallamalar arasında ön tekerlekler Suriye'ye girmişti bile..:in:
Devamı yarın
(link)