Scudo Sports

Igf-1

Kayıt
29 Haziran 2009
Mesaj
35
Tepki
3
Şehir
GAZİANTEP
Sayin MÜmtaz ÖztÜrk AnladiĞim Kadariyla Dopİng Konusunda Kayda DeĞer Bİlgİlere Sahİp Benİm Sorum Şu Cevaplarsaniz TeŞekkÜr Ederİm Evet Igf-1 Nedİr Ne DeĞİldİr GerÇekten SÖylendİĞİ Gİbİ Etkİsİ Var Mi Kaslari YaĞsiz Olarak %30 Cİvarlarina Kadar BÜyÜtÜyor Mu Yoksa Bİr Uydurmami Fareler Üzerİndekİ ÇaliŞmalarda YaĞsiz Kas KÜtlesİnde Egzersİz Olmadan %15 Kas ArtiŞi %14 GÜÇ ArtiŞi Dopİng KontrolÜnde De Çikmamasi Apayri Bİr GÜzellİk Sİz Ne DÜŞÜnÜyorsunuz Bu Konuda Yakin Çevremde Kujllanan Oldu Ama Bunlar Olmadi Acaba Belİrlİ Bİr Dozu Mu Var Nedİr Bİr AÇiklama Yaparsaniz Sevİnİrİm İİ GÜnler...
 
Scudo
İstediğiniz bilgi aşağıdadır...
Insulin-like Growth Factor 1 (IGF-1) / Somatomedin-C (Sm-C)
IGF-1 (Insülin Benzeri Büyüme Faktörü) ; serum düzeyi, GH (Büyüme Hormonu) tarafından düzenlenen bir peptidtir. İnsanlarda bu yapıda IGF-1 ve IGF-2 olmak üzere olan iki peptid tanımlanmıştır. Büyüme hormonu reseptörleri zengin olan karaciğer, IGF'lerin kana salgılandığı en önemli kaynaktır. Anabolik ve büyümeyi yönlendirici etkisi olan ve yapısal olarak da insüline benzeyen bu faktörler (IGF-1 ve IGF-2) aynı zamanda hücre proliferasyonunu ve protein sentezini de uyarırlar. IGF'lerin serum düzeyleri GH salınımına ve beslenmeye bağımlı olarak değişir. Dolaşımdaki IGF'lerin tamamına yakını proteinlere bağlı olarak bulunur. Bu faktörlere yüksek derecede bağlanma özelliği olan proteinlere IGFBP (IGF Bağlayıcı Proteinler) adı verilir. 6 tane IGF bağlayıcı protein tanımlanmıştır. Bunlardan IGFBP-3, yüksek konsantrasyonda bulunan en önemli taşıyıcı proteindir. IGF-1'in % 95'i ve IGF-2'nin tümü IGFBP-3'e bağlıdır, bu kompleksin plazmadaki yarılanma süresi 12-15 saattir. IGFBP-3, IGF-1 için depo görevi yapar ve bu faktörün dokulara transferinden de sorumludur. IGFBP-3'ün serum düzeyi gün içerisinde sabit olup GH ve IGF-1 tarafından kontrol edilir. IGF-1 ve IGFBP-3 serum düzeyleri, GH'a göre çok daha stabil olduğundan GH salınımının göstergesi olarak tanı amaçlı kullanılır. Plazma IGF-1 düzeyi, normal kişilerde pubertede yüksektir, daha sonra azalır, GH eksikliği olan çocuklarda sürekli olarak düşük kalır ancak GH enjeksiyonu ile yükselir. 60 yaşın üzerindeki kişilerde gençlere göre çok düşüktür. IGF-1 testinde, testin kalibrasyon standartlarının farklılık göstermesi nedeni ile sonuçların laboratuvarlar arası karşılaştırılması doğru olmaz, testlerin sürekli aynı laboratuvarda yaptırılarak sonuçların izlenmesi önerilir. GH düzeyi normal kişilerde çok değişkendir, günlük dalgalanmalar gösterir. Kısa süreli açlık, egzersiz, stres, uyku gibi faktörlere bağlı olarak GH salınımı artar. Plazma yarılanma ömrü 20 dakikadır. Günlük ortalama serum düzeyi 0.5-1.0 ng/ml civarındadır. Yemek öncesi veya egzersiz sonrası 2-5 ng/mL arasında değişir, gece veya etkin bir egzersiz sonrası 20-30 ng/mL'ye kadar yükselebilir. Ayrıca kontrol edilmeyen diabet, malnutrisyon ve karaciğer hastalıklarında yüksek değerler görülür. Yarılanma ömrünün kısalığı ve salınımdaki dalgalanmalar, plazma GH düzeyinin tanıya yönelik kullanımını kısıtlamaktadır. Akromegali tanısında kullanılan diğer bir dinamik test, OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi)'dir. Normal kişilerde, oral 50 veya 100 mg glukoz verilmesinden sonra serum GH düzeyi, 2 ng/mL veya daha altına düşer, buna karşın Akromegalili hastaların % 85'inden fazlasında, bu değer 2 ng/mL'nin üzerindedir.

alıntıdır...

Ek bilgi ; Amaç ne olursa olsun ilaç kullanımına karşı olduğumu belirtmek isterim. İlacın ancak hastalar tarafından ve mutlaka DOKTOR kontrolünde kullanmasından yanayım. Falanca ilaç iyiymiş, şuna iyi geliyormuş, filanca ilaç yağ yaktırıyormuş, yok şu ilacı kullanırsan testte çıkmıyormuş ve acayip performans veriyormuş gibi ne olduğu belirsiz olan ve doğruluğu ispatlanmamış söylentilerle spor yapanların sonlarını ben yakinen gördüm. Hepsi de fiziksel ve biyolojik bir çok sorun yaşayıp erkenden deformasyonlara uğradılar. Spor sağlık için yapılır. Bir saniye ya da bir dakika ya da bir kg avantaj sağlamak için bilmem ne kadar ilaç kullanan sözüm ona sporcunun bence evvela psikolojik olarak tedavi edilmesi gerekir. Sporcular biraraya geldikleri zaman yaptıkları antrenmanları ve yarışları konuşmalılar. Ama bakıyorum günümüzde artık ilaçlar konuşulmaya başlanmış ve hatta bir sürü insan adını yeni duyduğu ilaçları diğer insanlara tavsiye eder durumlara gelmiş. Hiç kimse araştırma yapma gereği duymadan ondan bundan duyduğu ile yaşamayı benimsemiş. Bu şekilde yapılan spor kişiyi sağlıklı bir yaşama değil felakete götürür. Tüm sporcu arkadaşlarıma sağlıklı ve ilaçsız bol pedallı günler dilerim...:)
 
Geri