Road_Runner
Road Runner
- Kayıt
- 24 Nisan 2010
- Mesaj
- 6.000
- Tepki
- 24.879
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Cervélo
Özel mesajla sorulan yaygın bir soruya kendimce verdiğim cevabın çok fazla kişinin araştırdığı ve merak ettiği bir konuyla ilgili olduğunu düşünerek genele açmaya karar verdim forumdaşlar 
Soru:
Hocam merhabalar bilginize basvurmak istiyorum.İlk acemiligimi attim sayilir artik haftada 4 kere bisiklet 2 kere kosu olmak uzere sekkilendirdim sayilir antremanlarimi.Bisiklet surerken de yaklasik olarak her surusumde 50 kmye yakin veya askin suruyorum.Vucudum alismaya basladi fakat 2 sorum olacak birincisi hedefim kasum ayindaki antalya granfondaya katilip sorunsuz bitirmek ama nasil antreman yapacagiki bilmiyorum
ikinci sorum nabzim cok cabuk yukseliyor gucum olmasina ragmen gidemiyirum bu yuzden daha sonra duzelir mi acaba kalp buyuk ihtimalle uyum saglayacaktir duzgun antremanla diye tahmin ediyorum sorayim dedim.Simdiden cok tesekkur ederim
Cevabım:
Merhaba,
İlk soru "İlk fondomua nasıl hazırlanmalı ve ne hedeflemeliyim?" sorusu:
Bu fondodan en büyük kazancınız kesinlikle tecrübe olacak. Çünkü size hiçbir video, hiçbir dost ya da hiçbir kitap o ortamı tam olarak yansıtamaz. Siz yaşayacak ve kendinizce çıkarımlarda bulunacak, eksiklerinizi göreceksiniz. Fakat dikkatli olmanızda fayda var çünkü hem siz, hem de pek çok tecrübesiz spordaş ilk kez böylesine keşmekeş bir ortamda bir araya geleceksiniz
İlk kural kesinlikle tedbir olmalı. Adrenailinin yükseldiği anlar elbette olacak ama mantığı, bilinci ve kontrolü elden bırakmayın. Daha önce de defalarca kez yazdım, yakınınızdaki sürücülerin hal ve hareketlerinden tecrübe seviyelerini kestirmeye çalışın ve riskli hareketler yapabileceğinize kanaat getirenlerden uzak durmaya çalışın. Çünkü ekipmanınız ve siz, kesinlikle riske atmaya değmezsiniz. Siz kazadan korunmak adına kendi payınıza düşeni eksiksiz yapın, gerisi takdir ve tevekkül
İkinci kural: Hedefinizi netleştirin: Yarışı bitirmek
İnanın kolay gibi görünen, zor bir hedef. Zamansız gelen bir kramp bile ocağınıza incir ağacı dikebilir, neden girdiğini bile anlayamaz, yığılır kalırsınız yandaki çayıra
Bacaklarınızı haddinden fazla kasmamaya zorlamamaya dikkat edin (sınırlarınızın farkında olun) ve susuz (elektrolit de diyor yabancılar, tuz,mineral vs vs) kalmayın 
Yarış öncesi dönemde yapılabilecekler: Hedefimiz parkuru başarıyla tamamlayıp katılım madalyası almak olduğuna göre, 2 önemli bilgiye ihtiyacımız var bu noktada: Bizim en uzun sürüşümüz kaç kilometre? Yarış kaç kilometre sürecek?
Bu ikisi arasında pozitif bir fark varsa yapmamız gerekenler var demektir. Eğer yarış, şimdiye dek hiç sürmediğiniz bir uzunluktaysa, yarıştan önce mutlaka ve mutlaka o mesafeyi görmüş olun. 1,2 farketmez ama kesinlikleaynı mesafeyi sürün. İster dümdüz bir rotanız olsun ama sürün! Önemli olan o mesafeyi daha önce sürmüş olmanızın vereceği özgüvene kavuşmak! Ve bu özgüven inanın bana yarışta çook işinize yarayacak: Yaptım, yine yaparım! diyeceksiniz ve kendinizden bir an olsun şüpheniz olmayacak 
Mesafe problemini çözdüyseniz ikinci adım, öngörülen zamanda tamamlamak
Bunun için bazı alışkanlıklar edinilmeli. Hemen yukarıda yarışa eşit uzunlukta mesafeyi yapmaktan söz etmiştik, fakat bir noktadan bahsetmedik: Mola
Yarışta mola vermemeyi hedefleyin. Tabiki su noktalarında mola virilip, gerekli ikmal ve düzenleme yapılabilir ve ansızın gelen bir tuvalet ihtiyacı için sağa çekilebilir
Fakat siz artık amatör de olsa bir yarışçısınız! Hedefiniz, yarışa eşit uzunlukta bir antrenmanı molasız tamamlamak! Bakın hız önemli değil, mola vermeden tamamlayın yeter!
Biliyorum, ilk aylarda tuvalet dengesini pek ayarlayamıyoruz, suyu fazla kaçırıyoruz, beklenen gibi terleyemeyince de boşaltım sistemi suyu elden çıkarmak istiyor
Bunu ayarlamaya çalışın! Susuz kalmadan, tam ayarında kendinizi sulamayı öğrenmeye çalışın! Dahası, beslenmeyi bisiklet üzerinde yapma alışkanlığı kazanın! 2-3 saatlik bir yarışı boğazınızdan sadece su geçerek elbet tamamlayabilirsiniz, ama yarış öncesi mideyi güzelce doldurmuş olmanız gerekir ki bu da pek akıllıca bir çözüm değil
Her zaman, alışık olduğunuz şekilde karbonhidrat yoğunluklu bir kahvaltı etmiş olmanız ve aşırı su tüketmemiş (tuvalete çıkma isteği uyandırmayacak şekilde) olarak yarışa girmeniz ve yarışın yarısından sonra bir bar veya jel takviyesi daha yapılması şeklinde bir plan yapılabilir. Spesifik saat ve kilometre vermiyorum, çünkü bu durumların kişiden kişiye bünyeden bünyeye değişiklik gösterdiği dünüşünüyor ve ekliyorum: Kendinizi tanıyın ve bir plan yapın! Yarış günü beslenmesi için yapabileceğim en önemli uyarı şu: Asla daha önce denemediğiniz, doğaçlama bir beslenme işine girişmeyin, midenizin azizliğine uğrayabilirsiniz
Zaten yarış stresi sebebiyle biraz gergin olacak kendisi, bir de alışık olmadığı bir yükleme yaparak ona bu kozu vermeyin 
Peloton meselesi... Yarışın belkide yarısı, hayatında ilk kez pelotona girmiş sporculardan oluşacak desem abartmış olmam sanırım... Bu tam bir can pazarı demek
Çok dikkatli ve temkinli olmanız gerekliliğinden zaten bahsetmiştim ama biraz da tecrübe işinizi kolaylaştırabilir. Şunu demek istiyorum: Eğer şimdiye kadar hiç peloton tecrübeniz yoksa, hep tek tabanca takıldıysanız, yarışa hazırlık döneminde 3-5 kişilik de olsa bir grupla mutlaka sürün, size çok büyük katkı sağlar
Performans grubu olmak zorunda değil, mangal grubu da olabilir
Önemli olan sağınızda, solunuzda,önünüzde, arkanızda bisiketliler varken nasıl bir ortamda olacağınızın farkında varmak ve buna göre eksiklerinizin bir kısmını yarış öncesi tamamlamak
Yaygın bir tavsiyedir ama kıyıda köşede kalmış olabilir, yine verelim: İlk aşamada önününzdeki bisikletli ile 1 bisiklet boyu mesafe bırakarak sürün, ilerleyen süreçte, alıştıkça bu mesafeyi yarım bisikleteve bir tekerleğe kadar indirin. 30 cm'ler, 15 cm'ler, 5 cm'ler
ssrtcbya
için sabırsız olmayın, ilk etapta hedefiniz 1 tekerlek boyu olsun 
Aslında ikinci sorunuz olan "nabzın çıkıp da inmek bilmemesi" durumu da birinci sorunun maddeleri arasında. Nasıl? Yarışta göreceksiniz, sizin bir grubunuz olacak
Grubunuzun iyi mi kötü mü çaylak mı çakal mı olacağı tabiki size bağlı ama her durumda mutlaka bir grubunuz olacak. İlk hedefiniz basit: Gruptan kopmamak! İşte bunun için 2 şey lazım, biri nabız(ciğer), diğeri bacak. Fakat nabız o kadar belirleyici ki, öyle bir noktaya gelirsiniz, bacağınız "Baaaas" der ama ciğeriniz "Yavaaaaaaş" der
Nabız inanın çok zor yola gelen bir şey... Yüksek nabızın antrenmanı ayrı düşük nabızın antrenmanı ayrı, ve gerçekten iyi bir nabız için yıllarca aralıksız uğraşmanız gerek. Bakın uğraşmanız gerek diyorum, bisiklet sürmeniz gerek demiyorum.
Nabız, görlfrend gibidir, özel ilgi ister 
İlk yapmanız gereken: Base nabız! Temel olarak düşünebilirsiniz. Önerilen süre 6 aydır ama vaktimiz yok, hızlandırılmış programdan başka çaremiz yok
Taktik çok basit, ağzınıza bir sakız atın, 4-6 saat civarı(uzuuun) bir sürüş yapın
Kendinizi hazırlayın, çok canınız sıkılacak, müzik dinlenebilir ama Türkiye şartlarında maalesef öneremiyorum. Ortalamanıza bakmayın! Sakızı da ağzınızdan çıkarmayın! Ağzınızı da açmayın, ağzınız kapalı olsun ve sadece burnunuzdan nefes alın. Deli işi gibi duruyor değil mi?
Ama değil! Zone 2 nabzını tutturmak gerçekten zor çünkü. Ya bisikletinizde büyük aynakol dişlisini sökeceksiniz
ya Vites kendinize vites arttırma yasağı koyup buna uyacaksınız! Amaç basit, Zone 2 nabızda saatlerce sürmek. Çoooook sürmek. Haftalarca, aylarca!
Peki ne olacak? Öyle bir şey olacak ki inanamayacaksınız... Başınıza gelmiştir, sabah evden çıkar, esneye esneye ayağınızı pedala kilitlersiniz, hafif de yokuş aşağı inmeye koyulursunuz, pedala dokunmaya gerek yoktur... Bisiklet kendi kendine süzülür, siz de tek gözünüz kapalı ayılmaya çalışıyorsunuzdur. Sonra gözünüz KM saatine takılır. NABIZ:130 !!! 

Bismillah dersiniz! Sanki sprint finişi yapmışsınız biraz önce
İşte bu antrenmanı yaptığınızda bu senaryoda nabzınız ya 2 basamaklı, ya da 100-110 olacak. Yaşınıza göre elbet değişecek bu aralık, ama ben 80'leri gördüğümde çok mutlu olmuştum uzun uğraşlar sonucunda 
Bu, nabızla ilgili ilk çalışmamız olacak. Base oluşturma amaçlı. Yani bünye pedal çevirmeye o kadar alışacak ki, siz bisikletin üzerine çıktığında kılını bile kıpırdatmamaya başlayacak, yani bisiklete alışacak!
İkincisi: basitten zora gidelim, yokuş antrenmanı. Hangi fondoya katılırsanız katılın (Edirne yarışı hariç, o da zaten fondo değildi en son) in çık şeklinde olur
Bilerek mi yapıyorlar bilmiyorum ama yarışta genelde 2 an oluyor: Yokuş çıkmak ve yokuş inmek
Yokuş antrenmanı mutlaka yapılmalı. Nabız bandı olsa iyi olur, olmazsa da hissiyatla kestirecek ve %80 gücünüzü bulmaya çalışacaksınız üzgünüm. Zone 4 tırmanış ve iniş.Yaşanılan yer pek yokuş içermiyor olabilir, bu durumda 100-150 metrelik bir irtifa kazanımına sahip bir tepe göze kestirilip 5-10 set inilip çıkılabilir. Biliyorum deli işi ama antrenman böyle birşey
Her amatör bisikletçi için bir dönüm noktası vardır: Etrafı hayranlıkla seyrede seyrede ıslık öttüre öttüre bisiklet sürmekten, hep aynı parkurda ve nefes nefese sürülen yeni bir sürüş tarzına geçiş
Yokuş antrenmanı için çok fazla plan program va rhem forumda hem online ortamda. Ama ben kişisel hissiyatın programa yön vermesinin daha faydalı olacağından yanayım. Hiç yokuş tecrübeniz yoksa 15 dakikalık bir tırmanış bile size günü kapattırıp eve yollayabilir
Dikkat etmeniz gereken 2 şey: 1- Gücünüzü tamamen bitirmeyin. 2-Yokuşu hafife alıp vitesi en düşüğe de almayın! İkisi arasında denge kurmalısınız. Ve vitesinizle oyna-ma-yın! İdeal tırmanış kadansı 70 civarıdır (tabiki değişir ama ortalaması bu) bu kadansı tutturabileceğiniz bir vites ayarlayın ve vitese daha fazla dokunmayın! Gerekirse zikzak çizin, seleden kalkın ama sürekli vitesle oynamayın. Tabiki eğimin değiştirği noktalarda vitesi değiştireceksiniz! Amaç çok basit: Kadansı korumak (Sürekli saniyede 70 devir çevirmek! Vites zaten bunun için var!) 
Daha iyi durumda olanlar için 3. bir nabız antrenmanı eklenebilir, hatta 4. de eklenebilir. Sadece isim olarak bahsetmem gerekirse birincisi sprint antrenmanı All-Out deniliyor (Allah ne verdiyse basma 1 dakika civarı) ve ikincisi TT(Zamana karşı) antrenmanı. Yokuş antrenmanına benzerlik gösterir, yine zone4'te gidilir (gücün %80'i) fakat tek farkla, sürüş boyunca seledesinizdir dahası, dropbardasınızdır. Ortalamanız 40'ın üzerindedir, artık Allah ne verdiyse
Ortlamala 40 dediysem sürüş ortalaması değil, 5 dakika 10 dakika artık kaç dakikayı hedeflediyseniz, yani intervalin ortalaması oldukça yüksektir. 300-400 watt civarı sürekli ve aralıksız uygulanır. (Sayılar ve ortalama tabiki değişebilir, önemli olan NABIZ: Zone 4'te kalmalı. Zone 5 nabzınız 5 veya 10 dakika sürdüremez, dakikalar içinde patlarsınız çünkü, bu istenmeyen bir durum
)
İlk 2 nabız antrenmanı 2 soruna çözüm olacak: Bisikletin tepesine çıkar çıkmaz yüksek nabız (130+) ve bir yokuşu tamamladığımızda yükselen nabzın yokuş bittikten sonra birkaç dakika içinde tekrar normale (zone 2 veya 3) düşmesi
Diğer son 2 saydığım nabız antrenmanı daha üst düzey ve ileriye yönelik antrenmanlar zaten, pek detaya girmedim
Son olarak, genellikle farklı bir ile seyahat etmek zorunda kalıyoruz fondolar için ve otobüs tercih ediyoruz, bisikletimiz için çok dikkat olmamız ve hassas (Arka çatal, maşa, arka aktarıcı gibi daha ince ve darbelere açık yerler) noktalarını korumamız gerek, yoksa çok üzücü olabiliyor
Soru:
Hocam merhabalar bilginize basvurmak istiyorum.İlk acemiligimi attim sayilir artik haftada 4 kere bisiklet 2 kere kosu olmak uzere sekkilendirdim sayilir antremanlarimi.Bisiklet surerken de yaklasik olarak her surusumde 50 kmye yakin veya askin suruyorum.Vucudum alismaya basladi fakat 2 sorum olacak birincisi hedefim kasum ayindaki antalya granfondaya katilip sorunsuz bitirmek ama nasil antreman yapacagiki bilmiyorum
ikinci sorum nabzim cok cabuk yukseliyor gucum olmasina ragmen gidemiyirum bu yuzden daha sonra duzelir mi acaba kalp buyuk ihtimalle uyum saglayacaktir duzgun antremanla diye tahmin ediyorum sorayim dedim.Simdiden cok tesekkur ederim
Cevabım:
Merhaba,
İlk soru "İlk fondomua nasıl hazırlanmalı ve ne hedeflemeliyim?" sorusu:
Bu fondodan en büyük kazancınız kesinlikle tecrübe olacak. Çünkü size hiçbir video, hiçbir dost ya da hiçbir kitap o ortamı tam olarak yansıtamaz. Siz yaşayacak ve kendinizce çıkarımlarda bulunacak, eksiklerinizi göreceksiniz. Fakat dikkatli olmanızda fayda var çünkü hem siz, hem de pek çok tecrübesiz spordaş ilk kez böylesine keşmekeş bir ortamda bir araya geleceksiniz
İlk kural kesinlikle tedbir olmalı. Adrenailinin yükseldiği anlar elbette olacak ama mantığı, bilinci ve kontrolü elden bırakmayın. Daha önce de defalarca kez yazdım, yakınınızdaki sürücülerin hal ve hareketlerinden tecrübe seviyelerini kestirmeye çalışın ve riskli hareketler yapabileceğinize kanaat getirenlerden uzak durmaya çalışın. Çünkü ekipmanınız ve siz, kesinlikle riske atmaya değmezsiniz. Siz kazadan korunmak adına kendi payınıza düşeni eksiksiz yapın, gerisi takdir ve tevekkül
İkinci kural: Hedefinizi netleştirin: Yarışı bitirmek
Yarış öncesi dönemde yapılabilecekler: Hedefimiz parkuru başarıyla tamamlayıp katılım madalyası almak olduğuna göre, 2 önemli bilgiye ihtiyacımız var bu noktada: Bizim en uzun sürüşümüz kaç kilometre? Yarış kaç kilometre sürecek?
Mesafe problemini çözdüyseniz ikinci adım, öngörülen zamanda tamamlamak
Peloton meselesi... Yarışın belkide yarısı, hayatında ilk kez pelotona girmiş sporculardan oluşacak desem abartmış olmam sanırım... Bu tam bir can pazarı demek
Aslında ikinci sorunuz olan "nabzın çıkıp da inmek bilmemesi" durumu da birinci sorunun maddeleri arasında. Nasıl? Yarışta göreceksiniz, sizin bir grubunuz olacak
İlk yapmanız gereken: Base nabız! Temel olarak düşünebilirsiniz. Önerilen süre 6 aydır ama vaktimiz yok, hızlandırılmış programdan başka çaremiz yok
Bu, nabızla ilgili ilk çalışmamız olacak. Base oluşturma amaçlı. Yani bünye pedal çevirmeye o kadar alışacak ki, siz bisikletin üzerine çıktığında kılını bile kıpırdatmamaya başlayacak, yani bisiklete alışacak!
İkincisi: basitten zora gidelim, yokuş antrenmanı. Hangi fondoya katılırsanız katılın (Edirne yarışı hariç, o da zaten fondo değildi en son) in çık şeklinde olur
Daha iyi durumda olanlar için 3. bir nabız antrenmanı eklenebilir, hatta 4. de eklenebilir. Sadece isim olarak bahsetmem gerekirse birincisi sprint antrenmanı All-Out deniliyor (Allah ne verdiyse basma 1 dakika civarı) ve ikincisi TT(Zamana karşı) antrenmanı. Yokuş antrenmanına benzerlik gösterir, yine zone4'te gidilir (gücün %80'i) fakat tek farkla, sürüş boyunca seledesinizdir dahası, dropbardasınızdır. Ortalamanız 40'ın üzerindedir, artık Allah ne verdiyse
İlk 2 nabız antrenmanı 2 soruna çözüm olacak: Bisikletin tepesine çıkar çıkmaz yüksek nabız (130+) ve bir yokuşu tamamladığımızda yükselen nabzın yokuş bittikten sonra birkaç dakika içinde tekrar normale (zone 2 veya 3) düşmesi
Son olarak, genellikle farklı bir ile seyahat etmek zorunda kalıyoruz fondolar için ve otobüs tercih ediyoruz, bisikletimiz için çok dikkat olmamız ve hassas (Arka çatal, maşa, arka aktarıcı gibi daha ince ve darbelere açık yerler) noktalarını korumamız gerek, yoksa çok üzücü olabiliyor
Son düzenleme: