Çok yaygın bir soru "Nasıl daha da hızlanabilirim?" sorusu
Şu 3 madde sizin daha yüksek ortalamalar çıkarmanızı sağlayabilir:
1- Bisiklet:
İster daha ince lastik, ister hafifletme, isterseniz de bunu satıp yol bisikleti almak olarak düşünün bunu. Daha iyi bisiklet = Daha yüksek hız. Fakat şu an piyasadaki en pahalı bisikleti alsanız bile profesyoneller gibi 39-42 ortalama çıkaramayacaksınız. Sebepleri 2. ve 3. maddede olacak
2- Sizin gücünüz:
Gücünüzü belirleyen pek çok şey var ve en başta şunu bilin ki bisiklette gelişim sanılan kadar hızlı olmuyor malesef. Çünkü düzenli bisiklet antrenmanları yapan biriyle, hiç antrenman yapmamış birinin vücudu bile aynı değil. Sadece kilodan bahsetmiyorum, sadece vücut yağ oranından bahsemiyorum, sadece "güçlü bacaklardan" da bahsetmiyorum. Fit bir vücudun ve bünyenin tüm bileşenlerinden bahsediyorum. Peter Sagan'ın bacaklarına sahip olun ama nabız gücünüz şu ankiyle aynı kalsın, ilk yokuşta perişan olursunuz

Vücut topyekün gelişir, her elemanı ayrı ayrı kuvvet kazanır. 1-2 yıllık düzenli antrenman size çok daha güçlü bir kalp kazandırır. Ve düzenli antrenman yapanların nabzı bu yüzden düşer, çünkü kalp eskisine göre daha güçlü ve artık 100 atımda pompalayabileceği kan miktarını artık 70 atımla pompalıyor. Bunlar güçlü kalp kasları demek. Yokuş tırmanmadaki olayın büyük bir kısmı vücudunuzun oksijeni enerjiye çevirebilme verimliliğiyle alakalı. Buna ister doğru ve derin nefes alma deyin, ister daha büyük ve güçlü ciğerler deyin, isterseniz de kanın oksijen taşıma kapasitesinin artması deyin.

Ama düzenli antrenman yapanların, yapmayanlar göre %20'ye yakın daha güçlü ciğerleri ve kalbi olduğunu biliyoruz. Biz tüm bu gelişimlere, uzun ve istikrarlı antrenmanlar sonucunda, vücudumuzun bisiklete adaptasyonu diyebiliriz. Vücut daha iyi, daha hızlı bisiklet sürebilmek için adeta adapte oluyor. Vücudunuzdaki neredeyse her bölge, her kas için geçerli bu. Duruşunuz, siz sürdükçe farkında olmadan bisiklet üzerindeki duruşunuz daha da gelişir ve daha az yer kaplar hale gelirsiniz, bu da rüzgarın sizi artık daha az yavaşlatması anlamına gelir. Belki de şimdi fazla eğilemiyor, dik duruyorsunuz ve eğilmeyi denedikçe de sırt, boyun, kol ağrılarıyla karşılaşıyorsunuz. Çünkü bu kaslarınızın da gelişmeye ihtiyacı var ve daha hızlı gidebilmek için bu kaslara da ihtiyacınız var. Daha güçlü bir sırtla, daha güçlü bir boyunla, daha güçlü triseps kaslarıyla daha iyi ve daha uzun süre koruyabilirsiniz çünkü "eğilmiş" pozsiyonunuzu. Ve biseps kası, sürüş sırasında en az kullanılan kaslardan biri olduğu için siz bisiklete binmeye devam ettiğiniz sürece biseps kasınız hacim kaybeder, diğer bir deyimle erir. Bu, kilo kaybı anlamına da gelir. Başka bir durum: Daha efektif pedallama: Hepimiz pedala farklı basarız. Hem ayak tabanımızın farklı bölgeleriyle basarız, hem sele pozisyonundan dolayı dizimizi kırma açımız farklı olur, hem alışkanlıklarımız gereği pedala basarkenki bileğimizi kırma açılarımız farklı olur, hem oturuş pozisyonumuz gereği pedala daha çok baldır kasımızı kullanarak mı, kalça kasımızı kullanarak mı, kalf kasımızı kullanarak mı bastığımıza bağlı olarak bu bölgelerin güçlenmesi de farklı oranlarda olur ve hepimiz farklı gelişiriz. Ve pedalı her bir çevirişimizde (2 saatlik bir turda ortalama 10.000 kez pedal çevirmiş oluyoruz, 80 kadans örneği üzerinden) vücudumuz bu işlemi daha efektif, daha verimli yapar. Dizlerimizi artık daha kapalı hale getiririz, neredeyse üst boruya değecek gibi geçerler. Ayak bileklerimiz artık kaskatı çevirmez pedalı, en güçlü bastıkları saat 9 pozisyonunda ayak tabanımız yere paralel hale gelir hatta -20 dereceye kadar açı yapar. Özellikle yokuşta, ayağa kalktığımızda bisikleti altımızda pedalımızın aksi istikametinde yatırarak ve gidonu kollarımızla aksi yönde çekerek kollarımızdan da faydalanmış oluruz pedal basarken. Sprinterlerin muazzam kol kaslarına (özellikle ön kol) ve omuz kaslarına sahip olmalarının sebebi budur çünkü 1500+ watt basıyorlar. Özel antrenman ve beslenme planları var. Yağ tüketimleri çok az ve planlı. Aldıkları karbonhidrat sayılı. Uyku saatleri bile sayılı. Çünkü onlar profesyoneller ve ortalama 7 yaşından beri bisiklet üzerindeler. Biz ise haftanın en az 5 günü çalışıp, hafta sonu yorgun bir şekilde antrenman yapmaya çalışıyoruz. Belki de bir önceki gün 9 saat ayakta çalıştık

Belki de bisiklete binebilmek için hafta sonu olmasına rağmen saat 6'da uyandık ve çok az uyuduk. Bunlar yaptığımız şeyler :islik: Ve bizi aslında güçsüz kılan şeyler. Çünkü yeterli (9 saat) uyuyabilmemiz için günlerimizin 30 saat falan olması gerekiyor

Ve bu maddeye vücudunuzu daha iyi saran, üzerinize daha iyi oturan, rüzgarda katlanıp dalgalanmayan ve hızınızı kesmeyen bir forma setinin de hız kazanımı için önemli olduğunu ekliyorum. Forma seti belki de bisikletin aerodinamisinden daha önemli, çünkü zaten karşıdan gelen rüzgarın %80'ini vücudumuz karşılıyor. Bisiklet sadece %20 civarını yiyor direncin. Bizi asıl yavaşlatan şey vücudumuz, yani frontal area olarak geçen önden bakılınca kapladığımız alan ve bu alanın rüzgarı daha iyi delip geçebilmesi. İlgili konu:
Aynı eforla nasıl daha hızlı gidilir?
Bu yüzden zamana karşı kasklarda ya hiç havalandırma deliği yoktur ya da çok az vardır. Bu yüzden zamana karşı yarışlarda speedsuit diye çok dar, vücudu çok iyi saran, çok sıkı ve tek parça bir mayo kullanılır. Hatta bu yüzden bazı sporcular kollarına daha kaygan kumaştan imal edilmiş kolluk geçirirler ki rüzgarı ilk karşılayan bölgeler kafamız,omuzlar ve kollarımızdır. Bu yüzden ayakkabı kılıfı giyerler ki ayakkabının üzerinden daha iyi aksın gitsin hava. Hepsi çok küçük kazanımlar sağlar ama bir araya geldiklerinde sürücüyü belki de 1-2 km/h daha hızlandırırlar. Özellikle sporcunun duruşu en büyük kazanımı sağlar. Omuzları bükmeye alışmak bu yüzden önemli. Omuzlar içeri çekilip, dirsekler bükülmeli, vücut böyle durmaya alıştırılmalı

Sürdükçe, virajları artık daha iyi ve hızlı alabilecek ve gereksiz frenlemelerden de kaçınmaya başlayacak, yavaşlamanız gerektiğinde çoğu zaman ayağınızı pedaldan kesmekle yetineceksiniz. Hız odaklı bir sürüşte mecbur kaldıkça frenleme yapmadığınızı fark edeceksiniz
3- Grup sürüşünün gücü:
Edirne cumhuriyet kupası videosunu izlediniz mi bilmiyorum, ama aşağıda paylaşacağım. Orada sarı bir MTB sürücüsü var. Yarışa katılmış

Ve videonun geçtiği grup sanırım yarışın önden 2. veya 3. grubu tam emin değilim tahmin yürütüyorum. Sürüş sırasındaki ortalama hızlarının da yüksek olduğunu fark edeceksiniz izleyince. Ve MTB'li sürücü bu gruba tutunuyor

Dikkat ederseniz hiç öne geçmiyor, daha doğrusu geçemiyor. Bir ara yelteniyor ama bu durum 5-10 saniye sürebiliyor, hemen arkaya düşüyor. Çünkü aslında hızlı giden kendisi değil, grup

O bedavadan gidiyor, çünkü grup rüzgara karşı koyuyor ve arkasında da bir hava boşluğu bırakıyor. MTB'li arkadaş da pedala hafif dokunuyor olmasına rağmen 35 ortalama ile gitmenin keyfini yaşıyor

Emin olun o an tek başına, aynı güç ile sürüyor olsa hızı 27-29 km/h olacak. Ama grubun içinde olduğu için 35 km/h ile gidiyor. Çünkü grubun içinde olmak size çok ciddi bir enerji tasarrufu sağlar

Özetle, grup sürüşü yaparsanız ortalamanız yükselir

Ama bu sizin gücünüz değil, grubun gücüdür
Önce pelotonla ilgili görsel, ardından video gelecek.
En öndeki sporcu rüzgarın %86'sını yerken pelotonun ortasındaki sporcular rüzgarın sadece %5'ini alıyorlar, yani neredeyse rüzgarsız ortamdalar. Saatte 50 km/h ile yokuş inerken rüzgarın yüzünüze nasıl vurduğunu düşünün. Düşündünüz mü? Şimdi de bu rüzgarın sadece %5'ini aldığınızı, %95'inin ise önünüzdekiler tarafından engellediğini düşünün. Saatte 50 km/h ile giderken, gücümüzün %88'ini rüzgar alıyor. Kaynak: (link)
Yani 50 km/h ile gidebilmek için basmamız gereken güç 600 watt ve bu gücün 528 wattını rüzgar sürtünmesi alıyor. Peki ya rüzgarın %95'ini peloton engellediğinde ne olur? Aynı hızla gideriz ama 600 watt yerine 100-110 watt civarı harcarız

Peki sırf meraktan soruyorum, 100-110 watt basarak, tek başımıza hangi hızla gideriz? Cevap ibret verici: 25 km/h

Son olarak video:
1:26:30'dan itibaren izleyin. Videoyu kayıt edenin konuşmaları da duyuluyor. MTB için "elektrikli o" diyor

ama malesef değil
