Fakat eğer okuduklarımı yanlış anlamadıysam, Burulaş otobüslerinde sadece katlanır bisikletlere izin veriliyor. "Katlanmış bisiklet dışındaki tüm bisikletliler ise, eskiden olduğu gibi Bursaray’a" binebiliyorlar. Son cümledeki izinler ise yine Bursaray için geçerli, yani Burulaş otobüslerini kastetmiyor. Dolayısıyla şoför sanırım size doğru bilgi vermiş.
İki anımı anlatayım: Güzelyalı'da Yenikapı'ya son feribot seferi hava muhalefeti nedeniyle iptal edilince bisikletimle ortada kalmıştım. Mudanya'ya sürdüm, BUDO da iptal etmişti seferleri. Mudanya'dan İstanbul'a otobüs de ta geceyarısı kalkacaktı. Bursa otogarına gitmekten başka çarem kalmamıştı. Aradaki yolu pedallayarak vakit kaybetmek istemiyordum. Mudanya'dan Bursa otogarına gidecek olan F1 nolu otobüs kalkmak üzereydi. Şoföre durumumu anlattım, anlayışlı davrandı ve telefonla yetkili kişiyi arayarak ne yapabileceğini sordu, karşıdaki kişi otobüs müsaitse ortadaki boşluğa bisikletimi koyabileceğimi söylemiş, böylece çok kısa sürede otogara ulaştım ve İstanbul'a devam ettim.
Benzer bir durumu Marmaray'da da yaşamıştım: İzin verilen saatten bir saat önce girmiştim Yenikapı istasyonuna, beklemek de istemiyordum açıkçası. Görevliden rica ettim, mümkünse binmek istediğimi söyledim, değilse beklerim dedim, hemen telsizle yetkili kişiyi aradı ve durumumu anlattı, karşıdaki kişi en son vagona kimseyi rahatsız etmemek şartıyla bineceğimi söylemiş, tam da mesai çıkışında ve epeyce kalabalık bir vagonda yolcuların da müsamahasıyla Kadıköy'e geçebilmiştim.
Demem o ki, iletişim üslubu ve insan psikolojisi her yerde daima bir faktör. İstanbul bisikletliler için toplu ulaşımda bir cennet. Diğer illerde de bazen üslup ve tolerans sorunu hemen çözebiliyor.
Son olarak, Mersin belediyesinin de aparat takılı otobüslerle yayla köylerine ve ta 113 km ötedeki Taşucu'na bisikleti ücretsiz taşıdığını da söylemiş olayım. Tırmanmadan yaylalarda pedallamak, saatlerce pedallamadan koylarda denize girmek isteyenler için şahane imkân.