Scudo Sports

Ortalama hızımın 24-25 olması

Aryel

Demirat Jokeyi
Kayıt
24 Haziran 2015
Mesaj
161
Tepki
160
Yaş
35
Şehir
İzmir-Torbalı
İsim
Burak Boztepe
Bisiklet
Merida
Merhaba arkadaşlar. 13,80 kg lık xc bisikletime 1.50 lastik taktım. Sürekli binemiyorum ama azimliyim. Iş tempom fırsat verdikçe çıkıyorum. Bu sabah 5.etabın başlangıç noktası olan selçuk ilçesine gidip döndüm torbalıdan. ortalama genelde 24 25 civarı turumj bitiriyorum. Son zamanlarda daha az mola vererek gidebiliyorum. Eskiden gidiş dönüş 15-18 km olan köy gezilerine bile giderken yol ortasında 1 mola dönerken de 1 mola, artı olarak gittiğim köyde çay molası vererek gidip geliyordum. Şimdilerde 15 17 km hiç durmadan gidiyorum. Ama yarışçılara bakıyorum. Hem çok uzun yol gidiyorlar. Hem de ortalamalar 39 42 arasında. Bu değerler aşırı yüksek değil mi ? Ben mi gözümde fazla büyütüyorum bilmiyorum. Şu an hedefim dediğim değer 60 km'lik torbalı selçuk turumu 28 ortalama hızla bitirmek. Çok mu kötü durumum sizce ?
Değerli vaktini ayırıp yardımcı olcak fikir verecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler
 
Scudo
Çok yaygın bir soru "Nasıl daha da hızlanabilirim?" sorusu o_O

Şu 3 madde sizin daha yüksek ortalamalar çıkarmanızı sağlayabilir:

1- Bisiklet:
İster daha ince lastik, ister hafifletme, isterseniz de bunu satıp yol bisikleti almak olarak düşünün bunu. Daha iyi bisiklet = Daha yüksek hız. Fakat şu an piyasadaki en pahalı bisikleti alsanız bile profesyoneller gibi 39-42 ortalama çıkaramayacaksınız. Sebepleri 2. ve 3. maddede olacak o_O

2- Sizin gücünüz:
Gücünüzü belirleyen pek çok şey var ve en başta şunu bilin ki bisiklette gelişim sanılan kadar hızlı olmuyor malesef. Çünkü düzenli bisiklet antrenmanları yapan biriyle, hiç antrenman yapmamış birinin vücudu bile aynı değil. Sadece kilodan bahsetmiyorum, sadece vücut yağ oranından bahsemiyorum, sadece "güçlü bacaklardan" da bahsetmiyorum. Fit bir vücudun ve bünyenin tüm bileşenlerinden bahsediyorum. Peter Sagan'ın bacaklarına sahip olun ama nabız gücünüz şu ankiyle aynı kalsın, ilk yokuşta perişan olursunuz :) Vücut topyekün gelişir, her elemanı ayrı ayrı kuvvet kazanır. 1-2 yıllık düzenli antrenman size çok daha güçlü bir kalp kazandırır. Ve düzenli antrenman yapanların nabzı bu yüzden düşer, çünkü kalp eskisine göre daha güçlü ve artık 100 atımda pompalayabileceği kan miktarını artık 70 atımla pompalıyor. Bunlar güçlü kalp kasları demek. Yokuş tırmanmadaki olayın büyük bir kısmı vücudunuzun oksijeni enerjiye çevirebilme verimliliğiyle alakalı. Buna ister doğru ve derin nefes alma deyin, ister daha büyük ve güçlü ciğerler deyin, isterseniz de kanın oksijen taşıma kapasitesinin artması deyin. o_O Ama düzenli antrenman yapanların, yapmayanlar göre %20'ye yakın daha güçlü ciğerleri ve kalbi olduğunu biliyoruz. Biz tüm bu gelişimlere, uzun ve istikrarlı antrenmanlar sonucunda, vücudumuzun bisiklete adaptasyonu diyebiliriz. Vücut daha iyi, daha hızlı bisiklet sürebilmek için adeta adapte oluyor. Vücudunuzdaki neredeyse her bölge, her kas için geçerli bu. Duruşunuz, siz sürdükçe farkında olmadan bisiklet üzerindeki duruşunuz daha da gelişir ve daha az yer kaplar hale gelirsiniz, bu da rüzgarın sizi artık daha az yavaşlatması anlamına gelir. Belki de şimdi fazla eğilemiyor, dik duruyorsunuz ve eğilmeyi denedikçe de sırt, boyun, kol ağrılarıyla karşılaşıyorsunuz. Çünkü bu kaslarınızın da gelişmeye ihtiyacı var ve daha hızlı gidebilmek için bu kaslara da ihtiyacınız var. Daha güçlü bir sırtla, daha güçlü bir boyunla, daha güçlü triseps kaslarıyla daha iyi ve daha uzun süre koruyabilirsiniz çünkü "eğilmiş" pozsiyonunuzu. Ve biseps kası, sürüş sırasında en az kullanılan kaslardan biri olduğu için siz bisiklete binmeye devam ettiğiniz sürece biseps kasınız hacim kaybeder, diğer bir deyimle erir. Bu, kilo kaybı anlamına da gelir. Başka bir durum: Daha efektif pedallama: Hepimiz pedala farklı basarız. Hem ayak tabanımızın farklı bölgeleriyle basarız, hem sele pozisyonundan dolayı dizimizi kırma açımız farklı olur, hem alışkanlıklarımız gereği pedala basarkenki bileğimizi kırma açılarımız farklı olur, hem oturuş pozisyonumuz gereği pedala daha çok baldır kasımızı kullanarak mı, kalça kasımızı kullanarak mı, kalf kasımızı kullanarak mı bastığımıza bağlı olarak bu bölgelerin güçlenmesi de farklı oranlarda olur ve hepimiz farklı gelişiriz. Ve pedalı her bir çevirişimizde (2 saatlik bir turda ortalama 10.000 kez pedal çevirmiş oluyoruz, 80 kadans örneği üzerinden) vücudumuz bu işlemi daha efektif, daha verimli yapar. Dizlerimizi artık daha kapalı hale getiririz, neredeyse üst boruya değecek gibi geçerler. Ayak bileklerimiz artık kaskatı çevirmez pedalı, en güçlü bastıkları saat 9 pozisyonunda ayak tabanımız yere paralel hale gelir hatta -20 dereceye kadar açı yapar. Özellikle yokuşta, ayağa kalktığımızda bisikleti altımızda pedalımızın aksi istikametinde yatırarak ve gidonu kollarımızla aksi yönde çekerek kollarımızdan da faydalanmış oluruz pedal basarken. Sprinterlerin muazzam kol kaslarına (özellikle ön kol) ve omuz kaslarına sahip olmalarının sebebi budur çünkü 1500+ watt basıyorlar. Özel antrenman ve beslenme planları var. Yağ tüketimleri çok az ve planlı. Aldıkları karbonhidrat sayılı. Uyku saatleri bile sayılı. Çünkü onlar profesyoneller ve ortalama 7 yaşından beri bisiklet üzerindeler. Biz ise haftanın en az 5 günü çalışıp, hafta sonu yorgun bir şekilde antrenman yapmaya çalışıyoruz. Belki de bir önceki gün 9 saat ayakta çalıştık :( Belki de bisiklete binebilmek için hafta sonu olmasına rağmen saat 6'da uyandık ve çok az uyuduk. Bunlar yaptığımız şeyler :islik: Ve bizi aslında güçsüz kılan şeyler. Çünkü yeterli (9 saat) uyuyabilmemiz için günlerimizin 30 saat falan olması gerekiyor :D
Ve bu maddeye vücudunuzu daha iyi saran, üzerinize daha iyi oturan, rüzgarda katlanıp dalgalanmayan ve hızınızı kesmeyen bir forma setinin de hız kazanımı için önemli olduğunu ekliyorum. Forma seti belki de bisikletin aerodinamisinden daha önemli, çünkü zaten karşıdan gelen rüzgarın %80'ini vücudumuz karşılıyor. Bisiklet sadece %20 civarını yiyor direncin. Bizi asıl yavaşlatan şey vücudumuz, yani frontal area olarak geçen önden bakılınca kapladığımız alan ve bu alanın rüzgarı daha iyi delip geçebilmesi. İlgili konu: Aynı eforla nasıl daha hızlı gidilir?
Bu yüzden zamana karşı kasklarda ya hiç havalandırma deliği yoktur ya da çok az vardır. Bu yüzden zamana karşı yarışlarda speedsuit diye çok dar, vücudu çok iyi saran, çok sıkı ve tek parça bir mayo kullanılır. Hatta bu yüzden bazı sporcular kollarına daha kaygan kumaştan imal edilmiş kolluk geçirirler ki rüzgarı ilk karşılayan bölgeler kafamız,omuzlar ve kollarımızdır. Bu yüzden ayakkabı kılıfı giyerler ki ayakkabının üzerinden daha iyi aksın gitsin hava. Hepsi çok küçük kazanımlar sağlar ama bir araya geldiklerinde sürücüyü belki de 1-2 km/h daha hızlandırırlar. Özellikle sporcunun duruşu en büyük kazanımı sağlar. Omuzları bükmeye alışmak bu yüzden önemli. Omuzlar içeri çekilip, dirsekler bükülmeli, vücut böyle durmaya alıştırılmalı o_O
Sürdükçe, virajları artık daha iyi ve hızlı alabilecek ve gereksiz frenlemelerden de kaçınmaya başlayacak, yavaşlamanız gerektiğinde çoğu zaman ayağınızı pedaldan kesmekle yetineceksiniz. Hız odaklı bir sürüşte mecbur kaldıkça frenleme yapmadığınızı fark edeceksiniz :harika:

3- Grup sürüşünün gücü:
Edirne cumhuriyet kupası videosunu izlediniz mi bilmiyorum, ama aşağıda paylaşacağım. Orada sarı bir MTB sürücüsü var. Yarışa katılmış :D Ve videonun geçtiği grup sanırım yarışın önden 2. veya 3. grubu tam emin değilim tahmin yürütüyorum. Sürüş sırasındaki ortalama hızlarının da yüksek olduğunu fark edeceksiniz izleyince. Ve MTB'li sürücü bu gruba tutunuyor :) Dikkat ederseniz hiç öne geçmiyor, daha doğrusu geçemiyor. Bir ara yelteniyor ama bu durum 5-10 saniye sürebiliyor, hemen arkaya düşüyor. Çünkü aslında hızlı giden kendisi değil, grup o_O O bedavadan gidiyor, çünkü grup rüzgara karşı koyuyor ve arkasında da bir hava boşluğu bırakıyor. MTB'li arkadaş da pedala hafif dokunuyor olmasına rağmen 35 ortalama ile gitmenin keyfini yaşıyor :D Emin olun o an tek başına, aynı güç ile sürüyor olsa hızı 27-29 km/h olacak. Ama grubun içinde olduğu için 35 km/h ile gidiyor. Çünkü grubun içinde olmak size çok ciddi bir enerji tasarrufu sağlar o_O Özetle, grup sürüşü yaparsanız ortalamanız yükselir :D Ama bu sizin gücünüz değil, grubun gücüdür :harika:

Önce pelotonla ilgili görsel, ardından video gelecek.

1.jpg


En öndeki sporcu rüzgarın %86'sını yerken pelotonun ortasındaki sporcular rüzgarın sadece %5'ini alıyorlar, yani neredeyse rüzgarsız ortamdalar. Saatte 50 km/h ile yokuş inerken rüzgarın yüzünüze nasıl vurduğunu düşünün. Düşündünüz mü? Şimdi de bu rüzgarın sadece %5'ini aldığınızı, %95'inin ise önünüzdekiler tarafından engellediğini düşünün. Saatte 50 km/h ile giderken, gücümüzün %88'ini rüzgar alıyor. Kaynak: (link)

drag.png


Yani 50 km/h ile gidebilmek için basmamız gereken güç 600 watt ve bu gücün 528 wattını rüzgar sürtünmesi alıyor. Peki ya rüzgarın %95'ini peloton engellediğinde ne olur? Aynı hızla gideriz ama 600 watt yerine 100-110 watt civarı harcarız :cool: Peki sırf meraktan soruyorum, 100-110 watt basarak, tek başımıza hangi hızla gideriz? Cevap ibret verici: 25 km/h :eek::krktm:

Son olarak video:


1:26:30'dan itibaren izleyin. Videoyu kayıt edenin konuşmaları da duyuluyor. MTB için "elektrikli o" diyor :D ama malesef değil o_O
 
@Serkan Mıstınoğlu çok teşekkür ederim hem ilgilendiğiniz için hem erinmeden böyle kapsamlı bir cevap yazdığınız için. beni hiç tanımadan o kadar güzel konulara değinmişsiniz ki çok fırın ekmek yediğiniz belli oluyor. malesef ctesi veya pazar günleri sabah 6 buçukta pedala basmış oluyorum. saat 10 buçuk gibi evime dönüp eşimle kahvaltı yapmak istiyorum. çünkü hafta içi de beraber işe gidiyoruz ve birlikte kahvaltıyı anca haftasonu yapıyoruz. hafta içi ise akşamları 2 3 günde bir 30 km yol yapmak için çıkabiliyorum. daha prensipli bir çalışma için antreman-beslenme sayfalarında geziniyorum hep. hatta sizin açtığınız konuları da biliyorum. eksik olmayın, hem motive ediyorsunuz, hem yolunu gösteriyorsunuz. ekipmanlar beni antreman kadar hızlandırmıycak. şayet 50-100 km arası turlarımda hızımı 30+ ortalamalara çıkarabilirsem yol bisikletine geçmek istiyorum. tekrar çok teşekkür ederim. sağlıkla pedallayın, sağlıkla kalın.
 
Ben baya yavaşmışım o zaman

2.00 mtb ile 17km/h cıvarı ortalamayla bitiyorum genelde uzun turlarımı. Ama haftasonu bile olan okulum sağolsun sık bısıklete binemiyorum. :(
 
@srtkmc bence sende biraz zamanla 25lere çıkarsın ama buradan sonrası ne olcak bilmiyorum çalışmadan göremiyceğimiz için çalışmaya devam
 
  • Beğen
Tepkiler: srtkmc
Mtb ciye helal olsun..her ne kadar grup surusu olsada ruzgari en aza indirsende o bisikleti grubun gerisinde kalmadan surmek gercekten saglam bacak saglam antrenmanla olur..ayrica bilgilendirmeniz icin tesekkurler @Serkan Mıstınoğlu abi..vakit buldukca sizin tecrubelerinizden bilgilerinizden faydalanmak icin paylasimlarinizi takip ediyorum..
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
cooper yunusun gizemide böylelikle deşifre oldu. sağolasın serkan mıstınoğlu
 
Konuyla ilgili bende başımdan geçenleri anlatarak yardımcı olmaya çalışayım.

Düzenli olarak bisiklet sürmeye yaklaşık iki sene önce başladım.
Bir arkadaşın şehir/tur bisikletini kullandım.
Yaklaşık 19 km'lik bir parkur belirledim.
Toplamda 300 m çıkıp, inerek başlangıç noktama geldiğim harika bir parkur.
strava'da
(link)
segment bile var.
Başlarda 80 dakikada alıyordum.
Kendime şehir/tur bisiklet aldım.
Bu bisiklet daha iyiydi. Bu arada bende biraz form tuttum, kondisyonum arttı.
Parkuru tamamlama süremi 57:17'ye kadar düşürdüm. (19,92 km/h ortalama)
Benim bu bisikletle sınırım bu oldu.

Yeğenime ait kron rc 2000 bisikletini ödünç aldım.
Gün içerisinde antrenman odaklı epey bisiklete binmeme rağmen akşama doğru yol bisikleti ile kendimi denemek istedim.
Sürüşe başlayana kadar da yol bisikleti tecrübem yaklaşık 30 km kadardı.
51:03 de parkur bitti. (22,04 km/h ortalama)
Yaklaşık % 11 civarı daha kısa sürede aldım parkuru.
İki sürüşü kıyasladığımda bazı yerlerde şehir/tur bisikletimin daha iyi olduğu, ancak bilhassa düzlükler ve yokuş çıkmaya başladığımda yol bisikleti fark atıyordu.
Şehir/tur bisikletinin (disk frenli olduğunu söylemeliyim) hızlı olduğu yerlerde bilhassa sert inişler.
Aynı bisikletle süreyi biraz daha düşürebilirim belki.

Yaşadığım bu olaylar doğrultusunda keseme uygun bir yol bisikleti alıp antrenmanlarımı onunla yapmak daha mantıklı geldi.

Düzenli çalışmalarınızla kat ettiğiniz yol artacak, ortalama hızınız da bir miktar artabilir.
Uzun mesafeler gitmek ve hızınızı arttırmak istiyorsanız yol bisikleti almanız gerekebilir.
 
@salih67 hedefim yol bisikletine geçmek zaten. ancak öncesinde kendimce uzun saydığım 60 km lik parkurumda ortalamamı arttırmayı, daha az molayla yolu bitirmeyi hedefliyorum. bu çok mu mantıklı derseniz kendimce bir prensibim var, alışkanlık edinmeden hiç bir hobiye çok para yatırmayı doğru bulmuyorum. şayet bu bisikletimle yol bisikletçisi olursam, ilerde yol bisikleti aldığımda en azından kötü değilim diyebileceğim kendime örneklemeniz beni de teşvik etti. çok teşekkür ederim ilgili cevabınız için sağlıkla pedallayın
 
  • Beğen
Tepkiler: efaruk ve salih67
Bugün giymişim formamı,takışım kaskımı ve gözlüğümü(gözlükte ayna bile var :D ) fıtı fıtı turluyorum asfaltta. Yanda kaldırımda oda benim gibi şehir bisikleti süren bende yaşça çok küçük bir eleman var,lakin onda 28lik jant var gibi tekerleri biraz büyük geldi bana. Önce biraz bakıştık,selamlaştık.Yola devam ediyoruz, bazen o biraz öne geçiyor bazen ben geçiyorum.Sonra ister istemez bir boy yarışına girdik.Elemanda asfalta indi,iki kişi emniyet şeritinde yan yana gidiyoruz.Sonra hızlarımızı artırmaya başladık,birkaç bakış daha sonra başladık yarışmaya. :D Ben güveniyorum kendime,eleman benden küçük hertürlü şamarlarım diye.Ama bir türlü geçip fark atamıyorum,sanki beni birisi yavaşlatıyor.Sonra eleman daha fazla bu tempoya dayanamadı,antremansızlık belli oluyor. :D Yanından geçip gittim. :)Diyeceğim o ki, bu işlerin bir çok değişkenliği var,ortalamalara vs çok takılmayın.Bisikletin iyi olması,senin kondisyonun,o günki beslenmen vs birçok faktör var. Kendimi, ulan yol bisikleti olacaktı,ağlatacaktım bu asfaltı ama işte.. diye telkin ediyorum,işe yarıyor.Öneririm. :)
 
@-Skynet- teşekkürler. bende o çizgideyim sanırım ama biraz hızlanıp gerçekten yol bisikleti şart oldu dediğim zaman almayı düşünüyorum yol bisikletini
 
Yol bisikletine geçin..Herşeyiniz değişir..Ortalama/mesafe/vücudunuz..
Yalnız çok tehlikeli bir alet..Bastıkça gidiyor:D
Hız yapmam,genelde yokuş antremanı yaparım..Bugün düz yolda biraz basayım dedim,bastıkça ''bas bana'' diyor alet:D
Bastım,sonuçta lastikte küçük bir yarık gördüm,bastığıma pişman oldum:D
 
@OnurA kullandığım yer de düz bir yer. 55 km de toplam 182 m tırmanış var. dümdüz değil sadece. 27 28 leri görsem kendimi daha iyi motive ederim sanırım
 
  • Beğen
Tepkiler: Işıklar Gazisi
@Aryel 55 km de 182 m tırmanma çok sayılmaz. Ancak başlangıç için ideal sayılır.
Kondisyon ve gücünüz arttıkça, rotaya yokuş ekleyebilirsiniz.

@ahlaksız gibi yokuş ağırlıklı sürmeyi tercih ediyorum.
 
@Aryel Aynı zamanda dağ bisikletlerinde dişli oranları da düşük olur. ilk bisikletim XC250 de deli gibi pedal çevirmeme rağmen max 40 görebiliyordum. Ama yol bisikletlerinde dişli oranlarıda yolda gitmek için ayarlandığından düz yolda 50-60 km(dişli oranlarına göre değişiyor) görebilmekteyiz.

Yani dağ bisikleti ile 30km ortalama yakalamak gerçekten ciddi performans gerektiren bir iş. Yok mu dağ bisikleti ile o ortalamaları yakalayan var. Ama yol bisikletine geçince o ortalamaları 35-40 lara çıkıyor.
 
@ozips tabiki vardır. benim de hedefim 30lu ortalamalardan sonra yol bisikletine geçmek. şayet 60 70 km lik turlarımda bu ortalamayı yakalayıp yol bisikletine geçersem daha uzun mesafeleri hedefliyorum

@sargonnas aynen bende de bir göbek sorunu var. boy 176 kilo 75 ama göbek çıkıntısı canımı sıkıyor bir hayli..

@salih67 evet yolum düz sayılır demiştim zaten. hafta içi akşamları arada kısa turlarda ortalamayı 1 2 km arttırarak yüksek eforla sürmeye de alışmaya çalışıyorum. bir süre sonra da eğimli yollarda olacağım diye umuyorum
 
Geri