Ceasar Bravo
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 15 Ağustos 2019
- Mesaj
- 643
- Tepki
- 1.642
- Yaş
- 44
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Sezer
- Başlangıç
- 2018—19
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Diğer
Geçtiğimiz aylarda ben de Korona geçirdikten sonra, spora dönüp dönemeyeceğimi, eskisi gibi olup olamayacağımı ve yabancıların "long Covid" dedikleri semptomları yaşayıp yaşamayacağımı çok merak ediyordum. Evet spora dönüşe ilişkin uygulanacakları gösteren prosedürle var ve bunlar kolaylıkla bulunabilir internette.. Fakat benim bahsettiğim şey spora nasıl dönmemiz gerektiği değil -ki bu konuda uzman da değilim zaten.. Döndüğümüz zaman neler yaşadığımız.. Bu konuda en iyi referansın spor yaparken Korona geçiren ve sonra spora dönenlerin anlattıkları olduğunu düşünüyorum. Araştırdıktan sonra gördüm ki bazı semptomlar çok tipik olmasına rağmen eski performansı kazanmak 1 hafta ile 8 ay arasında değişebilen sürelerde mümkün oluyor. Dolayısı ile biraz heves kırıcı bir süreç olabiliyor. Burada hastalığı ne şekilde geçirip, ne şekilde geri dönüş yaşadığımızı paylaştığımız bir veri tabanı oluşturmak bence bir çok sporsever arkadaşa yardımcı olacaktır. Kaldı ki ben çok aramama rağmen bu şekilde bir tecrübe paylaşımını ancak Reddit'de bulabildim.
Bu durumda kendimden başlayayım, hastalığı nasıl geçirdiğimi, sonrasını ve yaşadıklarımı paylaşıp ilk taşı koyayım. Fakat şunu da söyleyeyim, benim anlattıklarım tamamen benim tıbbi durumuma özel şeylerdir.. Bunu yapın şunu yapın gibi bir tavsiye taşımaz.. Sadece fikir vermesi açısından paylaşıyorum.
Daha önceden hastalık sürecini bu linkte paylaşmıştım.
Covid-19 aşısı olacak mısınız?
Uzun bir yazı olduğu için okumak istemeyenler için kısaca süreci özetleyeyim. Zaten böyle bir başlık için bu usül daha uygun bence..
* ilk 5 gün evde = kas, eklem ağrısı yok. halsizlik yok. Sadece ateş. Tek semptom ateşti. son gün öksürük başladı.
* 1 hafta hastanede = 5 gün sonunda akciğerde 2 taraflı pnömani tespit edilmesi üzerine hastane. Ateş devam etti. Öksürük ve ciğerde yanma azalarak bitti. Verilen kortizon ve antibiyotik ateşi düşürmeyince 250 mg kortizon ve daha yoğun antibiyotik uygulandı. 1 hafta sonunda ateş ve crp düşünce hastaneden çıktım.
*son 5 gün evde = Hastane çıkışı 5 gün istirahat.
Kısaca benim hastalık süreci bu şekilde devam etti ve bitti. Yani bu şiddette geçirdim. Şimdi gelelim sonrasında yaşadıklarıma.
Önce şu bilgiyi vereyim; Ben triatlon yapıyorum. Yani koşu, yüzme ve bisiklet. Bunlardan en antrenmanlı olduğum koşu, orta (hatta orta üstü diyebileceğim) yüzme ve en kötü olduğum dal ise bisiklet.
Evde geçirdiğim son 5 günden sonra yürüyüşe başladım. Fakat ilk şoku orada yaşadım. Arkadaşlar bu hastalığın sonrasında en sık görülen semptom yüksek bir nabız. Bu adeta ağız birliği etmişçesine herkes tarafından dile getirilen bir şey. Tabii spor yapan bir çok insan gibi elimde önceden yaptığım antrenmanların nabız verisi olduğu için ve yürürken de nabız takibi ile yürüdüğüm için bunu söyleyebiliyorum. Eğer bu bilgiler elimde olmasaydı, yine bir çok Covid geçiren insan gibi bunu "nefes nefese kalma, yorgunluk" olarak dile getirirdi. İlk gün sadece yürüyüşü 140 nabızla yaptım düşünün. Normalde bu nabız benim uzun mesafe koşu nabzım neredeyse. Fakat 1 hafta boyunca sabah 5 km akşam 5 km yürümeye devam ettim. 1 hafta bunu yaptıktan sonra sabah yürüyüşünü 7.5 km'ye çıkartıp akşamları da trainer üzerinde en düşük viteste yüksek kadans (95 -100) ve çok düşük nabızla bisiklete başladım 1 saat olmak üzere. Bu şekilde devam edince ortalama nabız verisi agresif bir şekilde düştü. Yürüyüş için aynı rota, aynı hız ile ortalama nabız atışı grafiğini paylaşayım;
Gördüğünüz gibi 140'ların üstünde olan ortalama nabzım günden güne 120 nin altına düştü ama hala daha yüksekti çünkü yürüyüş nabzım aşağı yukarı 95 filandır..
Yürüyüşlere başladıktan 10 gün sonra Akciğer için doktoru görmeye gittim. Bence bu aşama çok önemli. Bunu net olarak söyleyebilirim ki, hastalık bitip 5 10 günlük nekahat dönemini de bitirince mutlaka ama mutlaka akciğer ve kalp için bir doktora gidin. Hafif de geçirseniz ağır da geçirseniz bunu yapın. Bu çok önemli..
Doktora gittiğimde güzel bir azar işittim, harekete erken başladığım için
Zira hem ciğerimde biraz iz bırakmış bu korona denen illet, hem de zaten toparlamaya çalışan vücudumu biraz fazla yorduğum için crp (yani başka bakterinin sebep olduğu kandaki iltihap) yükselmiş. Bir diğer önemli nokta da burada ortaya çıkıyor. Spora dönmek için acele etmeyin. Uzmanların hazırladığı spora dönüş tablolarına bakın ve size uygun olan nekahat dönemini bitirip başlayın.
Bu durumda 1 hafta daha dinlendim. Doktor hanım ciğerleri temizleyecek ilaçlar verdi. Antibiyotik yine başladı. 1 haftalık süre sonunda yine akciğer için doktora gittim. Bu sefer kalp doktoruma da gittim. Haberler güzel geldi. Öncelikle kalp doktoru korona geçirdiğimi söylemem üzerine tam nabızlı bir efor testi yaptırdı, kan pıhtısı atma riskine karşın kan testleri yapıldı. Ekg falan da çekildi ve sonuç olarak doktor kalbimin çok iyi olduğunu ve hemen spora başlayabileceğimi, hiç bir sıkıntı olmadığını üstüne basa basa söyledi. Hatta hemen başlamamı tavsiye etti
Akciğer doktoru da ciğerlerin temizlendiğini söyledi fakat hastalık sonrası alerjik rinit yaşanabildiğini ve bende de olduğunu söyledi. Alerji kan değerlerim çok yüksek çıktı. Zaten son bir iki gündür nefes alma sıkıntısı yaşıyor ve buna anlam veremiyordum. Covid sonrası semptom olarak yaşanan bir alerjiymiş meğerse.. Bir de hiç bir zaman yüksek olmayan karaciğer yağlarımın yaldır yaldır yükseldiğini gördük yapılan testlerde. Bu ikisi de hastalık sonrası semptomlardanmış ben de öğrenmiş oldum.
Neyse ki 5 günlük bir takip daha yapıldı ve bu sıkıntılar da azalınca Akciğer doktoru da artık başlayabilirsin deyince ben antremanlara başladım.
Koşmaya başladığım zaman yavaş koşacağımı biliyordum. Fakat hem yavaş koşup hem de nabzımı bir türlü zone 2 de tutamayacağımı hiç düşünmemiştim. Yok arkadaş, artık komik pacelerde koşmama rağmen nabız 165'lere geliyor. Oysa zone 2 nabzımın sınırı 152'dir.. 3 Gün böyle koştum. Tabii son derece tatsız koşular.. Hepi topu 5 6 km koşuyorum zaten o bile yoruyor. Hızıma göre saçma sapan bir nabız.. 3. Gün 9 km koştum.. Yok, aynı durum devam ediyor.. Dedim ki yine yürü-koş yapacağız. Çünkü düşük nabızlı zone 2 antrenmanları ile tekrar endurance kazanmalı, vücudun dayanıklılığını arttırmalı ve yağ yakmayı öğretmeliyim. Dördüncü gün çıktım koşuya, aaa bir baktım nabız 152 üstüne çıkmadan koşuyorum.. Tamam çok yavaş ama en azından zone 2 koşusu.. Yani ne oldu da nabız rahatladı bilmiyorum. Farklı yaptığım tek şey, kullandığım onlarca ilaç sebebiyle vücutta biriken ödemi atsın sabah koşudan önce elma sirkesi içmeye başlamıştım. Belki de vücudun asidik düzeyini dengeledi, bilemiyorum.. Ama not olarak bırakayım. Böylece günden güne aynı nabızda daha iyi koşu verileri almaya başladım.
Bisiklet açısından ise şöyle ilginç bir durum oldu, kadans antrenmanlarında hastalık öncesinde aldığımdan daha iyi veriler aldım
Yani mesela 100 kadans çeviriyorum en küçük viteste fakat nabız daha düşük.. Sebebi konusunda hiç bir fikrim yok. Fakat zone 2 antremanlarına başlayınca geçirdiğim hastalık etkisini gösterdi. Önceden büyük aynakol ve 5. rublede 81-82 kadansla 30 km gibi ortalama hızla zone 2 antrenmanı yaparken şimdi aynı şartlarda anca 75-76 kadansla ve 26 km ortalama hızla yapabildim.. Ve biraz daha yorgun hissederek. Ama o da zamanla düzeliyor.
Yüzmede tek antrenman yapabildim şimdilik, 1000 metre yüzdüm. Süre olarak hastalık öncesi ile aynı zamanda bitirdim. Ama eminim daha yüksek nabız ile yüzmüşümdür.
Şöyle enteresan bir şey duymuştum, hangi spor dalında ne kadar iyiyseniz, Covıd sonrası onda daha fazla performans kaybediyorsunuz. Doğru gibi duruyor. En azından benim açımdan böyle oldu.
Sonuç olarak benim bu süreçte edindiğim izlenim şu, insanların "long covid" dedikleri mesele esasen hastalığı atlattıktan sonra tüm doktor kontrollerini yaptırmamaları sebebi ile vücutta ne olup bittiğini bilmemeleri ve hastalık sonrası semptomları kendi kendilerine atlatmaya çalışmaları kaynaklı rahatsızlıklar. Bu tehlikeli de olabilir. Bildiğim kadarıyla hastalığı hafif atlatmasına rağmen hastalıktan sonra spora dönüp kalp krizi ve pıhtı atması gibi sebeplerle servislerde yatan insanlar var. Bu virüs grip gibi düşünülüyor ama bence bu yanlış bir bakış açısı.. Mesela bende sebep olduğu semptomlar ateş, zatürre, çarpıntı, alerjik rinit, karaciğer yağlarında yükselme.. Allah aşkına bu nasıl grip
)) Bunları bir çok insan yaşıyor aslında ama "long covid" diyorlar. Oysa doktor erişiminiz varsa, 2 3 ay diken üstünde oturmak yerine durumunuzu net olarak görebilir, bunları kısa sürede bertaraf edebilirsiniz. Eğer doktora gitmeden spora başlasam, hatta bırakın sporu normal hayatımda bile eminim "şuramda bu var oramda şu oluyor" gibi anlam veremediğim etkiler hissedecektim. Oysa şu an hiç bir yan etki hissetmiyorum -elbette performans kaybı dışında-.
Sportif performansın geri kazanımı açısından ben kendi gelişimime bakınca sanıyorum 1 ay içinde eski halime gelmiş olurum. Tabii bu süre zarfında tüm antrenmanlarımı zone 2 düzeyinde yaparak hastalık süreci ve sonrasında kaybetmiş olduğum dayanıklılığı geri kazanmayı, kapanan mitokondrileri canlandırmayı ve yağ yakmayı vücuduma tekrar öğreteceğim. 1 Ay benim için iyi ve makul bir süre. Okuduğum deneyimlerden yola çıkarak bu süreyi en çok etkileyen şey yaş. Genç sporcular daha çabuk geri dönüyor. Ama genç olup 3 ay, 6 ay gibi zamanlarda geri gelebilenler de var. Tabii hastalığı ne şiddette geçirdikleri de önemli. Burada yine hastalık sonrası ayrıntılı bir sağlık kontrolü lehinize süreyi kolaylaştırabilir.
Bu durumda kendimden başlayayım, hastalığı nasıl geçirdiğimi, sonrasını ve yaşadıklarımı paylaşıp ilk taşı koyayım. Fakat şunu da söyleyeyim, benim anlattıklarım tamamen benim tıbbi durumuma özel şeylerdir.. Bunu yapın şunu yapın gibi bir tavsiye taşımaz.. Sadece fikir vermesi açısından paylaşıyorum.
Daha önceden hastalık sürecini bu linkte paylaşmıştım.
Covid-19 aşısı olacak mısınız?
Uzun bir yazı olduğu için okumak istemeyenler için kısaca süreci özetleyeyim. Zaten böyle bir başlık için bu usül daha uygun bence..
* ilk 5 gün evde = kas, eklem ağrısı yok. halsizlik yok. Sadece ateş. Tek semptom ateşti. son gün öksürük başladı.
* 1 hafta hastanede = 5 gün sonunda akciğerde 2 taraflı pnömani tespit edilmesi üzerine hastane. Ateş devam etti. Öksürük ve ciğerde yanma azalarak bitti. Verilen kortizon ve antibiyotik ateşi düşürmeyince 250 mg kortizon ve daha yoğun antibiyotik uygulandı. 1 hafta sonunda ateş ve crp düşünce hastaneden çıktım.
*son 5 gün evde = Hastane çıkışı 5 gün istirahat.
Kısaca benim hastalık süreci bu şekilde devam etti ve bitti. Yani bu şiddette geçirdim. Şimdi gelelim sonrasında yaşadıklarıma.
Önce şu bilgiyi vereyim; Ben triatlon yapıyorum. Yani koşu, yüzme ve bisiklet. Bunlardan en antrenmanlı olduğum koşu, orta (hatta orta üstü diyebileceğim) yüzme ve en kötü olduğum dal ise bisiklet.
Evde geçirdiğim son 5 günden sonra yürüyüşe başladım. Fakat ilk şoku orada yaşadım. Arkadaşlar bu hastalığın sonrasında en sık görülen semptom yüksek bir nabız. Bu adeta ağız birliği etmişçesine herkes tarafından dile getirilen bir şey. Tabii spor yapan bir çok insan gibi elimde önceden yaptığım antrenmanların nabız verisi olduğu için ve yürürken de nabız takibi ile yürüdüğüm için bunu söyleyebiliyorum. Eğer bu bilgiler elimde olmasaydı, yine bir çok Covid geçiren insan gibi bunu "nefes nefese kalma, yorgunluk" olarak dile getirirdi. İlk gün sadece yürüyüşü 140 nabızla yaptım düşünün. Normalde bu nabız benim uzun mesafe koşu nabzım neredeyse. Fakat 1 hafta boyunca sabah 5 km akşam 5 km yürümeye devam ettim. 1 hafta bunu yaptıktan sonra sabah yürüyüşünü 7.5 km'ye çıkartıp akşamları da trainer üzerinde en düşük viteste yüksek kadans (95 -100) ve çok düşük nabızla bisiklete başladım 1 saat olmak üzere. Bu şekilde devam edince ortalama nabız verisi agresif bir şekilde düştü. Yürüyüş için aynı rota, aynı hız ile ortalama nabız atışı grafiğini paylaşayım;
Gördüğünüz gibi 140'ların üstünde olan ortalama nabzım günden güne 120 nin altına düştü ama hala daha yüksekti çünkü yürüyüş nabzım aşağı yukarı 95 filandır..
Yürüyüşlere başladıktan 10 gün sonra Akciğer için doktoru görmeye gittim. Bence bu aşama çok önemli. Bunu net olarak söyleyebilirim ki, hastalık bitip 5 10 günlük nekahat dönemini de bitirince mutlaka ama mutlaka akciğer ve kalp için bir doktora gidin. Hafif de geçirseniz ağır da geçirseniz bunu yapın. Bu çok önemli..
Doktora gittiğimde güzel bir azar işittim, harekete erken başladığım için
Bu durumda 1 hafta daha dinlendim. Doktor hanım ciğerleri temizleyecek ilaçlar verdi. Antibiyotik yine başladı. 1 haftalık süre sonunda yine akciğer için doktora gittim. Bu sefer kalp doktoruma da gittim. Haberler güzel geldi. Öncelikle kalp doktoru korona geçirdiğimi söylemem üzerine tam nabızlı bir efor testi yaptırdı, kan pıhtısı atma riskine karşın kan testleri yapıldı. Ekg falan da çekildi ve sonuç olarak doktor kalbimin çok iyi olduğunu ve hemen spora başlayabileceğimi, hiç bir sıkıntı olmadığını üstüne basa basa söyledi. Hatta hemen başlamamı tavsiye etti
Neyse ki 5 günlük bir takip daha yapıldı ve bu sıkıntılar da azalınca Akciğer doktoru da artık başlayabilirsin deyince ben antremanlara başladım.
Koşmaya başladığım zaman yavaş koşacağımı biliyordum. Fakat hem yavaş koşup hem de nabzımı bir türlü zone 2 de tutamayacağımı hiç düşünmemiştim. Yok arkadaş, artık komik pacelerde koşmama rağmen nabız 165'lere geliyor. Oysa zone 2 nabzımın sınırı 152'dir.. 3 Gün böyle koştum. Tabii son derece tatsız koşular.. Hepi topu 5 6 km koşuyorum zaten o bile yoruyor. Hızıma göre saçma sapan bir nabız.. 3. Gün 9 km koştum.. Yok, aynı durum devam ediyor.. Dedim ki yine yürü-koş yapacağız. Çünkü düşük nabızlı zone 2 antrenmanları ile tekrar endurance kazanmalı, vücudun dayanıklılığını arttırmalı ve yağ yakmayı öğretmeliyim. Dördüncü gün çıktım koşuya, aaa bir baktım nabız 152 üstüne çıkmadan koşuyorum.. Tamam çok yavaş ama en azından zone 2 koşusu.. Yani ne oldu da nabız rahatladı bilmiyorum. Farklı yaptığım tek şey, kullandığım onlarca ilaç sebebiyle vücutta biriken ödemi atsın sabah koşudan önce elma sirkesi içmeye başlamıştım. Belki de vücudun asidik düzeyini dengeledi, bilemiyorum.. Ama not olarak bırakayım. Böylece günden güne aynı nabızda daha iyi koşu verileri almaya başladım.
Bisiklet açısından ise şöyle ilginç bir durum oldu, kadans antrenmanlarında hastalık öncesinde aldığımdan daha iyi veriler aldım
Yüzmede tek antrenman yapabildim şimdilik, 1000 metre yüzdüm. Süre olarak hastalık öncesi ile aynı zamanda bitirdim. Ama eminim daha yüksek nabız ile yüzmüşümdür.
Şöyle enteresan bir şey duymuştum, hangi spor dalında ne kadar iyiyseniz, Covıd sonrası onda daha fazla performans kaybediyorsunuz. Doğru gibi duruyor. En azından benim açımdan böyle oldu.
Sonuç olarak benim bu süreçte edindiğim izlenim şu, insanların "long covid" dedikleri mesele esasen hastalığı atlattıktan sonra tüm doktor kontrollerini yaptırmamaları sebebi ile vücutta ne olup bittiğini bilmemeleri ve hastalık sonrası semptomları kendi kendilerine atlatmaya çalışmaları kaynaklı rahatsızlıklar. Bu tehlikeli de olabilir. Bildiğim kadarıyla hastalığı hafif atlatmasına rağmen hastalıktan sonra spora dönüp kalp krizi ve pıhtı atması gibi sebeplerle servislerde yatan insanlar var. Bu virüs grip gibi düşünülüyor ama bence bu yanlış bir bakış açısı.. Mesela bende sebep olduğu semptomlar ateş, zatürre, çarpıntı, alerjik rinit, karaciğer yağlarında yükselme.. Allah aşkına bu nasıl grip
Sportif performansın geri kazanımı açısından ben kendi gelişimime bakınca sanıyorum 1 ay içinde eski halime gelmiş olurum. Tabii bu süre zarfında tüm antrenmanlarımı zone 2 düzeyinde yaparak hastalık süreci ve sonrasında kaybetmiş olduğum dayanıklılığı geri kazanmayı, kapanan mitokondrileri canlandırmayı ve yağ yakmayı vücuduma tekrar öğreteceğim. 1 Ay benim için iyi ve makul bir süre. Okuduğum deneyimlerden yola çıkarak bu süreyi en çok etkileyen şey yaş. Genç sporcular daha çabuk geri dönüyor. Ama genç olup 3 ay, 6 ay gibi zamanlarda geri gelebilenler de var. Tabii hastalığı ne şiddette geçirdikleri de önemli. Burada yine hastalık sonrası ayrıntılı bir sağlık kontrolü lehinize süreyi kolaylaştırabilir.


