Devenez ce que
Daimi Üye
- Kayıt
- 14 Mayıs 2018
- Mesaj
- 332
- Tepki
- 1.007
- Yaş
- 51
- Şehir
- Istanbul / Sancaktepe
- İsim
- Murat
- Bisiklet
- Kron
Oturduğumuz yerden Alemdağ ormanına bisikletle gidip gelirken 3. boğaz köprüsüne bağlanan Kuzey çevre otoyolu ile 2. köprüye giden TEM otoyolu bağlantı yolundan sık sık karşıya geçmemiz gerekiyordu (tabi bunlar yollar yapım aşamasındayken, bittikten sonra yola girmek hem yasak, hem de tehlikeli). Biz de kah yolun üstünden, kah yolun altındaki alt geçidi kullanarak karşıya geçiyor, bazen de yola girerek bomboş asfalt üzerinde hız denemeleri yapıyorduk.
Burası alt geçidimiz, sık sık faşizme gidip geldik bu geçit sayesinde
Yola serbestçe girip çıkıyorduk, kimse de bir şey demiyordu.
Bundan yola çıkarak bizim de aklımıza bir fikir geldi: yeni yapılan çevre yolunu kullanarak 3. köprüye kadar gitmek ve köprüden karşıya geçmek!! Bu da bizim çılgın projemizdi
Köprüden geçebilir miydik? Geçersek efsane olurdu
Geçemezsek de en kötü ihtimalle biraz bisiklete binmiş olurduk 
Hatırladığım kadarıyla köprü 30 Ağustos'ta açıldı (Google'dan bakmaya üşendim şimdi), biz de planımıza (fotoğrafların tarihine baktım) 7 Ağustos'ta girişmişiz, açılışa 23 gün kaldığı için hummalı bir çalışma vardı.
Hafriyat kamyonlarının akan trafikte bile nasıl gittiklerini biliyoruz
Burda ise trafiğe kapalı alanı bulmuşlar; hepsi zincirlerinden boşanmış gibiydi; son sürat sürmeler, virajlarda hız kesmeden dönüşler...
Her ne kadar sağlıklı ve güvenli bir ortam olmasa da anın keyfini çıkarıyorduk
Yaptığımız atraksiyonların biri de otoyolun ortasına oturup arkada tabelalarla selfie çekmekti. Tabi ertesi gün gazetelerde şöyle haberler çıkabilirdi:
"Yapımı devam eden otoyolun ortasında oturarak fotoğraf çekinen (gerizekalı) bisikletçiler hafriyat kamyonunun altında kaldı"
"Çekinecek bütün anlamsız pozlar bittiyse artık yola devam edelim mi?"
Evet, artık istikamet Yavuz Sultan Selim Köprüsü...
"Tamam dostum, çektim tabelayı... Bir de böyle mi çekeyim?? tamam hadi bakalım..."
Bakalım burda kaç tane suçu birden işledik? Otoyola bisikletle girmek, turnikelerden kaçak geçiş...
Artık yolu yarılamıştık; Polonezköy'ün ilerisindeki Cumhuriyet köyünün yakınlarında; dere kenarında mola verdik, ismi Çayağız Deresi'ymiş...
Moladan sonra tekrar keyifli keyifli yola çıkmıştık ki... Çok gitmeden yolun büyük bir kısmının bariyerlerle kapatılarak dar bir girişin olduğu bir yerde bir güvenlik kulübesinden çıkan güvenlikçi arkadaş, projemizin üzerini kırmızı büyük harflerle çizdi: "PROJE İPTAL!"
İlerde tünel olduğunu, burda çalışmaların devam ettiğini, tünelden geçmemizin bizim için güvenli olmadığını belirtti arkadaş...
O anda sanki yolun kenarlarına dev hoparlörler kurulmuş; Türk filmlerindeki, Sır Kapıları'ndaki, Film Gibi'deki ne kadar dram sahnesi müziği varsa hepsi birden çalmaya başlamıştı


Yok, o kadar dram yapmadık canım, sadece B planını uygulamaya koyduk; geldiğimiz yoldan, hatta biraz da kısaltarak aynen geri dönüş 
Burası alt geçidimiz, sık sık faşizme gidip geldik bu geçit sayesinde
Yola serbestçe girip çıkıyorduk, kimse de bir şey demiyordu.
Bundan yola çıkarak bizim de aklımıza bir fikir geldi: yeni yapılan çevre yolunu kullanarak 3. köprüye kadar gitmek ve köprüden karşıya geçmek!! Bu da bizim çılgın projemizdi
Hatırladığım kadarıyla köprü 30 Ağustos'ta açıldı (Google'dan bakmaya üşendim şimdi), biz de planımıza (fotoğrafların tarihine baktım) 7 Ağustos'ta girişmişiz, açılışa 23 gün kaldığı için hummalı bir çalışma vardı.
Hafriyat kamyonlarının akan trafikte bile nasıl gittiklerini biliyoruz
Her ne kadar sağlıklı ve güvenli bir ortam olmasa da anın keyfini çıkarıyorduk
Yaptığımız atraksiyonların biri de otoyolun ortasına oturup arkada tabelalarla selfie çekmekti. Tabi ertesi gün gazetelerde şöyle haberler çıkabilirdi:
"Yapımı devam eden otoyolun ortasında oturarak fotoğraf çekinen (gerizekalı) bisikletçiler hafriyat kamyonunun altında kaldı"
"Çekinecek bütün anlamsız pozlar bittiyse artık yola devam edelim mi?"
Evet, artık istikamet Yavuz Sultan Selim Köprüsü...
"Tamam dostum, çektim tabelayı... Bir de böyle mi çekeyim?? tamam hadi bakalım..."
Bakalım burda kaç tane suçu birden işledik? Otoyola bisikletle girmek, turnikelerden kaçak geçiş...
Artık yolu yarılamıştık; Polonezköy'ün ilerisindeki Cumhuriyet köyünün yakınlarında; dere kenarında mola verdik, ismi Çayağız Deresi'ymiş...
Moladan sonra tekrar keyifli keyifli yola çıkmıştık ki... Çok gitmeden yolun büyük bir kısmının bariyerlerle kapatılarak dar bir girişin olduğu bir yerde bir güvenlik kulübesinden çıkan güvenlikçi arkadaş, projemizin üzerini kırmızı büyük harflerle çizdi: "PROJE İPTAL!"
O anda sanki yolun kenarlarına dev hoparlörler kurulmuş; Türk filmlerindeki, Sır Kapıları'ndaki, Film Gibi'deki ne kadar dram sahnesi müziği varsa hepsi birden çalmaya başlamıştı


