Kadro Geometrisi
Yazar: Cüneyt Kazokoğlu
16.02.2004
--------------------------------------------------------------------------------
Bisiklet kadroları ile ilgili yazılarımıza devam ediyoruz. Bu yazımızda kadro geometrisini, nelerden oluştuğunu, etkilerini, özelliklerini inceleyeceğiz.
Kadroların ilk bakışta görülen özellikleri iki tane üçgenin birleşmesinden oluşmalarıdır. Bu çift üçgen de denen tasarım, 19yy. sonu 20yy. başında büyük ihtimalle daha önce de haberini verdiğimiz Wright kardeşler tarafından bulunmuş ve temelde bisikletin bütün ihtiyaçlarına cevap verdiği için değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Elbette bunun 100 yılı aşkın bir süredir temelde değişmeden durmasının bir sebebi var.
İki üçgen
Bisikletin üzerindeyken bisiklet kadrosuna belirli bir yük bindiriyoruz. Hareketsiz dururken bu yük sadece yukarıdan aşağıya etki eden ağırlığımızdır. Öte yandan bisikleti kullanmaya başladığımızda pedal hareketleriyle beraber yanal güçler de etkiye girer. Bu güçler kişinin ağırlığına, ayakta pedal çevirip çevirmediğine, o sırada bir virajda yatıp yatmadığına, zeminin düzlüğüne vs. göre azalır veya artarlar. İki üçgenin birleşmesinden ortaya çıkan bu kadro tasarımı, bisikletçinin bisiklet üzerindeyken kadroya yüklediği iste bu güçlere en dayanıklı tasarımdır. Özellikle ayakta pedal çevirme, bozuk zeminde gitme gibi kadronun sertliği ve sağlamlığının, bisikletçinin ağırlığı altında esnememesinin önem kazandığı bir ortamda bu tasarım öne çıkar. Çünkü kadronun esnemesi bisikletçinin pedala aktardığı gücün bir kısmını emer, yani bisikletten alınan verim düşer.
Dağ bisikletinin çıkış ve gelişmesi süresince, yani son 20 yıl içinde, çeşitli kadro tasarımları yapıldı. Bunlar ilk çıktıklarında hayranlıkla incelenmiş, geleceğin bisikleti vs. gibi yorumlarda bulunulmuş, lâkin bu bisikletlerin hiçbiri geniş çapta tutunamamışlardır. Bunun sebebi ise büyük ölçüde elbette bu bisikletlere de binilebilmesi, ama kadronun etki eden güçlere karşı koyamamasıdır.
Catbike prototip bisiklet
Uzun lafın kısası çift üçgen tasarımı bugün sabit olsun, arka süspansiyonlu olsun, bütün kadroların dayandığı en yaygın tasarımdır.
Bu girizgâhtan sonra gelelim işin matematik kısmına. Önce bir soruya cevap verelim: Bisikletin geometrisi derken neyi kastediyoruz ve bu neden önemli?
Bisikletin geometrisi bisikletin kadrosunu oluşturan (bu yazıda tasarımı daha iyi göstermek için sabit kadro kullandık) boruların uzunlukları ve bu boruların birbirleriyle olan açılarıdır. Eskilerin dediği gibi „malûmu ilâm kabilinden“, yani bilineni açıklamaya kalkıp bunun önemini söyleyelim: Kadro geometrisi, yani bu boruların uzunluğu, açıları bisikletin üzerindeki duruşumuzu ve bisikletin kullanım özelliklerini, kullanım sırasında verdiği tepkileri belirler. Dolayısıyla kullanım sahasına uygun geometride bir kadro veya bisiklet edinmek, bisiklet sporundan alınacak zevk ve verim için çok önemlidir. Değişik bisiklet çeşitleri değişik geometrilere sahiptirler. Biz elbette burada dağ bisikleti kapsamına giren bisikletleri inceleyeceğiz.
Kadro geometrisi
Burada kadronun geometrisini oluşturan ve kullanım sahalarına göre ayrılmasını sağlayan 7 ölçüden bahsedeceğiz. Bu ölçüler sırasıyla:
A: Oturma borusu uzunluğu
B: Üst boru uzunluğu
C: Çeki borusu ya da zincir borusu uzunluğu
D: Kadro uzunluğu
E: Arka boru açısı
F: Alın borusu açısı
G: Kadronun (orta milin) yerden yüksekliği
Çizime bakan okuyucularımızın da fark edeceği gibi kadro üzerinde bu saydığımız 7 ölçünün ötesinde ölçüler de bulunabilir. Alt boru, arka boru, bunların yaptıkları açılar vs. seklinde konuyu uzatmak mümkün. Öte yandan matematik olduğu için bütün veriler birbirleriyle etkileşim içerisinde. Bu 7 ölçüden de dağ bisikleti alımında 3 veya 4’ü gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken ölçüler.
Gelelim bu ölçülerin ne işe yaradığına, açıklamalarına:
A: Oturma borusu
Oturma borusunun uzunluğu kadro büyüklüğü ile kastettiğimiz ölçüdür. Bu ölçü orta mil merkezinden borunun üst kenarına kadar olan mesafedir. Ya inç ya da cm olarak verilir (1 inç = 2,54 cm). Bugün yetişkinler için 13 inçten 24 ince kadar kadrolar mevcut.
B:Üst boru uzunluğu
Üst boru uzunluğu (gidon boğazının uzunluğuyla da birlikte) bisiklet üzerindeki duruşu belirler. Uzun bir üst boru ileri uzanmış sportif bir duruş sağlarken kısa bir üst boru daha dik, rahat, konforlu bir duruş sağlar. Örneğin vücutlarının üst kısmı erkeklere göre daha kısa olan kadınlar için üretilen bisikletlerde aynı kadro boyunda üst boru daha kısadır. Açıların sabit kaldığı kabul edilerek uzun bir üst boru kadro boyunu uzatır. Bunun etkisini de kadro boyunda anlatacağız zaten.
C: Çeki borusu ya da zincir borusu
Çeki borusunun uzunluğu arka lastiğin yol tutuşunu ve konforu etkiler. Çeki borusu kısaldıkça bisikletçinin ağırlığından arka tekerleğin üzerine etki eden oran artar, dolayısıyla lastiğin yola basışı ve yol tutuşu iyileşir. Bir yokuşta ayağa kalkıldığında kısa bir çeki borusuyla arka tekerleğe binen güç elbette daha fazla olacaktır. Öte yandan uzun bir çeki borusu konforu arttırır, çünkü uzun çeki borusuyla beraber kadro uzunluğu da artar (bkz. D). Çeki borusunun uzunluğu son 10 yıl içinde giderek kısalmıştır. Bugün dağ bisikletlerinde
420-425mm’lik bir ölçü yol tutuş ve konfor açısından iyi bir orta yol sayılmaktadır. Bu ölçü ağırlığın arkada olmasının önem kazandığı „dirt“, „trial“ gibi akrobasi bisikletlerinde 390-400mm’ye kadar düşebilirken yüksek hızda dengenin önemli olduğu tepe inişinde 430-450mm’ye kadar çıkar.
D: Kadro uzunluğu
Kadro uzunluğu iki tekerleğin orta mili arasındaki mesafe veya bu orta millerden yere çekilen izdüşümün uzunluğudur. Başka bir deyişle iki tekerleğin de yere temas ettiği noktalar arasındaki mesafedir. Bu mesafe uzadıkça bisikletin konforu artar, dengesi daha sağlam olur, kısaldıkça bisiklet çevikleşir, ataklaşır, gidona verilen emirlere daha çabuk ve kolay tepki verir, yani köşelerden kolay ve hızlı döner, ama yüksek hızlarda asabileşir. Bu mesafe arazi binişi bisikletlerinde 1060-1085mm civarındayken yüksek hızda dengenin önemli olduğu tepe inişi bisikletlerinde 1140-1150mm’yi geçer.
E: Oturma borusu açısı
Geldik açılara. Oturma borusu açısı bisikletçinin ağırlığının bisiklet üzerinde ne şekilde dağılacağını belirler. Düşük bir oturma borusu açısı bisikletçinin ağırlığını arkaya vererek özellikle ağırlığın arkada olmasının çok önemli olduğu tepe inişinde güven sağlarken bisikletin tırmanma kabiliyetini (zaten tepe inişi bisikletiyle tırmanma olmaz denebilir) ağırlık arkaya verilmişken yokuş yukarı ön tekerlek havalanacağından olumsuz etkiler. Öte yandan tırmanma etaplarının da yaygın olduğu arazi binişi sahasında bisikletçinin ağırlığının hem inişlerde hem çıkışlarda soruna yol açmayacak şekilde dağılması gerekmektedir. Bu nedenle tepe inişi bisikletlerinde oturma borusu açısı ağırlığın arkada yoğunlaşması için yerine göre 60° civarı ve altına düşebilirken, arazi binişi bisikletlerinde dengeli dağılım için 71,5-73° arasında değişir.
F: Alın borusu açısı
Bisiklet kullanımında en önemli ölçülerden biridir. Bisikletin çevikliğini, dönüş ve manevra kabiliyetin, düz gidişte konfor ile dengesini etkiler. Şöyle ki, düşük bir gidon borusu açısı ön tekerleği öne iterek bisikletin dengesini iyileştirir, kadro boyunun uzamasını sağlar, bunun yanında bisikletin fren tepkisini de iyileştirir. Bu nedenle yine yüksek hızda dengenin çok önemli olduğu tepe inişinde bu açı çok düşüktür, 66° civarı üst sınıftaki tepe inişi bisikletlerinde sıkça rastlanan bir ölçüdür. Yüksek alın açısı ise bisikletin manevra yeteneğini iyileştirir, kısalan kadro boyunun da etkisiyle bisiklet gidona verilen emirlere çok daha rahat ve çabuk tepki verir, çevikleşir, atikleşir. Bu özelliklerin yüksek hızda denge kadar, kısmen daha da fazla önem kazandığı arazi binişi bisikletlerinde bu açı bu nedenle 70-72°’dir.
Açıların değişik bisikletlerdeki farkını aşağıda görebilirsiniz, üstteki bisiklet yarış hedef alınarak tasarlanmış arazi binisi bisikleti, Trek Elite 9.8, alttaki bisiklet ise tepe inişinde önde gelen modellerden, bir Kona Stab Primo.
Trek-Kona
Büyük boyut için tıkla!
G: Kadronun (orta milin) yerden yüksekliği
Getirisi bariz: Orta mil yuvası yerden ne kadar yüksekteyse arazide bisikletin bir engeli geçerken oturma tehlikesi o kadar azalır. Öte yandan bu mesafe arttıkça bisikletin ağırlık merkezi de yükseldiği için manevra kabiliyeti olumsuz etkilenir.
Bütün bu saydıklarımızı alttaki canlandırma da bir kere daha görmeniz mümkün. Sportif bir dağ bisikleti geometrisinden ağırlığın arkaya verilmesi gereken bir akrobasi geometrisi arasındaki fark çok açık: açılar düşüyor, bisikletçinin ağırlığı arkaya gidiyor.
Büyük boyut için tıkla!
Kadronun sabit bir parçası olmamasına ve bu nedenle kadro geometrisinde pek yeri olmamasına karşın bisikletçinin duruşuna oldukça önemli bir etkisi olması nedeniyle burada gidon boğazını da kısaca inceleyelim. Gidon boğazları dağ bisikletlerinde kullanım sahalarına göre 25mm’den 130mm’ye kadar ve eksili derecelerden 40°’ye kadar olan açılarla üretilirler. Bunların da etkileri aşikâr: Uzun bir gidon boğazı öncelikle daha ileriye doğru yatık, daha sportif bir duruş sağlarken ön tekerleğe binen ağırlık oranını da artırır. Öte yandan kısa bir gidon boğazı bisikletin gidona verilen güce daha çabuk yanıt vermesini, gidonun daha kolay dönebilmesini sağlar. Bunun yanında tepe inişi bisikletlerinde sağlamlık çok önemli olduğu için çok kısa gidon boğazları kullanılır. Gidon boğazının açısı arttıkça bisikletçinin duruşu dikleşir, konfor artar, açısı azaldıkça, hatta eksili bölümlere indikçe bisikletçinin duruşu sportifleşir. Aşağıdaki resimde Cannondale’in yarış için tasarlanmış modeli F4000SL ile Trek’in giriş sınıfı konfor ağırlıklı tasarlanmış dağ bisikleti 3500 modelinin gidon boğazlarındaki farkı görebilirsiniz.
Gidon boğazları
Bisikletçinin kullanacağı, seçmesi gereken geometri bu yazdıklarımızdan da anlaşılacağı şekilde biniş stiline, kullanım sahasına bağlıdır. Yeni başlayanlar, bisikleti gezmek için kullananlar ve konforlu bir duruş isteyenler bu nedenle açıları nispeten düşük, üst borusu daha kısa, gidon boğazı kısa ve açısı yüksek bisikletlerle daha rahat ederler. Daha ileri seviyedeki bisikletçiler, sportif sürüş amaçlayanlar biraz bu rahatlıktan feragat edip bisikletin daha sportif bir geometrisi olmasını tercih edeceklerdir.
Cüneyt çok güzel anlatmış.
(link)