Scudo Sports

Memlekete Yolculuk

bkaan

Aktif Üye
Kayıt
16 Mart 2011
Mesaj
176
Tepki
218
Şehir
samsun
İsim
Fatih Göktürk
Başlangıç
2012—13
Bisiklet
Specialized
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Memlekete yolculuk

Cesaret , dostum ! Cesaret !
Köye yaklaştık işte!
Karşımıza çıkan ilk evde ,
Bir güzel dinleneceğiz elbet !

Nerval.
Gezgin Fransız şair. Ülkemizi defalarca ziyaret etmiş, en çok mezarlıklarımızı beğenmiş. O da bir yürüyüş tutkunu.. Uzun yürüyüşler.. Nietzsche , Rousseau, Rimbaud.. ve diğerleri gibi..
Nerval geceleri uzun uzun çalışır, yazılarını çoğaltır, uzaktan delice sevdiği aktris Jenny’i ( Biriciği’ni) arzularmış..Sonra sabahın ilk ışıklarıyla yollara düşer, akşamın karanlığına değin yürürmüş..bir dönemi uyuşturucu, bir dönemi akıl hastanesi , sonu bir sokak lambası.. “bekleme beni bu akşam , çünkü ak ve kara olacak gece ! “ demiş , asmış kendini..

Tünelden çıkıyorum .. Dört tane öfke dolu köpek ,pusuya yatmış beni bekliyorlarmış.. Sonum Nerval’e yakın olacak dedim bir an.. nasıl kaçtığımı izlemek isterdim.. hırlama dolu sesler epey gerimde kaldığında dönüp bağırdım :
‘ heey sizi bu kadar kızdıracak ne yaptım ben !’

Üç gün zamanım var. Ne yapmalı ?
Aklımdan türlü şeyler geçse de acaba diyor, Bayburt’un yol durumuna, hava durumuna dönüp dönüp tekrar bakıyorum .. yorulunca, pes ettim..tamam en azından deneyelim ..
Kasım ..hani ‘Kasım’ın son mısraları..’ diyor Cemal Süreyya, ‘..ben bugün de seviyorum ‘ diyor.. Kasım’ın başı da sevilesi benim için.. hediyem var orda..
Kasım 20.
Vedalaşıp çıkıyorum evden..Soğudu iyice havalar, kar yakındır.. Biri sırtımda iki küçük çantam ..bu kez çadır yok, yol üzeri pansiyon tarzı konaklamalar olacak.. zamanım kısıtlı, yükü hafifletip mümkün olduğunca seri olmalıyım ki , yetişsin..
Pırıl pırıl bir gün.. denizden gelen tatlı bir sabah esintisi ..dönüyor tekerlerim..ilk günüm belirlenmiş bir hedef yok..ama gün sonunda ne kadar uzakta olabilirsem , amacım için o kadar cesaret verecek..
İçim kıpır kıpır, nasıl olmasın ki..özgürce gün boyu sürmeyeli ne çok oldu.. hem bedenen hem zihnen çok iyi hissediyorum.. bu moral önemli ..
Bisiklet tutkunlarından Sartre geliyor aklıma: “ bir banknot parçası bir bisiklete sahip olmak için yeterlidir, ancak geriye kalan tüm hayatım bu aidiyetin ne anlama geldiğini anlamak zorundadır. “ demiş.
Vurucu ! Sahiden öyle, bisiklet ile yolculuk ,en dolu yolculuk şekli benim için de.. gereği kadar hızlı ancak yol üzeri güzellikleri kaçırmayacak ölçüde de yavaş..aynı gün bir başka şehirde olabilir, günün içine bir sürü macera dolabilir..uçak ile otobüs ile , özel araç ile mümkün mü hiç?
Çarşamba’yı geçiyorum, yaşlı amcalar bisiklet üstünde, ne güzel.. Selam veriyorum her birine ..peşim sıra : ‘ bir zamanlar biz de böyle hızlı binerdik delikanlı...’ diyorlar mıdır? ..ben de geleceğimi görüyorum onlarda..
60’lı yaşlarında bisiklet sürmeyi öğrenen Tolstoy geliyor aklıma .. Keyifle gün boyu dolaşırmış..Hatta
‘Tolstoy bisikleti ‘ denmiş,
‘öğrenmenin yaşı yoktur ‘ anlamında söylenir olmuş..
ne güzel değil mi?
‘Geç, hiçten iyi değil midir ? ‘ sizce de..
motive oluyorum
Sessiz sedasız devam .. yılda bir iki kaçıyorum böyle.. kendimi dinlemek , doğanın içinde bir başıma seyahat etmek mutlu ediyor .. bazı insanlar tanıyorum şehir yaşamından uzaklaşmak,ara sıra mola demek zorundalar.. yapamıyorlar başka türlü biliyorum ..
Alnımda ince bir sızı.. kaşınıyor, hafif yakıyor..bir yakıt istasyonunda duruyorum ..arkadaş ‘şişmiş abi bu’ diyor, zavallı arıcığın iğnesini çıkarıp atarken..yüzümü soğuk su ile bolca yıkayıp devam ..
Bulancak’a varmak üzereyim.. Uygulama Otelinde yerim hazır.. dört yumurtalı iki kişilik menemen, üç bardak çay ve yan masadan koca bir dilim doğum günü pastası ikramı..tepemde sıcacık klima.. hem kemiklerim ,hem sırılsıklam kıyafetlerim bayram ediyor.. tüm bunlar günün ödülü gibi. Strava (popüler bir bisiklet uygulaması) verilerimi inceliyor, biraz daha keyifleniyorum ..en uzun binişim, ve de en iyi ortalamam ..rakamlar boş ama kendime ait bir şeyi geliştirmek hoşuma gidiyor..Yolda gördüğüm meçhul şehidi düşünüyorum.. kimdi, nasıl oldu ..kim bilir? ..
Uyumuşum..
Hafif ağrılı ,kesik kesik bir uyku..

Gümüşhane’nin Torul ilçesi bugün .. Epey iniş çıkış var rotada..hava da artık eksi derecelerde, uzun parmak eldiven , çift çorap ile hafif tempolu bir sürüş ile başlıyorum ..Başını bildiğim, devamı tamamen uydurma olan ezgiler dilimde, mırıldanarak sürüyorum.. Her uzun turumda böylesi keyifli anlarım olur .. uydurmaca besteler..Tanımadığım insanlara selam verir hal hatır sorarım, çocuklara takılırım.. iner oyun oynarım vaktim varsa. Bisikletimi incelerler.. önce uzaktan sonra belki sürerek.. beş on kalem ve çikolatam olur hep onlar için çantamda.. basit mutluluklar.. bir şekilde keyifli hale gelmeli bu iş, gün boyu uzun binişler çekilmez yoksa..
Rüzgar müthiş.. zorla çıktığım tepeden süratle inmeyi hayal ediyorum ..hayal ! çünkü hep kafa rüzgarındayım ( rüzgar tam karşımdan esiyor) pedal çevirerek inmek canımı sıkıyor..çok da yıpratıcı oluyor bu.. tırmanışlar çok ciddi..gücüm azar azar çekiliyor..her bisiklet turcusu buna benzer gel gitler yaşar.. Ama soğuk ve rüzgar birleşince , dayak yiyor gibiyim artık..
Ne yapmam gerektiğini düşünmek için sağdaki minik çay evi mola için çok uygun .. Herkes bir deliye baktığı konusunda hem fikir. ‘Donmuş oğlum, çay ver , çay ver.. ‘ ‘otur otur sobanın yanına otur..”
‘...Asıl rampalar bundan sonra hemşerim !’ moral veriyor herkes , sağ olsunlar..
ısınınca karar veriyorum ,devam edeceğim..

Murakami , yazarlığı boks ringine çıkmaya benzetiyor bir yazısında.. “.. ip aralığı geniştir ringlerin, köşede boş tabureler, gel -otur demektedirler adeta..içerde yeterli alan .. kimse gelme demez.. gizli ve cömert bir davet havası bile mevcuttur, ama ringe çıkmak kolaysa da orda uzun süre kalabilmek zordur..” üç gün içinde yüzlerce iniş ve çıkış ..beş yüz km yol.. o ringde kırmızı köşede hissediyorum kendimi..
Her bisikletçinin korktuğu tüneller dostum oldular artık..rüzgardan ve ayazdan korunmak için birebirler .. tünellerde sık sık duruyor soğuğa hassas ellerimi kaz tüyü montumun içinden koltuk altıma kadar götürüyor, ayaklarımı ovuyor ısıtmaya çalışıyorum ..meraklı fareler cirit atıyor etrafımda..bu arada, yazlık bisiklet ayakkabılarım turumun en sorunlu ekipmanları..
Mont ile sürünce terliyor, çıkarınca donuyorum.. Sırılsıklam devam ediyorum... hava eksi beş , hırçın rüzgar ısırıyor tüm bedenimi.. artık iş daha zor.. bitirmek için türlü mazeretler üretiyor aklım, zihnim bulanıyor beş on km gitmeden molalar vermeye başlıyorum.. iyi değilim..düşüncelerim ordan oraya savrulmaya başlıyor.. tek yapabildiğim araçlardan uzak bir şekilde yolun soluna doğru akmadan, olduğum yerde azar azar da olsa gitmek..durduğumda gidemeyeceğimi biliyorum artık..

Torul. sürüne sürüne giriyorum .. Öğretmen evinde yaşadığım anlamsız bir tatsızlık sonrası ıslak eşyalarımı toplayıp otel aramaya başlıyorum.. iştahım sıfır ama yemem gerek..çorba,patatesli köfte, salata ,ayran ve soda .. masam dolup taşınca , ülkemizi ziyaret eden Afrika’lı bir kabile şefinin şu sözü geliyor aklıma ‘bu kadar yemek ile nasıl ölmüyorsunuz ?’ haklısın ancak beni mazur gör lütfen Şefim ..hepsini bitiriyorum..
odamdayım sıcak duş ile yorgunluğum da , kirim pasım da akıp gitse istiyorum..aynanın karşısında yüzümü görmek tuhaf geliyor .. iki günde 350 km diyor gözlerim..tuhaf görünmen normal değil mi ? hak veriyorum..okuyacak halim hiç yok bu gece.. ayaklarımı iki yastık yardımı ile yükseltip yığılıyorum geniş yatağıma..yol akıyor beynimde.. durmadan tünellere girip çıkıyorum.. akıp giden bembeyaz çizgiler..üşüyorum ,ıslak ıslak..midem bulanıyor..

Tenimde ılık bir sıcaklık..sabah güneşi odama dolmazsa uyanamam demiş, bildik kalın bordo otel perdelerini çekmekten korkmuştum..oysa güneş , sıcak yatağını terk etme diyor tenimi okşarken.. kalkıyorum derhal.
Önümde az helvam az zeytin ve zorlu Vauk dağı ile Kayış donduran geçitleri var..son gün..Torul saat kulesi yedi buçuk diyor ..dondurucu bir sabah soğuğu cabası..Karadeniz’in iç kesimleri gerçek sürüş zevki için birebir demiş miydim daha önce..Vadilerdeki derin sessizlik içinde bir başıma sivri tepeler aşıyorum.. sağımda solumda hep irili ufaklı duvarlar.. Aklıma efsanevi irade, en iyilerden dağcı H.Buhl geliyor.. Onu düşünmek bana şüphesiz zaman ve moral kazandıracak..karlı dağlar.. Nanga Parbat..son tırmanışı Karakurum dağları..Çogolisa..”dağcılık bir spordan daha öte bir şeydir,dağcılık bir tutkudur ..dağlar benim yuvamdır!’ demiş öyle de olmuş ..bir buz saçağı ağırlığını taşıyamaz,düşer metrelerce.. bulunamaz bile ..
Vauk da iniyorum bisikletimden..artık sürmem imkansız, elimde tırmanıyorum dağı..zihnim Buhl’un sıra dışı iradesi ile meşgul.. suyum tükendi,mataramı göstersem de araçlar durmuyor.. kaslarım alarm veriyor,tükenmişlik içindeyim,artık ciddi ciddi bitirmeyi düşünüyorum..bu sırada yol kenarındaki reklam panolarına ilişiyor gözüm .. efsanevi bisikletçi Armstrong sarı forması ile dev panoda ‘acı geçicidir,vazgeçmek sonsuza dek sürer ‘ diyor..neler oluyor??? hem sevmem ben bu adamı..ardından solumda Mandela ‘yapılana kadar hep imkansız görünür dostum ‘ diyor .. aklımı kaybettiğim aşikar hayal görüyor ama sürüyorum..Yol bir başka zirveye doğru devam ederken Mevlana hazretleri görünüyor..çıplak ayak avuçlarında ak bir güvercin yolda bağdaş kurmuş..yaklaşıyorum kuş uçup omzuma konuyor..minik sıcacık ayaklarından bir şeyler akıyor bedenime..hafifliyor , ısınıyor, güçleniyorum ..tebessüm ediyor Efendi hazretleri.. ‘insanın kanadı, gayretidir’ diye fısıldıyor..bilmediğim bir dilde yazılar akıp gidiyor önümde .. Bişnev ez ney çün hikayet mikoned. Ez cüdayiha şikayet mikoned.. Dinle bu ney neler hikayet eder.Ayrılıklardan nasıl şikayet eder.. yol boyu önümde akıyor kelimeler..hem sürüp hem okuyorum

Bayburt ‘a girerken karşımda dev gibi bembeyaz dağlar görüyorum, hiç görmediğim heybetli dağlar..ve tanıdık yanık ezgiler , destansı bir sesleniş..Manas bu tanıyorum ve çoor sesi , komuz sesi bu, Kırgız ezgileri bunlar..Demek ki Tanrı Dağları o halde bu devler..etrafım ulu zirveler ile örülüyor ..çıkış değil ..bir kapı ,bir sır dolu giriş arıyorum bu kez..
asırlara inat geri dönüyorum yurduma..
Beyler yurdu memleketimdeyim ..
anlıyorum ki yeni yolculuklara kutlu bir davet bu..
baş tacı ediyor , köşemde sabırla vaktini bekliyorum ..

Fatih Göktürk
03.12.2019
Samsun215562 dosyayı görüntüle85473289-3FC0-4AD6-80D5-040A53A7BF0C.jpeg215564 dosyayı görüntüle1D6F9162-ED4C-421F-850D-B592CB3AE697.jpegF973DE3B-3892-4006-BEB2-5DD3FFE06B62.jpeg96756D7C-D228-4615-9C39-02B2153B99C7.jpegC5CC2FF8-03E0-46D4-8A72-8D7FE4DB60AE.jpeg5507E462-1CEE-40A7-8E64-7C932C48DEBF.jpeg
 
Son düzenleme:
Scudo
Geri