Ahmet Salih Özenir
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 8 Nisan 2010
- Mesaj
- 2.105
- Tepki
- 3.668
- Şehir
- Mersin
- Bisiklet
- Merida
Tozlu rafta unutulmuş bir yol hikayesidir bu...
İlk köy Kocavilayet’i geçtikten sonra duyuldu bir “Fıss”…
(link)
Ne zamandır patlamıyordu Kürşat beyin bisikletinin lastiği… Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız için öğrenme fırsatı.
(link)
Çabucak onarılınca lastik, taze otla beslenen besili ineklerin kıyısından geçen yolda,
(link)
yine abanmaya başladık pedallara.
(link)
Bu kez de Cem beyin bisikletinin yeni pedalında oldu bir sorun, “dönmüyor”… Neyse bulundu bir yedek pedal…
(link)
Karşı yamaçta yafa portakalıyla tanınan Çavak Köyü var.
(link)
Geride bırakınca “Hoş geldin” yokuşunu, verdik bir soluk molası.
(link)
Yol kenarlarındaki kır çiçekleriydi bizi karşılayan
(link)
Emirler Köyüne girerken.
(link)
Köyün ağacı, altında köylüler.
(link)
Lafladık biraz ayaküstü.
(link)
Ahmet kardeşimizin çayını içtik, dinlendik.
(link)
(link)
Sonra yolumuzun üstündeki Kent Ormanına saptık,
(link)
eski dönem mezarların önündeyiz.
(link)
(link)
Biz
(link)
baharın neşelendirdiği, yeniden canlanan harika tabiatın manzarasını seyrederken kulede
(link)
aşağıda kalıp
(link)
dinlendi kimi arkadaşlarımız.
(link)
Aslında tırmanıyoruz ama zaman zaman da güzel uzun inişler yaptık.
(link)
Sular akıyor çeşmelerde, tabii şimdilik…
(link)
Uygar kardeşimiz fırsatı değerlendirdi.
(link)
(link)
Arkadaşlarımızdan Yavuz Arslan, Nüzhet Türker, Uygar Karabay, M. Ali Erkovan, ve Anıl Baş, başka bir programları olduğundan ayrıldılar buralarda turdan. Biz devam ettik yola.
(link)
Arabaların bile zorlandığı yerlerde
(link)
yardıma yetişti Kürşat bey.
(link)
Bir moladayız.
(link)
Yola çıktığımız o güneşli hava yok artık…
(link)
Biz gelinceye kadar arkadaşlar yol kenarında bulmuşlar tırmanacak bir tepe.
(link)
Tepenin ardı da Erçel. (620 m.)
(link)
Yağmurun artacağını düşünerek yemeğimizi köyde yemeye karar verdik.
(link)
Yanımızda sucuk sosis getirsek de kasaptan izin alarak mangal
(link)
ve masalarını kullandık. Hazırlıksız gelen arkadaşlarımız da kasabın yaptığı sucuklardan aldılar.
(link)
Güzel bir sofra, afiyetle yenen yemek, değdi yorgunlumuza... (Soldan; M. Çağatay Apak, Sevda Ayar, H. İbrahim Açıkgözlü, Fatih Altuner, Cem Taftaf, Sedat Ular, Kürşat Akıncı, Ahmet S. Özenir ve Metin Sandal)
(link)
Karnımızı doyurup yola çıkacağımızda yağmur sakin sakin yağıyor, köylü de şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
(link)
Devamı var…
İlk köy Kocavilayet’i geçtikten sonra duyuldu bir “Fıss”…
(link)
Ne zamandır patlamıyordu Kürşat beyin bisikletinin lastiği… Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız için öğrenme fırsatı.
(link)
Çabucak onarılınca lastik, taze otla beslenen besili ineklerin kıyısından geçen yolda,
(link)
yine abanmaya başladık pedallara.
(link)
Bu kez de Cem beyin bisikletinin yeni pedalında oldu bir sorun, “dönmüyor”… Neyse bulundu bir yedek pedal…
(link)
Karşı yamaçta yafa portakalıyla tanınan Çavak Köyü var.
(link)
Geride bırakınca “Hoş geldin” yokuşunu, verdik bir soluk molası.
(link)
Yol kenarlarındaki kır çiçekleriydi bizi karşılayan
(link)
Emirler Köyüne girerken.
(link)
Köyün ağacı, altında köylüler.
(link)
Lafladık biraz ayaküstü.
(link)
Ahmet kardeşimizin çayını içtik, dinlendik.
(link)
(link)
Sonra yolumuzun üstündeki Kent Ormanına saptık,
(link)
eski dönem mezarların önündeyiz.
(link)
(link)
Biz
(link)
baharın neşelendirdiği, yeniden canlanan harika tabiatın manzarasını seyrederken kulede
(link)
aşağıda kalıp
(link)
dinlendi kimi arkadaşlarımız.
(link)
Aslında tırmanıyoruz ama zaman zaman da güzel uzun inişler yaptık.
(link)
Sular akıyor çeşmelerde, tabii şimdilik…
(link)
Uygar kardeşimiz fırsatı değerlendirdi.
(link)
(link)
Arkadaşlarımızdan Yavuz Arslan, Nüzhet Türker, Uygar Karabay, M. Ali Erkovan, ve Anıl Baş, başka bir programları olduğundan ayrıldılar buralarda turdan. Biz devam ettik yola.
(link)
Arabaların bile zorlandığı yerlerde
(link)
yardıma yetişti Kürşat bey.
(link)
Bir moladayız.
(link)
Yola çıktığımız o güneşli hava yok artık…
(link)
Biz gelinceye kadar arkadaşlar yol kenarında bulmuşlar tırmanacak bir tepe.
(link)
Tepenin ardı da Erçel. (620 m.)
(link)
Yağmurun artacağını düşünerek yemeğimizi köyde yemeye karar verdik.
(link)
Yanımızda sucuk sosis getirsek de kasaptan izin alarak mangal
(link)
ve masalarını kullandık. Hazırlıksız gelen arkadaşlarımız da kasabın yaptığı sucuklardan aldılar.
(link)
Güzel bir sofra, afiyetle yenen yemek, değdi yorgunlumuza... (Soldan; M. Çağatay Apak, Sevda Ayar, H. İbrahim Açıkgözlü, Fatih Altuner, Cem Taftaf, Sedat Ular, Kürşat Akıncı, Ahmet S. Özenir ve Metin Sandal)
(link)
Karnımızı doyurup yola çıkacağımızda yağmur sakin sakin yağıyor, köylü de şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
(link)
Devamı var…