mcb
Daimi Üye
- Kayıt
- 20 Nisan 2018
- Mesaj
- 275
- Tepki
- 762
- Şehir
- Bregenz
- İsim
- Murat
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Trek
- Bisiklet türü
- Cyclocross
Merhabalar,
Uzunca yıllar Berlin’de yaşadım ve sürekli şehir bisikleti kullandım. Retro modellere bayıldığım için 1951 Doğu Alman Yapımı bir model toplayıp kullanmıştım. Frenler, elcikler, sele, farlar, çamurluklar, lastikler, zincir vs. değişmişti.
Sonra İstanbul’a gelince ilk olarak VFS Fahrradmanifaktur’a baktım en sevdiğim şehir bisikleti markası olması sebebiyle ama Euro’nun hali ortada olunca başka modellere bakmaya başladım. Sonra 1 yıl kadar önce 2015 model ancak sıfır bir Scott buldum. Hem görüntüsü Retro hem de model yılı 2015 olduğundan indirime de girmişti ve bu fırsatı kaçırmadım. 1 yıldır kullanıyorum ve şu ana kadar çok memnunum. 6061 Aluminyum Kadrosu ve 17 kg ağırlığı benim için oldukça yeterli, Velo 8144 selesi Brooks B17’ye çok yakın bir konforda (eski bisiklette Brooks kullanmıştım), KMC zinciri ki bu konuda en iyisidir, Shimano Nexus 7 göbekten vitesi bulunuyor. Kontraya ek olarak ön ve arkada Promax frenler var (disk değil, jant freni) ve yine göbekten dinamosu, Trelock farları ve arka kanatta Abus marka jant kilidi var üzerinde. Tekerler ise CST marka, nisbeten ince. İleride Schwalbe Delta Cruiser’ın krem ya da yine koyu kahve renkteki tekerlerini takmayı düşünüyorum. Şehir bisikleti olmasından mütevellit zincir kapağı, arka bagaj yeri vs var. Kablolamalar da alta yapıldığından sürüşte çok güzel görünüyor. Maalesef şu ana kadar alışamadığım tek şey ise Türkiye’nin bisiklet kültürü ile alakalı sorunları. Mesela bir işim olduğunda ve bisikletle gitmek istediğimde dışarıya bırakmanın güvenli olup olmadığını 10 kere düşünüyorum. Bisikletin kendi kilidi olmasına rağmen görünür olsun diye yalandan bir kilit de takmak zorunda kalıyorum caydırıcı etken olarak :/
Uzunca yıllar Berlin’de yaşadım ve sürekli şehir bisikleti kullandım. Retro modellere bayıldığım için 1951 Doğu Alman Yapımı bir model toplayıp kullanmıştım. Frenler, elcikler, sele, farlar, çamurluklar, lastikler, zincir vs. değişmişti.
Sonra İstanbul’a gelince ilk olarak VFS Fahrradmanifaktur’a baktım en sevdiğim şehir bisikleti markası olması sebebiyle ama Euro’nun hali ortada olunca başka modellere bakmaya başladım. Sonra 1 yıl kadar önce 2015 model ancak sıfır bir Scott buldum. Hem görüntüsü Retro hem de model yılı 2015 olduğundan indirime de girmişti ve bu fırsatı kaçırmadım. 1 yıldır kullanıyorum ve şu ana kadar çok memnunum. 6061 Aluminyum Kadrosu ve 17 kg ağırlığı benim için oldukça yeterli, Velo 8144 selesi Brooks B17’ye çok yakın bir konforda (eski bisiklette Brooks kullanmıştım), KMC zinciri ki bu konuda en iyisidir, Shimano Nexus 7 göbekten vitesi bulunuyor. Kontraya ek olarak ön ve arkada Promax frenler var (disk değil, jant freni) ve yine göbekten dinamosu, Trelock farları ve arka kanatta Abus marka jant kilidi var üzerinde. Tekerler ise CST marka, nisbeten ince. İleride Schwalbe Delta Cruiser’ın krem ya da yine koyu kahve renkteki tekerlerini takmayı düşünüyorum. Şehir bisikleti olmasından mütevellit zincir kapağı, arka bagaj yeri vs var. Kablolamalar da alta yapıldığından sürüşte çok güzel görünüyor. Maalesef şu ana kadar alışamadığım tek şey ise Türkiye’nin bisiklet kültürü ile alakalı sorunları. Mesela bir işim olduğunda ve bisikletle gitmek istediğimde dışarıya bırakmanın güvenli olup olmadığını 10 kere düşünüyorum. Bisikletin kendi kilidi olmasına rağmen görünür olsun diye yalandan bir kilit de takmak zorunda kalıyorum caydırıcı etken olarak :/