MuhammedAdar
Üye
- Kayıt
- 9 Temmuz 2017
- Mesaj
- 35
- Tepki
- 71
- Yaş
- 44
- Şehir
- Kayseri
- İsim
- Muhammed Adar
- Bisiklet
- Diğer
7 Eylül 18.00 da Kayseri de yol arkadaşım ile buluşup güzel bir Beyran içtik. Sonra Boğazköpruye dogru pedalladik. Yolda etrafına bakmayan bir şoför az kalsın arkadaşıma çarpıyordu.Saga dönerken son anda uyarımla frenleyen arkadaşım ucuz atlattı. Şoför ise hala leyla gibi .. En sonda özür dilemeyi başarabildi.
Incesuya kadar hiç durmadan pedalladik.
Bisiklet üstünde müzik dinlemek ve gecenin karanlığı çok güzel oluyor.Incesuda alışveriş ve enerji takviyesinden sonra Yeşilhisar a kadar sürelim istedik ancak yolda acıktık ve bir çorba içtik.
Yesilhisarin ilerisinde Yahyalı yoluna dönerken İçmece koyu var. Geceyi orda geçirelim dedik.Belediyenin apart oteli var. Gece kapıyı çaldık. Görevli bunlar da kim der gibi bakıp uykudan uyandı. Otel bahçesine kamp kurmak istedik ama izin vermediler. Otelde kalın dediler biz de 90 km taşıdığımız çadırda kalmak istedik.Bir de birkaç saatliğine ögel odasına 100 tl vermek istemedik.Guzel bir ağaç bulup altına çadırı kurduk.Guzel bir uykudan sonra uyandık ki otele şifalı şu içmeye gelenlerin şu içip yuruduklerini sonra tekrar su içtiklerini sonra tekrar yuruduklerini gördük..
Kovalı ya dogru sürdük. Etrafta elma bahçeleri çok güzel elmalar beni ye diye davet ediyordu. Bir bahçe sahibi bulup elma isteyelim dedik ama bunun için epey beklemek gerekti.Sonunda bir köylü buyrun çay içelim dedi. Durduk ama çay daha hazır degilmis. Biz de 1 elma alabilir miyiz dedik. Adam istediğiniz kadar alın ahan da bahçe dedi. Birer elma alıp hem yedik hem sürdük.Kovalidan Dündarlıya doğru sürdük. Yol rampa idi ve çok sıcaktı hava. O kadar sıcak ve yorucuydu ki Dündarlinin içindeki dağı gören arkadaş Demirkazık a geldik dedi.
Dündarlıya gelince çok sevdiğimiz bir memur abimiz vardı. Bize bahçesinde bir kahvaltı sofrası hazirlatmis. Of of of... Kısaca yemek yemekten yoruldum. Başka söze gerek yok. Orada hedefimiz olan Çukurbağ köyüne 35 km kalmıştı. Ancak bizim Pazartesi günü okulda olmamız lazımdı ve bir karar verip Çukurbağ a şimdilik gitmeme kararı aldık.Bu arada memur arkadaşın iki tane ceviz ağacı var ve onları da silkeledim. Dönüş yoluna gelirken elma bahçesine uzanıp dinlendik biraz. Niyetimiz dönüş yolundaki 120 km yolu ikiye bolmekti ama öyle olmadi. Bir günde katettik o yolu ve bir de üstüne sabahki 30 km yı de ekleyince günlük pedallama mesafemiz 150 km oldu.
Dönüş yolu Kovalı üzerinden oldu. Yolda elma toplamaya gelmiş bir sürü çingene çadırı vardı. Her gören bize Hey Criss diyordu. Sanirim bizim Türkler bu işi yapamaz inancından kaynaklanıyor. Herkes bizi yabanci turist sanıyordu . Selamun aleykum diyoruz hello diyorlar. Şaka gibi. Sana da hello diyorduk .
Tekrar İçmece köyüne geldik. Resepsiyondaki farkli arkadaş daha iyiydi ve tesise girip gezmemizi istedi. Biraz dinlendik ve orada yemek işlerine bakan Şeyda hanımın meşhur yemeklerini yiyelim dedik. Bayan efsane bir mercimek çorbası yapmış. Tavsiye ederim. Hayatımda yediğim en güzel çorba idi. Şeyda hanımı bir bayan Öğr etmen arkadaşım tavsiye etmişti. Çay içtik ve yola çıktık. Hava soğuktu.Yolda uyku bastı ama biz hala pedalliyorduk. Ta ki ıncesuya kadar. Oralarda biŕ corbaciya girip uykumuz açılsın diye çorba içtik. (Arkadaş ne çok çorba içmişiz )
Kayseriye gece 01.00 gibi vardık ama uykudan gözlerimiz kan çanağı olmuştu.
Yol güzeldi. Hava biraz soğuktu geceleri. Kamp kurduğumuz köy ve dundarlidaki kahvaltı çok güzeldi. Demirkazık için 28 Eylülde dağ tırmanışı yapacağız artık. Cuma 18.00 ile Cumartesi 02.00 arasında 250 km yol yapmışız. Bisiklet sürmek çok güzel.
Incesuya kadar hiç durmadan pedalladik.
Bisiklet üstünde müzik dinlemek ve gecenin karanlığı çok güzel oluyor.Incesuda alışveriş ve enerji takviyesinden sonra Yeşilhisar a kadar sürelim istedik ancak yolda acıktık ve bir çorba içtik.
Yesilhisarin ilerisinde Yahyalı yoluna dönerken İçmece koyu var. Geceyi orda geçirelim dedik.Belediyenin apart oteli var. Gece kapıyı çaldık. Görevli bunlar da kim der gibi bakıp uykudan uyandı. Otel bahçesine kamp kurmak istedik ama izin vermediler. Otelde kalın dediler biz de 90 km taşıdığımız çadırda kalmak istedik.Bir de birkaç saatliğine ögel odasına 100 tl vermek istemedik.Guzel bir ağaç bulup altına çadırı kurduk.Guzel bir uykudan sonra uyandık ki otele şifalı şu içmeye gelenlerin şu içip yuruduklerini sonra tekrar su içtiklerini sonra tekrar yuruduklerini gördük..
Kovalı ya dogru sürdük. Etrafta elma bahçeleri çok güzel elmalar beni ye diye davet ediyordu. Bir bahçe sahibi bulup elma isteyelim dedik ama bunun için epey beklemek gerekti.Sonunda bir köylü buyrun çay içelim dedi. Durduk ama çay daha hazır degilmis. Biz de 1 elma alabilir miyiz dedik. Adam istediğiniz kadar alın ahan da bahçe dedi. Birer elma alıp hem yedik hem sürdük.Kovalidan Dündarlıya doğru sürdük. Yol rampa idi ve çok sıcaktı hava. O kadar sıcak ve yorucuydu ki Dündarlinin içindeki dağı gören arkadaş Demirkazık a geldik dedi.
Dündarlıya gelince çok sevdiğimiz bir memur abimiz vardı. Bize bahçesinde bir kahvaltı sofrası hazirlatmis. Of of of... Kısaca yemek yemekten yoruldum. Başka söze gerek yok. Orada hedefimiz olan Çukurbağ köyüne 35 km kalmıştı. Ancak bizim Pazartesi günü okulda olmamız lazımdı ve bir karar verip Çukurbağ a şimdilik gitmeme kararı aldık.Bu arada memur arkadaşın iki tane ceviz ağacı var ve onları da silkeledim. Dönüş yoluna gelirken elma bahçesine uzanıp dinlendik biraz. Niyetimiz dönüş yolundaki 120 km yolu ikiye bolmekti ama öyle olmadi. Bir günde katettik o yolu ve bir de üstüne sabahki 30 km yı de ekleyince günlük pedallama mesafemiz 150 km oldu.
Dönüş yolu Kovalı üzerinden oldu. Yolda elma toplamaya gelmiş bir sürü çingene çadırı vardı. Her gören bize Hey Criss diyordu. Sanirim bizim Türkler bu işi yapamaz inancından kaynaklanıyor. Herkes bizi yabanci turist sanıyordu . Selamun aleykum diyoruz hello diyorlar. Şaka gibi. Sana da hello diyorduk .
Tekrar İçmece köyüne geldik. Resepsiyondaki farkli arkadaş daha iyiydi ve tesise girip gezmemizi istedi. Biraz dinlendik ve orada yemek işlerine bakan Şeyda hanımın meşhur yemeklerini yiyelim dedik. Bayan efsane bir mercimek çorbası yapmış. Tavsiye ederim. Hayatımda yediğim en güzel çorba idi. Şeyda hanımı bir bayan Öğr etmen arkadaşım tavsiye etmişti. Çay içtik ve yola çıktık. Hava soğuktu.Yolda uyku bastı ama biz hala pedalliyorduk. Ta ki ıncesuya kadar. Oralarda biŕ corbaciya girip uykumuz açılsın diye çorba içtik. (Arkadaş ne çok çorba içmişiz )
Kayseriye gece 01.00 gibi vardık ama uykudan gözlerimiz kan çanağı olmuştu.
Yol güzeldi. Hava biraz soğuktu geceleri. Kamp kurduğumuz köy ve dundarlidaki kahvaltı çok güzeldi. Demirkazık için 28 Eylülde dağ tırmanışı yapacağız artık. Cuma 18.00 ile Cumartesi 02.00 arasında 250 km yol yapmışız. Bisiklet sürmek çok güzel.
Dosyalar
-
20180908_182704.jpg156,1 KB · Okunma: 63
-
20180908_180204.jpg195,9 KB · Okunma: 57
-
20180908_165730.jpg136,5 KB · Okunma: 58
-
20180908_150753.jpg226,1 KB · Okunma: 57
-
20180908_112927.jpg204,8 KB · Okunma: 56
-
20180908_105544.jpg152,7 KB · Okunma: 55
-
20180908_081413.jpg189,5 KB · Okunma: 51
-
20180907_192022.jpg139,7 KB · Okunma: 54